Erzurum Palandöken Kayak Rehberi

Kayak yapmayı yıllar önce Erzurum’da öğrendim. Babamın görevi nedeniyle 2 yıl süresince bulunduğumuz bu karlı beyaz şehirde kayak tabi ki bir çocuğun ilgileneceği en doğal spor. Gerçi o yıllarda şimdiki kadar çok tesis, bu kadar hesaplı ve bol malzeme ve en önemlisi ailelerde bu kadar bilinç olmadığı için bugüne kıyasla kayak ve kış sporları o kadar da yaygın değildi ama, yine de bunlar Erzurum’da fazla da bir engel teşkil etmiyor.

Gezimanya blogger etkinliği kapsamında geldiğimiz Palandöken’in adını duyduğum an bile çocukluğumun bu ilk anlarından tutun, buz tutmuş bir günde Ejder pistinden yuvarlanarak yaşadığım küçük kazaya kadar birçok sahne geçti gözümün önünden.

Erzurum’daki Palandöken Türkiye’nin hem en yüksek irtifalı kayak merkezi, hem de Türkiye’nin en yüksek zirvesine sahip (Ejder). Buradaki toz kar yapısı zaten meşhur. Erzurum’un rekorları bununla da bitmiyor. Gondol adı verilen büyük kapalı teleferikle çıkılan ve kuzey tarafındaki Ejder pistinin ters yönüne gidilerek girilen güney pisti ise Türkiye’nin en uzun kayak pisti, tam 8 kilometre uzunluğunda.

Hani bazen yakın mesafeye kayağa gidersiniz ve uzun uzun kuyruklarda bekler ve kısacık bir pistten kayarsınız ya? Hah işte Erzurum’da bu çok daha az geliyor başınıza. Tabi ki zaman zaman kalabalıklar olabiliyor ancak Erzurum’daki ortalama bir pist bile diğer popüler merkezlere göre (Uludağ, Kartalkaya ya da Erciyes) daha tenha ve burada geçirdiğiniz zamanın daha azını sırada paytaklayarak (ya da snowboard’cular için tavşan gibi zıplayarak) ve daha fazlasını pistlerde kayarak geçirebiliyorsunuz. Herşeyden önce büyük avantajı burada.

Ama bence hepsinin de ötesinde en büyük avantaj Erzurum kayak merkezinin şehre ve havaalanına yakınlığı. Normalde Uludağ ya da Kartalkaya’da kayağa başlamak için evden çıktıktan sonra en az 4-5 saate ihtiyacınız var. Bu sürenin en azından 1-1,5 saati ise dağ tırmanışıyla geçiyor. Erzurum’da ise uçaktan indikten, abartmıyorum 30 dakika sonra kendinizde pistte bulmanız son derece normal karşılanır. Dolayısıyla, tabirimizi mazur görün, Erzurum İstanbul’a en yakın kayak tesisidir : )

Normalde eski bir kayakçı olarak tabi ki Erzurum’a gelirken aklımda 3125 rakımlı Ejder’e çıkmak hayali vardı. Ancak enteresan bir şey oldu. Bizim ev sahibimiz ve haftasonu düzenlenen blogger etkinliğinin ortak düzenleyicisi Xanadu Snow White Otel’in (www.xanaduhotels.com.tr) pistlerine gelince fikrimi hafiften değiştirdim. Bir kere liftler ve pistler son derece bakımlı, tenha ve eğimler çok keyifli. Pist genişlikleri her seviyeden kayakçının rahat edeceği ve birbirlerini geçiş sırasında tehlike yaratmayacakları şekilde geniş düzenlenmiş. 3 adet ileri seviye diyebileceğim pisti var, bunlara tek tek girdim ve gerçekten zevk aldım. Otelin konumu gereği çok fazla ayaz almadığı için buzlanma olmamış ve otel gerçekten çok iyi yatırım yapmış, boş alanlara, özellikle aşağı kısımdaki orta seviye pistlerine yapay kar takviyesiyle (ki söylediklerine göre makineleri Türkiye’de tek), karın eksik kalan ya da süpürülen kesimlerini tamamlamışlar. Dolayısıyla kayaklarınızın çizilmesi endişesini taşımadan gönül rahatlığıyla kayabiliyorsunuz.

