New York'ta Gezerken Bütçenizin Sarsılmasını Önleyebilecek Birkaç İpucu

New York, yüzyıllardan beri Amerika'ya gelen insanlar için bir "Amerika'ya Giriş Kapısı" olmuştur ve bu özelliğini günümüzde de aşağı yukarı devam ettirmektedir. New York John F. Kennedy Havaalanı ve komşusu New Jersey Newark Havaalanı toplamda yıllık 35 milyon uluslararası yolcusu ile USA'nın dünyaya açılan kapısı durumundadır. Türkiye'den USA'ya gidenler içinse yakınlığı ve THY'nin direkt uçuşu olması nedeniyle en çok tercih edilen yerlerin başındadır New York. Yani USA'ya gelen çoğu Türk'ün yolu bir şekilde New York'dan geçer. 1 ay kaldığım New York'ta acı-tatlı yollarla öğrendiğim birkaç tecrübeyi New York'a yolu düşecekler için buradan paylaşacağım. Zaten Amerika standartlarına göre çok pahalı olan Manhattan koşullarına, doların 3 TL'yi geçmesi de eklenince birçoğumuz için New York'ta ekonomi yapmak zorunluluk oldu. Başlık başlık yazmaya başlıyorum...

1) HAVAALANINDAN ŞEHRE GİDİŞ

John F. Kennedy (JFK) Havaalanı: 

Airtrain + Subway ile Ulaşım: JFK'dan Manhattan'a ulaşmanın ucuz ve nispeten hızlı yollarından birisi JFK AirTrain ve Metro (Subway) bağlantısı. (Amerika'da Avrupa'nın aksine metroya subway deniliyor.) Havaalanında AirTrain tabelalarını takip edip istasyona geldiğinizde iki adet tren yolu göreceksiniz. Havadan giden bu trenlerden bir taraftaki sadece havaalanı terminallerinde ring yapıyor ve ücretsiz iken; diğer taraftaki sizi en yakın metro durağına götürüyor ve ücretli. Gidebileceğiniz 2 adet subway istasyonu bulunuyor; Jamaica Station ve Howard Beach Station.

THY ile Terminal 1'de inip Airtrain istasyonuna geldiğimizde sağ taraftaki peronda elektrikli tabelada Howard Beach Station'a giden yeşil renkli trenin geleceği yazıyordu. Biz kırmızı renkli Jamaica Station'a gideceğimiz için önce bir etrafa baktım başka bir peron var mı diye. Sonradan farkettim ki hem yeşil hem kırmızı renkli Airtrain aynı perondan sırayla kalkıyorlar. Trene binmek için önden herhangi bir bilet almanıza gerek yok. Elinizi kolunuzu sallayarak girebiliyorsunuz. Ödemeyi en son istasyondan çıkarken yapıyorsunuz. Bilet makinelerinde kredi kartı ve nakit geçiyor. Buradan bir Metrocard almanız gerekiyor. Metrocard'ı ilk alışta makineden alıyorsanız bir kereye mahsus 1$ ücreti var. Bu kartı ilerde makinelerden doldurarak tekrar kullanabiliyorsunuz. Şehre bu şekilde ulaşmanın ücreti Airtrain 5$ + Subway 2.75$ + Metrocard 1$ = 8.75$ 

Bazen trafik olduğunda taksiyle ulaşımdan bile hızlı olduğu için biz bu yöntemi tercih ettik. Manhattan'a ulaşmak bu yöntemle 1-1,5 saat sürüyor. Hem Airtrain hem subway 24 saat çalışıyor.

Otobüs + Subway ile Ulaşım:
Manhattan'a ulaşmanın en ucuz yöntemi. Denemedim ama şu şekilde oluyor. Terminal 5'den Queens'deki subway istasyonlarına giden otobüsler kalkıyor. Bunlara binip subway'e ulaştıktan sonrada istediğiniz yere gidebilirsiniz. Otobüse direk kapıda 3$ verip binebilirsiniz ama eğer böyle yaparsanız subway'e aktarma yapamazsınız. Aktarma yapabilmeniz içinse Metrocard almanız lazım. Metrocard'ı Terminal 1 ve 5'de bulunan Hudson Newsstands'den alabileceğiniz gibi benim vaktim var derseniz Airtrain ile ücretsiz son durağa kadar gidip istasyondan çıkmadan makinelerden alıp geri de dönebilirsiniz. Bu şekilde şehre ulaşım ise Metrocard 1$ + Otobüs/Subway 2.75$ = 3.75$

Newark Havaalanı:
Buradan şehre ulaşmanın en ucuz yöntemi havaalanı önünden kalkan 24 saat çalışan 62 numaralı otobüse binip Newark Penn Station'a gitmek (1.5$) ve buradan da PATH'i kullanarak Manhattan'a geçmek (2$). Toplam maliyet 3.5$. Diğer yöntemlerden en ucuzu 18$ olduğu için en akıllıca yöntem kanımca bu gibi duruyor. 

2) ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Ulaşıma değinmeden önce şehrin dinamiği hakkında biraz bilgi vermek isterim. USA; 50 eyalet, bir federal bölge (Washington, D.C.) ve Palmyra Atölü'nden oluşuyor. New York bu eyaletlerden birisinin ismi. New York Eyaleti'nin en kalabalık şehri New York City sanıldığının aksine eyaletin başkenti değil. Eyaletin başkenti Albany isimli 100 bin nüfuslu bir kent. New York City'nin ise kendi içinde 5 adet ilçesi (borough) bulunuyor. Bunlar; Manhattan, Bronx, Queens, Brooklyn ve Staten Adası'dır. New Jersey yine New York gibi ayrı bir eyalettir. New Jersey'nin en kalabalık şehri Newark olup konumuzla daha alakalı olan şehirleri Hudson Nehri'nin diğer yakasını oluşturan Hoboken ve Jersey City'dir. Dileyen benim haritama da bakabilir. 

https://www.google.com/maps/d/edit?mid=zSZn12TaxBFQ.kzu6MC5J5474&usp=sha...
  
Yürüme: 
Tabi ki en ucuz ulaşım yöntemi. Şehir gerçekten hem gündüz hem gece yürümek için çok güvenli. Amerikan filmlerinden alışık olduğunuz sahnelerle özellikle Manhattan'da karşılaşmanız çok uzak bir ihtimal. Bronx'un kenar mahallelerinde gece yürümek belki tehlikeli olabilir ama onun haricinde şehrin çok büyük bir bölümü güvenli. Bronx'da da kayda değer turistik bir şey yok bu arada. New York'a gelip turistik amacla Bronx'a gitmek İstanbul'a gelip Ümraniye'ye gitmek gibi. Bronx'da bulunan Hayvanat Bahçesi, Botanik Bahçesi, Yankee Stadyumu gibi ana turistik aktivitelere gündüz vakti subway ile ulaşabilir ve güvenle gezebilirsiniz. 

Subway - Otobüs:
New York'un en güzel yanlarından birisi subway ağının şehrin neredeyse her yerine ulaşması ve 24 saat kesintisiz çalışması. Bazı lokal istasyonlar gece kapansa da çoğu istasyon her zaman açık. Subway için bir kereliğine mahsus Metrocard almanız gerekiyor. (1$). Sonrasında kartınıza para yükleyerek kullanabiliyorsunuz. Bir kart ile, şayet sonrasında otobüse aktarma yapmayacaksanız, sırasıyla geçerek birden çok kişi de binebilirsiniz. Kişi başı kart almanıza gerek yok eğer otobüse aktarma yapmayacaksanız. Kart yüklerken dikkat etmeniz gereken bir nokta ise; 5.50$ üzeri bir yükleme yaparsanız %11 bonus kazanıyorsunuz. Yani 10$ yüklerseniz kart bakiyeniz 11.10$ oluyor. Subway'e bir kere girdikten sonra içerisinde istediğiniz kadar aktarma yapabilirsiniz. Giriş tek fiyat 2.75$ ve subwayden çıkmadan aktarma sınırsız. Gittiğiniz mesafeye göre para vermiyorsunuz yani. Grand Central'dan Bryant Park'a gitseniz de aynı fiyat, Woodlawn'dan Coney Island'a gitseniz de aynı fiyatı veriyorsunuz. Bu arada bazı küçük subway duraklarında içeri girdikten sonra karşı istikametin peronuna içerden geçiş olmuyor. Bu genelde istasyonun kapısında yazar ama yanlışlıkla girerseniz panik yapıp subway'den çıkmanız size bir 2.75$ daha ödetir. Bu durumda yapacağınız; trene binip bir sonraki istasyona gidip karşı perona geçmek. Subway'den otobüs'e, otobüs'den subway'e aktarma Metrocard ile ücretsiz. Bu arada 7 ve 30 günlük sınırsız Metrocard seçeneği de var, sırasıyla 31$ ve 116.50$.

