Paro ve Büyüleyici Taktsang Manastırı

Zorlu tırmanışın ardından niyahet Manastırı’na ulaştık. Manastır’a çantalarla girmek yasak bu nedenle tüm çantaları Manastır girişindeki görevli birime bıraktık.

Taktsang manastırını içerisinde birbirinden farklı 7-8 adet tapınak bulunuyor.

Bhutanlı’ların kullandığı dil Dzongkha dili. Kendi dillerinde “Takt” kelimesi “kaplan”, “Sang” Kelimesi ise “tepe” anlamına geliyor. Yani bu tepenin adı “Kaplan Tepesi” (Tiger Nest), diğer adıyla da “Kaplan Yuvası”.

Taktsang Manastırı, Tibet Budizminin en önemli kutsal mekanlarından biri. Ancak adının Kaplan Yuvası olması, zamanında çok sayıda kaplanın burada yaşıyor olmasından gelmiyor. Efsaneye göre, Guru Rimboche (Guru Padmasambhava) 7. yy’da Bhutan’a Budizm’i getirirken bir kaplanın sırtında, şu an manastırın olduğu yüksek kayalıklara gelmiş ve buradaki bir mağarada meditasyon yapmaya başlamış. Bu meditasyon sürecinden geçerek 8 formda enkarne olmuş. Bhutan’da da Mongar kentine yerleşmiş.

Guru Rimboche buraya gelmeden önce, Bhutan’da 5 farklı inanış varmış. Ancak Guru Rimboche, buradaki halk ile Budizmi tanıştırmış. Bhutan’daki dini inanışı, dini öğretileri düzenlemiş. Bu nedenle Bhutan’lılar tarafından bir yol gösterici olarak görülüyor ve çok saygı duyuyorlar.

Guru Rimboche döneminde burası sadece mağaraymış. Guru Rimboche de meditasyonunu buradaki mağarada yapıyormuş. Bu kutsal tepenin modern bir yapıya dönüştürülmesi ise 1692 senesine tarihleniyor. 1692 yılında inşa edilen Taktsang manastırı, günümüzde dünyanın en büyüleyici manastırları arasında ilk sırada yerini alıyor.

Taktsang Manastırı’nın içindeki tapınaklarda Guru Rimboche’yi farklı formlarda görüyoruz. Tam tamına 8 farklı forma girebiliyormuş. Bu da bu mağarada yaptığı meditasyon sonrası 8 formda enkarne olmasından ileri geliyormuş.

Guru Rimboche, normalde çok sakin ve huzur doluymuş. Ancak Mongar’dan Paro’ya gelirken düşmanlarını yenmek ve onları korkutmak için farklı bir forma girmiş. Bu formunda çok kızgın, sinirli ve öfke dolu. Arkasında alevlerle resmedilmiş. Düşmanlarını yenerek buradaki mağaraya gelmiş ve 3 ay meditasyon yapmış. Ama maalesef içeride fotoğraf çekmek yasak olduğundan fotoğraflayamadık.

Bu bölge gerçekten çok sessiz ve huzur dolu. Çevredeki tek ses akan Yılan Şelale’sinin sesi.

Bu manastır, çıkan bir yangında büyük zarar görmüş. Bu nedenle devlet, bu manastırı yeniden onarmış. Onarım çalışmaları 2008 senesinde tamamlanmış. Bu nedenle içerisindeki duvar resimleri oldukça yeni görünüyor. Bu tapınağın onarım çalışmalarında bile, kullanılan ahşap ve taşlar Paro’dan bizim yürüdüğümüz yoldan insan gücü ile getirilmiş. Çünkü Budizm’de bir amaca varmak istiyorsan, acı çekmek durumundasın inanışı var. Aslında bu tam olarak, bir amaca ulaşmak için emek vereceksin anlamına geliyor. Bu nedenle de onarım uzun sürmüş.

Tapınağın dış görüntüsü içinden daha etkileyici. Budizm felsefesinde; elinden geldiğince insanlara yardımcı ol, kimseyi küçümseme ve hor görme, tüm insanlara eşit davran, kimsenin arkasından konuşma gibi inançlar var. Aslında tüm dinlerin söylediği özet de bu.

Tabii Budizm’de reenkarnasyon yani yeniden doğuş inancı olduğu için bu dünyada kötülük yaparlarsa, bir sonraki hayatlarında dünyaya daha kötü koşullarda geleceklerini düşünüyorlar. Bu nedenle herkes saygılı ve hoşgörülü. Sinirli insan yok.

Budizm’de Buda’nın da yeniden doğuşları olduğundan, rehberimizden bunları sırasıyla söylemesini rica ettik; rehberimizin dediğine göre kendi dillerinde; 1. Buda KHORWAJIG,
2. Buda WOESUNG,
3. Buda SERTHUB,
4. Buda SHAKYAMUNI

Ve yeni gelecek Buda MAİTREYA, gelecek Buda’dan sonraki gelecek olan ise SANGYE DRUK’muş. Şu anki Buda ise 4. olan yeni Shakyamuni imiş. Her yeni gelen Buda bir öncekinden daha bilgili, daha büyük kapasite ve bilgi birikimine sahipmiş.

Gelecek Buda’nın ne zaman geleceği ise, insanlığa bağlıymış. Ne zaman ki, insanların ortalama yaşamı 100 senenin üzerine çıkarsa, o zaman Maitreya gelecekmiş.

Budizm’in uygulanışı birçok ülkede ve kültürde farklılık gösteriyor. Örneğin Sri Lanka, Tayland ve Myanmar’daki Budizm, Budizm’in en kolay uygulanır olanıymış. Ancak Bhutan ve Tibet’te derin bir Budizm hakim.

Rehberimizin dediğine göre, günümüze kadar Budizm’le ilgili yazılmış olan kurallar ve mantralar bir araya getirilse, bir gökdelen bu kitapları koymaya yetmezmiş.

Bu tapınakta tanrılarına sundukları çeşitli çiçekler, heykeller, renkli kumaştan süsler var. Bu sunulanların çoğunu manastırda yaşayan monklar yapıyormuş. Ve anlamını anlayabilmek için de derin bir Budizm bilgisi gerekiyormuş.

Bu tapınaktan çıkarak, tekrar aynı yolu yürüyerek iniyoruz. İnişimiz yaklaşık 2,5 saati buluyor. Zor olsa da çok keyifli bir geziydi.Paro seyahatiniz sırasında konaklamak için havalanına yakın Raven's Nest veya Rema Resort gibi otelleri tercih edebilirsiniz.

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.