Komşun Geldi Atina!

Nasıl olsa yanı başımızda bir gün giderim diye ötelediğim Atina’ya sonunda geldim. İyi ki de geldim. Beklediğimden çok daha iyi bir seyahat oldu. Atina’ya gitmeden önce araştırırken,  bir yerde eski İstanbul tanımı görmüştüm gerçekten de öyle. Akropolis eteğinde kurulu ve hala kendi değerlerini yaşatan bir şehirle karşılaştım. Yunanistan’da toplam 12 milyon nüfus var. Bunun da 4 milyonu başkent Atina’da yaşıyor. Dörtte üçü dağlık olan bu ülkede düz diyebileceğimiz nadir bölgelerden birisi Atina.

Ulaşım 

İstanbul'dan 1 saatlik uçuş sonrası ulaşabilirsiniz. Sonrasında havalimanında metro ile şehir merkezi Syntagma Meydanı'na 45 dakikada ulaşabilirsiniz. Tek yön: 10 Euro.

Gezilecek Yerler

Akropolis

Yunanistan’ı araştırıyorsanız eminim en çok duyduğunuz ve dolasıyla merak ettiğiniz yer Akropolis’tir. Perikles, İÖ 5. yüzyılın ortasında Atinalıları Yunanistan’ın siyasi ve kültürel başarılarını temsil eder hale gelen kentlerinde büyük bir projeye başlamaya ikna etmiş. Bu program kapsamında Akropolis’e üç farklı tapınak ve bir anıtsal geçit inşa edilmiş. Akropolis’in ilk girişi olan Beule Kapısı’nı geçtikten sonra tapınak kompleksinin etkileyici girişi Proplaila geliyor. Fakat burayı geçmeden önce sağ tarafta bulunan Nike Tapınağı’na da vakit ayırın derim. Propylaila’nın hemen ardında Erektheionon ve Parthenon var. Buralardan Atina’nın harika manzarasını izleyebilirsiniz. Girişi sadece Akropolis ve Dionysos için 10 Euro. Tüm noktaları görmek istiyorum dersen de 30 Euro’ya bu geziyi tamamlayabilirsin. Öğrenci indirimi yok. Yani var da sadece Yunan öğrenciler için geçerli. Akropolis’te görebileceğiniz kısımlar

  • Beule Kapısı
  • Athena Nike Tapınağı
  • Erekhtheion
  • Propylaila
  • Herodes Attikus Tiyatrosu
  • Dionysos Tiyatrosu
  • Parthenon

Akropolis’e tırmanmak biraz zahmetli bu yüzden rahat ayakkabı giymenizi öneririm. Bazı noktalarda nefes nefese kalacağınız içinde bir tık daha ince giyinseniz fena olmaz bence.

Akropolis Müzesi

Akropolis yamacında modern yapıda tek bina olan bir müze var.  Bu kadar eski yapı ortasında böylesine farkedilen modern bir yapı biraz garip geldi açıkçası. Müzeye girerken yere bakarak yürümenizi öneririm camdan oluşan taban sayesinde tüm müzenin içi dışının tarih olduğunu görebilirsiniz. İçeride fotoğraf ve video çekmek yasak. Görevliler pür dikkat sizi izliyor adeta. Kamerayı veya telefonu az bir şey yukarı kaldırsanız hemen geliyorlar yanı başınıza. Hop diyorlar. Dikkat edin. Sadece ufak bir teras var oradan çekime izin veriliyor. Ayrıca bir şeyler atıştırabileceğiniz bir kafe ve museum shop bulunuyor.

Giriş detayı: Pazartesi 8:00’den 16:00’ya, Salı-Perşembe 08:00’den 20:00’ye, Cuma ise 22:00’ye kadar açık.Giriş ücreti 5 Euro.

İlias Lalaounis Mücevher Müzesi

Dionysos Tiyatrosu’nun hemen aşağısındaki bu küçük müze dekoratif sanatlara ilgi duyanların keyifle gezebileceği bir müze. İsminden de anlaşılacağı üzere mücevher yapım sanatını yeniden canlandıran İlias Lalaounis’in derlediği mücevher yapımının 60 yılını kapsayan 4 bin parçadan oluşan bi rmüzedir. İlk gün olmasa da, Atina’da görülecek yerlerden birisi bence.