Staten Adası Feribotu:
Battery Park'ın yanında bulunan Güney Feribot Terminali'nden kalkan bu feribot adı üstünde Staten Adası'na gidiyor ve ücretsiz. New York'da sınırlı vakti olanlar ne işimiz var Staten Adası'nda diyebilirler, hatta derler. İzah edeyim hemen; USA'da gerçekten yüzölçümüne vurursanız çok çok az UNESCO koruması kriterlerine giren ve girebilecek yer var. Bu tek tük UNESCO korumasındaki yerlerden biri de Özgürlük Anıtı. Özgürlük Anıtı'na gidiş için tek imkanınız Statue Island Feribotu'nu kullanmanız. Eğer anıtın tacına çıkmak isterseniz en az 3-4 ay önceden biletiniz almanız gerekiyor. 21$, eğer sadece kaideyi gezmek isterseniz de yine 3-4 gün önceden bilet almanız lazım. (18$) Biletinizi önceden almadıysanız ve New York'da sadece bir iki gününüz varsa ya feribotla sadece adaya gideceksiniz ve heykeli dibinden göreceksiniz. Ya da bu bahsettiğim feribota binip heykelin yakınından geçerken heykeli göreceksiniz. 

PATH:
New Jersey ve Manhattan arasındaki bu metro 24 saat çalışıyor ve sadece 2$. Manhattan'da takılıp akşam da New Jersey'de kalayım derseniz sizin ilacınız işte bu. Hoboken ile Manhattan arası sadece 3 dakika sürüyor. 

3) KONAKLAMA

Manhattan'da konaklama gerçekten çok pahalı. Couchsurfing benzeri bir siteyi denemeniz de fayda var aksi taktirde gezininiz en pahalı kısmını muhtemelen otel harcamalarınız oluşturur. New York otelleri için birçok site mevcut. Kalacağınız yeri seçerken şunlara dikkat edebilrsiniz; Manhattan'ın bohem hayatını yaşayacağım derseniz Chelsea, Greenwich ve Soho'da konaklayabilirsiniz. Kalacağım yer şehrin merkezi olsun derseniz Times Square etrafında kalmak gibi bir hata yapmayın. Times Square genelde turistlerin amaçsızca bir aşağı bir yukarı dolaştığı bol ışıklı bir meydan. Kaliteli gece hayatı daha çok Chelsea, Greenwich ve Soho etrafında toplanmış. 

Nezih ve huzurlu bir mahallede kalmak isterseniz Central Park'ın her iki yanındaki Upper East ve Upper West'de kalabilirsiniz. 

Manhattan'da kalmak benim bütçemi zorlar veya ben gökdelenler arasında kalmak istemiyorum derseniz, alternatifiniz Jersey City ve Hoboken olabilir. Özellikle Hoboken'ın mükemmel bir gece hayatı var. PATH ile 24 saat Manhattan'a hızlıca ulaşabilirsiniz. 

Williamsburg'da kalmak akşamları o bölgede takılacaksanız avantajlı olabilir. Sonuçta subway ile istediğiniz her yere biraz vakit alsa da ulaşabilirsiniz. Aynı şekilde Brooklyn'de de nispeten ucuz konaklama şansı bulabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta otelinizin subway'e yakınlığı olsun.

4) YEME-İÇME, MARKET

Su:
New York'da musluk suyu içilebiliyor. Hem de tadı oldukça güzel. Tüm restoranlarda ve barlarda ücretsiz olarak musluk suyu içebiliyorsunuz. Derseniz ki "Ben musluk suyuna güvenemem, gastroenterit filan olurum" -ki benim eşim diyor- tavsiyem Staples ve Rite Aid gibi marketlerde 24'lü ambalajda yarım litrelik Roland Springs sular satılıyor. 24 tanesi 5$ civarı.  

Market:
Sokakta yürürken adım başı karşınıza çıkacak 24 saat açık olan eczane zincirlerinden mümkün olduğunca uzak durun. (Duane Reade, CVS, Rite Aid vb.. ) Çünkü gerçekten çok pahalılar. 

Temel ihtiyaçlarınızı ucuza alacaksanız tavsiye edeceğim adres Jack's 99 Cent Store. Bizim buralardaki A101 ve BIM ayarında. Aşağı yukarı herşey var ama sadece tek çeşit. Alışverişi buradan yapıp eksikleri diğer marketlerden tamamlamak akıllıca bir yaklaşım olur.

