Nereden başlasam bilemedim…
İzmir’e 1,5 saat uzaklıkta, Çeşme tarafında sakinliğin adresi Karaburun Yarımadası. Urla ile Mordoğan arasında İzmir’in en küçük ilçesi. Nüfusu yaklaşık 10 bin. Kıyısında huzur bulacağınız İzmir’in Kasabası. Hüseyin amca geçmişi anlattı. “İzmir’den Karaburun’a varmak için 313 virajı geçmek gerekiyordu. Virajlı yollardan kıvrıla kıvrıla maceralı bir yolda ilerlerken bir tarafımız deniz, bir tarafımız makilerle kaplı dağlar bizi selamlardı.”
Karaburun Nergis Festivali için Bodrum’dan erken çıktık yola. Bafa Gölünde kuşlar yeni uyanmışlardı. Gülbahçe üzerinden Mordoğan’a vardık. Mordoğan limanından sonra yüksek yerden göz önüne serilen İnecik ve Amberseki köylerinden geçince soba yanan bir mekanda taze gözleme, bazlama, peynir çeşitleri, muhteşem reçel çeşitleri ile kahvaltımızı yaptık. Ve Karaburun’a hareket ettik.
Uzun yıllar yolları daracık ve virajlı olmasaydı bu kadar sade kalabilir miydi? Tabii ki hayır!
Turkuaz mavisi bir denizi serildi gözler önüne. Pırıl pırıl denizi ile gece sahilde şarkılar söylenecek bir yer.
Türkiye’de mavi bayrak sahibi en fazla olan koyu olan bol rüzgârlı bir kasabanın sokaklarında dolaşmaya başladık. Hayat, kışın yaz tatillerine inat akıyor gibiydi. İşte bundadır.” Kalbim Ege’de kaldı “ diyenlerin şarkısı. Festival alanına ulaştık. Nergis tarlaları, nergis bahçeleri bizi görmeye gelmişti bugün.
Her yerde nergis vardı. Bu güzel belde buram buram nergis kokuyordu. Tüm insanların eli nergis demetine zincirlenmişti.
“Bu beldeye gitmelere doyamıyorum” diyebilmek için Karaburun’un özelliklerini sıralamak isterim:
Denizi ılıman ve daha az tuz oranına sahip ve çok taşlı. İnsanları sıcakkanlı, yardımsever bir ilçe.
Balıkova tarafında koylarda ekoloji çok canlı. Deniz Kestanesi popülasyonuna rastlamak mümkün. Deniz kestanesinin bol olması denizin temiz olduğunun göstergesidir. Coğrafi yapısı Ümit Burnu’na benziyor.
Boya Bağı Koyu, Akdeniz Foku Üreme Noktası, Ayı Balığı Koyu, Dolungaz, Kaynarpınar Koyu, Manal Koyu, Mimoza Koyu, İncirli Koy, Alman Koyu… Anlatmakla bitirilemeyecek Karaburun güzelliklerinden sadece bir kaçı.
Bir de plajları var ki burada cennetin ortasında olduğunuzu hissetmenin dayanılmaz hafifliğini yaşıyorsunuz. Badembükü, Hamzabükü, Yeniliman, Karaburun Bodrum Plajı…
İlkbaharda sarı sarı açıp her yerden fışkıran borcakların toprağı. Mordoğan ve Balıklıova balık çiftliklerinin istilası altında olduğu için Karaburun Kent Konseyi doğayı koruma mücadelesi veriyor. Bugün Karaburun Yarımadası, Eski Yunan ve Roma tarihinde “Mimas” olarak anılmaktadır.
Karaburun’da Kokulu Günler: Nergis Festivali
Nergis, İzmir güzeli. Zemheride karlara eşlik eden, zarif, boynu bükük çiçek, elde edilemeyen sevgilerin diliymiş. Diğer adı fulya. Fakat bu çiçekte bir gizemlilik var. Sanki dünyaya ait olmayan bir kokuya sahip. Her sene aynı yerde çiçek açıyor. Karaburun Yarımadasını mesken tutmuş kendine. Dağ nergisinin özgürlüğünü, kokusunu, gülüşünü kendime benzetiyorum.
Bir efsane vardır Nergis çiçeğini anlatan… Dilden dile dolaşıp günümüze kadar gelen mitolojik bir hikaye.
İsmi Narkosis’ten gelen çiçeğin efsanesi yürekleri burkuyor. Eski Yunan mitolojisine göre, Mimas’ta Narkissos adında bir avcı yaşar. Ekho, orman Perisidir. Bir gün Narkisso’u görür ve aşık olur. Ancak Narkissos bu aşka karşılık vermeyince Ekho bu aşkla eriyip gider. Bu duruma aşk Tanrıçası Afrodit bu duruma çok öfkelenir, kendisine aşık etmek için Narkissos’tan intikam almak çabası içinde büyüler yapar. Narkissos sularda kendi suretini gördükçe karşılık alamamanın acısını çeker.
