Lviv'de Gezilecek ve Görülecek Yerler

İş gezisi için Kiev’de bulunduğum dönem hafta sonunu değerlendirmek için bir Ukrayna’da yaşayan arkadaşım Emre ile beraber Lviv’e gitmeye karar verdim. Lviv; Ukrayna’nın batısında yer alan, Kiev’e yaklaşık 540 km mesafe olan bir şehir. Polonya sınırına yakın bir noktada olan Lviv’in nüfusu 860 bin kişi. Eski şehir merkezi UNESCO dünya kültür mirası listesinde yer alıyor.

Lviv’e gitmek için sabah saat 06:55’te Kiev tren istasyonundan trene bindik. Bindiğimiz tren yeni ve hızlı bir trendi. 5 saatlik yolculuk sonrası Lviv’e vardık.

Lviv’de ilk olarak kalacağımız otele gittik. Lviv’de konakladığımız Modern Art Otel şehrin tam merkezi olarak kabul edilen Pazar Meydanı’na (Rinok Square) 650 metre mesafede. Yani yürüyerek yaklaşık 10 dakika. Oda+kahvaltı için gecelik yaklaşık 60 USD ödeme yaptık.

Otele eşyaları bıraktıktan sonra meydana doğru yürümeye başladık. Yol üzerinde Mitskevycha Meydanı’ndan geçerek Pazar Meydanı’nın batısında kalan Svobody Caddesi’ne ulaştık. Caddenin ortasında yer alan parkta birçok heykel yer almaktadır.

Bu heykellerden belki de en önemlisi Ukraynalı şair ve ressam Taras Shevchenko’nun heykelidir.

Cadde boyunca uzanan ince uzun parkta yer alan banklarda satranç ve dama oynayan ve bunları izleyen yancıları görmek mümkündür. Caddenin sonunda ise tüm ihtişamıyla duran, Lviv’in en gösterişli binalarından Opera ve Bale Binası yer almaktadır.

Svobody Caddesi’nden her gün şehir turu yapabileceğiniz otobüslere binebilirsiniz. Ayrıca şehirde fayton turu yapmak isterseniz yine bu caddeye gelmeniz gerekmektedir.

Svobody Caddesi’nde yer alan bir başka gezi noktası Tarih Müzesi’dir. Müzede ağırlıklı olarak tablolar yer almaktadır.

Müzenin çevresinde ara sokaklardan Pazar Meydanı’na ulaşabilirsiniz. Eğer meraklısıysanız bu ara sokaklardan birinde bir bitpazarı kurulmaktadır. Biz de buraya kadar gelmişken bitpazarını gezmeden geçmedik. Ukrayna ve Rusya’da görebileceğiniz birçok bitpazarında olduğu gibi burada da bol bol Sovyet Rusya döneminden kalma eşyalar satılmaktadır.

Sonunda Pazar Meydanı’na geldik. Meydanda en çok göze çarpan yapı Ratuşa Kulesi'dir. Kule, Belediye Sarayı'nın üstünde yükselmektedir.

Belediye Sarayı ortasında avlusu olan dikdörtgen bir yapı ve Pazar Meydanı bu dikdörtgen yapının çevresinde yer almaktadır. Yani Pazar Meydanı tek bir açık alandan oluşan meydan değil, ortasında Belediye Sarayı olan dört meydandan oluşuyor desek yanlış söylemiş olmayız.

Meydanın dört köşesinde yunan mitolojisinden Neptün, Diana, Adonis ve Amphitrie heykelleri ile süslenmiş birer çeşme bulunmaktadır.

Meydanı dolaştıktan sonra meydanın güneydoğusunda yer alan Dom Legend Restaurant’a gittik (48, Staroevreyska str). Yerel yemekleri tadabileceğiniz bu restaurantta yemekten çok dekor dikkat çekmektedir. Her odası farklı konseptte dekore edilen bu restaurantta garsonlar efsanelere göre tasarlanan mekana uygun kıyafetler giymektedir. Restoranın 5. kattaki çatısından şehri fotoğraflamak mümkün.

Restorandan çıkışta meydanın aksi istikametine, güneye doğru ilerleyerek Soborna Meydanı’na geldik. Meydanda yer alan ve tarihi 15. yüzyıla dayananBernardine Kilisesi'ni gezerek kültür turumuza devam ettik.

Kiliseden Soborna Caddesi boyunca 50 metre kadar batıya ilerleyince Halytska Meydanı’na vardık. Meydanda eski bir Galiçya Kralı olan Kral Danylo Halytskyi Heykeli yer almaktadır.

Heykelden tekrar kuzeye, Pazar Meydanı’na doğru yürüyoruz. Meydana gelmeden hemen önce iki tarihi yapı ile daha karşılaşıyoruz. Bunlardan ilki Lviv’li tüccar aile Boim Ailesi tarafından yaptırılan Boim Ailesi Şapeli. 1609-1615 yılları arasında yapılan şapele Boim Ailesi’nin 14 üyesi gömülmüş.

Şapelin hemen yanında yer alan diğer tarihi mekan ise Latin Katedrali. Katedral 14. yüzyılda inşa edilmiş bir Roma Katolik kilisesidir.

Pazar Meydanı’nda her saat başı kalkan lastik tekerli tren ile şehir turu yapılabilmektedir. Yaklaşık 50 dakika süren tur ile eski şehir merkezi gezilmektedir.

Bunca gezmeden sonra artık yorgun düşüyor ve otelimize geri dönüyoruz. 1-2 saat istirahat ettikten sonra bir şeyler içmek üzere bir pub’a gittik ve yerel bir tat olan Lvivske birası içerek günü tamamladık.

Sabah otelde kahvaltı ettikten sonra eşyalarımızı topladık ve valizlerimizi otele emanet ederek tekrar gezmeye koyulduk.

Otelden yaklaşık 1,8 km doğuya doğru yürüyerek Lychakiv Mezalığı’na gittik. Mezarlıkta ne işiniz var demeyin, bu mezarlık başka. Her biri sanat eseri olan sayısız mezar taşının olduğu farklı bir mezarlık burası. Tarihi 1787 yılına uzanan bu tarihi mezarlığı harita ile geziyorsunuz. Mezarlığı gezmek için rehberli turlara katılmak mümkün, hatta golf arabası ile de gezebilirsiniz. Mezarların önemli bir kısmı, Lviv bir zamanlar bir Polonya şehri olduğu için Polonyalılara aittir.

Mezarlığın içerisinde bir de şehitlik yer almaktadır. 1918-1919 Polonya-Ukrayna Savaşı ile 1919-1921 Polonya-Sovyet Rusya Savaşı sırasında şehri savunan şehit askerler bu şehitlikte yatmaktadır.

Mezarlıktan çıkınca merkeze gitmek için tramvaya biniyoruz (tramvayda ödemeyi tramvayın içinde yapabiliyorsunuz).

Tramvay ile Pazar Meydanı’nın doğusunda yer alan Dormition Kilisesi’nin önüne kadar geliyoruz (son durak).

Tramvaydan indiğimiz meydanda Ivan Fedorov Heykeli ve heykelin çevresinde eski eşyaların ve şehre özgü hediyeliklerin satıldığı tezgahlar yer almaktadır.

Ivan Fedorov Ukrayna ve Rusya’nın ilk matbaacısıdır (1525-1583). Meydanda ayrıca Korniakt Kulesi yer almaktadır.

Tezgahların arasından batıya, Pazar Meydanı’na doğru yürüyoruz. Ara sokaklarda Kutsal Cemaat Kilisesi’nden geçiyoruz (HolyCommunion Church).

Günlerden Pazar olduğu için bir nikaha denk geliyoruz. Kiliseyi gezip meydana doğru devam ediyoruz.

Meydanda yer alan Ratuşa Kulesi’ne çıkıyoruz. 65 metre yüksekliğindeki kuleye tırmanmak o kadar kolay değil. Dar merdivenlerden çıkarken yer yer tek kişinin ancak geçebileceği yerlerden hem inenler hem de çıkanlar geçmeye çalışmaktadır. Oldukça dik olan basamakları tırmanmak insanı yoruyor. Ama kulenin tepesine çıkıldığında, dört tarafı ile şahane bir manzarası ile karşılaşılıyor.

Kulede dinlenip, fotoğraflarımızı çekip, bir sonraki gezi noktamız olan Potocki Sarayı'na doğru gidiyoruz.

Potocki Sarayı; Ratuşa Kulesi’nin güneybatısında, kuleye 650 metre mesafede yer almaktadır. Saray 1880’lerde Galiçya Valisi Alfred Józef Potocki tarafından yaptırılmış.

Şansımıza Lviv Çikolata Festivali dönemine denk gelmemiz sayesinde sarayın yan bahçesine kurulan festival alanını gezme şansımız oluyor.

Festival kapsamında çeşitli sanatçıların hazırladığı çikolatadan heykeller ilgi çekicidir.

Artık akşam olmuş ve Kiev’e dönüş trenimizin saati yaklaşmıştı. Bu nedenle Mitskevicha Meydanı’ndaki bir İtalyan restaurantı olan Felicita’ya gittik. Lezzetli pizzalarından yedikten sonra otelimize gidip eşyalarımızı aldık. Bir taksiye binerek gara gittik.

Saat 20:05’te kalkan Kiev trenine bindik. Sabah saat 05:51’de Kiev’e varacak olan tren için iki yataklı bir kompartıman tutmuştuk. Trende ayrıca dört yataklı kompartımanlar da bulunmaktadır. Her vagonda bir çay ocağı bulunmaktadır ve istediğiniz zaman çok uygun bir fiyata çay alabilmektesiniz. Keyifli bir yolculuk sonrası Kiev’e vararak gezimizin sonuna geliyoruz.

http://www.sonatizm.com