Gıda alışverişinde ise tek geçeceğim adres Whole Foods Market. Genelde sadece sağlıklı gurme ürünler satan, fiyatları Manhattan şartlarına göre makul olan bir gıda marketi. Örneğin fıstık ezmesi almak isterseniz 30 çeşit arasından seçebilirsiniz. Markette sağlıksız olduğu için kola, nutella gibi ürünler satılmıyor. Yerine chia tohumu suyu, bilmem ne otu, bilmem ne balığı bulabilirsiniz. Bizim buradaki Macrocenter ayarında. 

Yemek:
Evet belki birçoğunuzun duyduğu "Amerikalıların yemek kültürü yok" sözü bir bakıma doğru olabilir ama bu sözü "Amerika'da iyi yemek yok" olarak algılamak çok büyük bir hata olur. Amerika'da çok lezzetli yemekler bulabilirsiniz ama paranız varsa. Vahşi kapitalizmi iliklerinizde hissedeceğiniz bir yer. Bizdeki gibi 10 TL vereyim en lezzetli döneri yiyim diye bir dünya yok maalesef benim gördüğüm. Cheap Eats kavramı orada 10-15$ civarı bir fiyat ödemeyi gerektiriyor. İki kişi ortalama bir restoranda karnınızı doyurmanız minimum 80$ civarı.

Ucuza öğün geçer mi peki? Geçer; Dilimi 99 cent pizzalardan alabilirsiniz. Doughnut yiyebilirsiniz. Her yerde onlarca olan hamburger zincirlerinden hamburger alabilirsiniz... Sonuçta hepsi çok sağlıksız. Bir iki gün neyse ne de; bir hafta kalacaksanız helak olursunuz.

Evde pişirmek bir alternatif olabilir mi? 3-4 kişi değilseniz astarı yüzünden pahalıya gelebilir. 

Peki ne yapalım aç mı kalalım? Ben şöyle yaptım. Türkiye'den kavurma yapıp götürdüm. Şaka bi yana, genelde Whole Foods Market'de yemeklerimi yedim. 5 yıldızlı otellerin yemek standlarını düşünün, bu marketin içinde de bu tarz yemek standları var. Hem de onlarca çeşit sıcak yemek ve  ara sıcağın yanında çok geniş seçenekli bir salata barı ve tatlı barı da var. Bunların yanında şarküteri kısmından istediğiniz birşey varsa da alabilirsiniz. Yemeklerde inanılmaz bir çeşitlilik ve kalite var. İstediğiniz yemeği alıp kutulara koyuyorsunuz ve tarttırarak fiyatını ödüyorsunuz. Marketin hemen yanında masalar ve çatal-kaşık vb. olan bölümlerde aldıklarınızı anında yiyebiliyorsunuz. Fiyatlar ise şöyle, örnek bir tabağımı anlatayım size; 2 parça soslu biftek (yaklaşık 200 gram civarı), yanına ıspanaklı noodle, üzerine biraz Danish blue ve cheddar, yanına 3 tane kuşkonmaz ve biraz sebze (brokoli, kabak vb). Bu tabağı tartıyorlar yaklaşık 350-400 gram geliyor. Dengeli bir öğün. Fiyatı sadece 6-7$ civarı. İçecekle birlikte bir öğünü 8$'a getirebilirsiniz. Bu yediklerinizi asla evde veya restoranda yiyerek daha ucuza getiremezsiniz.

Bu tarz yerler Amerika'da çok yaygın. Birçok alternatifi var ama benim tercihim genelde bu marketten yana oldu. Bunun haricinde birçok restorana gittim, sadece tavsiye edeceklerimi yazacağım...

