Husky Safarisi için termal kıyafetlerimizi giydik. Yanımızda götürdüğümüz kayak pantalonu, kar ayakkabısı, yün çoraplar gibi giysilerin hiç birini kabul etmediler. Her birimizin ölçülerine uygun, çorap da dahil olmak üzere termal kıyafetler verdiler. Onların verdikleri kıyafetleri giydik, kendi kıyafetlerimizi yine onları verdiği kumaş torbaların içerisine koyarak araba ile Husky çiftliğinin yolunu tuttuk. Burada hijyen gerçekten çok önemli. Verilen her bir kıyafet bir sonraki safari için sterilize ediliyormuş.
Husky çiftliğine, müthiş manzaralar eşliğinde yaklaşık 15-20 dakika seyahat ettikten sonra ulaşıyoruz. Evler geniş bir alana yayılmış, tek katlı, dik çatılı, bahçeli pastel renklerde... Çatılarındaki buz sarkıtları bugüne kadar görmediğimiz büyüklükte ve kalınlıkta. Sanki bir masalın içindeyiz.
Çiftlikte bizi bir görevli karşılıyor. Grubumuza kızakları nasıl kullanacağımız konusunda oldukça detaylı 15 dakikalık bir sunum yapıyor. Bu sunum esnasında bir taraftan da huskylerin bağırışları geliyor kulaklarımıza.
Husky çiftliği çok geniş bir alana yayılmış durumda. Her köpek için betondan bir kulübe yapılmış, yaklaşık 3’er metre ara ile. Dizi dizi kulübelerin her birine 1 husky köpeği bağlanmış.
Köpekler bizi görünce “haydi çabuk olun, biz koşmak istiyoruz” dercesine öyle bir havlıyorlar ve hareketleniyorlar ki, anlatmak çok zor. Bu çiftlikte yüzlerce husky var.
Nihayet dersimiz de bitti. Derste öğrendiğimiz 4 önemli kural, daha doğrusu işaretleşme var; birincisi sağ kol dirsekten bükülüp aşağı yukarı hareket ettirilince “gidiyoruz”. Sağ kol yana açılınca “sağa viraj var” (sola açılınca da “sola viraj var”), Sağ kol avuç açık şekilde yukarıya kaldırılırsa “Duruyoruz” ve Sağ kol yukarıda dirsekten daireler çiziyorsa “problem var, yardım gerek” demek oluyor.
Sıra kızakların hazırlanmasına geldi. Her kızak iki kişilik. Bir kişi ahşaptan yapılmış ve üzerine ren geyiği postu serilmiş kızağa oturuyor. İkinci kişi ise kızağın arkasında ayakta kızağı kullanıyor. Ayakların altında dişli bir mekanizma var. Kızağı kullanan kişi durmak ya da yavaşlamak istediğinde bu mekanizmaya basıyor. Mekanizmanın dişleri kara batıyor ve bu şekilde fren yapılmış oluyor.
Görevliler her kızağa ikişer sıra ile 6 köpek bağlıyor. Köpeklerden biri lider. Köpekler kızaklara bağlanırken coşku hat safhada. Kıpır kıpırlar ve bağrışıyorlar. Sevinçten kuyruklarını bir o yana bir bu yana sallıyorlar.
Konvoy halinde yola çıktık. Yaklaşık 4 saat boyunca bembeyaz orman içinde safari yapacağız. Köpekler koşmaya başlayınca susuyorlar. Durduğunuz anda hem bağrışıyorlar, hem de yerlerinde duramıyorlar. Sanki hep koşmak ister gibiler. Hafif yavaşladığınız anda “frene basma, haydi koşalım!” dercesine hemen arkalarına dönüp bakıyorlar.
Huskylerin hepsi beyaz değil, siyah olanlar da var. Ama hepsinin ortak noktası, gözlerinin açık mavi olması. Biz bayıldık bu huskylere... Koşarken su ihtiyacı hissettiklerinde kenardan kar yiyerek koşmaya devam ediyorlar.
Nefis bembeyaz orman manzarası eşliğinde huskylerin çektiği kızaklar ile 2 saatlik mükemmel bir yolculuk sonrası bir Lapon kulübesine geliyoruz.
Bu arada kardeşim çok sıkı bir hayvansever olduğu için köpeklerin kızak çekmesine karşı olduğundan binmemeye kararlıydı. Ancak huskylerin koşmak için bu denli istekli ve hevesli olduklarını görünce fikrini değiştirdi. Sanırım bu koşma isteği huskylerin genlerinde var.
Geldiğimiz bu Lapon kulübesi 35 – 40 metrekare civarında bir dağ evi. Ortada boydan boya dar uzun bir ocak var. Kulübenin tepesinde de ocak boyunca uzanan dar ve uzun bir açıklık var, baca görevi görüyor.
Buradaki yerel rehberimiz belinden çıkarttığı çok keskin bir fin bıçağı ile 1 tane odun parçasını saniyede kıymık kıymık yaparak ateşi yaktı. Kömür ateşinde somon parçaları, havuç ve patatesten oluşan mükemmel bir kremalı çorba yaparak ikram ettiler. Bunun yanında da üzerine toz şeker serpilmiş kızartılmış ekmek parçaları verdiler. Ardından kahvelerimizi de yudumlayarak ateşi söndürdük. Rehberimiz tüm atıkları temizleyerek orayı bir sonraki grup için tertemiz bıraktı.
Kulübeden çıktığımız gibi, dışarıda bizi bekleyen huskyler, bizleri gördükleri gibi tekrar bağrışmaya başladılar. 2 saat daha ormanın içindeki safarimize devam ettik.
Bu arada kaşlarımız kirpiklerimiz buz tuttu. Öyle bir soğuk var ki, burnumuzun içindeki kıllar bile donarak diken gibi batmaya başladı. Cep telefonları, kameralar, fotoğraf makinaları bile dondu. Çekim yapmak için kamerayı çıkartıyoruz ancak 1-2 dakika içerisinde önündeki objektifin camı buz tutuyor. Makinaları sıcak tutmak için kıyafetlerimiz ile sarıyoruz. Şarjlar soğuktan dolayı çabucak bitiyor. Burada çekim yapmak gerçekten oldukça zor oldu.
Sıcaklık -26 derece. Ama huskyler öyle mutlular ki, kuyruklar yine havada bir sağ, bir sola koşuşturuyorlar. Öndeki kızak durduğunda arkadaki kızağın sürücüsü frena basmaz ise arkadaki kızak öndeki kızağa doğru ilerliyor. Ama Ön kızaktaki huskyler arkadakini öne geçirmek istemediğinden birbirleri ile kavga etmeye başlıyorlar.
Husky safari turumuzun ardından otele döndük. Ancak bu safari anlatılmaz ancak yaşanır. Laponya gezisi boyunca kalabileceğiniz uygun fiyatlı Apartment Kokki ve Matkustajakoti Outa gibi oteller mevcut.