Dünyanın Dibi: Auckland

Kendi değimleri ile “Bottom of the World”… Seyahat etme düşüncesi bile yoruyor insanı evvela. Ölçtüm, biçtim benim Ürgüp’teki evime tamı tamına 16.800 km uzaklıkta aktarmasız uçuş yok, en kısa 24 saati aşkın sürede varılıyor. Ben 1 Mart 2014’te Dubai üzerinden uçtum, bir gece Dubai’de konakladım sonra Sydney aktarmalı ancak vardım dünyanın sonuna. Yediğiniz jetlag öylesine tokatlıyor ki sizi, kendinize gelip bir duş alınca ve sokağa çıkınca anlıyorsunuz geldiğinizi : )

Havalimanı oldukça kalabalık uçtuğunuz hava yoluna bağlı olarak kitle değişiyor. Ülke doğal yapısını korumak amacıyla girişte botlarınıza kadar kontrol ediyor çamurlu ise botları gümrükte bir kenara bırakmanız gerek neyse ki benim botlar temiz çıktı ve ileride bir paket sigara için yapacağım masraflardan habersiz sağ ayak ile girdim memlekete “welcome bro” nidaları içerisinde.

Havalimanından çıktığınızdaki ilk intiba genelde size seyahatinizin geri kalanı için bir fikir verir. Beni fırtınalı bir hava karşıladı Auckland’da kapalı, rüzgârlı ve yağmurlu. Siz, siz olun mevsim seçiminizi iyi yapın memleket güney yarımkürenin bittiği yerinde olduğu için ben bu seyahatimden dolayı üst üste 3 kış geçirmek zorunda kaldım. Daha güzel bir planlama ile üst üste 3 yaz geçirmek pek tabi ki mümkündü ama plan yapan kim : )

İlk 5 ayımı Auckland’da geçirdim Güney Auckland’da Buckland’s Beach dediğim bölgede alışmak biraz zaman aldı haliyle. Memlekette toplu taşıma pek tercih edilmediği için ya bir bisiklet edinmeniz gerekiyor ya da 300 Yeni Zelanda dolarına kıyıp bir Toyota Corolla alacaksınız. Ben aşağı yukarı aynı fiyatta olan bir bisikleti tercih ettim. Memlekette her yerde bisiklet yolu mevcut zaten azda kondisyonunuz varsa zaten sorun da yok. Zaten hali hazırda antrenmanlı gittiğim için benim için bir sıkıntı olmadı üstüne bir de hemen 300 Dolar karşılığı 1 yıllık gym üyeliği aldım bütün ülkede şubesi olan bir Avustralya firmasından. Daha Wellington’da Upper Hutt bölgesinde bir restoranda bulaşıkçı olarak çalışırken kaldığım yerde duş olmadığı için sadece duş almak için kullanacaktım bu üyeliği ayrıca : )

Dediğim gibi Auckland, en uzun süre konakladığım şehirdi. 4,5 milyon nüfuslu Yeni Zelanda’nın en büyük şehri, 1,5 milyon nüfusu var ve çok kalabalık olduğundan ve trafikten şikâyetçi yerel halk… Ama nüfusa oranla en fazla araç yine Yeni Zelanda’da bulunduğu için haklı da sayılırlar. Şehirde Kiwi tabir ettiğimiz Yeni Zelandalılar’dan daha çok Çinli ve Hintli bulunmakta ve genelde zor işlerde çalışmaktalar bütün göçmenler gibi. Ben de bu zor işlerin birçoğunda çalışmak zorunda kaldım seyahatim süresince; yol inşaatı, boya-badana işleri ve bulaşıkçılık gibi… Pahalı bir memleket olduğu için eğer çalışma izni alıp gidebiliyorsanız süper şanslısınız yoksa yandı gülüm keten helva 9 dolara patlıcan gördüm Countdown adlı markette : )

Yine en fazla Türk bu şehirde yaşıyor ve çoğunluğu restoran işletiyor. Her nedendir bilmiyorum bir kebap çılgınlığı var özellikle Cuma ve Cumartesi günleri Türk restoranlarına hücum ediyorlar, bir süre Türk restoranında çalıştığımdan dolayı biliyorum. Daha sonra bir Kiwi’nin restoranında çalıştım oranın da farklı olduğunu söyleyemem. 

Auckland’da geçirdiğim 5 ayın ardından başkent Wellington’a daha sonra Wellington yakınlarındaki Katipi Coast yakınlarındaki Paraparaumu ve Waikenai bölgelerinde çalıştım ve yaşadım aşağı yukarı 2 ay kadar…

Cem Canseven

Yazar Hakkında

Cem Canseven

Sadece bir mola verdim yakında yollara düşeceğim yine.