Restoranlar - Kafeler - Barlar:
 
1) Jean Georges

Belki de bir restoranda hayatımda yediğim en lezzetli yemeği burada yedim. Evlilik yıldönümümüz için Michelin rehberinde bir yer bakıyordum. New York'da 6 tane 3 michelin yıldızlı restoran bulunuyor. Ben de yer bakmaya ilk olarak bu 3 yıldızlı restoranlara bakarak başlamıştım. İlk baktığım restoranların yorumlarında "Kişi başı 1000$ verdik ama değdi." tarzı yorumlar görünce tam sayfayı kapatacaktım ki Jean Georges'a da bir bakıverdim. Diğer 3 michelin yıldızlı restoranlara göre fiyatları oldukça makuldu. Öğlen menüsünde 2 çeşit yemek ve önden ikramlar kişi başı 48$'dı. 2 kişi bahşiş ve şaraplar dahil 180$ ödedik. Buradan okurken anlaşılmayabilir ama oralar için çok uygun bir fiyat olduğunu Manhattan'a gittiğinizde daha iyi anlayabilirsiniz. Yemeklere gelince inanılmaz lezzetleriydi. Özellikle soslar o kadar başarılıydı ki birden kendimi 3 michelin yıldızlı restoranda tabağıma ekmek banarken buldum. Leyla'nın dürtmesiyle kendime geldim birden. Bir de evlilik yıldönümümüz olduğunu bildikleri için bize süpriz yıldönümü pastası getirdiler. Herşeyiyle çok memnun ayrıldık. İyi bir Fransız restoranı arıyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.

2) Gregorys Coffee

Evimize çok yakındı ve kahvelerimizi genellikle burada içtik. Birkaç yerde şubesi var. İyi bir kahve için tavsiye ederim.

3) Ess-a-Bagel

Bagel, Polonyalı Yahudiler tarafından Amerika'ya getirilmiş bir tür ortası delik mayalı çörek. Ortasından kesilerek arasına - tabiri caizse - herşey konulabiliyor. Her öğünde yenebilir. Ben en çok Ess-a-Bagel'de yediğimi beğendim. 

4) Bill's Bar and Burger

Fat Cat isimli hamburgerini denedim. Gerçekten çok lezzetli. Aldığı ödülleri hakediyor. 10$ civarı.

5) Burger Joint

Burası Le Parker Meridien Hotel içinde bulunan gizli bir hamburgerci. Herhangi bir tabelası yok. Otele girdiğinizde uzun kadife perdeler ile örtülmüş bir duvar ve uzuncana bir kuyruk ile karşılaşıyorsunuz. (Bu arada New York'da her iyi şeyin önünde mutlaka kuyruk var. Hiç araştırmadan New York'a gidip sadece gördüğünüz kuyruklara bile girseniz istemeden müthiş şeyler keşfedebilirsiniz.) Kuyruğa girip köşeyi döndüğümüzde neon ışıklı bir hamburger ve kapıyı gördük.İçerisi tam salaş. Otel ne kadar lüks ise içerisi de bir o kadar salaştı. Cheeseburgeri çok iyiydi.  9$

6) Grimaldi's Pizzeria

New York'da muhtelif sitelerde meşhur diye lanse edilen, derlemelere giren, ödüller alan, insanların tıka basa doldurduğu belki 10 kadar yerde pizza yedim. Aralarından en beğendiğim burası oldu. Brooklyn Köprüsü'nün hemen altında Brooklyn tarafında. Büyük boy pizza 20$ civarı. 

7) Sarabeth's Bakery

Birkaç yerde şubesi olan bu fırının Chelsea Market'deki şubesine uğradık. Bir tatlı ve kahve molası için ideal. Banana-Blueberry Muffin 2.5$

8) Nomad Restoran

New York'un 3 Michelin yıldızlı en pahalı restoranı olan Eleven Madison Park, Şef Daniel Humm'ın klasik müzik virtüözü ise bu da kelimenin tam anlamıyla rock starı. Nomad Hotel'in içinde yer alan bir Michelin yıldızlı olan bu restoranda Chicken Burger yedim. Klişe bir söz ama yine de söyleyeyim. "Amerika'nın en iyi hamburgeri". Tabi ki Amerika'nın tüm hamburgercilerinde yemedim ama yediklerim arasında en iyi açık ara buydu. Tavuğu foie gras ile kaplamışlar. Üzerinde siyah trüflü mayonez ile yumuşacık Brioche ekmeğin arasında geliyor. Bilmeyenler için ek not düşeyim; Foie gras genelde Fransa, Macaristan, Bulgaristan ve New York'da üretilen Türkiye'de üretiminin yasak olduğu bir yiyecek.  Kazlar gavaj yöntemi ile aşırı beslendiriliyor. Kazın karaciğeri yağlanıyor. Sonra bu yağlanmış karaciğer tereyağ gibi sürülebilecek bir krema haline getiriliyor ve yemeklere sürülüyor. Buranın değinmeden geçmeyeceğim özelliklerinden birisi de kokteylleri. Army Navy isimli kokteylini içtim. Cin, sherry, orgeat şurubu, limon, angostura bitters ile hazırlanmış. Tadı hala damağımda. Bu arada otelin kütüphanesi de gerçekten çok şık. Mutalak görmenizi tavsiye ederim. Kokteyller 13$, burger 22$. 

