Bebekle tatil nasıl olur, hep merak ederdik. İki haftalık tatil maratonumuza başlamadan kısa bir tatil ile bunu prova edelim dedik. Hazır fırsat da ayağımıza denk gelmişken hemen ufak bir plan yaptık ve Bulgaristan'da Plovdiv'e gittik.
Nasıl Gidilir?Biz yolculuğumuza memleketimiz olan Bulgaristan'ın Targovişte şehrinden başladık. Plovdiv'e araba ile yaklaşık 3,5 saatlik bir yolculuk yaparak ulaştık.
Siz de İstanbul'dan araba ile yaklaşık 4,5 saatlik yolculuk ile ulaşabilirsiniz, tabii sınırda çok beklemezseniz. Eğer uçak ile gidecekseniz İstanbul'dan Sofya'ya 40 dakikalık bir uçuş yapıp Sofya terminalinden Plovdiv otobüsüne binerek iki saatlik bir kara yolculuğu ile Plovdiv'e ulaşabilirsiniz.
Nerede Ne Var?
Plovdiv, Bulgaristan'ın ikinci büyük şehri. Tarihi MÖ 6000'lere kadar dayanıyor. Avrupa'da kesintisiz olarak yerleşimin bulunduğu en eski şehirlerden birisi. İsmini Büyük İskender'in babası Makedonya Kral’ı II. Filip’ten alıyor. Filibe, 14. yüzyılda Osmanlı egemenliğine giriyor. Bu yüzden eski şehirde gezerken Osmanlı esintileri birçok yerde gözünüze çarpabilir. Gezip göreceğiniz yerler genelde eski şehir kısmında. Tarihi Filibe evleri, Antik Roma kalıntıları, Arnavut kaldırımlı daracık sokakları sizi adeta büyülüyor.
Eski bir Osmanlı, Roma ve bir Demirperde (CCCP) kenti Filibe. Her kültür kendinden bir şeyler bırakabilmiş. Osmanlı'nın şehirde iki belirgin izi var: Djumaya (Cuma) Camii ve Eski Barok evleri.
Roma kalıntılarına gelince, şehirde gün yüzüne çıkarılmış iki önemli yapı var: Antik Tiyatro ve Hipodrom. Arada sırada konserler de oluyor, biz oradayken bir keman dinletisi olacaktı ama vaktimizin darlığından katılmamız mümkün değildi.
Alışveriş - Yeme İçme
Filibe’nin iki önemli caddesi var. Bunlar Knyaz Aleksandar I Caddesi ve Rayko Daskolov Caddesi. İstanbul’un İstiklal Caddesi'ni anımsatıyorlar. Trafiğe kapalı olan caddelerin sağında ve solunda restoranlar, kafeler ve alışveriş yapabileceğiniz mağazalar yer almakta. Filibe'ye gelmişken mutlaka Filibe Köftesi yemelisiniz :)
Filibe yeme-içme konusunda çok ucuz bir şehir. Bir porsiyon bonfile ve bir porsiyon şiş ve yanlarında salata, patates kroket ve 2 adet içeceğe toplamda 50 TL ödedik. Özellikle kahve içmeyi seviyorsanız, kaliteli güzel bir fincan kahveyi 3 TL'ye içebiliyorsunuz. Aynı şekilde bir birayı da 2TL ile 3TL arasında tüketebiliyorsunuz.
Tarihi Yerler
Cuma Camii (1363- 1364)
Sultan I. Murad tarafından yaptırılmıştır. Hüdavendigar Camii olarak da anılmaktadır. Osmanlı döneminden günümüze ulaşan iki camiden biridir. Şehrin merkezinde yer alır. Alt katında dinlenip bir şeyler içebileceğiniz bir Türk kafesi yer almaktadır.
Roma Stadyumu
138 yılında imparator Hadrian tarafından yaptırılan Antik Roma Stadyumu, o dönemde 240 metre uzunluğunda 30 bin seyirci kapasitesine sahipmiş. Şu an büyük bölümü Knaz Aleksandar I Caddesi'nin altında kalmaktadır. Cuma Camii’nin yan tarafında bir bölümü gün yüzüne çıkarılmış ve sergilenmektedir.
