Roma'da İlk Gün: Aşk Çeşmesi ve İspanyol Merdivenleri

Sabah erkenden kalkıp Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yolunu tutuyoruz. İçimizdeki heyecanla sanki yol bitmiyor. Sonunda saat 10.30'da alana varıyoruz. Check-in ile vize-pasaport işlemlerini tamamladıktan sonra uçağımızı beklemeye başlıyoruz. Tabi kapıya gittiğimizde ilk sürprizle karşılaşıyoruz. Uçuş tam 3 saat rötarlı gözüküyor. Geç olsun güç olmasın diyerek kaderimize razı beklemeye başlıyoruz. Saat 15.00'de uçuşumuz başlıyor. Yaklaşık 1,5 saatlik bir uçuştan sonra Roma Fiumicino Havalimanı’na ulaşıyoruz. Vize-pasaport işlemlerini tamamladıktan sonra karşımıza ilk çıkan tourist information’a giriyor ve Roma pass card alıyoruz. Bu kartla şehirde bulunduğumuz süre boyunca 3 müzeye ücretsiz ve özel gişelerden öncelikli giriş imkanı sağlamakla birlikte şehir içi ulaşım hatlarından sınırsız faydalanma imkanı elde ediyoruz. Burdan sonra hedefimiz Termini tren garına ulaşmak. Bu gar şehrin adeta can damarı durumunda. Daha önceki araştırmalarımızdan en kolay ulaşımın tren yoluyla olduğunu bildiğimizden Leonardo Express'ini aramaya başlıyoruz. Kısa bir arayıştan sonra ulaşıp hemen biletlerimizi alıyoruz. Yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuktan sonra Termini’ye varıyoruz.

Şimdi sıra konaklayacağımız yeri bulmakta. Roma Pass card ile birlikte verilen ayrıntılı roma şehir haritasını açarak daha önce rezervasyon yaptırdığımız oteli aramaya başlıyoruz. İlk günün heyecanı ve şaşkınlığıyla şehirde biraz kayboluyoruz. Yaklaşık 2 saatlik bir arayıştan sonra Via Nazionale’deki otelimize ulaşıyoruz. Hemen bavullarımızı bırakıp ilk akşamımızı yaşamak için kendimizi Roma caddelerine atıyoruz. İlk durağımız Trevi Çeşmesi. Yine haritayı takip ederek bulunduğumuz yerden yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüşten sonra çeşmeye varıyoruz. İnanılmaz bir kalabalık karşılıyor bizi. Çeşmeyi görünce biraz yadırgıyoruz açıkçası. Dar bir sokağın içinde bulunan çok da devasa olmayan bir yapı. Çeşmenin aktığı havuzun kenarında oturup biraz soluklanarak etrafı seyrediyoruz. Biraz fotoğraf çektikten sonra tabi ki trevinin ritüelini gerçekleştiriyoruz. Sırtımızı çeşmeye dönüp dilek dileyerek havuza bozuk para atıyoruz. Rivayet odur ki buraya bozuk para atanların yolu bir gün mutlaka yeniden buraya düşecek.

Trevi

Bu kadar koşturmadan sonra tabi ki karnımız zil çalıyor. Çeşmenin hemen yan sokağında salaş bir pizzacı var. İçeriye dalıyoruz hemen. Burası kilo ile pizza satan değişik sebzelerden pizza yapan hoş bir mekan. Burada birkaç çeşit pizza denedikten sonra en çok kabaklı pizzayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğiz. Karnımızı doyurduktan sonra istikametimizi İspanyol Merdivenleri 'ne çeviriyoruz. Akşam karanlığı artık tamamen bastırmış durumda. İlk kez romanın gecesine tanık oluyoruz. Sokaklar cıvıl cıvıl. 10 dakikalık bir yürüyüşten sonra İspanyol Merdivenleri'ne ulaşıyoruz. Burası da yine tıklım tıklım. Herkes merdivenlerde oturmuş sohbet ederken bir yandan fotoğraf çekip bir yandan da içeceklerini yudumluyor. Biz de elimize birer içecek alıp kendimize uygun bir basamak bularak oturuyoruz ve bu güzel  yaz akşamında, yıldızların altında ilk Roma akşamımızın keyfini çıkarıyoruz.

Artık saat gece yarısına dayanmış durumda. Kalkıp hemen merdivenlerin arkasındaki metro istasyonuna gidiyor ve metroya yetişiyoruz. 2 istasyonluk bir yolculuktan sonra Republica istasyonunda inip 5 dakika yürüdükten sonra otelimize ulaşıyoruz. Günün verdiği yorgunluk ve tatlı hislerle hemen yarın sabaha uyanmak üzere uykuya dalıyoruz.

Yazının ikinci bölümüne buradan ulaşabilirsiniz. 

www.ikigezgin.com

Nilay Koçal Tektakar

Yazar Hakkında

Nilay Koçal Tektakar

İki gezgin, takipçilerine hayatın her anından güzel detaylar sunan bir yaşam rehberidir.