Eskişehir Çevresinde Herkesin Seveceği 18 Görülesi Yer

İç Anadolu bölgesinin en popüler şehirlerinden bir tanesi olan Eskişehir sadece bölgeden değil, tüm yurt genelinden en çok turist kabul eden şehirlerden bir tanesidir. İç Anadolu’daki pek çok ilden bazen günübirlik bazen daha uzun ziyaretler için pek çok kişi geliyor. Şehir hem doğal güzellikleri hem de cazibe merkezleri ile uğrayanlara unutamayacakları anılar vaat ediyor. Bir öğrenci şehri olarak öne çıkan Eskişehir geçmişinden kopmayan ancak yeniliğe de sonuna kadar açık bir ilimiz. Bu anlamda hem içinde hem de çevresinde görülmeye değer pek çok hazine barındırıyor.

Corona virüsün etkilerinin nispeten azaldığı yeni normal döneminde Eskişehir’i yakından keşfetmek isterseniz mutlaka aşağıdaki yerleri görmelisiniz.

Sazova Parkı

İlk olarak 2008 yılında kapılarını ziyaretçilere açan Sazova Parkı hemen her yaş grubuna hitap eden bir yer. İsminin park olmasına pek aldırmamak gerekiyor keza içerisinde sanat, bilim ve kültür merkezi alanları bulunuyor. Parka özellikle hafta sonları çocuklu aileler ve öğrenciler adeta akın ediyor. Alan olarak 400 bin metrekareyi kapsayan park sadece Eskişehirlileri değil çevre il ve ilçelerden gelen konukları da ağırlıyor. Park, Eskişehir’in Sazova mahallesinde bulunuyor. Sazova Parkı pek çok bölümden oluşuyor. Sabancı Uzay Evi, Masal Şatosu, Yapay Gölet, Korsan Gemisi, Eti Sualtı Dünyası gibi ziyaretçilerin çok fazla ilgi gösterdiği bölümler bulunuyor. Ayrıca engelli çocuklar için de özel bir oyun alanı yer alıyor. Şirinlerin Evi, gözlemevi, konser alanı ve amfi tiyatro ise ilgi çeken diğer bölümleri. Park içerisinde oturup yemek yiyebileceğiniz, bir şeyler içebileceğiniz kafe ve restoranlar bulunuyor. 

Sazova Parkı

Odunpazarı Evleri

Eskişehir denilince ilk akla gelen elbette Odunpazarı evleridir. Semt, ilin güneyindeki tepelerde kurulmuştur. Anadolu Türk Mimarisinin güzide örneklerini teşkil eder. Ahşap süslemeli, cumbalı evleri, kıvrımlı yolları ve çıkmaz sokakları ile meşhurdur. Evler ''Tarihi ve Kentsel Sit'' olarak korunmaya alınmıştır. Ayrıca belediye tarafından Odunpazarı Evleri’ni Yaşatma Projesi hayata geçirilmiştir ki bu kültürel mirasın korunması ve tanıtılması açısından son derece önemli bir adım olmaktadır. Bu proje UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almakta olup 30 sokakta 3 Camii, 300 ev, 2 Kervansaray, 1 Külliye, 1 Han, 15 Çeşme’nin hem restorasyonu hem de korunması amaçlanmıştır.

Odunpazari_evleri

Porsuk Çayı

Porsuk Çayı, Sakarya Irmağı’nın en uzun kolu olarak bilinmektedir. Doğal güzellik olarak ilin en önde gelen yerlerinden bir tanesidir. Çay, Eskişehir’in tam ortasından geçmektedir. Güneyinde Odunpazarı ve kuzeyinde Tepebaşı ilçeleri yer almaktadır. Porsuk Çayı’nın en bilinen, popüler kolu ise şehrin merkezinden geçen ve adeta bir Venedik havası kazandıran kısmıdır. Halk arasında Adalar ya da Köprübaşı olarak isimlendirilmiştir. Çayı ziyaret edenler, çay etrafındaki pek çok kafe ve restorana oturabilmekte, manzara eşliğinde içeceklerini yudumlayabilmekte, enfes yemeklerden yiyebilmektedirler. Ayrıca günübirlik değil de birkaç gün kalmayı arzu edenler için çevrede pek çok sayıda konaklama seçeneği bulunmaktadır.

