Şangay ile Xian arası uçak ile yaklaşık 2 saat 40 dakika. Akşam geç saatlerde varıyoruz Xian’a. Çin’deki tüm havaalanlarında olduğu gibi burada da çok uzun bir taksi kuyruğu var. Aradan korsan taksiciler gelip size 2-3 katı fiyat söyleyerek müşteri kapmaya çalışıyorlar. Bu durum Şangay’da biraz daha düzenli ama Pekin’de tam bir felaket. Pekin’e gittiğimizde 2 saate yakın taksi sırasında bekledikten sonra bu korsan taksiciler ile 2,5 katı fiyatına anlaşıp otele gitmek zorunda kalmıştık. O nedenle bence baştan kazıklanacağınızı bilerek direkt korsan taksiye binin. Çünkü 3 -4 saat vakit kazanmak bir seyahatte çoğu zaman ödeyeceğiniz 5-10 dolardan daha değerli.
Eğer Xian’a Pekin’den gelecekseniz saate 300 kilometre hıza ulaşan tren de uçağa alternatif bir seçenek. Hızlı tren ile Pekin – Xian arası yaklaşık 5 saat sürüyor. Yol boyunca aynı Vietnam ve Kamboçya’da olduğu gibi ufacık motosikletler ile dünyaların taşındığını görebilirsiniz.
Gece saat 23.00 civarı vardık otele. Otelimiz çok merkezi. Şehri çevreleyen surların hemen içinde kuzey kapısına yakın ve Xian tren istasyonunun karşısındaki Grand Soluxe International Hotel. Hem yeri hem de odaları oldukça güzel. Xian’da kalınabilecek en güzel yerlerden biri.
Bu otelin yanında birkaç otel daha önerebilirim. Xian’da konaklama şehrin imkanlarına, turistik mekanlarına ve ulaşım ağlarına göre oldukça önemli. Bu çerçeve de otel önerilerinde bulunmak gerekirse, Xi'an'ın merkezinde ideal bir konumda bulunan ve Çan Kulesi ile Davul Kulesi'ne sadece 10 dakikalık yürüme mesafesinde olan Ramada Bells Tower oteli uygun bir tercih olarak değerlendirilebilir. Otel ayrıca ünlü Müslüman Sokağı'na 8 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde bulunuyor ve çevresinde de birçok alışveriş noktası ve restoranlar yer alıyor. Bu otele alternatif, güzel bir seçenekte yine aynı konumda bulunan Mehood Hotel. Eğer bütçeniz kısıtlıysa, ekonomik bir otel olarak da Renmin Meydanına 5 dakikalık yürüyüş mesafesinde bulunan Mercure Xi'an on Renmin Square otelini düşünebilirsiniz. Xian’da ki diğer otel seçenekleri için isterseniz buradan booking.com’a girebilir ve rezervasyon yapabilirsiniz.
İlk akşam şehre vardığımız gibi bir şeyler yemek için çıkıyoruz ancak maalesef ki burada Şangay’da olduğu gibi çok alternatif yok. Bu nedenle en son çare olarak bir marketten kuruyemiş alarak otele dönüyoruz.
Etrafı 12 kilometre uzunluğunda ve 12 metre yüksekliğindeki surlar, zamanında kenti düşmanlardan korurken günümüzde eski kent bölgesi ile yeni yerleşim arasındaki çizgiyi net bir şekilde çiziyor. 4 farklı yönde kapısı olan surların asıl girişi eski şehrin doğu tarafında. Bu derece korunaklı olmasının nedenlerinden biri Çin'in dört büyük tarihi başkentinden biri olması. Şehrin geçmişi 3.100 sene öncesine kadar dayanıyor. Burası Ming Hanedanı’ndan önce Chang'an olarak biliniyormuş.
Eski şehir merkezinde görülmesi gereken en önemli yerlerden biri 1380 yılında yapılmış olan Zil Kulesi (Bell Tower of Xi’an), diğeri ise daha büyük ve gösterişli olan Davul Kulesi (Drum Tower of Xi’an).
Zil ve Davul kuleleri Ming Hanedanlığı döneminde haberleşmek için kullanılıyormuş ve tüm Ming şehirlerinde var.
Zil Kulesi daha yeşil renk ağırlıktayken, Davul Kulesi’nde kırmızı renk baskındır.
Davul Kulesi aynı zamanda Müslüman mahallesinin de başladığı noktada yer alır.
Kentteki yapılaşmaya bakınca o zamanın şartlarında nasıl bu kadar düzenli bir şehirleşme yapılabildiği insanı hayrete düşürüyor. Tüm ana yollar kuzey-güney ve doğu-batı doğrultusunda uzanıp birbirini dikine kesiyor. Bulvarlar çok geniş. Bir kentin içindeki bulvarda olan şerit sayısı kadar bizdeki otobanlarda yok dersem abartmış olmam.
Kent içinde ulaşımda otobüsleri ya da tuktukları kullanabilirsiniz.
Xian’da oldukça kalabalık bir Müslüman nüfus var. Bunların büyük bölümünü ise Hui Müslümanları oluşturuyor. Sayılarının yaklaşık 50 bin kişi olduğu tahmin ediliyor. Kentte bu kadar geniş bir Müslüman grubun olmasının en önemli nedenlerinden biri 651 senesinde Tang Hanedanı’ndan İmparator Gaozong’un İslam dinini kabul etmesi ve bu bölgede Müslümanlığın yayılması.
Bu nedenle kentte 7 tane camii ve Müslüman mahallesi var. Müslüman mahallesine yaklaştığınızda tanıdık yemek kokuları gelmeye başlıyor burnunuza. Bu mahallede yer alan sokaklarda yeme-içmeden tekstile kadar pek çok ürünün satıldığı sağlı sollu tezgahlar var. Buradaki Müslüman erkekler genelde başlarına beyaz takke takıyorlar, kadınlar ise eşarp örtüyorlar.
Burada ara sokaklardan ilerleyerek Xian’daki camiler arasında en popüler olanı Büyük Cami’ye gidiyoruz. Şimdiye kadar pek çok seyahatimde farklı ülkelerde camiler gördüm ama bunlar arasında en enteresan olanı Xian’daki Büyük Camii. 12.000 metrekare alan üzerinde kurulmuş olan cami 742 senesinde yapılmış. Ama bugünkü haline 14. yüzyılda gelmiş. Baktığınızda Çin mimarisi göze çarpıyor. Sanki Çin tapınağı formunda bir camii gibi. Yine diğer Çin yapılarında olduğu gibi bu yapıda da çatıda imparatorun koruyucusunu temsil eden ve kötü ruhları engellediğine inanılan ejderha figürleri var. Diğer Müslüman camilerinden farklı olarak camide kubbe ve minare yok. Caminin duvarlarında ise hem Arapça, hem Çince yazılmış Kur’an sureleri var. Çok enteresandı. Ancak tam bu noktada fotoğraf makinam tutukluk yaptığı için maalesef fotoğraf çekemedim : (
Bu caminin bahçesinde birden bir yerden Türkçe kelimeler duyduk. Sonra iki genç kız gelip yazımıza Türk olup, olmadığımızı sordu. Meğerse onlar da Azeri imiş. Biraz sohbet edip buradan ayrıldık. Bu arada Müslüman olanlar camiye ücret ödemeden girip gezebiliyorlar.
Kentte görebileceğiniz bir diğer yapı ise Wild- Goose Pagoda.
Çin'in ilk tarihi başkenti olan Xian aynı zamanda tarihi İpek Yolu’nun da başlangıç şehri. Bu kentte vakit ayırıp gitmeniz gereken bir diğer yer ise İpek yorgan imalathanesi. Bu imalathanelerde ipekböceğinin kozasından çıkmasından ipek kumaş yapımına kadar tüm aşamalar detaylı bir biçimde anlatılıyor. Anlatım sonunda ise ipek kumaştan yapılmış çeşitli ürünlerden satın alabilirsiniz.
Xi’an eski kent merkezindeki gezilecek yerler genel olarak bunlar. Ama Xi’an asıl Terra Cotta Askerleri ile biliniyor. 1974 yılında İlk Çin imparatoru Qin Shi Huang’ın mezarında bulunan Terra Cotta Ordusu, MÖ 210 yılında yapılmış.
Qin Hanedanı’nın kurucusu olan imparator daha hayattayken kendi mezarını inşa ettirmeye başlamış. Tahminlere göre bu mezarın ve Terra Cotta Ordusu’nun yapımında 700 bin kişi çalıştırılmış. Yapımından yıllar sonra bulunan mezarda kilden yapılmış ve her birinin yüzü birbirinden farklı 8000 asker, 130 savaş arabası ve 150 süvari atı bulunmuş. Günümüzde halen kazı çalışmalarının devam ettiği Terra Cotta Askerleri'ni ve buradaki müzeyi kesinlikle ziyaret etmelisiniz.