Lviv Gezilecek Yerler

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Rynok Square şehrin en ünlü meydanıdır. Lviv’in kalbinin attığı meydanı 50 benzersiz mimari yapı çevreler. Bu yapılar şehrin 16-17. yüzyıla kadar uzanan tarihi dokuyu iliklerinize kadar hissetmenizi sağlar. Meydanın 500 yıllık geçmişi boyunca sürdürdüğü misyon, kentin politika, kültür ve ticaret merkezi olmasıdır. Bunun yanı sıra hemen hemen her yerinde çok sayıda müze yer alır.

Lviv’de ziyaret edebilmesi gereken ilk yerler arasında Opera Binası gelir. Burası hemen hemen haftanın her günü mutlaka bale, konser, opera veya tiyatroya ev sahipliği yapan Avrupa’nın en iyi opera binalarından biri. Ayrıca cepheleri heykellerle donatılmış ve farklı mimari tarzlara ait yansımaları rahatlıkla ayırt edebileceğiniz Opera Binası’nda dünyaca ünlü oyunlar da sık sık sergileniyor.

Ukrayna vizesiz gidilen ülkeler arasında en popülerlerinden biri. Ukrayna'nın kültür başkenti Lviv’e 14. yüzyılda yerleşen Ermeniler burada kenti semtlerini ve yerleşim alanlarını kurduktan sonra ibadetlerini yapabilmek için de Ermeni Kilisesi’ni inşa etmişlerdir. Yüz elli bini aşkın Ermeni’nin yaşadığı Lviv’de Ermeni Kilisesi’nin önemi hayli büyük. 1363 yılında inşa edilen yapı Lviv’e gitmişken görülmeye değer. Lviv’deki Ermeni toplumunun sembolü olan kilise 10. yüzyıldan kalma Ani Katedrali örnek alınarak inşa edilmiştir.

Lychakiv Mezarlığı, dünyanın en çok ziyaret edilen, adeta bir müzeye dönüşmüş meşhur mezarlıklarından biridir. Buradaki en eski mezar 1675 yılına aittir ve 3000’den fazla mezar taşı bulunur. 18. yüzyıla ait mezarlıkta çöl sayıda ünlü sanatçının, bilim insanının, şehrin önde gelen isimlerinin mezarı bulunmaktadır. Girişin ücretli olduğu mezarlıkta 400.000’den fazla kabir olduğu söylenmektedir.

1880’de Avusturya Başbakanı Alfred Josef Potocki’nin konutu olarak inşa edildi. Lviv’deki hiçbir konuta bu kadar para harcanmamıştır. Ünlü Fransız mimar Louis Dauvergne tarafından Fransa’daki Hotel Particulier’in imitasyonu olarak yapılmıştır. Sonrasında 1940’ta Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti tarafından saraya el konuldu.

Lviv’in en eski müzelerinden olan Eczane Müzesi (Pharmacy Museum) 1735 yılında askeri eczacı WilhelmNatorp tarafından kurulmuştur. Simyacılar hakkında efsanelere ve farmakoloji tarihine ilgi duyanlar için Eczane Müzesi, Lviv’de gezilecek yerlerden biridir.

Lviv’de gezilecek yerlerden birisi de Virmenska Caddesi üzerinde yer alan Armenian Street. Şehirde yaşayan Ermeni topluluğunun hayatları hakkında bilgi edinmek isterseniz buraya buraya uğramalısınız. Çok hareketli bir sokak olan Armenian Street, kültürel dokusunu günümüzde de bozmadan yaşatmaya devam ediyor. Sokakta sanat galerileri ve el işi ürünler satan dükkanlar yan yana dizilmiş durumda.

Lviv’in en yüksek noktası olan High Castle, şehrin manzarasını seyretmek için en güzel yerdir. Rynok Meydanı’na 2 kilometrelik bir mesafede yer alan kale, 1250 yılında inşa edilmiştir. 1704’te ise İsveç ordusunun saldırıları sonucunda kale hasar görmüştür.

Rönesans tarzı bir mimariye sahip olan İtalyan Avlusu veya diğer bir adıyla İtalyan Mahkeme Bahçesi Lviv’de görmeniz gereken yerlerden biridir. Lviv, orta Avrupa'nın küçük şehirlerine benzeyen mimari yapısıyla zaten romantik ve şirin bir şehir, İtalyan Avlusu da şehrin en romantik noktalarından biri.

Bir açık hava müzesi olan Yerel Mimari ve Kırsal Yaşam Müzesi (Museum of Folk Architecture and Rural Life) geniş bir yeşil alan üzerine kuruludur. 1971 yılında inşa edilen alanda kırsal kesimde ve tarihteki yerel halkın yaşadığı evler, kiliseler yansıtılmıştır. Aynı zamanda kırsalda yaşayan insanların kullandıkları çeşitli objelere de müzede yer verilmiştir.

Gotik, rönesans ve barok mimari tarzlarının bir arada bulunduğu Latin Katedrali, 14-18. yüzyıllarının büyük bir anıtı niteliğindedir. Üç farklı mimari stilin yansıtıldığı katedral, şehrin en eski ve en görkemli yapıları arasında gösteriliyor. Lviv'in ihtimalı yüzüyle tanışmak için Latin Katedrali'ni mutlaka görmelisiniz.

Rynok Meydanı’na oldukça yakın bir konumda olan Kayıp Oyuncaklar Müzesi de Lviv’de görmeniz gereken yerlerden birisidir. Burası görebileceğiniz en ilginç müzelerden biri. Alışılmış yapıda bir müze beklemeyin, bir ara sokakta, apartman önünde bırakılmış eski oyuncaklardan bahsediyoruz. Kimilerine birazcık ürkütücü gelebilir ama bu çok ilginç müzeyi görmekte fayda var.

Rynok Meydanı çevresinde bulunan Lviv Handmade Chocolate Serbskaya sokağında yer almaktadır. Şehrin en popüler mekanı olan bu yerde farklı çikolataları tadabilirsiniz. Lviv dışında Odessa, Kiev gibi Ukrayna’nın belli başlı şehirlerinde de şubesi olan fabrikanın Krakow ve Bakü’de dahi birer şubesi var.

Ukrayna’nın en eski parklarından biri olan Ivan Franko Parkı, 18. yüzyılın sonlarında Kutsal Roma İmparatoru II. Joseph’in isteği üzerine yapılmıştır. Yürüyüş ya da koşu yapmak, kitap okumak ya da sevdiklerinizle huzurlu vakit geçirmek için ideal bir yer olan bu parkı mutlaka gezmelisiniz.

St. Yevharistii Tapınağı olarak da bilinen Dominik Katedrali ve Manastırı şehrin hem en büyük hem de en eski dini yapısıdır. Görkemli mimarisiyle etkileyici bir görüntü sunan katedralin tarihi 14. yüzyıla dayanmaktadır. O dönem kilise, Ukrayna Prensi Lev Danylovych’in eşi olan Macaristan Prensesi Constance’in isteği üzerine mimar Jan de Witte tarafından inşa edilmiştir.