Buzul denilen devasa buz kütlesi bir canlı gibi; Hareket ediyor, gövdesinden kocaman parçalar kopuyor küçülüyor. Yağan taze karları kütlesine katıyor büyüyor. Hatta renk değiştiriyor. Ve yüzlerce yıldır ayakta...
Hayatımda ilk kez bir buzulu yakından göreceğim ve hatta üzerinde yürüyeceğim günün sabahı, saat 8 gibi otelimizden ayrılıp, Patagonia Aventura isimli seyahat acentesinin ofisine kadar yürüyoruz. Zaten El Chalten o kadar küçük ki her yer yürüme mesafesinde…
Patagonia Aventura’ya ait otobüsle kısa bir yolculuk sonrası önce Viedma Gölü kıyısına geldik. Tura katılan başkaları da var, 30-35 kişi kadarız. Ardından tekneye biniyoruz. Yaklaşık 45 dakika kadar süren yolun, yarısından itibaren kendini göstermeye başlayan Viedma’nın, harika manzarasını izleyerek yol alıyoruz. Teknemiz Viedma'nın hemen kıyısındaki kayalıklara yanaştığında buzulla aramızda sadece birazdan tırmanacağımız, güneşin altında parlayan kahverengi kaygan kayalar var...
Parque Nacional Los Glacieres, yani Los Glacieres Ulusal Parkı Arjantin Patagonya’sında yer alan yaklaşık 4500 kilometrekarelik bir alan. Arjantin’in trekking başkenti olarak anılan bu ulusal park 1981 ylında UNESCO tarafından Dünya Mirası (World Heritage Site) listesine alınmış. Cerro Torre ve Cerro Fitz Roy bu park içerisinde yer alan, tekking meraklıları ve dağcıların iyi bildiği dağlar. Bir de buzullar var; En bilinenleri Uppsala, birazdan üzerinde yürüyeceğimiz Viedma ve belki de en ünlü buzul; Perito Moreno…
Kayalıklara çıktıktan sonra grubu ikiye ayırıyorlar. Bizim gruba eşlik edecek 3 rehber var. Bir de etrafımızdaki tepelerde dolanıp sürekli fotoğraflarımızı çekecek olan 4’üncüsü… Önce uyarılar yapılıyor. “Dikkatli olun, yürüyüş rotamızın dışına çıkmayın” gibi uyarılardansa daha çok buzulu korumaya yönelik olanlar… Etrafa en ufak bir çöp parçası bile atmak yasak, en ufak bir taş parçasını bile hatıra olarak almak da yasak. Zaten gelirken teknede tuvaletleri kullanmamız konusunda uyarılmıştık, dolayısıyla buzul üzerindeki 2 saat boyunca tuvaletiniz gelecek olursa tek çareniz kendiniz tutmak!
Genellikle gittiğim ülkeleri kendi ülkemle kıyaslamak gibi bir alışkanlığım yoktur. Anlamsız gelir bana. Ama Patagonya’daki henüz ikinci günümde, karşılaştığım hemen herkesin ülkelerindeki bu doğal güzelliklere sahip çıkışlarını kıskanmaya başladım. Seyahatin kalanında her gittiğim doğal parkta çevrenin temizliğini hayranlıkla izleyip ülkemin ormanlarındaki pet şişe, bira kutusu ve poşet görüntülerini düşünmeden yapamıyorum…
Tekneden çıktığımız kayalıkları tırmandıktan sonra buzul sınırına geliyoruz. Burada rehberlerimiz tek tek ayakkabılarımızın altına büyük çivileri olan kramponları takıyorlar. (Bu arada bu krampon dediğim özel altlıkların bir adı var mı bilmiyorum)
Ve başlıyoruz yürümeye…
Başlangıçta üzerinde yürüdüğümüz zemin, buzulun ileriye doğru hareketi sırasında sürükleyip getirdiği taşlar ve bu taşların oluşturduğu deliklerden oluşan gözenekli bir yapı gibi. Daha sonra gerçek ve kaygan buz kısmına ulaşıyoruz.
