1) "GEÇERKEN BİR UĞRARIZ" DEMEYİN! EN AZ 1 GECE KALIN.
"Güzel evler var, hoş sokaklar var. 2-3 saat gezeriz; bir de közde kahve içeriz işte tamamdır." fikriyle yanınıza gelen huysuz ve bıkkın arkadaşınızın yüzüne uzun uzun bakın. Sessizlik anlamsız bir hal alınca "Safranbolu güzel evler ve sokaklardan ibaret değil arkadaşım" diyin. Kanyonlarıyla, mağaralarıyla, yemekleriyle, köyleriyle, camileriyle, gece muhteşem manzarasıyla burada "en az" bir gece kalmak gerektiğini anlatın.
2) KRİSTAL TERASIN ÜZERİNE ÇIKARIN
Safranbolu'ya sabah vardıysanız Tokatlı Kanyonu'nun üzerindeki Kristal Teras'ın yanı başında kahvaltı edebilirsiniz. Arkadaşınız Tokatlı Kanyon manzarasına bayılacaktır; velev ki halen söylenmekte ısrarlı, tamamı camdan oluşan ve altınıdan uzanan kanyonu izleyebileceğiniz Kristal Teras'tan manzarayı izlesin. Yanında "Ne işimiz var gri şu manzaraya bir baksana" şeklinde fişteklemelerde bulunabilirsiniz.
3) TARİHİ İNCEKAYA SU KEMERİ'Nİ GÖSTERİN
Hazır Kristal Teras'tayken sadece 3-4 dakika yürüyerek 17. yüzyıldan kalma İncekaya Su Kemeri'ni gösterebilirsiniz. Zamanında Safranbolu'nun tüm su ihtiyacını karşılayan bu göz alıcı yapı; aktif olarak su taşımaya devam etmiyor ama güzelliğini sergilemek konusunda ısracı.
4) TOKATLI KANYONU'NDA YÜRÜYÜŞE ÇIKIN
Seyretmekten tatmin olmayanlara canlı canlı doğanın bir parçası olma fırsatı... Kanyon 9 km'nin üzerinde ama 3 km'lik güzel bir yürüyüş parkuru var. Şelaleler, dereler, kayalar, hayvanlar doğanın en güzel renklerini ve canlılığını önünüze sunuyor. Bundan hoşlanmayan biri varsa aslında dünyayı sevmiyor olabilir... Burada arkadaşlığınızı sorgulayabilirsiniz. Sahi siz nerede tanışmıştınız?
5) BULAK MENCİLİS MAĞARASI'NI ZİYARET EDİN
Türkiye'nin 4.büyük mağarası Safranbolu'da, yanı başınızda, ama siz "Safranbolu'ya şöyle bir uğrayalım"diyorsanız biraz ayıp ediyorsunuz.
400 metresi ziyarete açık Bulak Mencilis Mağarası aslında 6 km'lik bir uzunluğa sahip. Ancak geri kalan kısım yeraltı nehirleri vb. güzelliklerle dolu olduğu için orası profesyonellerin gezi alanı. Siz izin verilen kısımda yeterince görsel şaheserle karşılaşacaksınız merak etmeyin.
Mağara dönüşünde dinlenme yerinde güzel bir çay ya da köy ayranını mideye indirebilirsiniz. Burada arkadaşınızın tüm direnci kırılmış olmalı; bu kadar güzelliğin üzerine bir de böylesi bir doğa harikasını görünce halen aynı fikirdeyse sadece sizinle inatlaşmak içindir.
6) GOLF ARABALARI: EN RENKLİ SAFRANBOLU TURU
Gezmenin en güzel yollarından biri sokaklara dalıp kaybolmaktır çoğu zaman. Bunu yine yapabilirsiniz. Ama hiç görmediğiniz sokakları size gösterecek golf arabaları kesinlikle en renkli turlama yöntemlerinden biri. 5-10 dakikalık, dişinizin kovuğuna gitmeyecek bir tur da değil; 1 saati aşan turlar mevcut. Şoförünüz aynı zamanda rehberiniz olarak Safranbolu evlerinin özelliklerini, sokakların teknik yapılarını, kanyonları, şehrin eski yaşantısını ve önemli kişilerin hikayelerini keyifle anlatıyorlar. Arkadaşınız zaten Safranbolu evlerini seviyordu; şimdi muhtemelen aşık oldu.
