Bursa'nın Doğası ve Kültürüyle Sizi Büyüleyecek Noktaları

Bursa, hem Osmanlı’nın hem de birçok tarihi dönemin en önemli kentlerinden biridir. Bursa’da gezilecek yerler denince akla mimari, camiler, medreseler, hanlar ve kiliseler gelir... Uludağ’ı, Ulu Camii’yi ya da Tirilye'yi görmeden Bursa’yı gezmek olmaz. Bursa tarihi çarşılarıyla, bembeyaz karla kaplı kayak merkezleriyle ve tüm tarihe tanıklık etmiş eski yapılarıyla sizi bekler.

Bursa Gezilecek Yerler:

Zengin tarihi, doğası ve şirin köyleri ile Bursa'da gezilecek birçok yer mevcut. Ulu Camii, Bursa şehrinin en önemli tarihi sembollerinden biridir. Türk İslam Eserleri Müzesi ise Osmanlı'nın ilk medreselerinden biri olan Yeşil Medrese olarak bilinir. Atatürk Evi, Bursa'daki eski bir caddede yer alan bir köşk olup Atatürk'ün Bursa'yı ikinci ziyareti sırasında kendisine hediye edilmiştir. Bursa Hanları, Osmanlı'nın ticaret merkezi olan Bursa'da pek çok meşhur han bulunmaktadır. Uludağ, Türkiye'nin en ünlü kayak merkezi olan Uludağ Bursa'da bulunmaktadır. Cumalıkızık, UNESCO Dünya Mirasları listesine girmeyi başaran Osmanlı mimarisinin hakim olduğu tarihi bir köydür. Tirilye, Bursa'nın en güzel Rum köylerinden biridir. İznik, Çini işçiliği ile bilinen arkeolojik alanları ile açık hava müzesini andıran Bursa'nın bir ilçesidir. Mudanya, Bursa'nın en gelişmiş merkez ilçelerinden biri olup deniz yoluyla ulaşım açısından kolay bir konuma sahiptir.

Listede adı geçen noktalarla ilgili detaylı bilgileri aşağıda bulabilirsiniz.
 

Ulu Camii


 

Bursa’nın tarihi sembollerinden biri olan Ulu Camii, eski şehir merkezinde, Atatürk Caddesi üzerinde yer almaktadır. Çok ayaklı cami şemasının en klasik ve anıtsal örneği sayılan bu eser, Yıldırım Bayezid tarafından Niğbolu Zaferi sonrasında yaptırılmıştır. İnşaatı 1396-1399 yılları arasında tamamlanmıştır. Mimarının ise Ali Neccar olduğu sanılmaktadır. Her ne kadar cami, yüzyıllar içerisinde istila, deprem ya da yangın gibi felaketlerden oldukça zarar görmüş olsa da yapılan pek çok onarım çalışmaları ile günümüzdeki ihtişamlı halini korumaktadır. Dikdörtgen bir plana sahip olan Ulu Camii, aynı zamanda erken dönem Osmanlı mimarisi çok kubbeli camileri arasında en büyük ve en anıtsalı olma özelliğine de sahiptir. 20 kubbe ile örtülü olan caminin orta kısmındaki kubbesinin üstü camlıdır ve alt kısmında 16 köşeli büyük mermer bir şadırvan yer almaktadır.Toplam iç alanı 3.165,5 metrekaredir. Kündekari tekniği ile Antepli Hacı Mehmed bin Abdülaziz ed-Devvaki tarafından yapılmış olan minber, caminin en özgün ve en güzel eserlerinden biridir. Minberin doğu yakasında güneş sistemi, batı yakasında ise galaksi sistemi yer alırken evrenin kül olarak tasvir edildiği ileri sürülür. Ayrıca gezegenlerin büyüklük oranları ve yörüngeleri gerçek oranlarla örtüşür. Mihrabı ise, 1571 yılında Mehmed Usta tarafından yaptırılmıştır. Caminin ilk imam-hatibi, Mevlid-i Şerif yazarı Süleyman Çelebi olmuştur. Bursa Ulu Camii içerisinde 19. yüzyılın ikinci yarısında ve 20. yüzyılın başlarında duvarlara yazılmış olduğu tespit edilen 192 adet yazı, hat sanatının özgün örnekleri arasında gösterilmektedir.

