Beyaz Rusya'ya (Minsk'e) ulaşım uçak ile İstanbul'dan yaklaşık iki saat sürmektedir, ulaşımımı Türk Hava Yolları ile millerimi kullanarak yaptım, otel rezervasyonumu ise booking.com sitesinden aylar önce yapmıştım. Havaalanı şehir transferlerimi ve şehir içi gezilerimi de kısmen yerel bir tur firması organizasyonu ile gerçekleştirdim.
Ülkeye girişte Türk vatandaşlarına vize uygulaması yoktur. Girişte bir forum dolduruluyor, doldurulan formun kaşeli nüshasının çıkışta tekrar ibraz edilmek üzere saklanması gerekiyormuş. Havaalanından şehir merkezi ise yaklaşık 40 km. kadar uzaklıktadır.
Beyaz Rusya'nın simgesi beyaz leyleklerdir, Belaruslular ülkelerinin isminin de bir zamanlar ülkelerinin üzerindeki göğü kaplayacak kadar beyaz leylek olmasından geldiğini ayrıca yine beyaz tenli ve ak yürekli, barışçı olmalarından dolayı da Beyaz Rusya dendiğini söylemektedirler. Okuryazar oranı % 99 gibi yüksek bir orandadır, son derece medeni insanlardır.
Ülke her ne kadar demokrasi ile yönetiliyor gibi gözükse de Rusya'ya bağımlı oldukça sıkı disiplinli ve kurallı bir yönetim şekli olduğu hayatın her anında hissedilmektedir. Bu yönetim şeklinin de haliyle ülkede suç oranını minimuma düşürdüğünü söylemek mümkündür. Ülke turistler açısından son derece güvenlidir. Rahatsız edilme, soyulma vb. risk yok denecek kadar azdır. Taksiler taksimetrelidir ve gideceğiniz yere fazladan dolaştırılmadan götürüleceğinize emin olabilirsiniz. Amerikan Doları alışverişlerde kabul edilmemektedir, fakat çok sayıda döviz bozdurma noktası olduğu için bu bir sorun teşkil etmemektedir.
Vikipedia kayıtlarını esas alırsak da ülke ile ilgili şu şekilde genel bilgiler verebilirim:
Beyaz Rusya, Belarus ya da resmî adıyla Belarus Cumhuriyeti eski bir SSCB ülkesidir. Kuzey Avrupa'da yer alır. Başkenti Minsk'tir. Komşuları batıda Polonya, kuzeybatıda Litvanya, kuzeyde Letonya, doğuda Rusya Federasyonu ve güneyde Ukrayna'dır.Beyaz Rusya, diğer BDT ülkelerinin yanında Moskova hükümetine en yakın olanı oldu. 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden Beyaz Rusya, gün geçtikçe dünyaya ayak uydurmaya başlamış ve en nihayetinde liberal dünyaya kendini kabul ettirmiştir. Beyaz Rusya, Avrupa'da idam cezası veren tek ülkedir.
Belarus'un nüfusu 9.500.000 Minsk'in ise 1.850.000’dir. Şehrin etnik yapısı % 83,7 Belaruslu, % 8,3 Rus, % 3,1 Polonyalı, % 1,7 Ukrayna kökenli ve % 3,2 de diğer farklı kökenli insanlardan oluşuyor.
Dini (mezhepsel) anlamda da büyük bir oranı Ortodoks, kısmen Katolikler var, çok az Yahudi ve % 4 oranında da Müslüman yaşıyor. Ülkenin oldukça da dindar olduğunu da kilise ziyaretlerimde gözlemledim.
Ülkenin deniz ile bağlantısı yoktur, karasal bir iklim hâkim ve tamamı yeşilliklerden oluşan düz bir arazi üzerine kurulmuş. Seyahat için yaz dönemini tercih etmekte yarar var, çünkü kışlar oldukça soğuk geçiyormuş. Bu genel bilgileri verdikten sonra Minsk gezim ile ilgili bilgiler aktarayım...
Meydanlar ve çevrelerinde oluşan yaşam alanları oldukça önemli
Minsk, 2. Dünya Savaşı’nda adeta tamamen yıkılmış ve harap edilmiş, yeniden inşa edilen Minsk de çok geniş yollar ve çok geniş meydanlar yapılmış. Bunlardan bazıları; Bağımsızlık Meydanı, Zafer Meydanı ve Yakup Kolos Meydanı, ayrıca parkları da çok geniş bir alan kaplıyor.
