Evliyalar Şehri Kastamonu

Eskişehir’den Kastamonu’ya ulaşmak için kendi aracınızla yaklaşık 6 saatlik bir yolculuğa ihtiyacınız var. 1 Kasım 2008 Cumartesi sabah saat 0700 sularında başlayan yolculuğumuz Ankara, Çankırı ve Ilgaz üzerinden, takriben 1330 gibi Kastamonu'ya ulaşıyor.

Yolculuğun görsel yönden en keyifli dakikaları elbette ki Ilgaz Dağlarında geçen dakikalarımız. Özellikle sonbahar aylarında yeşil, sarı, turuncu, kırmızı renklerin hepsi bir arada. Ilgaz dağının doruk noktasının denizden yüksekliği tamtamına 1875 mt... Tıpkı şarkıda denildiği gibi; ILGAZ ANADOLUNUN SEN YÜCE BİR DAĞISIN...

Kastamonu’yu, gerek Selçuklu gerek Osmanlı ve gerekse Kurtuluş Savaşı dönemlerinde çok önemli bir yere sahip olmuş bir erenler evliyalar kenti olarak tanımlayabiliriz. Kurtuluş Savaşı yıllarında işgal görmemesine rağmen Anadolu illeri arasında verdiği şehit sayısı bakımından üçüncü sırada yer alması da Kastamonu’ya bizim gözümüzde apayrı bir yer kazandırıyor.

Ortasından geçen deresi, her köşe başındaki tarihi eserleri, camileri, külliyeleri, türbeleri, konakları, dillere destan kalesi ve sıcakkanlı insanları ile her zaman size bir şeyler kazandırmaya hazır olarak orada bekliyor.

Kastamonu’ya ulaşır ulaşmaz daha önceden yerimizi telefon ile rezerve ettirdiğimiz konağımızı buluyor ve giriş işlemlerimizi hallediyoruz. Burada kalacağımız Konağın ismi; Toprakçılar Konağı. Yaklaşık 140 yıllık bir geçmişe sahip. Toplam 10 oda ve 1 süitten oluşan konağın işletme sahibi aslen Samsun'lu olan Turizmci bir aile. Toprakçılar Konağı, Kastamonu’da başlatılan Konak Turizminin lokomotifi durumunda. Zaman içerisinde Eflanili Konağı, Sinan bey Konağı, Osmanlı Sarayı vb. konakları da gelen turistlere hizmet vermeye başlamış. Ve daha pek çoğu da buraya gelecek yatırımcıları bekliyor. Kastamonu konaklarının en ilgi çekici özelliği tarihi dokularını çok büyük ölçüde koruyor olmaları; bu da onları yapaylıktan uzaklaştırıyor. Hatta yüzlerce yıllık konakların pek çoğu halen daha içerisinde ikamet edenler ile canlılığını devam ettiriyor.

Kastamonu’ya geldiğinizde görmeden dönmemeniz gereken yerlerden en önemlileri; şehri ortadan ikiye ayıran çay üzerindeki tarihi Kambur köprü, Nasrullah Camii ve meydanı, Aşıklı Sultan Türbesi, Saat Kulesi, Yakup Ağa Külliyesi, Tarihi Vilayet Konağı, Kastamonu Kalesi, Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi ve Vakıf Müzesi...

Kastamonu kalesi şehrin en önemli tarihi miraslarından birisi konumunda. Kalenin Kommenler Hanedanı zamanında 12. yüzyıl içerisinde Türklerin Bölgeye yaptıkları akınlar neticesinde yapıldığı tarih kitaplarında yazılmıştır. Kalenin alt yapısı Ortaçağ Son Dönem Bizans mimari özelliğini taşırken; günümüze kadar ulaşan kısmı Beylikler döneminde esaslı tamirattan geçirilmiştir. 112 metre yükseklikteki tepenin üzerinde yer alan kale; güneyden kuzeye 155 metre, doğudan batıya 30 – 50 metre genişliğindedir.

Kastamonu yiyecek kültürü bakımından da çok önemli bir yere sahip. Kastamonu denince akla Etli Ekmek, Pastırmalı Ekmek, Pastırma, Tirit, Sucuk, Kuyu Kebabı hemen geliverenler.

Buranın Etli Ekmeği, Konya etli ekmeğinden hem yapılış, hem içerik ve hem de pişirim açısından biraz farklı. Benim şahsi görüşüm ise daha lezzetli olduğu konusunda. Ancak burada etli ekmek yemek isterseniz mutlaka ama mutlaka sac üzerinde pişirilip pişirilmediğini sorun. Çünkü özellikle normal pide gibi fırında pişirilen etli ekmeğin tadı sizi hayal kırıklığına uğratabilir.

Bir diğer önemli yemek ise tirit; TİRİDİNE BANDIM BEDAVAMI SANDIN PARA VERDİM ALDIM şeklide devam eden türkü hepimizin hatırındadır. Özel olarak imal edilen ve tirit simidi adı verilen susamsız simitlerin üzerinde et suyu dökerek yumuşatılarak yapılan bu yemek, üzerinde isteğe bağlı olarak kıyma veya yoğurt ve salça sosu konularak servis ediliyor. Mutlaka deneyin...

Kuyu kebabının yiyemedik. Çünkü kuyu kebabı süt kuzudan yapılır ve malumunuz bu mevsimde süt kuzu olmaz. Bahar sonu yaz başı burada mutlaka kuyu kebabı denemelisiniz.

Türkiye’de çekme helva denince akla Kastamonu gelir. Özel atölyelerde 5 helva ustasının yaklaşık 15–20 dakika çekiştire çekiştire elde ettikleri helvanın tadına doyamayacaksınız.

Sevgiyle Kalın...