Devamını Oku

Türk İslam Eserleri Müzesi (Yeşil Medrese)


 

İlk Osmanlı medreselerinden biri olan Yeşil Medrese, Sultaniye Medresesi olarak da anılmaktadır. Yeşil Külliyesi birimlerinden bir tanesi olan medresenin kitabesi mevcut değildir. Külliyenin yapım tarihleri olan 1414-1424 yılları arasında yapıldığı bilinmektedir ve mimarı Hacı İvaz Paşa'dır. Yapısal açıdan Anadolu Selçuklularının açık eyvanlı medreselerinin devamı niteliğindedir. Moloz ve kesme taş ile tuğla kullanılarak inşa edilmiştir. Sivri kemerli bir kapı ile girilen avlusunu üç taraftan çeviren revaklardaki sütun ve sütun başlıklarının bir kısmı Bizans devrine aittir. Revakların arkasında 13 adet medrese odası, iki yan eyvan ve merdiven boşlukları vardır. Külliyenin diğer yapılarına göre medresedeki çini süslemesi çok azdır. Var olanlarda mozaik çini ve renkli sır teknikleri kullanılmıştır.

Günümüzde Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan Yeşil Medrese’de, 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan Selçuklu, Beylik ve Osmanlı dönemlerine ait çini ve seramik eserler, ahşap, oyma ve kakma eserler görülebilmektedir. Ayrıca Türk maden sanatından örnekler, tombak ve diğer metal eserler ile Selçuklu ve Osmanlı sikkeleri, geleneksel Türk elişleri ve giysileri teşhir edilmektedir. Örneğin birinci odada Osmanlı dönemine ait sedef, kemik kakmalı ve lake işi ahşap eserler ile kapı tokmaklar, kilit ve anahtarlar görülebilmektedir. İkinci odada tüm İslami devirleri kapsayan altın, gümüş, bronz sikkeler ile Osmanlı nişan ve madalyaları yer alırken dördüncü odada hamam kültürü bakımından zengin olan Bursa yöresinden toplanmış hamam eşyaları ile canlandırılmış bir hamam odası mevcuttur. Hat sanatına ilgi duyanların ziyaret etmesi gereken yer ise sekizinci odadır. Burada İbn Hilal İbn el-bavvab'ın 365H./975 M. tarihli dua kitabı, 14. yüzyıl Beylikler devrine ait zengin tezhipli "Bakara Suresi" ve 723 H./1323M. tarihli Kur'an-ı Kerim, Memluk Sultanı Berkok'un Sultan Yıldırım Beyazıd'a hediyesi olan Kur'an-ı Kerim, Sultan II. Murad devrine ait Kur'an-ı Kerim, Sultan II. Mehmet (Fatih) için hazırlanan ve baş sayfasında sultanın adının yazılı olduğu 871 H./1466 M. tarihli dua kitabı, Şeyh Hamdullah, Hafız Osman gibi büyük ustaların hatlarından örnekler bulunmaktadır. Medresenin bahçesinde 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar tarihlenen Bursa mezar taşlarından örnekler ile bazı taş kitabeler de sergilenmektedir.

Bursa Atatürk Evi Müzesi

Bursa’nın ünlü ve eski Çekirge Caddesi üzerinde yer alan köşk Atatürk Evi’dir. Yapının 19. yüzyılın sonlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Köşk bodrum ve çatı katının dışında iki katlıdır.

Atatürk'ün Bursa'yı ikinci ziyareti esnasında, 20-24 Ocak 1923, Bursa Belediyesi bu binayı Miralay Mehmet Bey'den satın alarak kendisine hediye etmiştir. Bundan sonraki dönemlerde Atatürk Bursa'yı ziyaret ettiğinde bu evde kalmıştır.

