Bursa'nın Otantik Köyü Cumalıkızık

İstanbul’a ve Bursa’ya yakın yerler arasında her geçen gün popülaritesi artan bir yer Cumalıkızık. Buraya bizim ilk gelişimiz Misi yazımda da bahsettiğim üzere 2017 senesinde Misi’de yeni aldığımız kamerayı denemeye geldiğimiz zamana rastlıyor. Ama o geldiğimizde Cumalıkızık’ta kahvaltımızı yapıp bitirip etrafı gezmeye tam başlamak üzereyken öyle bir yağmur bastırmıştı ki, inanın Cumalıkızık’ı gezmeyi bırakın kahvaltı mekanından dışarı adım atıp arabaya ulaşamamıştık. O gün bugündür de Cumalıkızık hep aklımızın bir köşesinde kalmıştı. Neyse kısmet bugüneymiş diyelim☺

Uludağ eteklerinde kurulan yedi Kızık köyünden biri olan Cumalıkızık günümüzde 250 civarı tarihi eve sahip. Cumalıkızık sokaklarında dolaşırken gördüğünüz yapılar ise yaklaşık 150 senelik bir geçmişe sahip.

Bu evlerin büyük bir bölümü restore edilmiş ve restoran, butik otel, hediyelik eşya dükkanı ve tabii kahvaltı mekanı olarak hizmet veriyor.

Osmanlı Devleti’nin Bursa’da ilk yerleşim yerlerinden biri olan, yaklaşık 700 senedir Osmanlı izlerini taşıyan Cumalıkızık, 1980’de Anıtlar Yüksek Kurulu’nun kararı sonucunda korunma altına alınmıştır.

Günümüzde aslında yapılan her restorasyon çalışması Anıtlar Kurulu’na bildirilip ve izni olduğu takdirde yapılabilmekte. 

1981’de ise köy, Kentsel ve Doğal Sit Alanı ilan edilmiş, 2000’de önce UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne sonra da 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girerek korunma altına alınmıştır. Dolayısıyla restorasyon çalışmaları da büyük ölçüde UNESCO tarafından belirlenen kriterlere göre yapılmaktadır.

Cumalıkızık’ta daha girişinde gözüme çarpan şeylerden biri yöre halkının halen kendi yaşam biçimini burada koruyor olması oldu.

Cumalıkızık Köyü’nün Tarihi

Bursa kültürel mirasları içerisinde yer alan Cumalıkızık Köyü, 2014 senesinde Bursa merkezdeki Hanlar Bölgesi ve Sultan Külliyeleriyle eş zamanlı olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.

1300’lü yıllarda göçebe şeklinde yaşayan Oğuz Türkleri, Moğolların saldırısından kaçarak Anadolu, İran ve Suriye taraflarına doğru ilerliyorlar. Anadolu’da ise Bursa onlar için bir yerleşim noktası oluyor. İşte bu göçebe boylardan Kızıklar, 14. Yüzyılda Bursa’ya ulaşıyor ve Osman Gazi’den yurtluk istiyorlar. Osman Gazi de merkezden biraz uzakta olan bu bölgeyi işaret ediyor. Bunun üzerine Oğuz Türkleri bu bölgede yaklaşık 12 tane köy kuruyorlar. 

Kızıkların Bursa’nın merkezindeki hanlar ile bu bölgelerdeki köyler arasında ticareti geliştirdiklerine ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kurulmasında önemli rol oynadıklarına inanılıyor. 

İlk zamanlarda en az 15 tane olan bu köylerden maalesef günümüze sadece Cumalıkızık, Hamamlıkızık, Fidyekızık, Derekızık ve Değirmenlikızık ismindeki 5 tanesi ulaşıyor. Diğerleri tarih boyunca meydana gelen doğal felaketler ve savaşlar nedeniyle korunamamış durumdadır. Bu bölgedeki köylere de birbirinden ayrışan özelliklerine göre isimler verilmiş. Mesela değirmenleri çok olduğu için Değirmenlikızık, bol deresi olduğu için Derekızık denirmiş. Zamanında Cuma namazı için insanlar çevre köylerden buraya geldikleri için buraya da Cumalıkızık denmiş.