Xanadu pistlerinin bir güzel tarafı da gece aydınlatması olması. Malumunuz Erzurum en doğu ve kuzey illerimizden ve dolayısıyla Ocak ayında hava 16:30-17:00 gibi kararıyor. Bu saatte Erzurum’un geri kalanında pistler kapanırken, Xanadu’nun orta seviye pistleri (ki bunlardan da ileri seviyede bir kayakçı bile zevk alarak kayabiliyor) akşam 20:00’ye kadar aydınlatılıyor ve liftleri açık. Bir kayakçı daha ne ister ki? Akşamüstü çay saatini kaçırıp biraz kurabiyeden fedakarlık ederseniz : ) daha fazla kayak yapmak için Xanadu’yu tercih etmenizi öneririm. Belki de başka bir otel veya kayak merkezinde geçireceğiniz 2 güne bedel temiz kemiksiz kayak seansını bu otelde tek günde bile yapabilirsiniz.

Neyse efendim bütün bu sebepler üstüste konup, üzerine bir de blogger etkinliğinin yoğun programı da eklenince ha “bugün Ejder’e giderim”, ha “yarın giderim” derken bütün kaldığımız süre boyunca Ejder-gondol tarafına hiç gitmedim. Açıkçası gitme ihtiyacı da duymadan zevk içinde Xanadu pistlerinde kaydım. Üstelik de otelin açısı gereği tüm lift çıkışları ve pist inişlerinde de panoramik Erzurum manzarası da işin bonusuydu : )

Her ne kadar bu gezimizde uğramamış olsam da Ejder’den ve Erzurum’un diğer pistlerinden bahsetmeden bu yazıyı sonlandırırsam eksik kalır. Erzurum 3176 metre irtifadan 2100 metreye kadar hiç durmadan kayarak inebildiğiniz çok eğimli bir kayak merkezi. Bunun en tepesi ve meşhur pistinin adı da, daha önce söylediğim gibi Ejder. Yine aynı zirvedeki Kapıkaya pistiyle beraber Slalom ve Büyük Slalom için tescilli 2 kayak pisti bunlar.

Son dönemde adını 2011 UNIVERSIADE -25nci Dünya Üniversiteler Kış Oyunları ev sahipliğiyle duyurmuş Erzurum’u bir de basındaki yıkılan atlama kuleleri haberleriyle hatırlayanlar olacaktır tabi ki. Bu konuda bir çok yanlış bilineni ortadan kaldırmak için söylemek gerekiyor ki, bir kere kuleler yıkılmış değil, bulundukları zeminde bir toprak kayması meydana gelmiş. Tabi ki bu bir hasardır ancak anlatıldığı gibi bir felaket durumu sözkonusu değil. Bir diğer yaygın yanlış kaygı da bu kulelerdeki hasar nedeniyle Erzurum’da kayak yapmanın tehlikeli olacağı şeklinde. Bu zaten çok yanlış çünkü bu kuleler şu anda kayak yapılan merkezde değil, Kiremitliktepe diye daha ayrı bir yerdeler. Yani kayak yaparken atlama kulelerinin yakınında bile değilsiniz, ancak çok uzaklardan görebilirsiniz.

Kulelerin yıkılma hikayesine gelince. 650 milyon TL masraf yapılarak inşa edilen kuleler Türkiye’de bir ilk olmuş ve dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 7 Ocak 2011’de hizmete açılmıştı. Yapımı sırasında bölgeyle ilgili TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın heyelan uyarıları varmış ancak inşaat yine de yapılmış. 9 Temmuz 2014 günü ise yaz kayağı atlamaları sırasında, çok şükür ki can kaybı olmadan, meydana gelen bir heyelan sonucu kulelerin iniş rampaları parçalanmış. Çok üzücü ki yapılan yatırımın çoğu boşa gitmiş gibi görünüyor. Çok yazık. Olayla ilgili soruşturma halen devam etse de, bu olay Erzurumlular’ı haliyle çok üzmüş. Yine de dediğim gibi, kayak yapmak için Erzurum’a gitmek isteyenleri endişelendirecek bir durum yok ortada.

Palandöken’deki son gecemizde Xanadu Otel Snowplus kayak hocalarının meşaleli inişi ve ertesi sabahki güneşin cömertliğinde çektiğimiz GoPro videoları ile Palandöken’e bir kez daha içimde kayak ve kış sporları sevgisiyle veda ettim. Bir sonraki görüşmemiz inşallah bu kadar uzun süre sonra olmaz.

Erzurum bana göre hala bu ülkede kayak yapmak için en iyi alternatif. Şehre 5 kilometre uzaklıktaki kayak merkeziyle, günde 32bin kişinin kayabildiği tesisleri, Türkiye’deki en uzun kayak sezonu (Aralık ortasından Mayıs’a kadar kar var) ve en kalitelerden biri olan karıyla, Erzurum Palandöken kayak severleri hayal kırıklığına uğratmayacak bir seçenek.