Dalyan kumsalı, Köyceğiz Gölü, bu ikisi arasındaki kanallar, sazlıklar ve belirgin dört gölden oluşan bir delta… Tüm bunların oluşumunu sağlayan, Dalaman Çayı… Bu bölge 1988’den beri Özel Çevre Koruma Bölgesi, aynı zamanda doğal ve arkeolojik sit alanı.
Fotoğraf | Dalyan Kanalı
Dalaman Çayı, getirdiği alüvyonlarla körfezin önünü kapatmış ve deltayı denizden ayırmış, içini de tatlı suyla doldurmuş. 6.300 hektarlık bir set gölü olan Köyceğiz’in suları, güney ucundan çıkan Dalyan kanalları vasıtasıyla tuzlu suya karışıyor. Bazen de tersi oluyor; med cezirle denizin suyu karışıyor göle. Kanallar, yüksekliği 3 metreyi bulan sazlık ve bataklıkların arasından dolanarak Sülüngür, Sülüklü, İztuzu, Alagöl ve diğer gölleri de birbirine bağlıyor. Bir eşi daha olmayan 12 kilometrelik labirentin denize ulaştığı yerde İztuzu plajı var. Ortalama 5 km olan kumsalın uzunluğu med cezir akıntılarından ötürü sürekli değişiyor; genişliğiyse 75 ile 200 m arasında oynuyor.
Bu bölgenin gerçek sakinleri Caretta caretta deniz kaplumbağaları. Dünyada bilinen sekiz türünden ikisi düzenli olarak 2 – 3 yılda bir burada yumurtluyor.
Fotoğraf | Caretta caretta
III. Jeolojik zamandan beri varolan ve Amerika kıtası haricinde sadece bu bölgede yetişen, dünya mirası kabul edilmiş sığla ağacı ormanları, Akdeniz servisi toplulukları, kızılçam, çok çeşitli maki ve frigana birlikleri, ayrıca Köyceğiz Gölü’ne endemik iki bitki türüyle birlikte tam 45 farklı takson barındırıyor…
Ülkemize endemik bir semender türü, Akdeniz’e endemik ve artık dar bir alanda görülen iki farklı kız böceği türü, nesli tehlike altında olan Akdeniz foku, ayrıca kanalın üst tarafında göle yakın kesimlerde yaşayan ve pek de fazla bilinmeyen Nil kaplumbağası, elbette sazlıklarda üreyen sivrisinekleri de sayarsak, alanın başlıca faunasını oluşturuyorlar. Tabii, su kuşlarının da üreme ve kışlama alanı. Kumsal Caretta caretta’lar nedeniyle doğa korumacılığının simgesi haline geldi. Fakat turizm patlaması, alanın korunmasını da zorlaştırıyor.
Kanalların temiz tutulması için denetimler arttırıldı, ama yine de tarım alanı açmak için sığla ormanları tahrip ediliyor, bataklıkları kurutmak için ağaçlandırma çalışmaları yapılıyor. Üstelik yerleşim merkezlerinden gelen atıklar Köyceğiz Gölü’ne karışmaya devam ediyor.