Devamını Oku

Bursa Hanları

Yüzyıllar boyunca önemli bir ticaret merkezi olan Bursa şehrinde haliyle pek çok tarihi han yer almaktadır. Günümüze kadar kalanların sayısı onlarcadır. Daha çok eski şehir merkezi bölgesinde görülebilen hanların şimdilerde hepsi popüler olmasa da turistik açıdan görülmesi gereken önemli hanlar mevcuttur. 
Bursa’nın en büyük hanı olan İpek Hanı, bunlardan biridir. Yeşil Külliye’ye gelir sağlamak adına Çelebi Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Hanın duvarları taş ve tuğla ile örülmüştür. Hanın zemin katında 39, üst katında ise 42 adet oda bulunmaktadır. Klasik Osmanlı hanları tarzında yapılan bu hanın odalarının önünde bulunan revakların üzeri kubbe ve tonozla örtülmüştür. Yapılan onarımlar ile hanın sadece batı bölümü özgündür; diğer bölümleri restorasyon görmüştür. İpek Hanı, İvaz Paşa Camii’nin yanında yer almaktadır.
Bir diğer popüler olan han ise Koza Hanı’dır. Ulu Cami ile Orhan Camii arasında yer alan hanı, II. Bayezıt İstanbul'daki hayır kurumlarına gelir sağlamak amacıyla 1490 yılında yaptırmıştır. Bursa'nın en güzel ve günümüzde en yoğun olarak kullanılan hanıdır. Duvarları tuğla ve taşla örülmüş olan bu han, dikdörtgen bir avlunun çevresinde yer alan iki katlı bir yapıdır. Doğusunda ahır ve depoların bulunduğu ikinci bir avlulu bölüm daha mevcuttur. Yapıya, Kapalı Çarşı tarafından bir taç kapıyla girilmektedir. Alt katında 45, üst katında ise 50 adet oda bulunmaktadır. Avlusunun ortasında taştan yapılmış, altında şadırvan bulunan, sekiz ayak üzerine oturtulmuş bir köşk mescit bulunur.
Ulu Cami’nin hemen altında görülebilen Emir Hanı, Orhan Bey tarafından, 14. yüzyılın ikinci yarısında yaptırılmıştır. İç avlu çevresine sıralanan iki katlı revak ve buraya açılan odalardan oluşan bu han, Osmanlı hanlarının ilk örneklerindendir. Alt katında eşya depoları olarak kullanılan penceresiz 36 adet mahzen yer almaktadır. Üst katta ise 38 adet oda vardır. Hanın ortasında bir şadırvan ile tarihi çınarlar bulunmaktadır.

Oylat Kaplıcaları

Oylat Kaplıcaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin Marmara Bölgesi’nin Güney Marmara bölümünde yer alan Bursa ilinin İnegöl ilçesinde, ilçe merkezine 25 kilometre mesafede yer almaktadır. Bursa kent merkezine ise 72 kilometre mesafede olan Oylat Kaplıcaları, İnegöl’ün önde gelen turistik cazibe merkezidir.

Oylat Kaplıcaları, denize 100, Uludağ’a 130, Bursa Yenişehir Havalimanı’na 50 kilometre mesafededir.

Devamını Oku

Uludağ

Uludağ, 1961 yılında millî park ilan edilen kayak merkezi ile Türkiye’nin önemli bir kış turizmi noktasıdır. MÖ 490-420 yılları arasında yaşamış olan Antik Çağ’ın ilk tarihçilerinden Heredot, Heredot Tarihi adlı kitabında Uludağ’dan Olympos ismi ile bahsetmiştir. Kitabında Olympos’ta yaşayan Lidya kralı Kroisos’un oğlu Atys’in trajedisini ele almıştır. MÖ 64 ile MS 21 yılları arasında yaşamış olan Amasya doğumlu Strabon ise Heredot’tan 400 yıl sonra, Coğrafya isimli kitabında Uludağ’dan Olympos ve Mysia Olymposu olarak bahsetmektedir. Strabon’un belirttiğine göre Mysia; Lidyalılarda gürgen ağacı anlamına gelmektedir.