Porsuk Çayı

Han Antik Kenti

Şehir merkezinin güneydoğusunda yer alan antik kent doğal kayalıklara, yer altına doğru oyularak yapılmıştır. İnsanları hayrete düşürecek çok katmanlı yapısı ve odaları birbirine bağlayan koridorlar görülesidir. Ayrıca yapının en alt bölmesinde kuzeyden gelen bir temiz su kanalına bağlantı bulunmaktadır. Yeraltı şehrinin hemen yanında bulunan mezar odası ise 1992 yılındaki çalışmalar neticesinde temizlenmiştir.  Gömü odasının giriş kısmı güneydoğuda yer almaktadır. Oda duvarlarının üst seviyelerinde baklava dilimi, fiyonk, rozet, fırıldak ve yaprak motifleri görmek mümkündür. Eskişehir’i ziyaret eden yerli yabancı turistler sıklıkla antik kenti ziyaret etmeden ayrılmamaktadırlar.

Han Yeraltı

Balıkdamı Kuş Cenneti

Sakarya Nehri’nin bölgede yaptığı mendereslerden meydana gelen alan 4000 hektarlıktır. Mendereslerdeki taşkınlar sebebi ile sıklıkla bölge sular altında kalmaktadır. Bu da pek çok canlıya yaşama olanağı sağlamaktadır. Buradaki su, bölgeye adını veren balıklarla birlikte kuş türlerine de hayat vermektedir. Bu alanda pek çok kuş türüne rastlamak mümkündür. Kuş türleri için göç yolu da denebilir. Kilometrelerce yol alan göçmen kuşlar belli noktalarda duraklayarak dinlenirler. Balıkdamı ise göç esnasında kuşların en önemli duraklarından bir tanesi konumundadır. Baharla beraber leylekler görülmektedir. Leylek sayısı göç dönemlerinde 18 bine kadar ulaşmaktadır. Doğal bir güzelliğe sahip olan Balıkdamı özellikle kuş türlerini gözlemlemek adına oldukça etkileyici bir yerdir.

Yazılı Kaya (Midas Anıtı)

Yüksekliği 1315 metre olan Yazılıkaya Köyündeki Midas Anıtı, Eskişehir çevresindeki en önemli tarihi miraslardan bir tanesidir. Yüksekliği bazı bölgelerde Türkmen Dağı’na kadar ulaşmaktadır. Yükselti sebebi ile temiz bir hava sirkülasyonu söz konusudur. Zaten zamanında burası için Sağlıklı Frigya denmesinin sebebi de budur. Yapılan arkeolojik kazılarla buradaki ilk yerleşimin Tunç Çağında, M.Ö. 3000 yıllarına dayandığı ortaya çıkartılmıştır.  Eskişehir’i ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Midas Anıtı

Sivrihisar

Ünlü mizah ustası ve aynı zamanda bir filozof olan Nasreddin Hoca’nın doğduğu yer olarak bilinen Sivrihisar kültürel ve tarihi anlamda bir merkezdir. Geleneksel kıyafetleri, eski evleri ve taştan sokakları ile ziyaret edenleri zaman yolculuğuna çıkaran Sivrihisar ayrıca yüksek sivri kayalıkları ile de dikkatleri çekmektedir. Midas’tan bereket tanrıçası Kibele’ye kadar pek çok efsanenin yurdu olduğu düşünülmektedir. İlçenin pek çok noktasında Nasreddin Hoca heykelleri görmek mümkündür. İlçe merkezine 26 km mesafedeki Nasreddin Hoca Evi turistler tarafından oldukça rağbet görmektedir.