Doğanın, Karaburun topraklarına bıraktığı en güzel hediye hurma zeytin.
Mucizevi bir zeytin türü olan hurma zeytin, Karaburun’u seçmiş konaklamak için. Enfes tadı olan bu zeytin, ağaçlar içerisinde genç sürgünler üzerini mesken tutmuş kendine. Her ağaçta olmaz hurma zeytin. Her yıl kasım ayında denizden karaya esen rüzgâr ile bir mantar türü, zeytin ağaçlarına bulaşarak çoğalıyor. Daldaki zeytin meyveleri üzerinde işlem yaparak acısını dalında alıyor ve hurma görüntüsü veriyormuş. Kabuğu acısını kaybettiği için hurma meyvesi gibi buruş buruş. Halk dilinde “furma” deniliyor. En önemli özelliği tuz ve asiti yok. Bu nedenle, kalp, damar, böbrek, tansiyon hastalarına şifa kaynağı. Çekirdeği küçük ve yağlı. Yağ oranı diğer zeytinlere göre daha yüksek. Normal zeytinlerde %26 iken, hurma zeytinde %50 seviyesinde.
Dalında kendi kendine olgunlaştığı için koparıp yiyebildiğimiz bu zeytine tuz limon sirke eklemeden tüketebilirseniz. Olabildiğince sağlıklı olabildiğince doğal. Hurma zeytini ilk görenler, tadı bozuk, bozulmuş zeytin gibi görebilirler. Doğallığından dolayı uzun süre dayanmayan bu zeytine, saf zeytin tadı almak isteyenler buyursun. Ağaçlardan iki yılda bir ürün alınıyor. Urla Kaymakamlığı tarafından bu ağaçlar koruma altına alınmış. “Kahvaltınızda hurma zeytin varsa bir tabak yetmez.” dedi Emine annem. Tuzsuz zeytine yakın bir tadı var.
Sadece Karaburun’da olan bu zeytin, sizce “ İkliminden mi yoksa cinsinden mi tatlanıyor?”
Kompanisti Peynirle Tanıştınız mı?
Sadece Urla ve Karaburun’da üretilen müthiş bir aromaya sahip peynir. Satıcıdan aldım bilgiyi. Acı peynir olarak biliniyor. Keçi ve inek sütünden yapılan lor 30 gün boyunca kaşıkla karıştırılarak veya yoğurularak ekşi bir hale getiriliyor. Lor bir süre sonra kendi yağından ayrılarak fermente oluyor. En son tuz ilave ediliyor. Zeytinyağı ile kavanozlarda saklanıyor. Ağır bir peynir türü olduğu için az tüketilir. Baharatlarla çok lezzetli bir tada kavuşuyor ve daha çok meze olarak kullanıyor.
Dikenli Kabak - Rodos Kabağı
Kabak renginde bir kirpicik düşünün. ‘Kirpi ne geziyor mutfağımda?’ diyebilirsiniz. Üzeri sık ve dik dikenlerle dolu. Dokunmak zor. Salatasını yedim.Hem tat hem koku olarak havuca benziyor. Bol lifli. Halk arasında Rodos kabağı deniliyor. Harika potasyum kaynağı. Çorbası, salatası, turşusu, yemeği, kızartması yapılıyor. Faydaları saymakla bitmiyor.
Karaburun’dan tekrar Mordoğan’a geldik. Mordoğan’ın dağları adını aldığı mor çiçeklerle dolu.
Mordoğan sahilinde kıyıda kır kahvesinde kırk yıl hatırı olan kahvemizi içtik. Harika manzarada sessizliği hissetmek için Karaburun Liman Köyüne uğramadan dönmeyin.
Trekking yapmayı seviyorsanız, motorunuzla viraj yapmayı seviyorsanız, kamp ve çadır size keyif veriyorsa “İstikamet Karaburun” diyebilirsiniz. Oldukça virajlı olan turkuaz koyları sizleri bekliyor. İyi ki geldim.
Karaburun, yorgun ruhuma iyi geldi. Akşam esintisi bir başkaydı. Sessizliğin adresini budum. Virajlı yolların arkasına saklanmış Karaburun’u sobeledim. Çarşaf gibi denizinden gözlerim dinlendi. Nergis, kurabiye ve hurma zeytini ile en güzel deniz, en güzel canlıların yaşadığı bakir yerden muhteşem bir gün batımını ardımda bırakarak döndüm.