Şehrin merkezi de kabul edilebilecek olan Bağımsızlık Meydanı Nezavisimosti (Independence) Bölgesi, Bu meydanda Hükümet Binası ve hemen önünde Lenin Heykeli, Minsk Hotel, Belarus Devlet Üniversitesi, Büyük Postane ve Kırmızı Kilise yer almaktadır. Ayrıca bu meydanın altında üç katlı devasa bir alışveriş merkezi bulunmaktadır.
Pobedi (Zafer) Meydanı, Minsk’in en büyük ve azametli meydanlarından biridir.
Meydanın tam ortasında Zafer Anıtı dikilmiştir. Söz konusu anıt Belarus’un Almanlardan kurtuluşunun 10. yıldönümü vesilesi ile dikilmiştir (1954). O dönemde de meydana Pobedi (Zafer) Meydanı adı verilmiştir.
Bir başka büyük meydan da Belarus’un milli şairi Yakup Kolas adını taşımaktadır.
Minsk'te enteresan bir yer ile karşılaştım, ABD Başkanı Kennedy'yi bir suikast sonucu 1963 yılında Dallas da öldüren Harvey Oswalt'ın 1960’lı yıllarda Minsk'te yaşadığı apartmanı gördüm, benim için güzel ve heyecan verici bir keşif oldu. Burası Zafer Meydanı'na çok yakın bir yerde.
Upper Town Bölgesi
Bu bölgeye Old City (eski şehir) diyebiliriz, burada Hazreti Meryem Kilisesi, Aziz Joseph Kilisesi, katedral, rahip ve rahibeler manastırı, belediye binası yerleşkelerini görebilirsiniz. Burası 18. yüzyılda pazar meydanıymış, ticareti simgeleyen terazili bir heykeli de bu bölgede görebilmek mümkündür.
Gözyaşı Adası
Bu ada şehir merkezinden akan Svisloch Nehri üzerinde bulunuyor. Bu minik adanın özelliği ve anlamı şudur: burada Afganistan Savaşı’nda ölen Belaruslu 700’ün üzerinde asker anısına yaptırılmış bir anıt/kilise bulunuyor, bu anıtta ölen askerlerin anne heykelleri ve dini motifler yer alıyor.
Komavrovsky Pazarı
Yakup Kolos Meydanı'na yakın bir bölgede yer almaktadır. Bu pazarda çok büyük bir kapalı alan içerisinde sebze, meyve, et, bal, balık vb. tüm yerel ürünler yer almaktadır, satıcıların da neredeyse tamamı süslü, bakımlı hanımlardan oluşmaktadır. Bu büyük halin hemen yanı başında da kebap üzerine menüden oluşan bir Türk restoranı bulunmaktadır.
Minsk içerisinde Hop on Hop off denilen turist otobüsleriyle şehir içerisinde önemli gezilecek görülecek yerlere turlayabilirsiniz. Bu otobüsler şehir merkez tren garının olduğu meydanda Galileo alışveriş merkezinin karşı tarafından belirli saatlerde kalkıyor.
Dudutki Yerel Köy Hayatı Canlandırma Müzesi
Belarus'un başkenti Minsk'in 40 km kadar yakınlarında bulunan Dudutki Müzesi. Bu müzede yerel köy yaşamında bulunan ev hayatı, kilise, değirmen, ekmek fırını, demirci atölyesi, hasır örme, bal yapma yeri, votka imal malzemeleri vb. şeyler canlandırmalı olarak ziyaretçilere sunuluyor, ayrıca bu yerleşkede müze sahibinin antika Sovyet araçları koleksiyonu ve mini bir hayvanat bahçesini de görebilirsiniz.
Minsk’te Cafe ve Restoran Önerilerim
Food Republica olarak adlandırılan yeme-içme kompleksi, burası Türk yatırımcı, kumarhaneler kralı Suudi Özkan'ın sahibi olduğu Princess Casino'nun da olduğu oldukça büyük bir binanın içerisinde yer alıyor, burada her türlü, Türk damak tadına hitap eden yeteri kadar mekân bulabilirsiniz.
Union Cafeleri de tavsiye ederim. İki farklı şubesine gittim, burada tüm içecekleri bulabileceğiniz gibi, yerel ve Avrupa mutfağından yemekler de tadabilirsiniz. Fiyatlar ise orta seviye Türkiye fiyatları civarında, kategori olarak da orta üzeri bir mekân diyebilirim.
Sonuç olarak Minsk’in sakin, insanlarının medeni bir şehir olduğunu söyleyebilirim. Gezmek için ise en fazla üç günün yeterli olduğunu düşünüyorum.