Biliyorsunuz Anadolu’da hikayeler bitmek bilmez. Cumalıkızık’ın ismiyle ilgili alternatif bir hikayeye göre de “kızık” kelimesi “kısık” tan türemiş. Çünkü kurulan köyler dar bir vadiye yerleştiği için buraya dar vadi anlamında kısık vadi denirmiş. Bu ikinci açıklama bize biraz daha zorlama geldi açıkçası ☺

Cumalıkızık’ta yapılacak şeyler ve gezilecek yerler:

Gerek daracık sokakları, gerek 2-3 katlı rengarenk cumbalı evleri gerekse artık herkesin ezbere bildiği kahvaltısıyla öne çıkan Cumalıkızık’ta dolaşmak için en az 2 saat ayırmanızı öneririm. Fotoğrafa meraklıysanız bu süre uzadıkça uzar tabii.

1. Cumalıkızık’ta Kahvaltı:

Neredeyse tüm bloglarda bu Cumalıkızık’ta kahvaltı olayı anlatılmış.  Biz burada detay şuraya gidin ya da buraya gidin demeyeceğiz. Ama şunu söylemeliyim ki özellikle son dönemde neredeyse buradaki her mekan kahvaltıcı olmuş. Yolda yürürken etraftan sesler yükseliyor; “Cumalıkızık kahvaltısı 25 çeşit!”, “”Serpme kahvaltı 22 çeşit!”, “Kahvaltının hası 20 çeşit!” gibi. Sanki kimse muhteviyata ve kaliteye bakmıyor da herkes bir skor peşinde gibi. Bende şu kadar çeşit, sende bu kadar çeşit gibi bir yarış var adeta.

Burada herhangi bir mekana hafta sonu gelirseniz saat 10’dan sonra rezervasyonsuz yer bulmanız zor. Bunu mutlaka göz önünde bulundurmalısınız. Burada kahvaltı yapmak artık neredeyse adetten olmuş yani adettendir deyip bir kahvaltı yaparak Cumalıkızık gezinize başlayabilirsiniz. 

2. Cumalıkızık’ın Rengarenk Sokakları:

Her biri en az 150 yaşındaki restore edilmiş 2-3 katlı, cumbalı, renkli Osmanlı Evleri, daracık sokakları, bozulmamış dokusuyla sizi adeta tarihte bir yolculuğa çıkarıyor. Bölgede yer alan 250 – 300 kadar evin büyük bir bölümünde aktif olarak yaşam devam ediyor, bir bölümü ise restoran, kahvaltıcı, hediyelik eşya mağazası olarak hizmet veriyor.

Sabah erken saatler ve akşam üstü saatleri fotoğraf çekmek için öneririm. Çünkü etraf turistlerle dolmaya başlayınca o güzelim fotoğraf veren evlerin önüne tezgahlar açılmaya başlayınca aynı güzellikleri yakalayamıyorsunuz. Ha bir de çok aşırı turist kalabalığının olduğu ana caddeden biraz uzaklaşırsanız esas güzel noktalara ulaşma şansınız var. Cumalıkızık’ın arka sokakları daha güzel ☺

3. Küpeli Ev - UNESCO Derneği Proje Uygulama Evi:

Adını girişindeki avludaki küpe çiçeklerinden alan küpeli ev, Unesco Derneği’nin projesinin yürütüldüğü yer aslında. 350 senelik bir tarihe sahip olan ev aynı zamanda geçmiş zamanlardaki yaşamın da yansıtıldığı, Cumalıkızık’ı koruma ve yaşatma projesinin de hayat bulduğu nokta. Bu evin içerisi köy halkının ev düzeninin nasıl olduğunu net olarak gelenler görebilsin diye düzenlenmiş. İçinde yataklar, koltuklar, yemeniler, kap kacaklar, yer sofraları aynalar, dantel işlemeler ve daha pek çok şey var. Girişinde yer alan genel yaşam alanını gezdikten sonra üst kata çıkarsanız burada da yatak odalarını görebiliyorsunuz. 

Yatak odalarının dantel süslü pencerelerinden dışarıyı izlemekse çok keyifli. Kısaca evi gezdiğinizde yöre kültürüne ilişkin fikir geliştirebiliyorsunuz.

2010’da restore edilip müzeye çevrilen Küpeli Ev’in her odası farklı bir isimle anılıyor: Kiraz Odası, Kestane Odası, Ortanca Odası gibi. Bu isimler de öylesine seçilmemiş. Bu isimler bölgede çok yetiştirilen ve köy halkına gelir getiren ürünler aslında.

