Paro ve Savunma Kalesi Drukyal Dzong

Thimphu ve Paro arası araba ile yaklaşık 1 saat sürüyor. Biz Paro’ya doğru giderken karşı yönden 3 tane Kraliyete ait araç geçti. Meğerse Kral bu araçlardan birinin içindeymiş ve Singapur’dan bir iş seyahatinden geri dönüyormuş. Hiç öyle, “Yolu kapatalım, Kral geçecek” gibi bir durum yok. İçinde Kral’ın da bulunduğu 3 araç arka arkaya normal bir şekilde yolda ilerliyor.

Ülkenin tek havalimanı var, o da Paro kentinde. Buradan günde sadece 3 uçak kalkıyormuş. Bu uçaklar da tek bir havayoluna ait, kraliyet havayolları olan Druk Air. Yani Bhutan’a havayolu ile gidecekseniz sadece tek seçeneğiniz var, Druk Air.

Paro, Thimphu’ya göre daha küçük bir şehir, yaklaşık 30.000 nüfuslu bir yerleşim yeri. Paro, etrafı dağlık olan düz bir ovada kurulmuş. Çok sayıda pirinç tarlası var.

Otelimiz tam bir dağ oteli havasında... Odaların her yeri, tavanı, tabanı, duvarları ahşap kaplı. Paro'da dağ manzaralı bir konaklama için Udumwara Resort ve Raven's Nest otellerini tercih edebilirsiniz. Valizlerimizi odalarımıza yerleştirip, öğle yemeğimizi otelde yedikten sonra Paro’yu keşfe çıktık.

İlk olarak şehrin kalesi olan Drukgyel Dzong’a geldik. Burası Paro kentinin kurulduğu vadinin girişinde biraz tepede yer alıyor. Şehrin merkezinden yaklaşık 15 dakika uzaklıkta. Kaleye çıkarken ilk olarak su ile dönen, ardından da rüzgâr ile dönen maniyi görüyoruz.

Bu kale, 1649 senesinde Tibet’ten gelen akınları önlemek üzere şehrin girişinde bir tepeye inşa edilmiş. O dönemde Tibet ile 6-7 defa savaş olmuş. Yine bu kalenin yapımına Tibet asıllı Shabdrung Ngawang Namgyal öncülük etmiş. Yapan mimar ise Tenzin Drukdra.

Asıl önemli olan mevzuu Tibet’li bir kişi, Bhutan’a gelerek, kendilerini Tibet’e karşı savunmaları için onlara destek oluyor. Tibet’teki bir çok yeniliği Bhutan ile tanıştırıyor. Bu nedenle Shabdrung Ngawang Namgyal Tibet’liler tarafından sevilmiyormuş.

Şehre tepeden bakan kale, 1950’lkerin başında meydana gelen bir yangın nedeniyle büyük ölçüde zarara uğramış. Sonrasında tekrar onarılmış. Ancak biz gittiğimiz dönemde de 18 Ekim 2011’de Sıkkım’da meydana gelen depremden bir hayli zarar görmüş hatta dış surlarının bir kısmı yıkılmıştı.

Bu nedenle kaleye çıktığımızda, kalenin dış kapısının asma kilit ile kitlenmiş olduğunu gördük. Herhangi bir çökme riskine karşı içeriye girişi engellemişler.

Meydana gelen bu depremde ülkenin özellikle kuzeybatı kesiminde maddi hasarlar meydana gelmiş. Ancak evler hep az katlı olduğundan sadece 1 kişi can kaybı yaşanmış.

İçeriye giriş yapamasak da, yıkılan surların bazı kısımlarından asıl kaleyi görüp, fotoğraflayabildik.

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.