Karacahisar Kalesi

Eskişehir’in güneybatısında bulunan Porsuk Çayı’nın hemen yanındaki platoda yer alan kale pek çok medeniyetin izlerini taşımaktadır. Orta Bizans döneminin askeri şehirlerinden bir tanesi olarak bilinmektedir. Kale, 8. Yüzyıl itibarı ile Arap ve Pers akınlarına maruz kalmıştır. Selçuklu hakimiyetine de giren kale tarih boyunca pek çok Türk beyliğinin hakimiyetine girmiştir. Bu kale Osmanlı’nın ilk fethettiği kale olarak da tarihi anlamda büyük önem taşımaktadır.

karacahisar-kalesi

Seyyid Battal Gazi Külliyesi

Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde yer alan külliye I. Alaeddin Keykubat’ın annesi olan Ümmühan Sultan tarafından yaptırılmıştır. Türbe, sanduka boyutu ile ayrıca dikkat çekmektedir. Uzunluğu 13 metreye varan sanduka görülmeye değerdir. Külliyenin türbe yapısındaki çilehaneler de mutlaka görülmelidir. Zamanında insanların dış dünyadan koparak maneviyatları ile baş başa kalmaları adına bu küçük odalar kullanılıyormuş. Türbe yapıldıktan sonra ise pek çok cami unsuru eklemesi yapılmış. Zaman içerisinde zarar görmüş olsa da 1950 yılındaki restorasyon çalışmaları ile eski görünümüne kavuşmuştur.

Gerdekkaya Mezar Anıtı

Şehrin pek bilinmeyen noktalarından bir tanesi olan anıt şehrin Çukurca Köyü’ne 500 metre mesafede yer almaktadır. Mezar, büyük bir kaya kütlesine oyularak yapılmıştır. Giriş kapısından geçildiğinde ilk olarak yan yana iki mezar dikkat çekmektedir. Mezar odalarında, yan ve arka duvarlara bakıldığında kemerli mezar tekneleri dikkatleri çekmektedir. Tarihi olarak Helenistik döneme dayandığı düşünülmektedir. Eskişehir gezisinde listenize eklemek isteyebilirsiniz.

Gerdekkaya

Melik Gazi Türbesi

Eskişehir’de Doğançayır Köyü’ne 3 km mesafede bulunan türbenin çevresi eski mezarlıktan oluşmaktadır. Türbenin taşları moloz ve devşirme bloktan oluşmaktadır. Türbe ile köy arasında 1 km alanda Melikgazi Höyüğü yer almaktadır. Türk kültüründe kahramanlıkları ile büyük iz bırakmış olan Melik Gazi’nin bu bölgede manevi anlamda hatıraları güçlüdür. Gömülü olmasa dahi onun adına kurulmuş bir tekkenin olması da insanların köklerini ve milli benliğini hatırlaması açısından değerli görülmektedir. Eskişehir ziyaretiniz sırasında Melik Gazi Türbesi’ne de zaman ayırıp görmenizi tavsiye ederiz.

Böğürtlen Balkayası

Sivrihisar’da bulunan Böğürtlen Köyü’nün güneyinde yer alan Balkayası, yüksek kaya kütlesinin dik tarafına oyulmak sureti ile yapılmıştır. Beşik çatılıdır. Üçgen alınlı bir yapıdır ve çatısı bu yapının ön cephesini simgelemektedir. Yapının orta kısmında kapı simgesi dikdörtgen şekilli sığ bir niş bulunmaktadır. Friglerin benzer anıtlarından birtakım özellikleri nedeni ile ayrılmaktadır. Alınlık ve cephanede geometrik bezemeleri koyu kırmızı renkte olması bunlardan bir tanesidir.  Bu ilginç yapının iki fotoğrafçının rastgele bir gezi sırasında bulduğu bilinmektedir.

Yunus Emre Külliyesi

Eskişehir’in Mihalıçcık ilçesinde bulunan külliye 1974 yılında ziyaretçilere açılmıştır. Yunus Emre’nin mezarı Yunan işgali sırasında yıkılmış olsa da 1949 senesinde yapılan bir çeşmenin arkasına taşınmış ve buraya yeni bir mezar yapılmıştır. Palmet ve rumi dekorlu bir mezar olmakla beraber lahiti birbirlerine kemerlerle bağlanmıştır. Bu anıt mezara 1982 yılında ek olarak şadırvan, cami ve bir kültür evi eklenmiştir. Ayrıca alanda bir de Yunus Emre heykeli görmek mümkündür.

