Gaziantep Hakkında Bilinmesi Gerekenler

 

Halk arasında “Antep” olarak da anılan Gaziantep şehri, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan tarihî bir şehirdir. Bulunduğu bölgeye göre çok gelişmiş ve güzel bir şehir olduğundan kimileri burayı “Doğu’nun Paris'i” olarak da adlandırır.

Geçmiş dönemde şehrin İpek Yolu’nun önemli bir geçiş noktası olması, kente zengin bir kültürel miras bırakmıştır. Sadece tarihî yapıları ile değil, farklı kültürlere ev sahipliği yaptığından farklı ve gelişmiş yemek kültürüyle de öne çıkan bir şehirdir. Tam da bu sebepten Gaziantep’e gurme geziler de düzenlenmektedir.

Gaziantep'in yakınlarında bulunan Dülük, bu yöredeki en eski kenttir. Arkeolojik kazılardan bu kentte Paleolitik dönemden beri insanların yaşadığı bilinmektedir. Romalılar, Dülük yakınlarına “Antiochia ad Taurum” adında yeni bir kent kurar. “Antiochia ad Taurum”, Gaziantep’in bilinen en eski adı olarak kayıtlara geçer. Şehir köklü tarihi boyunca Selçuklular’ın, Memlük Devleti’nin, Dulkadiroğullarının ve Osmanlıların hakimiyetinde kalmıştır. 

Gaziantep, Birinci Dünya Savaşı döneminde bir sancak merkezi idi. Mondros Mütarekesi’nin ardından Osmanlı Devleti resmen son bulmuş ve Anadolu’da bir kurtuluş mücadelesi başlamıştı. Bu dönemde önce İngilizler’in ardından Fransızlar’ın işgallerine uğrayan kent, büyük bir mücadeleye sahne oldu. “Çete” adı verilen küçük yapılanmalarla savunmaya geçildi. Tarihin en şanlı direnişlerinden birine sahne olan Antep, kurtuluş mücadelesinin başarıyla sona ermesinin ardından Mustafa Kemal’in övgülerini alarak “Gazi” unvanına layık görüldü. 1987 yılında ise büyükşehir unvanını aldı. 

Kuzey ve kuzeybatısında Kahramanmaraş, kuzeydoğusunda Yavuzeli, doğusunda Nizip, güneydoğusunda Oğuzeli, güneyinde Kilis, güneybatısında İslahiye ve batısında Nurdağı ile çevrili olan Gaziantep, 6.887 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahiptir.

2016 yılı itibariyle Gaziantep ülkemizi gastronomi alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'nda temsil ediyor. 6000 yıllık geçmişiyle Gaziantep Mutfağı, uluslararası çapta değer gören ve koruma altına alınan kültürel bir mirastır. Cilalı Taş Devri'nden bu yana yerleşimin bulunduğu bu verimli topraklar pek çok medeniyetin izini taşımaktadır. Bu nedenle yöresel yemekler ve yemek kültürü oldukça zengindir. Gaziantep’in İpek ve Baharat Yolları gibi önemli kervan yolları üzerinde bulunması Gaziantep mutfağının gittikçe zenginleşmesine sebep olmuştur.

Kentteki hanlar, hamamlar, imarethaneler kervanların konaklama yerleridir. Ticari amaçla gelen insanların taşıdıkları gastronomik kültürler zamanla yöreyi zenginleştirmiştir. Özellikle İran’a, Hindistan ve Çin’e kadar uzanan bu kervan yolu üzerindeki yemek kültürüne ait her türlü bilgi ve deneyimler Gaziantep Mutfağı'na dahil olmuştur. Güneydeki Arap kültürü de insanların iç içe yaşamlarından dolayı mutfak kültürüne etkili olan faktörler arasındadır. 
Gaziantep Kalesi, Bakırcılar Çarşısı, Zeugma Mozaik Müzesi, tarihî evleri ve sokakları ile bir gezgin için pek çok görülecek yer vaad eden Gaziantep, Fırat Nehri gibi doğal güzelliklere de ev sahipliği yapmaktadır.