4. Kınalı Kar Konağı (Bulanlar Konağı):

Küpeli Ev nasıl ki kültürel ve tarihsel anlamda büyük önem taşıyorsa, Bulanlar Konağı da popüler kültürde benzer bir önem taşıyor. Açıkçası ben de Murat da hiç (ama gerçekten hiç ☺) televizyon izlemediğimiz için böyle bir dizinin varlığından Cumalıkızık’a gittiğimizde haberdar olduk. Film sektörünün ve dizilerin destinasyon pazarlaması alanındaki başarısının en net örneklerinden biri burası. Bize rehberlik eden arkadaşımızın söylediğine göre Cumalıkızık’ın bu kadar ünlenmesindeki en büyük etkenlerden biri işte bu Kınalı Kar isimli diziymiş. Dizi sayesinde özellikle 2000’li yılların başlarında iyice tanınmaya başlamış buralar. O zamanlarda dizinin hayranları bu köye akın etmeye başlamış.

İşte bir zamanlar diziye set olan Bulanlar Konağı, Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerinden biri kabul ediliyor. Günümüzde restoran ve pansiyon olarak hizmet veren bu konakta dilerseniz yemek yiyebilir, dilerseniz de konaklayabilirsiniz. Ama unutmayın ki, eğer kahvaltı için gelecekseniz mutlaka rezervasyon yaptırın. Ayrıca konağın avlusundan da hediyelik ürünler satın alabilirsiniz. 

5. Cumalıkızık Cami ve Hamamı

Köyün tam meydanında yer alan Cumalıkızık Camisi‘nin yapım senesi ve kimin yaptırdığı net olarak bilinmiyor. Selçuklu mimarisine benzer yapısı nedeniyle caminin 300 yaşında olduğu tahmin ediliyor. Oldukça sade olan bu camiinin Osmanlı döneminde bir tarafı mescit, diğer tarafı medrese olmak üzere iki bölümden oluştuğu tahmin ediliyor. Bu caminin bence en büyük farklılığı kubbesinin olmaması.

Caminin hemen yanında yer alan Cumalıkızık Hamamı da Cumalıkızık’ta görülmesi gerekenler arasında. Aynı camii gibi hamamın da kaç senesinde yapıldığı net olarak bilinmiyor. İçi tarihi Osmanlı hamamları ile benzer olup en son 1983’te Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiş.

6. Cumalıkızık Etnografya Müzesi

Pazartesi günleri dışında haftanın her günü saat 09:30 – 17:30 arası açık olan Cumalıkızık Etnoğrafya Müzesi’nin en önemli özelliği halkın bağışlarıyla oluşturulmuş olması. Şöyle ki, müzede sergilenen tüm eserler buraya bu bölgede yaşayan halk tarafından bağışlanmış. Müzede köy halkının yaşam biçimini, gelenek göreneklerini, örf ve adetlerini kavrayabiliyorsunuz. 

7. Cin Aralığı

Küpeli Ev’e yakın konumdaki Cin Aralığı, genişliği 3-4 karış olan daracık bir sokak aslında. Burası Kurtuluş Savaşı döneminde askerler için bir sığınak gibiymiş. Bu sokaktan geçip saklanırlarmış. Dolayısıyla da bu askerleri kovalayan düşman bu alana gelip kovaladıkları askerleri göremeyince şaşırırlar ve “ne oldu bu askerlere? Cinler mi kaçırdı?” derken bu sokağın adı Cin Aralığı olarak kalmış. 

Biz de bu seyahatimiz öncesinde Instagram hesabımızda (@gezimanya) Stockholm’ün en dar sokağından bir paylaşım yapıp başka bildiğiniz dar sokaklar nereler diye sormuştuk ve en fazla gelen cevap Cin Aralığı olmuştu. Stockholm seyahatimiz üzerinden 1 hafta geçmeden bize önerilen Cin Aralığı’nı görmemiz de bizim için güzel bir rastlantı oldu.

8. Cumalıkızık Pazar Yeri

Cumalıkızık girişinde hemen otobüs durağının da yer aldığı meydanda kurulan Pazar alanı bu bölgede yaşayan köy halkının yaptığı el yapımı reçel, turşu, gözleme, erişte gibi ürünlerin satıldığı tezgahlarla dolu. 

Evinize dönmeden önce bu tezgahlardan çilek, ahududu, böğürtlen ve kestane gibi ürünleri almanızı tavsiye ederim. Bölge taze meyveleriyle ünlü. Hatta bir de her sene haziran ayında düzenlenen bir “Ahududu Şenliği” var. Ee hal böyle olunca da buraya kadar gelip ahududu almadan olmaz. 

O zaman fazla vakit kaybetmeden mümkünse hafta içi bir gün planlarınızı ayarlayın da bir Cumalıkızıkgezisi yapın deriz. Zaten yeni açılan otoyolla birlikte Bursa’daki her yer artık İstanbul’a oldukça yakın.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni