Dünyanın En Eski Tapınaklarından: Hagar Qim ve Mnajdra

Tapınaklara doğru giderken yol üzerinde mutlaka görmek istediğimiz iki nokta var. Gerçekten de iyi ki gidip gördük denecek kadar ilginç ve güzel, aklınızda bulunsun. 
Çok eski devirlerden kalma taş arabaların tekerlek izleri taşların arasında halen görülebilir.
 
Malta’nın batı kıyısında ilerlerken duruyoruz, adanın oldukça yüksek bir noktasındayız. Oldukça sert esen rüzgârın etkisiyle çok zor yürüyoruz ama karşımıza çıkan manzara buna değiyor. Kaya oluşumları ve falezleri döven Akdeniz’in harika lacivert suları, bir yanda ise kayaların oluşturduğu çok ilginç kaya görüntüleri… Bu manzarayı mutlaka görmelisiniz. Fotoğraflara bakarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Çevresindeki fundalık da görmeye değerdi doğrusu.

Bu kaya oluşumları, mercanlar, benzersiz güzellikte kıyılar bu küçük ülkeyi Avrupa’nın en önemli dalış noktalarından biri ve bir turizm cenneti yapmış.
 
Qrendi Kasabası
 
Malta’nın güneyinde küçük bir köy ancak barındırdıkları çok büyük önem taşıyan neolitik dönem tapınakları bu köyü çok önemli kılıyor.
 
Qrendi kasabası yakınlarında bulunan, tarih öncesi döneme, M.Ö. 3600-3200 yıllarına kadar uzanan Malta'nın megalitik (büyük taşlardan yapılmış) tapınaklarından dün gezdiğimiz Tarxien tapınaklarından sonra Hagar Qim ve Mnajdra tapınaklarını geziyoruz.
 
Malta ve Gozo adalarında bulunan toplam 7 megalitik tapınak dünyanın en eski dini alanları arasında ve hepsi birbirinden farklı özellikler göstermekte. Bilim adamlarına göre bu tapınaklar, tek başına ayakta duran en eski anıtlar içinde en önemli örneklerden.

**Biliyorsunuz son yıllarda ortaya çıkarılan Göbeklitepe MÖ. 9.600-7.300, yani günümüzden en azından 11.600 yıl öncesine ait. İngiltere'de bulunan Stonehenge'den 7000, Mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha eskidir.**
 
Binlerce yıldan sonra bugün hala ayakta kalabilmeyi başarmış, insanı hayrete düşüren bu yapılar, bizlere sanki o dönem insanlarını, medeniyetleri ve yaşadıkları hayatları anlatmak için bırakmışlar.

Gezimize başlamadan önce kısa bir tanıtım filmi izleyeceğiz, girişte verilen gözlüklere bakılırsa film 3 boyutlu. Gerçekten de çok güzel hazırlanmış olan film çok etkileyici, sadece iguanaları burnumun ucunda görmesem daha iyi olacaktı :)
 
Salondan çıktıktan sonra ufak bir müzenin içinden geçerek anıtlar hakkında biraz daha bilgi ediniyoruz. Burada en ilgimi çeken anıtların maketi oldu; neresi enteresan derseniz, maketin yanında bulunan düğmelere bastığınızda yanan ışıklardan güneş ışıklarının tapınaklara hangi açıdan vurduğu…
 
Yaz gündönümü olan 21 Haziran’da bir ışık huzmesi ana apsisin arkasındaki kesik bir kayaya çarpması, 6 ay sonra yapının diğer tarafındaki kayaya çarpmasıyla, ilkbahar ve sonbahar ekinokslarında güneşin doğrudan tapınağın kapısından tüm binaya girmesi canlandırılmış. O dönem insanlarının ne kadar bilgili olduklarını, ne kadar ince ayrıntılara dikkat ettiklerini göstermesi beni çok etkiledi.

İki farklı yapıdaki Hagar Qim ve Mnajdra tapınakları hem mimari olarak hem de planlama ve inşaat teknikleri açısından, o yıllarda nasıl yapıldığını düşünürsek inanılması zor yapıtlar. Yapımında kullanılan Malta'ya özgü kireç taşı sayesinde hava ve dış şartlardan fazlaca etkilenmemiş (Şu anda da yine Tarxien harabeleri gibi bu harabelerin de üstü koruma amaçlı kapatılmış - 2009 yılında).

Hagar Qım
 
Bu tapınağın en önemli özelliği dünyadaki en eski dini yerleşim bölgesi olması. Elbette çok ilginç ancak yapısal olarak çok alışılagelmişin dışında olan, her yöne kapısının olması. Ağaca benzeyen, spiral motifli levha bulunan ince oymalı sunak da ilginç ancak orijinallerinin arkeoloji müzesinde olduğunu öğreniyoruz. Kapılar öyle bir yerleştirilmiş ki bir apsiste durduğunuzda koridorun diğer ucundaki apsisi göremiyorsunuz. Tüm yapının üzerinde çatı olup olmadığı için sırrını halen korumakta.
 
Mnajdra

5000 yıl öncesi yıllarda, metal aletlerin yardımı olmaksızın inşa edilen ancak halen varlığını sürdüren en eski taş ayaklı taş yapılarından, neolitik tapınak. Denize hayli yakın ve yüksekte kurulmuş olması buranın bir gözlemevi olduğunu düşündürüyor. Karşıdan baktığınızda kompleksin üç ayrı ovalimsi biçimdeki binadan oluştuğunu görebilirsiniz. İlk ve en eski yapı, M.Ö. 3000-3200 yıllarında yapılmış, sağda en küçük olan. Solda konuşlanmış güney tapınağın cephesi konkav biçiminde, gün doğumuna karşı, M.Ö. 3000 yıllarında, ortada, en büyük olan tapınak ise en son inşa edilmiş.

Tapınaklar hakkında anlatılabilecek çok fazla detay var ancak gezmeden görmeden anlamak çok zor. Yapılardaki odalar, duvarlar, taş levhalar, planları, yönlerin konumlandırılmaları o kadar güzel planlanmış ki o dönemler için inanılmaz derecede şaşırtıcı ve olağanüstü ve etkileyici.
 
Buradaki bitki örtüsünün; değişik çiçekler, ilginç ağaçlar ve rüzgâr nedeniyle hepsinin aynı yöne yatmış olması dikkatimden kaçmıyor.

Malta’ya giderseniz bu tapınakları görmeden dönmeyin derim.
 Başka bir ülkede buluşmak üzere sevgiyle kalın.

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.