Plovdiv Old Town ve Meşhur Arnavut Kaldırımları :)
Cuma Camii'den sağa dönüp yukarı doğru çıktığınızda eski şehre girmiş oluyorsunuz. Zaten arnavut kaldırımlardan da bunu anlayacaksınız. Biz ilk denememizi bebek arabasıyla yapmak isteyip hüsrana uğrayanlardanız :) Kesinlikle bebek arabasıyla girmeyi denemeyin. İyi ki kangurumuzu yanımıza almışız ve ikinci denememizi kanguruyla yapıp rahatça gezdik. (Bu arada Toprak 11 aylık) Mutlaka rahat bir ayakkabı giyin, topukluyla yürüyemezsiniz. Ayrıca bu bölgeye her araba giremiyor. Sadece özel izni olan araçlar ve orada oturanlar girebiliyor.
St. Virgin Mary Katedrali
Arnavut kaldırımlı yürüyüşünüze başladığınızda sizi ilk karşılayan bu kilise oluyor. 9. yüzyılda yapılmış. Osmanlı şehri fethettikten sonra kiliseyi yıkmışlar ve Bulgaristan, Osmanlı egemenliğinden çıktıktan sonra orijinaline uygun bir şekilde yeniden inşa edilmiş.
Antik Roma Tiyatrosu
Muhteşem Arnavut kaldırımlarını ve eşsiz mimarisi olan evleri seyre dalmışken bizi Antik Roma Tiyatrosu karşılıyor. 117 yılında Roma İmparatoru Trajan tarafından yaptırılmış. 7 bin kişilik seyirci kapasitesine sahip bu tiyatro günümüze kadar en iyi korunan birkaç Roma Tiyatrosu içerisinde yer almaktadır. Giriş 10 Leva.
St. Constantine ve Helena Kilisesi
337 yılında yapılmış bu kilise Plovdiv'in en eski kilisesi olarak biliniyor. Sıcak ve Toprak’ın huysuzlanması ile biraz bahçesinde dinlendik ve daha detaylı inceleme şansı yakaladık. Bahçesi çok güzeldi ve mimarisi bizi büyüledi.
Hisar Kapısı
2. yüzyıla tarihlenen kapı, Roma döneminde Acrapolis kalesine giriş için yapılmıştır. Osmanlı kenti fethettikten sonra da kullanıldığı için adını anlaşıldığı gibi Osmanlı’dan almaktadır.
Etnografya Müzesi
Muhteşem görünüşlü bu ev zengin bir tüccar tarafından 1847 yılında yaptırılmış. Kendisi buradan taşındıktan sonra bir süre pansiyon olarak kullanılıp müzeye çevrilmiş. İçerisi Bulgaristan tarihi için önemli eserler barındırıyor. Hatta Osmanlı hükmündeyken burada yaşayan Türklerin kültürlerini de yansıtıyor. (Bulgarlar inatla Türk kelimesini geçirmek istemiyor ve her eserin altına Bulgar Müslümanlar diye yazmışlar. Gerçekten çok komikti.) Hem mimarisi hem de içerisindeki eserlerden dolayı görülmesi gereken bir yapı. Giriş ücreti 7 Leva.
Nam-ı diğer yeditepeli Plovdiv'de bizim bebekle bir gün boyunca gezebildiğimiz yerler bu kadar. Şehirde dolaşabileceğiniz birçok yer bulunmakta. Biz bebekle çok yukarılara çıkamadık ama tepelerden şehir manzarasının çok güzel olduğu söyleniyor.
Toprak Bebekle Plovdiv Nasıldı?İstanbul trafiğine alışık olan oğlumuz 3,5 saatlik araba yolculuğunda bize zorluk çıkarmadı. Kaldığımız otel şehir merkezine çok yakındı ve bebek arabası ile eski şehri merkezi dışında çok rahat gezebildik. Plovdiv’de birçok park var, gezerken buralarda mola verip Toprak’ın ihtiyaçlarını karşıladık. Hem de biraz etrafı seyredip onun da dinlenmesini sağladık. Sonuçta bebek arabasında bakına bakına da gitse çocuk koşuşturmadan yoruluyor ve huysuzlanıyor. koşturmacadan ziyade yavaş yavaş, sindire sindire gezmeyi tercih ettik. Eski şehir kısmında dediğim gibi kesinlikle kanguru, rahat ve kaymayan bir ayakkabı kullanın. Kucağında bebekle tepeye çıkmak dışında bir zorluğu yok. Zaten gezilecek yerler belli bölgede, 3-4 saatte gezebiliyorsunuz. Biz birkaç yerde mola vererek 3-4 saatte gezdik.
Bebekle tatil doğru yapıldığında eziyet değil, eğlencedir :) Bebeğimiz bizim bir parçamız, o yüzden biz nereye o oraya. Biz çok eğlendik, umarım siz de eğlenirsiniz. TOPRAK'lı yollar bizi bekler…
Hoşçakalın...