Belarus'un tam kalbi konumunda bulunan başkent Minsk, barındırdığı eserlerle kesinlikle görülmesi gereken Doğu Avrupa şehirlerinin başında geliyor. Kentin tarihi 11. yüzyıla kadar dayansa da 2. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'nın işgali ile başlayan yıkım, Minsk'i adeta yok olma noktasına getirmiştir. 1944'te 300 binlik nüfusu 50 binlere düşmüş, tüm fabrikalarını, köprülerini, devlet binalarını kaybetmiş bir şekilde Sovyetler Birliği tarafından Nazilerin elinden kurtarılan Minsk, sonrasında adeta baştan kurulmuştur. Sovyetlerin başarılı imar politikası ile görkemli anıtlara, oksijen deposu geniş parklara, düzenli sokak ve caddelere ve hepsi birbirinden şık binalara sahip olan Minsk, ayrıca yine Sovyet etkisi ile çok düzenli bir toplu ulaşıma da sahiptir. Dümdüz bir ova üzerine kurulu olan ve bu açıdan gezmesi de rahat olan bu şehirde gezilecek yerleri sizler için listeledik.
Minsk Gezilecek Yerler
Minsk’te gezilecek çok fazla yer olmasına rağmen şehir yaya olarak keşfetmeye oldukça uygun bir yapıya sahip. Görmeden dönmemeniz gereken yerlerin başında Aziz Simon ve Helena Kilisesi geliyor. Yapay bir ada olan Gözyaşı Adası, iki büyük caddenin birleştiği yerde bulunan Zafer Meydanı, 1922’de inşa edilmiş olan Belarus Modern Millî Kütüphanesi, bombandırmana maruz kalmış olan Belarus Opera ve Tiyatro Binası da mutlaka ziyaret edilmeli. Büyük Vatanseverlik Savaşı Müzesi, Botanik Bahçeleri Trinity Bölgesi, Kutsal Ruh Katedrali ve elbette ki Ulusal Sanat Müzesi de Minsk şehrinde görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor.