Hiç Malacca Diye Bir Yer Duymuş Muydunuz?

Singapur'a yaklaşık 250 km. mesafedeki Malacca’ya kara sınırından geçiş yaptık. Sınırın Singapur tarafı ne kadar modernse Malezya tarafı da o kadar köhne bir görüntüye sahip. Bu durumu görünce sebebini anlamaya çalıştım, bu kadar yakın iki ülke arasındaki bu büyük fark nereden kaynaklanıyor diye ama nedenini bulamadım. Sınırdan geçer geçmez bizim şehirlerarası yollarımızdakine benzer bir benzin istasyonu ve lokantası olan bir mekanda ilk molamızı verdik. Hep düşünmüşümdür niye bizim gibi temizliğe bu kadar önem vermesi gereken müslüman ülkelerde özellikle tuvaletler sulak mı sulak olur ve bir türlü temizlenemez diye. Burada da aynı sahne çıkıyor karşıma. Yerler vıcık vıcık ıslak, sifonlar çalışıyor ama daha 50 km. önce Singapur’da gördüğümüz temiz tuvaletlerden eser yok... Biz de bu konuya fazla takılmayarak ufak bir market alışverişi yaptık ve çaylarımız eşliğinde evden getirdiğimiz nefis poğaçalarımızı yedik.

Buradan da yaklaşık 200 km. sonra artık Malacca’dayız. İlk durağımız muhtelif Malay yemeklerini tattığımız bir restorandı. Malay yemekleri de genelde bol soslu, sulu yemekler. Yemek sonunda da bir çeşit erimiş buzlu dondurmaya benzer hindistancevizi sütlü bir tatlı yedik. Aslında yazıldığında kulağa kötü gelse de tadının bayağı hoşuma gittiğini söyleyebilirim.

Malacca (Malayca adıyla Melaka) aynı zamanda bal yapımı ile ünlü bir yermiş. Bal yapımı hakkında bilgi aldığımız bir satış mağazasında durakladıktan sonra, asıl gezimize Baba Nyonya Müzesi’ni ziyaret ederek devam ettik. Burası, bizim Safranbolu’da ya da diğer tarihi Türk şehirlerinde yaptıkları gibi eski bir evi müze haline getirdikleri ve ziyarete açtıkları bir yer.

Müze, Malacca’nın en önemli ve turistik caddesi Jonker Street (Jonker Caddesi)'e de çok yakın. Dolayısıyla biz de müzeden sonra uzun bir cadde olan Jonker’de yürüyerek buradaki lokal restoran, kafe ve hediyelik eşya dükkanlarını ziyaret ettik. Hava, Mayıs ayı olmasına rağmen gerçekten çok sıcak olduğundan, bu bölgede niye insanların güneş şemsiyesi kullandığını anladım : )

Geri dönüş yolculuğuna başlamadan önce son duraklarımız da bölgeyi işgal etmiş Hollandalıların yaptığı Red Church (Kırmızı Kilise) ile zamanımıza kadar pek de fazla ayakta kalamamış Malacca Kale kalıntısı oldu. Rehberimizin bize verdiği bilgiye göre şehirdeki kırmızı yapılar Hollandalıların, beyaz yapılar ise İngilizlerin inşa ettiği yapılarmış.

Bir de Malacca’daki tuktuklardan (bir çeşit bisiklet taksi) bahsetmeden geçemeyeceğim. Buradaki tuktuklar, daha önce hiçbir yerde görmediğim kadar renkli ve çiçeklerle bezenmiş bir şekilde hizmet veriyor. Biz de bunların fotoğraflarını çektik bol bol...

Dönüşte uğradığımız restoranda da bir Malay düğününe misafir olduk. Bu da bize güzel bir kapanış sürprizi oldu.