9) Five Leaves

Ne yalan söyliyim Williamsburg ile ilgili tavsiyeleri Gezimanya'dan aldım. Merhum Heath Ledger'ın (Batman'de Joker'i oynuyordu) projesi olan bu cafede midye yedim. Safranlı hindistancevizli sos gerçekten çok yakışmış midyeye. (15$)

10) Bedford Cheese Shop

Çok lezzetli peynirler tattım. Geçerken uğramakta fayda var.

11)  Mast Brothers Chocolate Factory

Koyun sütünden çikolata. Evet, benim gibi hem koyun yoğurdu hem çikolata hastası birisi için yapılabilecek en büyük icat. Tek kelime ile muazzam. İcat diyorum çünkü hemen 2 yan binada Mast Kardeşler'in laboratuarları var. Burada insanlık için önemli buluşlara imza atıyorlar her daim. Onlarca farklı tadda çikolata mevcut. Tableti 8$

12) Momofuku Milk Bar

Geçerken bir uğradım ve Chocolate Chip Passionfruit Cake Shake aldım bir tane. Daha ilk yudumu çeker çekmez bu ne arkadaş dedim. Mükemmel lezzetli. Bir çırpıda bitiverdi zaten. Önerilir.

13) Luke's Lobster

Deniz ürünlerini sevenler için doğru adres. Soğuk söğüş tarzda karides, yengeç ve ıstakozları sandviç içinde hüpletebilirsiniz.

14) Katz's Delicatessen

Burasını da Vedat Millor'dan öğrendim doğrusu. Pastrami diye müthiş lezzetli ince ince kesilmiş bir et yapıyorlar, parmaklar da yanında gidiyor. O derece! Salaş mı salaş, kokulu bir mekan. Biz de bu tarz yerlere ünlüler gelince fotoğrafları duvarlara asılır ya, burada da böyle bir durum var. Ama yer New York olunca tabi ünlü seviyesi bir tık yukarda. Benim tanıdıklarım arasında; Bill Clinton, Frank Sinatra, Jerry Lee Lewis, Tommy Hilfiger, Spike Lee, Ted Nugent, Jake Glyngal, Meg Ryan, Ben Stiller... gibi isimler vardı.Bir sandeviç bir kişi için çok büyük yalnız, ya yarım alın ya paylaşın.  

15) Dean & Deluca

Bir diğer lezeetli kahveci. Ben özellikle donutlarını sevdim. Madison'da ve Soho'da şubesi var.

16) Harney & Sons SoHo

Artık yazmaktan sıkıldığım için "Biri çay tadımı mı dedi? İşte doğru adrestesiniz" gibi klasik bir cümleyle giriş yapacağım. Şaka bir yana burada o leziz çaylar tadılmalı, alıp evde denenmeli. Özellikle sıcaktan farımış haldeyken içtiğim hindistan cevizli buzlu yeşil çay beni benden aldı.

5) CEP TELEFONU

AT&T'den 1 aylık sınırsız konuşma, sınırsız mesaj ve ilk 4 gb'ı hızlı sınırsız internet paketini 50$'a aldık. İnternet sınırsız olduğu için aplikasyonlar aracılığı ile Türkiye ile rahatça konuşabildik.

6) ARABA KİRALAMA

Herşeyde olduğu gibi araba kiralamanın da Amerika'da en pahalı olduğu yer Manhattan. Özellikle haftasonları son ana bırakmışsanız araç fiyatları günlük 300$ a kadar çıkabiliyor. Bir de araçlar sigorta kapsamında olmadığı için günlük sigorta yaptırmanız gerekli. Bunun bedeli ise günlük 8-30$ arası değişiyor. Peki ne yapmak lazım? Önceden rezervasyon yaparsanız herşey dahil 60$ civarı bir fiyata araç kiralayabilirsiniz. Peki kiralayacağınız gün önceden belli değilse ne yapabilirsiniz? Biz şöyle yaptık. Manhattan'da araç kiraları ve vergiler çok fazla olduğu için PATH treni ile yaklaşık 10 dakikada New Jersey'deki Newport Mall'a geçtik, buradan araç kiraladık. Bizim kiraladığımız gün Manhattan'daki Avis'lerde en ucuz araç 240 $ iken biz New Jersey'den 80$ a kiraladık. Aklınızda olsun.

