Yaz aylarının yorucu sıcakları, bayramın telaşlı kalabalığı derken bugünlerde pek çoğumuz kuytu köşe arayışına girdik sanki. Böyle anlarda akla gelen adreslerden biri de harika doğasıyla istisnasız her ziyaretçisini büyüleyen Kazdağları. Eğer sadece deniz, kum, güneş eksenindeki seyahatlere ara vermek isterseniz Kazdağları’nı seçenekleriniz arasına alın ve dahası bol oksijen depolamaya hazır olun deriz.
Çanakkale ve Balıkesir illeri arasında yer alan Kazdağları, batıda Dede Dağı, ortada bölgeye isimini veren Kaz Dağı ve üç tepesi (Babadağ, Karataş, Sarıkız tepeleri), doğuda Eybek Dağı, kuzey doğuda Gürgen, Kocakatran, Küçükkatran ve Susuz (Sakar) dağlarından oluşuyor. Ege ve Marmara bölgelerini birbirinden ayıran dağların eteklerinde kaplıcalar var. Bu özelliğiyle termal turizminde oldukça iddialı bir bölge haline gelmiş.
Pek çok kaynakta Türkiye’nin cennet köşesi olarak adlandırılan bölge, akarsular, bitki örtüsü, hayvan çeşitliliği açısından ülkenin zengin bölgelerinden biri hakikaten. Bölgede avlanmak yasak. Bu sayede doğal yaşam korunabilmiş. Kazdağları, ender görülen bitki çeşitleri ve şifalı otlar konusunda ün yapmış. Dağların eteklerinde zeytin; yamaçlarında ise çam, meşe, göknar, gürgen ağaçları göze çarpıyor. Kazdağı göknarı Türkiye’de sadece bu bölgede yetişen bir göknar türü. Çamgiller familyasından olan bu ağaçlar 30 metreye kadar yükselebiliyor ve bölgeye oldukça hoş bir görüntü katıyor. Anlayacağınız doğanın içine bir yolculuk gibi Kazdağları’nda dolaşmak.
Dağların en yüksek tepesi 1774 metre yükseklikteki Karataş Tepesi olarak biliniyor. Edremit Körfezi’ne bakan tarafındaki yaklaşık 21.450 hektarlık bir alan, 1993 yılında çıkan yasayla Milli Park Alanı olarak ilan edilmiş ve özel koruma altına alınmış. Park içinde ender bulunan onlarca türde bitkiyle karşılaşabilirsiniz. Yine park alanı içinde bulunan Pınarbaşı ve Hasanboğuldu piknik alanlarında yapılacak keyifli bir piknik, Kazdağları gezisinin olmazsa olmazları arasında. Parkın sunduğu doğal yaşam ortamından sonuna kadar faydalanmak isteyenler çadır kurabilir. Ancak görevlilerin gösterdiği alanları tercih etmeniz gerekiyor. Sarıkız olarak adlandırılan mevkii, sunduğu manzarayla bölgede en çok ziyaret edilen noktalardan biri. Buradan Edremit Körfezi’ne 1726 metre yükseklikten bakabilir, Ayvalık ve Yunan adalarının oluşturduğu manzarayı fotoğraflayabilirsiniz. Öte yandan Kazdağları’nın eşsiz doğası içinde bulunan köyler de görülmeye değer. Bu köylerde kuş sesleri ve kekik kokuları eşliğinde taş yollarda yürüyüş yapabilir, birbirinden lezzetli yemeklerin servis edildiği sofralarda keyif yapabilirsiniz. Küçükkuyu çevresinde Yeşilyurt Köyü, Adatepe Köyü ve Küçükçetmi Köyü; Altınoluk çevresinde Güre Köyü, Çamlıbel Köyü, Tahtakuşlar Köyü ve Narlı Köyü; Akçay çevresinde Zeytinli Köyü ve Kızılkeçili Köyü; Edremit merkezin çevresinde ise Kadıköy ve Yolören Köyü ziyaret edebileceğiniz köyler arasında.
Buralara kadar gelmişken Kazdağları’na 10 kilometre mesafede bulunan Tahtakuşlar Etnografya Müzesi’ni de görmeyi ihmal etmeyin. Burası, Türkiye’nin ilk özel etnografya müzesi ve içinde Orta Asya’dan Türkiye’ye göç eden Türk boylarının ilginç kültür varlıklarını barındırıyor. Eski adıyla İda Dağı olarak bilinen Kaz Dağı’na dair anlatılan pek çok efsanenin izlerini de bu müzede takip edebilirsiniz.
Kazdağları’na nasıl gidilir? Türkiye’nin birçok şehrinden aktarmalı ve aktarmasız olarak Edremit Koca Seyit Havalimanı’na uçuşlar düzenleniyor. Havaalanından Kazdağları’na araç kiralayarak ya da özel transfer hizmeti veren şirketleri tercih ederek yaklaşık bir saat içinde ulaşabilirsiniz. İstanbul’dan gelenler için bir diğer seçenek de Yenikapı-Bandırma deniz otobüslerini kullanmak. Bandırma üzerinden Kazdağları’na dört saatlik bir otomobil yolculuğuyla ulaşmam mümkün.