Plateia Syntagmatos ( Syntagma Meydanı )

Syntagma Meydanı olarak da bilinen meydan, Vouli binasındaki Yunan Parlemontosu’na ve ölmekte olan bir Yunan savaşçının betimlendiği rölyeflerle bezenmiş Adsız Asker Anıtı’na ev sahipliği yapıyor. 25 Mart 1932 yılında açılan anıtın iki yanında, ünlü cenaze söylevinden metinler bulunuyor. Buraya geldiyseniz ve pazar günü geziyorsanız, saat 11.00’de askerlerin nöbet değişimini izlemenizi öneririm.

Ulusal Bahçeler

Parkın eskiden “Kraliyet Bahçeleri” olan adı, 1923 yılından beri ulusal bahçeler olarak biliniyor. Yunan yerlilerinden duyduğuma göre park eskiden daha etkileyiciymiş. Bahçeler eski havasını yitirse de, hala Atina’nın en huzurlu noktalarından birisi. Parkın içinde, Dionysios, Solomos gibi yazarların heykelleri de var. Parkta ayrıca, küçük bir botanik bahçe, hayvanat bahçesi ve kafeler de var. Panathinaiko Stadyumu ile yanyana olması bu iki noktayı aynı güzergaha ekleyebilirsiniz anlamına geliyor. Biraz bakımsız olsa da son derece büyük ve huzur noktalarından birisi. Yunanlıların genellikle spor yaptığı bir park. Parkın girişinde de şöyle bir anım oldu. Yanıma yaklaşan birisi, ellime kuş yemi dökmek istedi. Önce yok dedim. Sonra fotoğraf makinesini görünce dedim heralde yardım etmek istiyor. Ee ver hadi dedim. Sonra kuş geldi yemi yedi gitti vs. Adam bana polaroid fotoğraf uzattı dedi 5 Euro. Oldu bittiye getirdi. Haydaaa iyi al dedim  Yunan'a kazıklandık iyi mi? 

Plaka

Atina’ya kadar geldiyseniz mutlaka burada oturup kahve içip şehrin arka sokağındaki dinamizmi gözlemlemelisiniz. Buraya gelen herkesin amacı belli. Oturup iki laflamak kahve içmek, sohbet etmek. Plaka Atina’nın tarihi merkezi. Semtte Osmanlı döneminden önceye tarihlenen ancak birkaç ev kalmış olsa da, plaka kentin kesintisiz ikamet edilen en eski bölgesi olarak biliniyor. Atina’nın en görülesi noktalarından birisi. Mahalle ayrıca fotoğrafçılar için çok güzel malzemeler çıkarıyor.

Monastiraki

Atinalıların buluşma noktası! Randevular hep burada verilirmiş. Atina’da nedendir bilinmez en sevdiğim meydan. Oldukça hareketli ve otantik geldi bana. Öyle meydan dediğime de bakmayın. Aslında öyle aman aman bir devasa durumu da yok. Afor Athens veya 360 isimli kafe bar terasından şahane manzara eşliğinde bir şeyler yudumlayabilirsiniz. Adını yıkık manastırdan alan bir semt. Osmanlı Atinası’nın merkeziz olan Monastiraki, hala tezgahlarında hurdadan mücevhere kadar her şeyin satıldığı bir pazara ve çarşıya ev sahipliği yapıyor. Monastiraki’de Roma İmparatorluğu’nun izleri de hala günümüzde etkisini göstermekte.

Monastiraki’de görülecek yerler

  • Bitpazarı ( pazarları )
  • İfaistou Sokağı
  •  Hadrianus Kütüphanesi
  • Rüzgar Kulesi
  • Fethiye Camisi
  • Pantanassa Kilisesi
  • Kyriazopoulos Halk Seramik Müzesi

Panathinaiko Stadyumu

Dünyadaki en eski stadyumlradan birisi burası. Stadın en ilginç özelliği, tüm alanları tamamen beyaz mermerden yapılmış olması. 1896 yılındaki ilk olimpiyatlara da ev sahipliği yapmış bir mabed. 60.000 kapasiteli mükemmel bir kompleks. 1896 yılında olimpiyatlar yine burada yapılırmış. Akropolis’ten şehri incelerken göreceksiniz zaten. Bir tepenin içi oyulmuş stad yapılmış. 1896 yılında Yunanlar kendi olimpiyatlarını yaparken sadece erkekler yarışırmış ve çıplak koşarmış. Kadınların bu olimpiyatları izlemesi yasakmış.

Lycabettus Tepesi

300 metre yükseklikte teleferik ile de çıkılan bir bir tepe. Benim gibi Atina’ya bir de yukarıdan bakayım fotoğraf çekeyim diyorsanız, uğramanız gereken noktalardan birisi kesinlikle. Tepede ayrıca restoranlarda bulunuyor. İsterseniz bir şeyler atıştırabilirsiniz tabi. Finiküler düzenli olarak her yarım saatte bir sefer yapıyor. Tepeye yürüyerek de çıkabilirsiniz ama yerlisi için uygun bir seçenek bu. Turistseniz hem zamandan hem gücünden yersin boş yere. Finiküler tercih etmelisiniz. İstersen 7,5 Euro’ya teleferikle çift yön gidiş dönüş bilet alarak Atina’yı bir de bu açıdan görebilirsiniz.

Ermou Caddesi

Hani bir klişe vardır ya yurtdışında bir alışveriş caddesi görürsen İstanbul’da ki İstiklal Caddesi gibi düşün derler. Heh o hesap. Atina’da da durum bu. Türkiye’de de bulunan birçok ünlü markanın ve ufak butiklerin bulunduğu alışveriş caddesi. Öncelikler arasında olmasa da bir tur atın derim.

Kolonaki

Atina’nın biraz daha yüksek gelirli nüfusunun ikamet ettiği bölge. Atina kültürüne dair pek bir şey bulamazsınız. Ama yinede lüks mağazaları turlayabilir, kendinizi Atina’nın zenginleri gibi hissedebileceğiniz mekanlarda yüksek fiyatlara kokteyl içebilirsiniz.

Exarchia

Araştırırken göreceksiniz zaten. Şehrin isyan mahallesi. Mahalleye yaklaşınca duvar veya kepenklerin üzerlerinin boyanmasından, grafitiler çizilmesinden anlarsınız nereye geldiğinizi. Yunanistan’da ciddi işsizlik ve ekonomik sıkıntı var. Dolayısıyla gençler, isyanını duvarlara boyararak göstermiş. Son derece güvenli diyemem. Ama gündüz gözü bir tur atın, Yunanistan’ın sadece Akropolis’ten ibaret olmadığını görün isterim. Çok başarılı grafitiler var. Bunların önünde poz verebilir. Güzel hatıralar biriktirebilirsiniz. Bölgede ayrıca, Yunan polisi tarafından öldürülen Alexandros Grigoropoulos‘un anıldığı duvarın hemen yanında Berkin Elvan‘ın da anıldığını göreceksiniz.

Anafiotika 

Fotoğrafçılar buraya! Atina’da kısa  bir sürede olsa kendinizi Yunan adalarında hissetmenizi sağlayacak renkli pencereli beyaz taştan yapılmış evlerini burada görebilirsiniz. Atina’nın en sevdiğim sokaklarından birisi burası. Evlerin hepsi birbiriyle yarışıyor adeta. Sanırsınız güzellik yarışması var. Buraya geldiyseniz, sokakları turlamalı ve bir Yunan kahvesi ısmarlamalısınız kendinize.

Buralara Mutlaka Gitmelisiniz!

A for Athens

Monastiraki Meydanın’da A for Athens terasını mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Burası aynı zamanda otel ama terası otel misafiri dışında da herkese açık. Atina’nın en güzel manzaralarından birisini bu cafeden gözlemleyebilir, fotoğraflayabilirsiniz. A for Athens mutlaka fotoğraf duraklarınızdan birisi olmalı.

Little Kook

Monastiraki Meydanı'na çok yakın bir noktada yer alıyor Little Kook. Farklı tasarımı ile uzak ara Atina’nın en ilginç çay, kahve noktası olduğunu iddia ediyorum. İçeri ilk girdiğiniz andan itibaren, kendinizi masal diyarında hissedeceğiniz, son derece zevkli ve masal diyarından kahramanlarla süslenmiş bir cafe. Fotoğraf sanatçıları ve bloggerlar için tercih edilebilecek çok hoş bir ortam.

Kuzina

Atina’da gün batımını en güzel yakalayabileceğiniz ve romantik bir akşam yemeği için çiftlere tavsiye ettiğim bir mekan Kuzina. Çift katlı ve güzel bir terası olan bu restoranda deniz mahsulü ürünler ve makarna çeşitleri menüde bir tık daha ön plana çıkıyor. Mekanda en çok tercih edilenler ise, chicory soslu imon salatası ve gri kefal. 

Fotoğrafların devamı için instagram : @seymen.b

 

Seymen BOZASLAN

Yazar Hakkında

Seymen BOZASLAN

Büyük şehirlerde küçük güzellikler peşinde koşmanın, hayallerimle geldiğim yerde başka hayaller kurma neşesi içindeyim.  Gözüme çarpanları hemen karalamayı, açtığım haritadan yeni güzergahlar belir