Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan insanlar iklim ve doğa koşullarından olsa gerek; gerçekten ilginç insanlar! Sivri ve zor dağlar kadar dik ve sivri; bir o kadar doğal ve humanist!
Yurtdışında birçok şehri gezdiğim için şu soruyla çok karşılaşıyordum. "Karadeniz'deki yeşilin binbir çeşidini gördünüz mü?" Bu sorunun cevabını vermek için Temmuz 2011 tarihinde Kastamonu'dan başlayarak Karadeniz Bölgesi'ndeki şehirleri gezmeye başladım.
Trabzon'a gelmeden ilk durağım ve yemek için mola yerim; Akçaabat’tı. Neden Akçaabat Köfte'nin bu kadar meşhur olduğunu Körfez Restaurant'ta keşfettim.
Akçaabat'tan Trabzon'a belediye otobüsü ile varıp; (Eskiden yolların kötü olduğunu söylüyorlardı! Şimdi sahili doldurarak yeni yollar yapmışlar!) kalacak yer işimi hallettikten sonra Trabzon Şehir Merkezi’nde yeniden restore edilen parkta dinlenip; çevremi seyrederken (hareketli sular vardı, çocuklar oynuyordu ki hava da bunaltıcıydı) Trabzonlularla tanıştım! Onlarla sohbet ettik, misafirim diye beni gezdirdiler, ilgilendiler! Hiç yabancılık çekmiyorsunuz ve o kadar samimiler ki kelimelerle anlatmak mümkün değil!
Trabzon Şehir Merkezi'nde gezilmesi gereken yerler: Trabzon Müzesi, Ayasofya Müzesi, Boztepe, Altındere Vadisi Milli Parkı, Trabzon Atatürk Köşkü, Zağnos Vadisi, Ortahisar, Küçük Ayvasıl Kilisesi, Forum Trabzon, Gülbahar Hatun Camii/Türbesi, Kaymaklı Manastırı, Trabzon Kalesi, Varlıbaş Atapark Alışveriş Merkezi, Rus Pazarı, İkizevler Müzesi.
Tranzon'da Katılmanız Gereken Turlar: Sümela Manastırı (Sumela Monestary) Turu (Çok ilginç bir yere inşa etmişlerdi. Ama tahrip edilmişti!), Uzungöl Turu (Çay fabrikasını gezdim ve çayın nasıl yapıldığını gördüm! Uzungöl, oldukça zengin bir bitki örtüsüne, yaban hayata ve manzaraya sahip; 10.10.1989 tarihinde tabiat parkı olarak ilan edilmiş, gerçekten bir doğa harikası! Çiçek ve hayvan çeşitliliğini korumak için uğraşıyorlardı!)
Trabzon’da 11. Avrupa Gençlik Olimpiyat Oyunları 25-29 Temmuz tarihlerinde yapıldı. Bu yüzden şehir çok hareketli ve oldukça yabancı vardı! 26 Temmuz’da basket maçını ben de seyrettim.
Tavsiyelerim: Trabzon’a gidiniz ve Trabzonlularla tanışınız! Kesinlikle Akçaabat’ta ve Körfez Restaurant’ta köfte yiyiniz! Sümela Manastırı’na gidiniz, geziniz ve orada alabalık yiyiniz! Kaygana yiyiniz! Uzungöl’e gidiniz ve geziniz!
Trabzon'da Yeme-İçme: Akçaabat’ta köfte yemek isterseniz; Körfez Restaurant’ı öneriyorum! Köfte harbiden çok lezizdi! Ayran, salata ve tatlı da :) Köfteyi kilo ile satıyorlar! Çıkarken patlayacak gibiydim!
Sümela Manastırı’nı gezdikten sonra, dinlenme tesisinde doğal alabalık yemenizi önerebilirim; bayağı lezzetliydi!
Uzungöl’de yine alabalık yedim ama Sümela’daki gibi hem lezzetli değildi ve pahalıydı da!
Hasanpaşa Askeri Gazinosu (Kentpark’ta, deniz kenarında güzel bir askeri tesis)'nda balık yiyebilirsiniz!
Trabzon'da Ulaşım:Giresun-Trabzon 131 km, Trabzon-Rize 80 km
Dikkatimi Çekenler: Şehir Merkezi'nde bir çay ocağı keşfetmiştim! Orada "Ahmet" çalışıyordu (defalarca andım onu)! Çok enteresan bir kişiliğe sahipti! Çok hızlı ve seri çalışıyordu, herkese de laf yetiştiriyordu. Ben oranın sahibi olarak düşünmüştüm ama çalışanıymış! Her gün çay içtim ama hiç çay parası almadılar! Bir de pastane keşfetmiştim! Her sabah tazelerini satıyorlardı bana! Gezerken dondurmacıda da İbrahim Ak ile tanıştım! Bana Trabzon hakkında bilgi verdi ve dondurma ikram etti. Karadenizliler çok sıcak insanlardı!
Anektod: Şehri gezerken bir kahveye oturup; dinlenmek ve çay içmek istedim! 11. Avrupa Gençlik Olimpiyat Oyunları'nın televizyonda açılış töreni vardı. Trabzonlular seyretmek yerine daha çok konuşuyorlardı! Orada tanıştığım öğretmen bir arkadaş: "Abi Eskişehir'li olduğunu sakın söyleme! Trabzonlular çok fanatiktir, Bordo ve Mavi renkli hangi takım varsa dünyada o takımı tutarlar mesela Aston Villa!" diyordu!