Yunus Emre Külliyesi

Solon'un Mezarı (Aslanlı Mabet)

Eskişehir’de görmek isteyeceğiniz tarihi yapılardan bir tanesi de Solon’un Mezarı’dır. Şehrin Seyitgazi ilçesinde bulunan Kümbet Köyü’nde yer almaktadır. Mabedin yapılışının Frigler dönemine dayandığı düşünülmektedir. Bitişik bir kaya kütlesine oyulmak sureti ile yapılmıştır. Cephesinde anıtsal düzenleme ve kabartmalar dikkat çeker. Kabartma olarak ortada bir kalkan ve her iki yanında birer kartal görülmektedir. Mezarın ismi ana oda kapısındaki yazıtta geçen Solomon isminden almaktadır. Ancak aslanlı kabartmaları nedeni ile Aslanlı Mabet olarak da bilinmektedir.

Pessinus Antik Kenti

Sivrihisar’ın 13 km güneydoğusunda, Ballıhisar Köyü’nün bulunduğu yerdedir. Orta Frigya’nın doğu bölümünü kapsamaktadır. Roma ve Antik Yunan yazarlarına göre MÖ 8. yüzyılda bir tarihte yarı mitolojik Frigya Kralı Midas tarafından kurulmuştur. Kibele kültürünün kutsal kenti olarak bilinmektedir. En erken yerleşim kanıtı M.Ö. 1600’den eski bir Hitit antika parçasıdır. M.S. 117-118 yıllarında Roma İmparatorluğu döneminde yapılan ve 8000 seyirci kapasiteli bir tiyatrosu bulunmaktadır. Alan ve çevresinde şimdiye kadar 200 civarı yazıt bulunmuştur. Tarihi anlamda oldukça önemli yerlerden birisidir.

Sakarıbaşı

Sakarya Nehri’nin çıkış noktası olan Sakarıbaşı’nda 5 farklı kaynak bulunmaktadır. Sakarıbaşı kaynağı, Göztaşı kaynağı, Ilıksu kaynağı, Kırkkız kaynağı ve Gökgöz kaynağı birleşerek ülkemizin üçüncü büyük akarsuyunu oluşturmaktadır. Suları dört mevsim boyunca 19-20 derece sıcaklıktadır. Bölgede pek çok balık yetiştirme istasyonu bulunmaktadır. Bunun yanında geniş piknik alanları bulunan bölgeye çevre il ve ilçelerden pek çok kişi ziyarete gelmektedir.

Esminyatürk

Eskişehir’in Sazova mahallesinde bulunan Bilim, Sanat ve Kültür Parkı içerisindeki Esminyatürk, Türk dünyasından 32 eserin minyatürlerinin sergilendiği yerdir. Esminyatürk’ün açılımı Türk Dünyası Şaheserleri Parkı’dır. Mostar Köprüsü’nden Orhun Kitabeleri’ne kadar pek çok değerli eserin 25’te 1 küçültülmüş halini görmek mümkündür. Buraya Eskişehir sakinlerinin yanı sıra çevre il ve ilçelerden de yoğun ilgi görülmektedir.

Sümbüllü Anıt (Dağlık Frigya)

Midas şehir platosunun doğu eteğinde yer almakla beraber tam olarak antik yolun 50 m güneyinde bulunan anıttır. Anıtın akroterinin sümbülü çağrıştırması nedeni ile bu isim takılmıştır. Bu tipte akroter sadece bu anıtta görülmektedir. Üçgen alınlık ve her iki yanında simetrik kabartma dikkat çeker. Çerçeve üzerlerinde kare panolar yer alır. Dikdörtgen şeklindeki niş yan duvar aralarındaki bütün cepheyi kaplamaktadır. İç kısmı ise dama tahtasındaki düzeni çağrıştıran oyma kare ve kabartmalarla bezenmiştir. Anıtsal örneklerin yoğunluğu alanın dini bir metropol olduğunun işaretidir.