Şehrin ekonomisinde turizm dışında sanayi ve ticaret de önemli bir yer tutar. En önemli sanayi dalları pamuk ve akrilik iplik, halı, un, irmik, makarna, gıda maddeleri, bitkisel yağ, plastik, deterjan üretimi ve deri üretimidir. Tarımsal açıdan özellikle meşhur antepfıstığı ile öne çıkmaktadır.

Tanıtım Videosu:

 

Halk arasında “Antep” olarak da anılan Gaziantep şehri, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan tarihî bir şehirdir. Bulunduğu bölgeye göre çok gelişmiş ve güzel bir şehir olduğundan kimileri burayı “Doğu’nun Paris'i” olarak da adlandırır.

Geçmiş dönemde şehrin İpek Yolu’nun önemli bir geçiş noktası olması, kente zengin bir kültürel miras bırakmıştır. Sadece tarihî yapıları ile değil, farklı kültürlere ev sahipliği yaptığından farklı ve gelişmiş yemek kültürüyle de öne çıkan bir şehirdir. Tam da bu sebepten Gaziantep’e gurme geziler de düzenlenmektedir.

Gaziantep'in yakınlarında bulunan Dülük, bu yöredeki en eski kenttir. Arkeolojik kazılardan bu kentte Paleolitik dönemden beri insanların yaşadığı bilinmektedir. Romalılar, Dülük yakınlarına “Antiochia ad Taurum” adında yeni bir kent kurar. “Antiochia ad Taurum”, Gaziantep’in bilinen en eski adı olarak kayıtlara geçer. Şehir köklü tarihi boyunca Selçuklular’ın, Memlük Devleti’nin, Dulkadiroğullarının ve Osmanlıların hakimiyetinde kalmıştır. 

Gaziantep, Birinci Dünya Savaşı döneminde bir sancak merkezi idi. Mondros Mütarekesi’nin ardından Osmanlı Devleti resmen son bulmuş ve Anadolu’da bir kurtuluş mücadelesi başlamıştı. Bu dönemde önce İngilizler’in ardından Fransızlar’ın işgallerine uğrayan kent, büyük bir mücadeleye sahne oldu. “Çete” adı verilen küçük yapılanmalarla savunmaya geçildi. Tarihin en şanlı direnişlerinden birine sahne olan Antep, kurtuluş mücadelesinin başarıyla sona ermesinin ardından Mustafa Kemal’in övgülerini alarak “Gazi” unvanına layık görüldü. 1987 yılında ise büyükşehir unvanını aldı. 

Kuzey ve kuzeybatısında Kahramanmaraş, kuzeydoğusunda Yavuzeli, doğusunda Nizip, güneydoğusunda Oğuzeli, güneyinde Kilis, güneybatısında İslahiye ve batısında Nurdağı ile çevrili olan Gaziantep, 6.887 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahiptir.

2016 yılı itibariyle Gaziantep ülkemizi gastronomi alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'nda temsil ediyor. 6000 yıllık geçmişiyle Gaziantep Mutfağı, uluslararası çapta değer gören ve koruma altına alınan kültürel bir mirastır. Cilalı Taş Devri'nden bu yana yerleşimin bulunduğu bu verimli topraklar pek çok medeniyetin izini taşımaktadır. Bu nedenle yöresel yemekler ve yemek kültürü oldukça zengindir. Gaziantep’in İpek ve Baharat Yolları gibi önemli kervan yolları üzerinde bulunması Gaziantep mutfağının gittikçe zenginleşmesine sebep olmuştur. Kentteki hanlar, hamamlar, imarethaneler kervanların konaklama yerleridir. Ticari amaçla gelen insanların taşıdıkları gastronomik kültürler zamanla yöreyi zenginleştirmiştir. Özellikle İran’a, Hindistan ve Çin’e kadar uzanan bu kervan yolu üzerindeki yemek kültürüne ait her türlü bilgi ve deneyimler Gaziantep Mutfağı'na dahil olmuştur. Güneydeki Arap kültürü de insanların iç içe yaşamlarından dolayı mutfak kültürüne etkili olan faktörler arasındadır.