Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’den sonra özellikle yazları en çok rağbet gören şehirlerindendir. Hırvatistan, Yugoslavya’yı oluşturan devletlerden biriyken, 1991 yılında ayrılma kararını deklare ettiğinde, Dubrovnik 8 ay boyunca bombalanmıştır. 2013’ten bu yana AB üyesidir ve Schengen vize uygulaması vardır. Ancak henüz Euro kullanımına geçmemiştir. Kuna parası kullanmaktadırlar. (1 Eur=7 Kuna)
Girintili çıkıntılı doğal bir limana sahiptir Dubrovnik. Kotor kadar olmasa da küçük bir fiyord bulunur.
Bir tane havalimanı var ve Türkiye’den direkt uçuşlar bulunuyor. Katolik–Hristiyan nüfusu vardır. Şehrin surları, sadece o bölgede bulunan taşlardan yapılmış olup, eski zamanlarda iş veya tatil amaçlı şehre gelenlere bu taştan alıp gitmeleri söylenirmiş.
Şehrin en gözde noktalarından birisi Lokrum Adası… Game of Thrones dizisinin bazı bölümleri burada çekildiği için set canlandırma yapılmış adada. Tekne için bir ücret ödeniyor tabi ki ama seti ziyaret etmek de ücretli. Bunun dışında bir botanik bahçesi de var ve adada sigara içmek yasak.
Ohrid yazımda da bahsettiğim üzere Evliya Çelebi’nin 40 gün bekleyemediği için geri döndüğü karantina binası da burada.
Şehre ana kapıdan giriş yapılıyor. Ana kapı denilen yerde bulunan taş köprü ama eskiden asma köprü varmış burada.
Şehrin önemli caddesi Stradun Caddesi 280 m uzunluğundadır. Ortaçağ şehridir Dubrovnik, o dönemin izlerini taşır ancak Kotor gibi düzensiz değildir. Izgara planlı yapılmıştır. Caddede iç kesimlere ilerledikçe azizlerin, din adamlarının toplantı binaları, hazine binası, kiliselerin inşa edildiği bölümler var.
Çok fazla noktada Aziz Vlas’ın kabartmasını görüyoruz. Aziz Vlas, Dubrovnik’in koruyucu azizidir. Kilisenin rahibine, şehrin saldırıya uğrayacağını rüyasında haber verir. Rahip, pederle birlikte şehrin ileri gelenlerine rüyayı anlatır ve saldırıdan korunmak için kale yapımına başlanır. Kısa bir süre sonra saldırı gerçekleşir ve Aziz Vlas, o günden sonra Dubrovnik’in koruyucu azizidir.
Tarihi şehirde önemli bir yapı: Tarihi çeşme. Bu çeşmeyle şehrin suyu 20 km uzaktan getiriliyormuş. Tam karşısında ise 14. yy'dan kalma, Avrupa’nın en eski eczanesi ancak şu an kozmetik ürünler satılıyor. Hemen yanındaki kilisenin arkasındaki avlunun bahçesinde rahipler, bitkilerden ilaç üretmeye başlamışlar. Buradan hareketle, eczana kozmetik dükkanı haline gelmiş.
Eski şehir meydanı Unesco Dünya Mirası Listesi’ne dahil.
Meydandaki yapı Sponza Sarayı. Sponza’nın kelime anlamı sünger. Su sisteminin yapılması ve depolanması bu binada gerçekleşmiş. Limandan taşınan malların sayılıp, kayıtların tutulduğu yerken, şu anda müze olarak kullanılıyor. Tam karşısında Orlando sütunu var. Orlando, Alman kralının bir yakını, aynı zamanda cesareti ve güvenilirliği ile tanınmış bir kahraman. Hayatını kaybettikten sonra, Alman Kralı’nın isteğiyle heykelleri yapılmaya başlanmıştır. Bu sütunun burada olmasının nedeni de Orlando ölçüsü denilen bir tabirin bulunması. Orlando’nun dirseği ile bileği arası 52 cm miş. Ölçümü sembolize etmesinden kaynaklı burada.
Bir dönem çok şiddetli bir kar fırtınası olmuş ve sütun yıkılmıştır. Bu sebeple sarayın içine kaldırılır. Regusa Cumhuriyeti kendi bağımsızlığını kazanınca tekrardan bu noktaya inşa edilmiştir ki tam da Aziz Vlas kilisesinin önüne..
Hemen arkamızda saat kulesi. Her saat başı, saat kadar çalıyor Marrow ve Barrow adlı iki melek. Bu alan aynı zamanda festival meydanı, yarışma ve etkinlikler düzenleniyor.
Şehirde Aziz Vlas ve Orlando dışında birinden izler görmeniz mümkün değil Bir de Marin Drzic heykeli var. Marin Drzic, tiyatro-oyun yazarı. Ülkenin yönetim sistemini eleştirmiştir. Regusa’yı mektupla Fransa’ya şikayet eder ve sınır dışı edilir. Eserleri kıymetlenince de heykeli yapılarak prens sarayının tam köşesine yerleştirilir. Heykelin yüzünün, bir tarafı üzgün, diğer tarafı tebessüm eder, tiyatroyu simgelemek adına.
Şehrin birkaç önemli kapısı var. Bunlardan biri Ploce kapısı. Oradan çıkış, limana götürüyor. Az önce sözünü ettiğimiz karantina binası da sol tarafta kalıyor.
Prens sarayı, Ploce kapısının hemen yanında, hem limana, hem de şehre bakar. Barut deposunun havaya uçmasıyla patlama yaşanmış ve prens hayatını kaybetmiştir. Daha önce de söylediğimiz gibi, prens 2 yıl görev yaptıktan sonra başkentten ayrılması zorunludur. Görevde olduğu süre içinde de saraydan dışarı çıkması yasaktır.
Ploce kapısından dışarı çıkınca sağ tarafta 2 modern sanat müzesi var. Ron Brown isimli bir Amerika bakanının Balkanlara ziyareti sırasında bindiği uçak hiç yaşanmaması gereken durumlar yaşar. Planlanan saatte kalkmaz, pilot farklıdır, teknik ekip farklıdır. 1996 yılında 11 kişilik barış konseyini taşıyan uçak düşer ve tüm ekip hayatını kaybeder. Bu sebeple onun adına müze açılmıştır.
Game of Thrones adlı dizinin çekildiği yüksek merdivenleri de seyir esnasında görmeniz mümkün ancak fotoğraf çekimi için boş an bulamayabilirsiniz. Dubrovnik, turistik bir bölge olmasından öte, diğer şehirlere göre biraz daha pahalı.