Bursa Kasabaları: Cumalıkızık ve Gölyazı

I. Bölüm: Cumalıkızık İstanbul'dan 1,5 saat uzaklıkta bir yerde kahvaltı yapmak ister miyidin? Madem büyük şehir dışına çıktın şöyle olsun, böyle olsun demek hakkındır elbette.

Neler derdin mesela?
- Organik kahvaltı olsun!
- Otantik bir hava fena olmaz.
- Köy mesela?
- Keşif olsun ama çok sıcak da olmasın.

Bunları dersin muhtemelen. Bunların yanına bir de patatesli ve peynirli gözleme ekliyorum. Bu hafta sonu Cumalıkızık'a geldik. Anlatayım efendim.

Bir Osmanlı köyü olarak geçiyor burası kayıtlarda. Gerçekten de köyün girişi itibariyle hissediyorsun bunu. Taş kaldırımları, kerpiç evleri birbirinden güzel pencereli ve kapılı sokaklarda keyifli bir tur atıyorsun. Her yanı fotoğraflama hissine sahip oluyorsun. Burada dikkatimi çeken bir kaç şey var. Mesela, çok fazla Türk Bayrağı ve Mustafa Kemal Atatürk posteri var evlerde. Köyün bir camisi, iki de kahvehanesi var. Ne kadar küçük bir yerleşim olduğunu anlarsınız böylece. Köy kadınları evlerini ziyaretçilere açmış durumda. Bu da köye gelen ziyaretçileri Cumalıkızık ruhunu yaşamalarına vesile olan önemli bir etken.

Cumalıkızık'ta 270 adet hane bulunuyor. Her biri buranın bir rengi denilebilir. Günümüzde hala restorasyonu süren evler de var. Bunlarla beraber 300 civarı ev olacak gibi gözüküyor Cumalıkızık'ta. Geçmişe yönelik bir yolculuk yapmak için köy meydanından içeriye yürümek yetiyor gerçekten.

Cumalıkızık içinde, ayrıca Bursa UNESCO Derneği'ne ait Küpeli Ev adında bir müze yer alıyor. Burada, köye ait anılara ve yaşama dair birçok detaya göz atabilirsiniz. Keyifli, bir o kadar da nostaljik bur tur yapabilirsiniz. Derneğe bağlı olması deniyle buranın giriş ücreti 2,5 TL.

Tarihi
Kuruluşu yaklaşık 1300'lü yıllara denk geliyor. Bir vakıf köyü olarak kurulan köyde, tarihi doku çok iyi korunmuş. Osmanlı erken döneminin kırsal kesim sivil mimari örnekleri günümüze ulaşmayı başarmış. Bu özelliği nedeniyle çok ilgi çeken ve ziyaret edilen bir yerleşim yeri olmuştur. Sık sık tarihsel filmlere mekan olmaya da devam ediyor.

Uludağ etekleriyle vadiler arasında sıkışıp kalan köylere kızık adı verilmiştir. Diğer kızık köylerindeki köylülerin eskiden Cuma namazı için toplandığı yer olduğundan bu köyün Cumalıkızık adıyla anıldığı söylenir. Bir başka söylence de Osman Bey'in köyün kurulduğu günün cuma günü olması sebebiyle bu köye "Cumalıkızık" adını vermiş olduğudur.

Nasıl Giderim?
İstanbul'dan, 1,5 saat mesafede bir yer Cumalıkızık. İstanbul'dan gidenler için tarif vermek gerekirse, Bursa'ya giriş yaptığınızda, Kestel tabelasını takip edin. İki Kestel yazan kavşaktan girdikten sonra, sanayii mahallesi girişine denk geliyorsunuz. Buradan sonra Cumalıkızık tabelaları sizi köye götürüyor zaten. Sanayi sitesi sonrası yaklaşık 10 dakika yol gittikten sonra, taş kaldırımlardan anlıyorsunuz nasıl bir güzelliğe geldiğinizi. Köy girişinde yer alan okulun bahçesi veya az aşağıdasında boş araziye 4 TL karşılığı aracınızı park edebilirsiniz.

İstanbul'dan giderken durum böyle. Diğer şehirlerden gidiyorsanız da Bursa'nın Ankara yolu girişinde Kestel üzerinden bölgeye giriş yapabilirsiniz.

Nerelerde Kahvaltı Yaparım ?
Bu başlıkların altını doldurmama gerek yok diye düşünüyorum. Çünkü Cumalıkızık kasabasında herkes aynı kalitede güzellikte yapıyor işini. Tüm mekanlarda organik kahvaltı yapabilir, köy teyzelerimizin hazırladıkları reçellerden satın alabilirsiniz. Reçellerin kavanozu 10 TL. Kahvaltı ise kişi başı 15 TL. Patates köfte, çilek, ahududu reçelleri ve gözleme yemeden dönerseniz, Cumalıkızık'a ayıp etmiş olursunuz. Kredi kartı geçmez...

