Bu bayram Bulgaristan ve Romanya turu yaptım ve baştan söyleyeyim sana; görmen gereken yerler arasına koyabilirsin. Doğası ve mimarisi ile hayran bırakıyor diyebilirim. İki bölümde izlenimlerimi aktaracağım umarım yardımcı olur.
Bulgaristan'da ilk Plovdiv’e (Filibe) gittik, hem Avrupa hem Osmanlı havasının bir arada olduğu bir şehir. Şehrin merkezi; Avrupa’da olduğunu, ara sokakları ise Arnavut kaldırımları ve taş evleriyle Türkiye’de olma hissi veriyor.
Görülmesi gereken yerlerin başında, merkezinde bulunan Hüdavendigar Camisi geliyor. Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla Etnografya Müzesi, mevlevihanesi, antikacılarıyla sayamadığım birçok yerini keşfetmek için bir gününü burada sonlandırabilirsin.
Duvarlarında çok büyük figürlerle ve sokakta anlamı olan heykellerle karşılaşman mümkün. Burada bir de antik Roma tiyatrosu var (Ufak bir tiyatro, beklentiye girme) gitmişken gör derim.
Geç gittiğim için içerisine giremedim dışardan sadece görebildim (Giriş ücretli). Plovdiv’de öğle yemeğini Happy Grill diye Bulgaristan’ın birçok yerinde şubesi olan bir mekânda yedik. Izgara tavuk, ayran 15 leva yemekler gayet lezzetli tavsiye ederim.
Plovdiv’den sonra akşam geç saatlerde Sofya’ya geçtik. En önemli yapısı olan AleksandrNevskiKatedrali’nin ihtişamlı görünüşü saatlerce seyretmelik.
Geç saatte gittiğimiz için içerisi kapalıydı, maalesef göremedim; Katedral’e hayranlıkla baktıktan sonra Sofya’nın sokaklarına daldık. Tiyatro binası, cumhurbaşkanlığı, parlemento binası, Rus kilisesi ve birçok mimarî yapısı, büyük parkları ve bahçeleriyle görülmesi değer bir yer. Akşam saatlerinde kapalı caddesi olan en yoğun bölgesinde, bir kafede tiramisu ve nescafe aldım 10 leva ödedim. Anlayacağın yeme içme 10 - 15 levadan aşağı ödenmiyor.
İkinci gün Bulgaristan’ın Tırnova şehrindeydik.
Güzel ve ufak bir kasaba, gittiğinde Tsarevets Kalesi’ne uğramadan dönme. Kalenin girişinde istersen trene binip kalenin etrafını 45 dakikalık bir yolculuk yaparak gezebilirsin. İstersen direkt kaleye çıkıp gezebilirsin.
Tırnova’dan sonra Romanya sınırına geçiş yaptık, ama Bulgaristan’ın diğer iki şehrini de anlatıp ikinci yazımda Romanya’yı aktaracağım.
Bulgaristan’ın Varna şehri sahil kenarı olmasıyla yazın hem deniz tatili hem de kültür gezisi olarak gidilebilecek bir yer. Otelimizin merkezde oluşu büyük bir avantaj oldu. Sahile inen yolda sol tarafta çok büyük bir park var etkinliklerle dolu.
Sağ taraf ise limana gidiyor. Düz gidersen denize veya restoran, barlara gidebilirsin. Varna’da akşam Bulgar gecesine gittik yediğimiz kadar ödedik. Yerel halkın danslarını seyretmek güzel oldu, tavsiye ederim. Gezip görülecek yerler yürüyüş mesafesinde. Varna’nın girişinde büyük katedral var yoldan geçerken göreceksin zaten, 09.00 - 18.00 arası ziyarete açık.
Son gün dönüş yolunda Nessebar’a uğradık. Küçük bir sahil kasabası.
Kendini Şirince sokaklarında dolaşıyormuşsun hissi veriyor. Ege kıyılarından farkı yok. Kısacası Bulgaristan’ı çok beğendim, doğasıyla ve kültürel anlamda görülmeye değer yerleri var. Hafta sonu kaçamağı bile yapılabilir ;).