Sagalassos Antik Kenti'ni kaçımız bilmekteyiz? Yeni yeni ortaya çıkmaya çalışan bu antik kent, Burdur'un Ağlasun ilçesine 7 kilometre uzaklıkta yer alıyor. “Kimler kurmuş, neden tepelerde?” diye sormadan edemiyoruz.
Arşivleri karıştırdığımda şehrin ilk izlerinin M.Ö. 1000'de başladığını gösteriyor. Kentin şehirleşmeye geçiş döneminde ise M.Ö. 400. yüzyılda Hititlerin bir kolu olan Luvilerin etkisi altında olduğunu görüyoruz. Sırayla şehir yönetim değiştirerek; Frigler, Lidyalılar, Persler ve arkasından Helenistik Dönemve Romalılar, Selçuklularla devam etmiş. Her gelen millet, şehre yeni bir anlam kazandırmış.
13. yüzyılda Selçuklu Dönemi’nde terk edilip, Ağlasun'a doğru kaymış. 1706 yılına kadar keşfedilmeden kalmış. XIV. Louis'in görevlendirdiği Fransız arkeolog, şehri keşfetme onuruna ermiş. Ancak harabelerin Sagalassos Antik Kenti’ne ait olduğu, 1824'te bir yazıt okunduğunda belirleniyor. Kentte ara ara başlanan kazı çalışmaları sürekliliğini yitiriyor, ta ki 1983 yılında Stephen Mitchell’in idaresinde yeni kazı çalışmaları başlayana kadar. 1990 yılında Marc Waelkens'a, Sagalassos'ta kazı yapma ve kent topraklarında araştırma yürütme izni verilince durum tamamen değişiyor.
Ağırlıklı olarak Belçikalı arkeologların yer aldığı kazı alanında, yerli araştırmacılarla beraber kenti tekrar diriltme çalışmaları devam edilmekte. Sagalassos'a ulaşabilmek için Ağlasun'dan virajlı bir yolu takip etmek gerekiyor. “İnsanlar neden bu dik yamaçlara yerleşmiştir?” diye sormadan edemiyoruz…
Antik çağlarda bunun geçerli nedenleri var:
1. Güvenlik kaygısı
2. Suyun bolluğu
3. Yer katmanlarının geçirgenliği sayesinde, bölgede düzinelerce pınarın olması
4. Yüksek kaliteli seramik kap-kacak ve tuğla yapmaya uygun kilin bulunuşu
5. Metal eşya üretmek için zengin maden yataklarının olması
Saymakla bitmeyecek nedenlerle insanları buraya çekmiş bir yerleşim alanı da diyebiliriz.
Ağlasun'a baktığımızda “yemyeşil denizde bir cennet” olarak tanımlanabilir. Tarım arazilerinin ve su havzalarının bolluğu, nedenini net bir şekilde açıklamakta.
Sagalassos, zengin bir medeniyet şehri olmasına rağmen burada kazının geç başlamasının nedenleri ise; denizden uzakta olması, kazı çalışmalarına deniz kenarındaki antik kentlerden başlanması, günümüze kadar değerinin anlaşılamaması şeklinde sayılabilir.
Kentin sonunu M.S. 6. ve 7. yüzyılda meydana gelen üç olay hazırlamış; ağır bir şekilde yaşanan depremler, veba salgını ve Selçuklular tarafından son kalenin yıkılması. Amfitiyatroya baktığımızda depremin izlerini net bir şekilde görmekteyiz. Ne yaşanırsa yaşansın, kent yeniden canlanmakta.
Yolunuz bir şekilde Burdur'dan geçerse Sagalassos'a uğramadan geçmeyin!