  • Kızık Sofrası
  • Cumalıkızık
  • Değirmenci Gözleme Evi
  • Taş Ev
  • Azime'nin Yeri

Köy kültürünü siz yaşadınız, evet; ama çocuklarınıza da yaşatın lütfen. Bu yüzden Cumalıkızık gibi hala dokusunu kaybetmemiş kasabalar önemli.

Not: Bu köye planladığınızdan 1 saat daha fazla ekleyin. Her köşesinde fotoğraf çektirmek isteyebilirsiniz.

II. Bölüm: Gölyazı
Hafta sonu önemlidir. Bütün hafta içi yaşadığımız stress ve yorgunluğu atmak için ideal dinlendirici bir rota fena olmaz hani.

Böyle düşünerek başladık yolculuğumuza, İstanbul'dan 1 saat 40 dakika mesafede bulunan Bursa Gölyazı kasabasına geldik. Amacımız sadece dinlenmek olunca, köyün huzuruna kaptırdık kendimizi. Çok da güzel oldu. Baya keyifli bir köy hayatı yaşadık bir gün boyunca. Uluabat Gölü kıyısında yer alan kendi halinde şirin bir kasaba Gölyazı.

Eski adı Apolyont olan eski bir rum köyü burası. Şimdiki adıyla Gölyazı olan bu yere bağlı toplam 8 küçük ada mevcut. Göl çevresi, tamamiyle sit alanı olarak belirlenmiş. İçerideki Rum evleride aslına uygun olarak korunmuş.

Kasabanın merkezi, ağlayan çınar ve kahvenin bulunduğu köprü yanı hemen. Köyün erkeklerini genellikle burada bulabilirsiniz. Köy dizilerinde şahit olduğumuz kahve kültürü burada hala geçerli. Selamını verir oturursun. Çay, oralet veya gazoz söylersin... Racon böyle! :)

Efsanesi
Gölyazı ile ilgili şöyle bir efsane mevcut: Efsaneye göre yıllar önce Odryes Çayı, Bandırma’dan denize dökülürmüş. Bu çayın bulunduğu yerde Melde Krallığı, bugünkü Ulubat Gölü’nün bulunduğu yerde Apollonia Krallığı varmış. Melde Kralı bir gün Apollonia Kralı‘nın kızını oğluna ister. Ancak Apollonia Kralı’nın kızı bu evliliği onaylamaz. Apollonia Kralı da kızını korumak için bir tepe üzerine saray yaptırır ve kızını buraya esir eder. Bu duruma çok kızan Melde Kralı kızar ve intikam almak ister. Odryes Çayı’nın yolunu değiştirerek tüm Apollonia’nın sular altın kalmasına neden olur. Prensesin kaldığı saray da sularla çevrili bir ada olarak kalır. Efsaneye göre bugünkü Ulubat Gölü böyle oluşur. Durum bu...

Tarihi
Apollon Krallığı'nın merkezi olarak bilinir. Döneminde bir süre Adramytteion (Edremit)'na, bir süre de Kizikos (Edincik)'a bağlı kalmıştır. İmparator Hadrianus (M.S. 117-138)'un Bitinya gezisi sırasında kente uğradığı, kentin kapısındaki adına konulmuş onur yazısından anlaşılmaktadır.
Bizans Dönemi'nde Apollania ad Rhyndacum, önce Bitinya Piskoposluğu'na bağlı kalmış, daha sonra Nicomedia ve kısa bir süre de Kios piskoposluklarına bağlanmıştır.

Osmanlılar 1302 yılında Baleum (Koyunhisar) Savaşı'ndan sonra, bu kaleye sığınan Kite Tekfuru'nu kovalayarak ilk kez Apollania önlerine gelmişler; ancak bu kuşatma sırasında kaçak tekfurun teslim edilmesi dolayısıyla anlaşmaya vararak geri çekilmişler, yalnızca Alyos adasını ele geçirmekle yetinmişlerdir. Bu adanın ele geçirilmesiyle, esasen Apollania ad Rhyndacum'un gölün çıkış kapısındaki berkitilmiş Lopadion kalesiyle ilişiği kesilmiş bulunuyordu.

Nasıl Gidilir ?
Buraya araçla gelmek mantıklı. Bursa'nın İzmir yolu üzerinde yer alıyor. Balıkesir tabelalarını takip ederek Bursa'dan 20 km çıktıktan sonra, sağ tarafta Gölyazı tabelasını göreceksiniz. Otobandan ayrıldıktan sonra 5-10 dakikalık yolculukla köy meydanına ulaşabilirsiniz. Gölyazı, son dönemde araç trafiğinden bıkmış durumda. Köyün yolları belli bir adetta araç trafğini kaldırıyor. Bu sebeple, köye 2 km kala bir otopark var aracınızı buraya koyuyorsunuz ve ücretsiz servislerle şehir merkezine gidiyorsunuz. Garip gelebilir. Ama empati yapmak lazım. Bende köyde yaşayan biri olsam, her yerin otopark olmasından kapıyı açtığımda 3 tane arabanın kapıya parketmesinden rahatsız olurdum sanırım. Bu uygulama haftasonları geçerli. Haftaiçi ise zaten köy meydanı sakin oluyor. Keyifle gezebilirsiniz.

Aziz Panteleimon Kilisesi
Gölyazı Aziz Panteleimon (bazı kaynaklara göre Hagias Georgias) Kilisesi, Anadolu Rum Ortodoks kiliselerinin önemli ve özgün örneklerindendir. Kaynaklar, eskiden köyde üç kilisenin bulunduğunu ve asıl kilisenin Aziz Georgios’a ithaf edildiğini anlatır. Yapım tarihi ile ilgili bazı kaynaklar 19. yüzyıl sonunu işaret etse de kilisenin restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan 1903 ibaresi, büyük olasılıkla kilisenin bitiş tarihini gösterir.
 
Aziz Panteleimon Kilisesi, üç nefli, dikdörtgen planlı bir bazilikadır. Batısında narteksi bulunur. Naostaki nefleri oluşturan desteklerden yalnızca kuzeyde üç, güneyde de iki desteğin kaidesi günümüze ulaşabilmiştir. Yekpare meşeden oluşan bu desteklerin sadece ikisi günümüze ulaşabilmiş; restorasyon sırasında yine aslına uygun olarak yekpare meşe kullanılmıştır. Kilisenin doğusunda üç bölümlü apsisi bulunmakta olup ana apsidde dışa doğru daralan bir pencere ve ona simetrik dikdörtgen iki niş bulunur. Apsidi tek basamaklı bir synthronon çevrelemektedir. İbadet mekânı kuzey ve güneyde birbirlerine simetrik altışar pencere ile aydınlatılmıştır. Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olan narteksin yanlarında yuvarlak planlı iki merdiven kulesi ile ortasında dikdörtgen planlı üç bölümden oluşur. Kilisenin güney ve kuzey cepheleri payelerle beşer bölüme ayrılır. Yapının üzerini örten çift pahlı çatının büyük bir bölümü restorasyon öncesi yıkılmıştır. Yeniden yapım sırasında duvarları moloz taş ve tuğla ile örülmüştür.
 
Mübadeleye kadar ibadet mekânı olan kilise, bu tarihten sonra çeşitli amaçlarla kullanılmış; ancak zamanın ve yangınların etkisiyle günümüze ciddi hasarlarla ulaşabilmiştir. Bursa Nilüfer Belediyesi tarafından aslına uygun olarak restorasyonu gerçekleştirilen kilise, yenilenme çalışmalarını ardından kültürevi olarak işlev kazanmış ve 2014 yılında hizmete açılmıştır. (Kaynak: Nilüfer Belediyesi)

 

Tarihi Çınar
Türk Mustafa ile Rum Eleni aşkından dolayı ağlayan çınar derler buraya. Ağaç, Gölyazı'nın göz bebeği. Bu iki aşığın arası savaş sırasında açılır ve Mustafa burada ağlayarak geçirir ömrünü. Bu sebeple buna şahit olan çınar ağacına ağlayan çınar ismi veriliyor.
 

Nerelerde Yenilir-İçilir ?
Öncelikle büyüdüğümüz şehirlerden uzakta oranın normaline alıştırmak lazım bünyeyi bence. Bu yüzden köy kahvesine oturun çayınızı söyleyin kesinlikle. O ruhu hissetmek önemli. Ayrıca, tezgahlardan incir, Gölyazı ekmeği mutlaka almalısınız. Gölden çıkan sazan balıklarını da deneyimleyebilirsiniz.

 

Gidilebilecek Mekanlar:

  • Gönül Sofrası
  • Gün Batımı Et ve Balık Restoranı
  • Hamam Cafe
  • Gölyazı Balık Evi

Ayrıca, zamanında balıkçılık için kullanılan teknelerin bir kısmı günümüzde turistik göl gezisi için kullanılıyor. Dilerseniz, sazlık turu yapabilirsiniz. Sazlık turu ile gölde pelikan kuşlarına ve nilüfer çiçeklerine de rastlayabilirsniz. Keyifli oluyor. Öneririrm.

Fotoğrafların devamı için instagram : @seymen.b
Yazıların devamı için web: seymenbozaslan.com 

Seymen BOZASLAN

Yazar Hakkında

Seymen BOZASLAN

Büyük şehirlerde küçük güzellikler peşinde koşmanın, hayallerimle geldiğim yerde başka hayaller kurma neşesi içindeyim.  Gözüme çarpanları hemen karalamayı, açtığım haritadan yeni güzergahlar belir