7) ALIŞVERİŞ

Özet geçeceğim; şehir içinde kıyafet, gözlük vb... için en ucuz yer Century 21, kapanın elinde kalıyor. Macy's leri karıştırırsanız indirimli birşeyler yakalama ihtimaliniz var. Ama Herald Square'dakinde genelde pek birşey kalmamış oluyor. New Jersey'deki New Port Mall'da veya Queens'dekinde ucuz birşeyler bulma şansınız daha yüksek.

New York'ta Türklerin en yoğun yaşadığı Woodbury Common Premium Outlets ile ilgili ipuçlarım kadınların çok hoşuna gidecek. Tek kişi değilseniz bence mutlaka araba kiralayın. Otobüslerle ulaşım kişi başı 35-40$ civarı. Ve sadece belli saatlerde var, yani geç gidip erken dönmeniz olası. İnternete girip kayıt olarak indirim kuponlarının olduğu kitapçıktan ve haritadan girişte mutlaka alın.

Vakit kaybetmeden gitmeniz gereken yer; Tory Burch. Acayip derecede indirimler oluyor ve etrafta başka outleti de yok. Bu yüzden tahmin edersiniz ki önünde sıra oluyor her daim. Sabah ilk giden olursanız aradığınız bedeni ve modelleri bulabilirsiniz. Spor giyinmeyi sevenler için North Face ve Columbia Outlet'lerde ciddi boyutta indirimler var. Skagen'de saatleri çok ucuza bulabilirsiniz. Haritaya önceden çalışmakta fayda var. Tavsiyem gidip Tommy'de, Adidas'da, Coach'da çok vakit kaybetmemeniz. Çünkü bu outlet'lerin hepsi aynı şirketin sahip olduğu New Jersey'deki Jersey Gardens Mall'da var ve buraya Manhattan'dan ulaşmanız 5$ ve yarım saat sürüyor. İnternetten her iki alışveriş merkezindeki ortak dükkanları belirleyip ortak olanlar için ilk olarak Jersey Gardens'a bakmanızda fayda var. Böylelikle Woodbury'de diğer mağazalara daha çok vakit ayırabilirsiniz. Jersey Gardens'da olan Woodbury'de olmayan ne var derseniz Victoria's Secret cevabını hiç acımadan yapıştırırım. Sırf bu yüzden New York'a alışveriş için giden kadınların Jersey Gardens'a en az bir kere uğramaları mecburi. Yoksa 10$ a Victoria's Secret sütyen, 20$ a parfümü rüyalarında görürler.

Eşleri alışverişe kendini kaptırmış ve dünyayla iletişimi kesmiş erkeklere ise tavisyelerim, Woodbury'de Nathan's Hot Dog var. Coney Island'da meşhur hotdog yeme yarışmalarının yapıldığı yer. Hot dog ları çok lezzetli.

Sanat merakınız varsa buraya 15 dakika uzaklıktaki dev heykel müzesi Storm King Art Center'a uğrayabilirsiniz. Bir de Amerika'daki en güzel keşiflerimden biri Brotherhood Winery'e uğrayın. Amerikanın en eski şarapçısı. Lezzetli şaraplarını tadın ve eve birkaç şişe alın siz de benim gibi. Jersey Gardens'da da Johhny Rockets'da çok lezzetli hamburgerlerden yiyebilirsiniz.

8) GEZİLECEK YERLER

Panaroma:
Empire State'e çıkmak 50$, One World Trade Center ve Top Of The Rock'a çıkmak 30$. Bir de sıra beklemeniz gerekiyor. Bu paraları vermek istemesseniz rooftop barlar yardımınıza yetişebilir. Bar 54, New York'un en yüksek rooftop barı. Manzarası bir harika. İçecekler 10$'dan başlıyor.

Müzeler:
New York'da birçok müzenin ücretsiz olduğu günler var. Gezinizi bu günlere denk getirirseniz epey bir kazançlı olursunuz. Müze ücretleri 20-30$ arası çünkü.

Mutlaka görmeniz gereken iki müze; Natural Science Museum ve Metropolitan Museum Of Art. İkisi de neredeyse bir şehir büyüklüğünde hakkıyla gezmek için birkaç gün gerekir. Aşağıda müzelerin ücretsiz olduğu günleri bulabilirsiniz.

Her zaman Ücretsiz
African Burial Ground Memorial Site
BRIC House
The Bronx Museum of the Arts
Federal Hall National Memorial
The Federal Reserve Bank
General Grant National Memorial
Hamilton Grange 
The Harbor Defense Museum
The Hispanic Society of America
Irish Hunger Memorial
Leslie–Lohman Museum of Gay and Lesbian Art
Museum of Biblical Art
The Museum at the Fashion Institute of Technology
National Museum of the American Indian
The New York Public Library Stephen A. Schwarzman Building
New York Transit Museum Annex & Store, Grand Central Terminal
Queens County Farm Museum
Scandinavia House: The Nordic Center in America
Snug Harbor Cultural Center & Botanical Garden (grounds and botanical garden only)
Socrates Sculpture Park
Soldiers and Sailors Monument
Theodore Roosevelt Birthplace

Bağışla Girilenler
American Museum of Natural History
Bard Graduate Center Gallery
Metropolitan Museum of Art
Museum of the City of New York
Queens Museum of Art
Rose Center for Earth and Space

Bazı Günler Ücretsiz Olanlar 

Pazartesi
Museum at Eldridge Street (10am to noon, tours)

Salı
9/11 Memorial & Museum (5pm to close)
The Brooklyn Botanic Garden
Morgan Library and Museum (McKim Rooms only, 3 to 5pm)
Wave Hill (9am to noon)

Çarşamba
Bronx Zoo (pay what you will for grounds access; does not include admission to special exhibitions like the Butterfly Garden, Congo Gorilla Forest and JungleWorld)
Museum of Jewish Heritage (4 to 8pm)
New York Botanical Garden (free grounds access; does not include entry to the Enid A. Haupt Conservatory, special exhibitions like the Orchid Show and Holiday Train Show, Everett Children’s Adventure Garden, Rock and Native Plant Gardens or Tram Tour)
Queens Botanical Garden (April through October, 3 to 6pm; all day rest of year)
Staten Island Zoo (2 to 4:45pm)

Perşembe
Brooklyn Children's Museum (3 to 5pm)
Museum of Arts and Design (pay what you will, 6 to 9pm)
Museum of Chinese in America
New Museum (pay what you will, 7 to 9pm) 

Cuma
Asia Society (September through June, 6 to 9pm)
Historic Richmond Town (1 to 5pm)
Japan Society (6 to 9pm)
Morgan Library and Museum (7 to 9pm)
Museum of Modern Art (4 to 8pm)
Museum of the Moving Image (4 to 8pm)
New York Aquarium (pay what you will, 3pm to close; 4pm to close in summer)
New York Hall of Science (September through June, 2 to 5pm)
The New-York Historical Society (pay what you will, 6 to 8pm)
Rubin Museum of Art (6 to 10pm)

Her ayın ilk Cuması
Children’s Museum of Manhattan (5 to 8pm) 
Neue Galerie (6 to 8pm)
The Noguchi Museum

Cumartesi
The Brooklyn Botanic Garden (10am to noon)
The Jewish Museum
Museum of American Finance
New York Botanical Garden (free grounds pass, 9 to 10am)
Solomon R. Guggenheim Museum (pay what you will, 5:45 to 7:45pm)
Wave Hill (9am to noon)

Her ayın ilk Cumartesisi
Brooklyn Museum (5 to 11pm)
 
Her ayın üçüncü Cumartesisi
El Museo del Barrio

Pazar
The Morgan Library and Museum (McKim Rooms only, 4 to 6pm)
New York Hall of Science (September through June, 10 to 11am)
Queens Botanical Garden (April through October, 4 to 6pm)
Studio Museum in Harlem
Frick Collection (11am-1pm)

Sezonluk
Brooklyn Botanic Garden (November through February, weekdays)
Queens Botanical Garden (November through March, Tuesday through Sunday)

9) TİYATROBroadway şovları için TKTS Times Square'da indirimli biletler bulabilirsiniz. Central Park'ta Shakespeare in Love kapsamında neredeyse her akşam ücretsiz tiyatrolar oluyor. Biletleri öğlen 12'de dağıtıyorlar. Açık havada tiyatro keyfi çok güzel oluyor.

Şimdilik bu kadar aklıma geldikçe kalanları da eklerim. Sevgiyle kalın...