Asya'nın ekonomik mucizesi ile tanınan dört “kaplan”ından biri olan Tayvan'ın durumu biraz karışık… Bir kere ülkenin durumu belli değil; Tayvan, tek başına bir devlet mi? Değil mi? Çin Halk Cumhuriyeti mi Tayvan topraklarının sahibi yoksa Tayvan mı Çin Halk Cumhuriyeti'nin gerçek sahibi? vs. Neyse ki bu soruların cevaplarını, etkilerini birinci elden yaşayan lise arkadaşım Fatih'ten aldım. Fatih, yıllardır Taipei'de yaşıyor, evi ailesi orada… Sağ olsun sayesinde Tayvan'da iyi bir gezi yaptım.
İlk önce Tayvan tarihinden biraz bahsedeyim… Çin'de son hanedan Qing, 1911 yılında çöker ve Çin dağılır. Ülkeyi, bölgelere ayıran derebeyleri yönetmeye başlar. Milliyetçi partiyi kuran Sun Yat-sen (adını daha fazla duyacağız) Çin'i tek yönetim altında toplamaya çalışır. Çin Komünist Partisi de ülkeyi tek yönetim altında toplamak ister. Sun Yat-sen ölünce Milliyetçi Çin Partisi’nin başına Chiang Kai-shek geçer ve komünistlerle yönetim içi çatışmaya başlar. Komünistler “Çin Halk Cumhuriyeti”ni kurarlar, milliyetçi parti ise “Çin Cumhuriyeti”ni ve kendi kontrolleri altındaki bölgelere bu ismi verirler. İki taraf 1927'den 1950'ye kadar hem kendi aralarında hem arada Japonlarla savaşırlar. Sonuçta Chiang Kai-shek yenilerek bugünkü Tayvan adasına çekilir ve Çin Cumhuriyeti hayata geçer. Çin Komünist Partisi ise bizim bildiğimiz Çin'i kurmuş olur. Tayvan'da iki ayrı görüş var… Bir kısmına göre bütün Çin toprakları Çin Cumhuriyeti'ne ait ve Çin ile birleşme ancak Tayvan altında olabilir. Karşıt görüşe göre ise birleşme Çin Halk Cumhuriyeti altında olmalıdır.
Sonuçta bugün Çin'in zorlamaları nedeniyle Tayvan'ı fazla ülke resmen tanımıyor, Türkiye de bunlardan biri… Tayvan'a giderken vize almak gerekiyor ama tanınmayan bir ülkenin konsolosluğu olamıyor. Onun için, Ankara'da konsolosluk hizmetleri “Taipei kültür bürosu” adı altında sağlanıyor. Taipei'de ise Türk ticaret temsilciliği var ve konsolosluk işlevini adını vermeden görüyorlar.
Şimdi Taipei'de kısa bir tura başlayabiliriz… Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz binaTaipei 101… Dünyanın ikinci en yüksek binası… En üstteki gözleme platformuna çıkan asansör, sadece 40 saniyede sizi 101 kat yukarı taşıyor. Bunun için asansörün içi aynen uçaklarda olduğu gibi basınç kontrollü…
Aşağıdaki bina yukarıda sözünü ettiğim Sun Yat-sen adına yapılmış bir anıt mezar…
O zamanlar anıtın bahçesi Şubat ayında kutlanan “Taipei Fener Şenliği” kapsamında fenerlerle bezenmişti.
Bahçedeki diğer fenerler okullar arası bir yarışmaya katılmışlar ve topluca sergileniyorlar.
Kendi adını taşıyan metro istasyonunun hemen yanındaki Longshan Tapınağı, Taipei'nin en sevilen yerel yapılarından…
1738'de inşa edilen yapı II. Dünya Savaşı'nda bombalanarak yıkılmış, ancak yeniden inşa edilmiş.
Gündüz saatlerinde her daim dua etmek için gelen Tayvanlılarla dolu bu binanın yakınındaki birçok dükkân; tapınağa sunulan meyve, tütsü ve mum satışından geçiniyor.
Burada binalara bakmasanız bile sadece insanları seyrederek uzun bir zaman geçirebilirsiniz.
Tayvan'ı ölene kadar diktatörlükle yöneten Chiang Kai-shek 'e ait anıt mezar gerçekten heybetli…
Anıtın önündeki alanda Tayvan Milli Konser Salonu ve Tiyatro binaları bulunuyor.
Taipei'de dolaşırken metro çok kullanışlı… Metro kullanırken de merkez tren istasyonundan geçmeden olmuyor. Elektroniğe meraklıysanız zaten kesinlikle gezmeniz gereken bir bölge… Malum, Tayvan dünyanın en büyük yarı iletken, LCD TV ve dizüstü bilgisayar üreticilerinden… Tren istasyonun hemen karşısındaki Nova İş Merkezi ve yakınındaki binalarda oldukça hesaplı alışveriş yapabilirsiniz, pazarlık mümkün. Tren istasyonu yakınlarındaki Cumhurbaşkanlığı binası iki bakımdan ilginç: 1) Binayı Japonlar işgal sırasında yapmışlar (Tayvan 50 sene kadar Japonlar tarafından yönetilmiş) 2) Hiç Japon binasına benzemiyor. Bölgeyi Fatih ile dolaşırken sık sık Japonlardan kalma binalara denk geldik, Fatih'in anlattığına göre Japonlar Meiji dönemi sırasında mühendislerini yurtdışına göndererek eğitmişler. Dönenler tasarladıkları binalara eğitim aldıkları Avrupa etkilerini doğrudan yansıtmışlar, bu yüzden o dönemde yapılan Japon binaları daha çok Avrupa esintili… Bunlara ek olarak Fatih, hararetle Milli Saray Müzesi'ne gitmemi tavsiye etti ama fırsat olmadı. Milliyetçi Çin ordusu Tayvan'a geri çekilirken taşıyabildiği en değerli şeyleri getirmiş, şimdi bu eserler Milli Saray Müzesi'nde sergileniyor. O kadar çok eser varmış ki sergi alanı yetmiyor ve saraydaki sergiler her üç ayda bir değişiyor. Bu hızla bütün koleksiyonun gösterilmesi 12 sene sürecek.
En sona bıraktığım bir yer var ki Taipei'ye geldiyseniz kesinlikle uğrayın: Shilin Gece Pazarı (Shilin Night Market)… Tayvan, güzel yemekleri ile tanınan bir yer… Shilin ise Tayvan'ın en büyük gece pazarı… Aklınıza gelen ve gelmeyen her türlü yemeği bu bölgede bulabilirsiniz. Gündüzleri sakin olan bölge, karanlık basınca adım atılamayacak kadar kalabalıklaşıyor…
*** Başar Kurtbayram'ın diğer yazılarına www.simdigezelim.com'dan da ulaşabilirsiniz.