New York Seyahatiniz İçin Alternatif Seçenekler

New York seyahatleri; tarihi ve sembolik duraklar, New York'a dair son trendlerle belirli bir kalıp izlemeye yatkın. Hele ki Amerika'ya gitmek sizin için kıta değiştirmek anlamına geliyorsa... Ancak yapacağınız ufak değişikliklerle, hem zaman hem para tasarrufu sağlayabilirsiniz. Bu ufak ama işe yarar ipuçlarını Conde Nast Traveler derlemiş.

İlle de Manhattan demeyin! 250 dolardan başlayan otel fiyatlarıyla cep yakan ada turistlerin gözdesi. Ancak adaya çok yakın konumda kalınacak farklı yerler de mevcut. 

Brooklyn'de son yıllarda sayıları gittikçe artan butik otellerden birini tercih edebilirsiniz. Manhattan'a göre daha uygun bir fiyatla, şehir merkezine yine sadece 20 dakikalık bir metro yolculuğu mesafesinde olacaksınız. 

1

The Museum of Modern Art ya da Metropolitan... Özellikle haftasonları yaşanan ziyaretçi akını ve bir günden çok daha fazlasını hak eden içerikleri göz önüne alındığında bu müzeler yerine kısa yolculuklarınızda alternatifler geliştirebilirsiniz. 

Popüler kültürü video oyunlarından ikonik filmlerden objelere geniş bir yelpazede ele alan The Museum of the Moving Image, göz alıcı mimarisi ve barındırdığı ender eserlerle The Morgan Library and Museum daha rahat vakit ayırabileceğiniz kültür yuvaları. 

İstanbul trafiğini bilen gezginler bu öneriye içgüdüsel olarak uyacaktır. Her yere taksiyle gitmeye çalışmak geziye ayırdığınız zamanı trafikte geçirme riskini göze almak anlamına geliyor. Üstelik şehir dışına doğru ziyaret etmek isteyebileceğiniz yerler için ek ücret ödemeniz gerekebilir. 

Metro şehrin dört bir yanına ulaşım imkanı sağlıyor. Metroyla seyahat ederek şehrin ruhunu hissedin. İnsanların arasına karışın. Üstelik dans performanlarına da şahit olmak mümkün. Eğer hava güzelse New York'un bisiklet paylaşım programı olan Citi Bike seçeneğini de değerlendirebilirsiniz.

Midtown ya da Soho'da herkesin alışveriş yaptığı mağazalar... Aynı markalar neredeyse dünyaya yayılmış durumda. Benzer vitrinlerle de Amerika'nın her yerinde karşılaşabilirsiniz. 

Onun yerine farklı alışveriş deneyimlerinin peşine düşün. Aşağı Doğu bölgesindeki vintage ve indie butikler, Orchard Street bu konuda farklı seçenekler sunuyor. 

2

Ünlü pasta şefi Dominique Ansel tarihi bir buluşa imza atarak New Yorkluların hayatını sonsuza dek değiştirdi. Kruvasan ve donut karışımı tarifinden ismini alan "cronut" çığ gibi büyüyen bir lezzet dalgası yarattı.  

Bu hibrid lezzetin müdavimleri Dominique Ansel Bakery'nin önünde kuyruklar oluşturmakta. Birkaç günlük bir geziyi tatlı kuyruğunda geçirmemek için farklı donut tercihlerini düşünebilirsiniz. Örneğin Doughnut Plant muhtemelen hiç tatmadığınız donut çeşitleriyle 1994'ten beri şehrin tatlı ihtiyacına çözüm getiriyor. 

Birkaç günlük New York kaçamağınızın uzayıp giden kuyruklar, kalabalık ve gereksiz harcamalarla zehir olmaması için Conde Nast Traveler derlemesine devam... 

Nefes kesici Empire State manzarasını inkar etmek ne mümkün... Ancak saatlerce bir kuyrukta bekleyip, turist gruplarıyla kıran kırana bir mücadele sonrası manzaraya şöyle bir bakış atmak için bir gününüzü harcamaya değer mi? 

Onun yerine, Brooklyn Bridge Park'ta Manhattan'ın eşsiz silüetinin tadını doya doya çıkarabilirsiniz. Ayrıca yaz aylarında parkta düzenlenen açık hava film gösterimleri, yaşanabilecek en keyifli sinema deneyimlerinden... 

3

Klasikleşmiş bir turist aktivitesi olarak şehir turu otobüsleri... Kullanımları yaygın olsa da belli başlı turistik duraklara uzaktan göz atabilmek için saatlerce bir otobüsün içinde sıkışıp kalmak çok da verimli bir gezi aktivitesi gibi görünmüyor. 

Bir bisiklet ya da yürüyüş turunda yer ayırtabilirsiniz. Evet, "Get Up And Ride" bisiklet turları ucuz değil. Ancak New York'un popüler rotasını farklı duraklarla  zenginleştirmişler. Bazı turlarda yemek parası da bilete dahil. Bir diğer alternatif ise The Municipal Art Society'den yürüyüş turları. Tarih meraklıları için ideal olan bu turlar şehrin en görülesi mimari ve kültürel yapıtlarıyla çoğunlukla 20 doları geçmeyen biletler karşılığında tanışmanızı sağlamakta.

"The Meatpacking District", dolup taşan kulüpleriyle gece eğlencesinde "Oradaydım" demek isteyebileceğiniz yerlerden. Yine de kısa bir seyahatin bir gecesini bu olağanüstü gürültünün içinde daracık da olsa bir yer kapıp, bir şişe açtırmak için yüzlerce dolar harcamaya ayırmak çok da akıl karı görünmüyor. 

Rotanızı şehrin ünlü kokteyl barlarına çevirin. The Nomad Hotel Bar gibi son derece şık bir mekanda Leo Robitschek tarafından hazırlanan kokteylleri denemek ya da bir Milk&Honey girişimi olan Attaboy'da barmenlerin sizin damak tadınıza özel hazırlayacağı içkilerden tatmak isteyebilirsiniz. 

4

Ayaküstü satın alacağınız bir hot dog içine yerleştirilecek sosislerin bekletildiği suyu gördünüz mü? Vazgeçtiniz ve diyelim 1 dolarlık dilimlerle satılan pizzalardan alacaksınız. Şunu bilmelisiniz ki onun da gerçek New York pizzasıyla maalesef pek bir alakası yok. 

İsmini kutlamalar için düzenlenen açık büfe İsveç yemeklerinden alan Smorgasbord'u ziyaret edin. Düzinelerce yerel mutfaktan gurme tadımlar yapma fırsatı veren bu geniş markette elbette hot dog ve pizza da mevcut. 

Times Square daima gezip görmeye değer yerlerden... Broadway etkinliklerine gidecekseniz de mutlaka içinden geçmeniz gerekiyor. Ancak turist kalabalıklarıyla çekişerek ilerleyebilmek gibi bir handikapı da mevcut. 

Yerine, eskilerin tren yolu bugünün parkı The High Line'ı keşfedin. 2000'li yılların başında ünlü mimarların düzenlemesi için bir araya geldiği yükseltilmiş tren yolundan bahsediyoruz. Hat boyunca bazı binaların içinden geçmeniz de olası.