Buzulu oluşturan kar kütlesi mevsimler içerisinde sürekli olarak donma ve erimeye maruz kalıyor. Taze yağan kar tanelerinin etkisiyle önce bir çeşit taneli kar olan Buzkar oluşuyor. Bu buzkar, üzerine taze karlar düşmeye devam ettikçe katmanlar oluşturuyor. Zaman içerisinde oluşan yeni katmanların yarattığı basıncın etkisiyle buzkar daha da yoğun olan Eskikar'a dönüşüyor. Bu süreç yıllar boyunca devam ediyor ve eskikar katmanları daha da sıkışarak buzulu oluşturuyorlar. Yeni yağan kar tanelerinin % 90’ı havayken, eski kar ’da bu oran % 20-30 civarında. Buzulun kendisinde ise % 20’den daha az. İşte buzul içerisinde gördüğümüz o muhteşem mavi rengin kaynağı da hava oranı düşük eskikar ve buz katmanları…
Viedma üzerinde yaklaşık 2 saat yürüyoruz. Yürüyüşümüzün sonunda, buzul içerisindeki oluşmuş bir mağranın girişinde bir süre oyalanıyoruz. Burada rehberlerimiz bize hoş bir sürpriz yapıyorlar. Etrafımızdaki buzlardan aldıkları küçücük parçaları bardaklara doldurup herkese birer tane veriyorlar. Buzların tadına bakacağımızı zannederken bir tanesi çantasından bir şişe Baileys çıkartıp bardaklarımıza doldurmaya başlıyor. Buzul’dan kopma gerçek buz parçaları ve Baileys harika gidiyor doğrusu…
Baileys süprizinden sonra yeniden kayalıklara ilk çıktığımız yere dönüp, güneş altında güzelce yayılıp yanımızda getirdiğimiz öğle yemeği paketlerimizin tadını çıkarıyoruz.
Ardından yeniden tekne, otobüs derken El Chalten’e dönüşümüz akşamüzerini buluyor. Küçük bir şehir turunun ardından da El Calafate’ye doğru yola çıkıyoruz.
Yola çıkmadan önce Patagonya’yı araştırırken buzul üzerinde yürüme deneyimini Perito Moreno’ya bırakmıştık. Fakat sonra bu planımızdan vazgeçtik. Perito Moreno’da sadece bir gün geçirecektik, programda tekne turumuz vardı ve süremiz yetmeyecekti. Viedma üzerindeki buzul yürüyüşü programa El Chalten’de eklediğimiz bir ekstraydı yani. Fakat sonradan anladık ki eğer bu deneyimi yaşamak istiyorsanız doğru yer Viedma. (En azından Los Glaciares Ulusal Parkında). Kişisel düşünceme göre Perito Moreno’nun üzerinde yürümektense onu karşıdan izlemek inanın çok daha heyecan verici…
Neredeyse tüm güren süren bu ekstra aktivitenin bedeli ise kişi başına 650 Peso; yani 100 USD civarında. Bence sonuna kadar değer…
Sürecek...
*** “PATAGONYA” bir yazı dizisidir. Yazı dizisinin diğer bölümlerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
http://gezimanya.com/GeziNotlari/patagonya-1-el-chalten-ve-cerro-fitz-roy
http://gezimanya.com/GeziNotlari/patagonya-3-muhtesem-perito-moreno
http://gezimanya.com/GeziNotlari/patagonya-4-sili-patagonyasina-gecis-torres-del-paine
http://gezimanya.com/GeziNotlari/patagonya-5-torres-del-paineden-punto-arenasa
http://gezimanya.com/GeziNotlari/patagonya-6-dunyanin-sonuna-giden-yol
http://gezimanya.com/GeziNotlari/patagonya-7-ushuaia-dunyanin-sonundaki-sehir
http://gezimanya.com/GeziNotlari/patagonya-8-ve-son-en-guneydeki-sehrin-sokaklari-ve-ates-topraklari