Artvin Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Karadeniz Bölgesi’nin doğu Karadeniz Bölümü’nde bulunan Artvin, zorlu ve engebeli coğrafyaya sahip olmasına rağmen doğal güzellikleri, kültürel zenginlikleri ve tarihî yapısıyla öne çıkan bir şehirdir. Artvin ilinin kuzeyde Karadeniz’e sınırı bulunurken doğu ve güneydoğusunda Ardahan, güneyinde Erzurum, batısında ise Rizebulunurken şehrin kuzeybatı sınırları Gürcistan ile çevrilidir. Zirveleri karlar ile kaplı olan dağları, Çoruh Nehri’nin oluşturduğu vadi ve kanyonları, yüksek dağların içinde oluşan krater gölleri gibi doğal güzellikleri ile öne çıkan Artvin, doğa turizmi konusunda son yıllarda ülkemizde öne çıkan önemli yerleşim yerlerinden biri olmuştur. “Alternatif turizmde alternatifsiz il” sloganıyla bilinen Artvin’de geçmişte burada yaşamış olan uygarlıkların yaptırdığı manastırlar, kiliseler, camiler ve köprüler gibi birçok tarihî eser ile birlikte doğal güzellikler içinde bulunan trekking parkurları ve Çoruh Nehri’nde ve Barhal Çayı’nda yapılmakta olan rafting & kano gibi alternatif sporlarıyla ziyaretçilerine birçok alternatif sunmaktadır. Artvin ilinin sembolü boğadır.

2017 yılı başı itibariyle 166.143 kişilik nüfusa sahip Artvin, Türkiye’nin nüfus açısından en düşük nüfusa sahip 5. şehridir. 7.359 kilometre kare alana sahip ilçe sınırlarına sahip il de, il merkezi ile birlikte toplam 9 ilçe bulunmaktadır. Nüfusun büyük bir çoğunluğu merkez ilçe ile birlikte Hopa, Borçka, Arhavi ve Yusufeli gibi ilçe merkezlerinde yaşamaktadır.

Artvin şehrinin tarihi incelendiğinde, 1933 ve 1955 yıllarında yöre halkı tarafından Yusufeli ve Şavşat ilçelerinde bulunan bakır baltaların tarihinin MÖ 3000’li yıllara kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Artvin’e hükmeden ilk uygarlık ise MÖ 2000’li yıllarda Türklerin atası olarak da bilinen Hurrilerdir. Hurriler bu tarihten başlayarak Artvin ve çevresinde küçük devletler kurmuşlardır. Hurriler bölgeye uzun bir süre hâkim olmuşken, şehir Hitit Kralı II. Murşit tarafından MÖ 1360 yılında başlatılan ve 20 yıl süren seferler sonucu Hitit krallığına dâhil olmuştur. MÖ 1200’lü, yıllarda Artvin, Hurrilerin soyundan gelen Urartular tarafından kurulan ve merkezi Van olan devletin himayesi altına girmiştir. Bu devlet MÖ 680 yıllarında gerçekleşen ve Kafkasya’dan gelen İskitlerin akınlarına karşı dayanamamış ve Artvin bu dönemde İskitlerin kurduğu devletin batı sınırı olmuştur.

Yunan tarihçi Heradot’a göre İskit Devleti döneminin en öncü devletlerinden biri olmuş ve Artvin’i de bu dönemde askeri üs olarak kullanmıştır. İskitler sonrasında MÖ 350 yıllarında bölgeye Şamanist inançları olan Arsaklar adı verilen bir topluluk bölgeyi himayesi altına almış ve MÖ 149 yılında Artvin’i de sınırları içerisinde alan Küçük Arsaklı Devleti’ni kurmuşlardır. 536 yılında Bizans İmparatoru Justinianus, Arsaklı ülkesinde yeni bir askerî savunma düzeni kurmuş ve bu dönemde Arsaklı Devleti tamamen Bizans İmparatorluğu himayesi altına girmiştir. 646 yılında Hz. Osman döneminde ilk kez İslam orduları tarafından ele geçirilen Artvin, 655 yılında tekrardan Bizanslılar tarafından ele geçirilmiştir. 1479 yılına kadar Selçuklular, Gürcüler, Moğollar ve İlhanlı egemenliğine giren Artvin, bu tarihte Trabzon beyi olan Sultan Selim’in tüm Laz-eli ve Batı Gürcistan’ı Osmanlı topraklarına katmasıyla Osmanlı İmparatorluğu himayesine girmiştir. 1828 yılında Osmanlı topraklarına saldıran Rus ordusu Artvin’i ele geçirse de 1829 yılının haziran ayında imzalanan Edirne Anlaşması ile Ruslar, Artvin’i tekrardan boşaltmıştır. Millî Mücadele boyunca da birçok kez istilaya uğrayan Artvin, 23 Şubat 1921’de TBMM ile Gürcüler arasında yapılan anlaşma sonrasında Türklerin egemenliğine tekrardan girmiş ve 7 Mart 1921’den itibaren Artvin’de tekrardan Türk bayrağı dalgalanmaya başlamıştır.

Artvin ilinin adının kaynağı tam olarak belirli olmasa da bir inanışa göre bölgeye tarihte hakimiyet kurmuş İskit beylerinden birinin isminden geldiği düşünülmektedir. İskitler döneminde şehir önce Artvani adını almış, Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise Artvini olarak anılmıştır. Artvin şehrinin cumhuriyet dönemindeki ilk ismi Çoruh olup 15 Şubat 1956 tarihinde alınan kararla ismi günümüzdeki haline kavuşmuştur.

Şehrin ekonomisi incelendiğinde Artvin ekonomisinin çoğunlukla tarıma ve tarıma bağlı endüstrilere dayandığı görülmektedir. Şehirde çoğunlukla üretilen ürünler Karadeniz Bölgesi’nin genelinde de olduğu gibi çay ve fındıktır. Aynı zamanda son yıllarda kivi üretimi de yaygınlaşmıştır.

Tarihî yapısı, kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleri, millî parkları ve alternatif turizm kaynakları ile öne çıkan Artvin, kendine hayran bırakacak yeni misafirlerini ağırlamayı bekleyen bir şehirdir.

Lokasyon Sayfasında Detayı Göster
Kapalı