7) BİR SAFRANBOLU EVİNİ GEZİN
Evler özel teknik yapılarından dekorasyonlarına kadar eşsiz; ancak içinde yaşama tanık olmak için birinin içine girip gezmekte fayda var. Kaymakamlar Evi, bu güzelliği sizlere daha iyi tanıtmak için ziyarete açık. Dönen dolaplar, özel akustiği, farklı ev bölümleri ve gereçleriyle burası da akıldan çıkmayacak.
8) ESKİ ÇARŞIYI DOLAŞIN - LOKUM EŞLİĞİNDE KÖZDE KAHVEYE OTURUN
Safranbolu'nun çarşısı halen hareketli, halen göz alıcı... Demirciler, tespihçiler, bakırcılar, baharatçılar ve tabii ki lokum satanlar... İkramlar göz doyurucu ama siz yine de özellikle safranlı lokumu satın almamazlık yapmayın; özlediğinizde sarılıp uyursunuz.
Çarşının göbeğindeki Cinci Han (www.cincihan.com) hem farklı atmosferiyle sizi farklı bir zamana ışınlıyor hem de gece otantik bir konaklama seçeneği olarak yerini alıyor.
Arkadaşınızı artık ittirmenize gerek yok, son baktığınızda közde pişen Türk kahvesini yudumlayıp hayran hayran etrafı izliyordu, Boncuk Arasta Kahvesi 1661'de.
9) YÖRE TATLARININ PEŞİNE DÜŞÜN
Safranbolu lokumunun çeşitlerinin yanı sıra Safranbolu bir gözleme/pide çeşiti olan bükmesi, cevizli ev baklavaları ve peruhi ad verilen çökelekli mantılarıyla da pek meşhur. Bir de ekmek tadındaki sıcak simitleri ve ünlü Bağlar gazozları var tabi...
Öncesinde sıcak pideyle bal ve tereyağı ikram edilen Kadıoğlu'nda kuyu kebabına girebilir; Kazan Ocağı'nda Nebile Abla'nın elinden çıkma mis gibi peruhi, etli dolma, cevizli keşli yayım, fasulye ve cevizli baklavaya dalabilirsiniz.
Özellikle Kazan Ocağı'nda yediğiniz yemekler arkadaşlığınızı pekiştirecek; bu tatları askerlik anısı anlatır gibi ısıtıp ısıtıp anlatacaksınız eşe dosta.
10) HIDIRLIK TEPESİ ve AKÇASU MAHALLESİ'NDE YÜRÜYÜŞE ÇIKIN
Safranbolu'yu ayaklarınızın altına seren Hıdırlık Tepesi, manzaralı bir çay kahve şansı sunarken şehrin ileri gelenlerinin mezarlarını ve türbelerini de barındırıyor.
Buradan yokuş aşağı inip önümüzeki günlerde adından daha sık söz ettirecek Akçasu Mahallesi'nin sessiz sokaklarını ve içinden dere geçen ilginç mimarisiyle Lütfiye (Kaçak) Camii'ni ziyaret edebilirsiniz.
11) YÖRÜK KÖYÜ'NÜ ZİYARET EDİN
Bu sefer Safranbolu'nun yanı başındaki Yörük Köyü'ndeyiz. Yörük yaşamının tamamen hakim olduğu; evleri, kültürü ve insanlarıyla başka bir dünya...
Halen kullanılan ve Bektaşilikle zenginleşen Sipahioğlu Konağı'nı gezebilir, tarihi çamaşırhaneyi ziyaret edebilir ve Yörük Sofrası'nın rengarenk bahçesine kurulup bükme ve köy ayranını mideye indirebilirsiniz.
Soyu bu köye varan Leyla Gencer heykelinin orada bir ablamız ev yapımı reçeller satıyor; arkadaşınıza hediye edin, her sabah Yörük Köyü'nün tadı kalsın damağında.
***Uzun lafın kısası, Ankara'ya ve İstanbul'a çok yakın konumda olan Safranbolu'ya hak ettiği değeri verin, huysuzlardan olmayın... Çünkü Safranbolu'ya bir adım attığınızda, o size üç katı güzellikle teşekkür etmesini biliyor.