Roma İmparatorluğu Dönemi’nde Hristiyanlık resmî din olarak kabul edildikten sonra, 3. yüzyılda Uludağ’da keşişlerin yaşadığı ilk manastırlar kurulmaya başlamıştır. Bu bölgede 8. yüzyılda manastır sayısı oldukça artmış, en üst seviyesine ulaşmıştır. Nilüfer Çayı ile Deliçay arasında yer alan vadi ve tepelerde 28 adet manastır kurulmuştur. Orhan Gazi’nin Bursa’yı almasından sonra ise dağdaki manastırlarda yaşayan keşişlerin bir kısmı manastırlarını terk etmiştir. Bu manastırlardan bazılarının yerlerine ise Doğlu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murat gibi, Müslüman dervişlerin inzivaya çekildiği yerler kurulmuştur. Türkler buraya “Keşiş Dağı” ismini vermişlerdir.

Uludağ Nerededir?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuzeybatısında yer alan Uludağ, Marmara Bölgesi’nin en yüksek dağıdır. Dağ, Bursa ili sınırları içindedir. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan dağın kayak merkezi, 2.486 metre yükseklikteki Keşiş Tepe’de bulunmaktadır.

Uludağ’a Nasıl Gidilir?

Bursa şehir merkezine 35 kilometre mesafede yer alan Uludağ’a ulaşmak için kara yolu, deniz yolu ve hava yolu tercih edilebilir.

Bursa’da Çekirge Caddesi üzerinde yer alan Uludağ’a çıkış güzergâhı kullanılarak, özel araç ile Uludağ’a gidilebilmektedir. Bursa’ya körfezi dolanarak, 255 kilometrelik yolu takip ederek 3,5 saatte ulaşılabilir. Bu seçeneğin yanı sıra Eskihisar-Topçular arabalı vapuru da kullanılıp Yalova’ya geçilerek, 210 kilometrelik yol kat edilip 3 saatte de Bursa’ya varılabilmektedir.

Şehirlerarası otobüsler kullanıldığı takdirde Bursa’ya ulaşım sağladıktan sonra, terminaldeki 96 numaralı halk otobüsü ile Tophane semtine gitmek gerekmektedir. Tophane’den ise taksi veya dolmuş ile Uludağ’a çıkmak mümkündür. 

Devamını Oku

Cumalıkızık


Cumalıkızık, Osmanlı Dönemi’nden günümüze kadar taşıdığı tarihî binaları ile ün salmış bir köydür. Osmanlı’nın Bursa’da ilk yerleştiği bölgelerden biri olan Cumalıkızık, Bizans Dönemi’nden kalma bir kiliseye de ev sahipliği yapmaktadır. Cumalıkızık’taki Osmanlı dönemine ait 270 adet evin 180’i hala kullanılmakta, diğerlerinde ise koruma ve restorasyon çalışmaları yürütülmektedir.

Osmanlı Beyliği, Bursa yakınlarında kurulmuştur. Kısa zaman içerisinde bölgede hâkim olmaya başlamış olan Osmanlılar, 1326 yılında Bursa’yı, 1331 yılında da İznik’i fethederek bölgedeki varlığını garanti altına almıştır. Bunun sonucunda Osmanlı yerleşim alanlarını inşa etmeye başlamış, kentler ve köyler kurmuştur. Vakıf köyü olarak kurulan Cumalıkızık, konut mimarisi ve yaşam biçiminde bu yönünü yansıtan niteliklere sahiptir. Osmanlı’nın erken dönemlerinde görülen, kırsal bölge sivil mimarisinin güzel örnekleri Cumalıkızık’ta günümüze kadar gelmiştir. Tarihsel filmlere sıkça konu edilen Cumalıkızık, birçok ziyaretçiyi de kendine çekmektedir.

Köyün adındaki “kızık” kelimesi, Uludağ etekleri ve vadileri arasında kalan köylerin hepsine kızık denmesi dolayısıyla konulmuştur. Köylülerin de buraya cuma namazı için gelmesinden dolayı, bu köye Cumalıkızık adı verildiği söylenmektedir. Bir diğer söylence ise, Osman Bey’in bu köyü Cuma günü kurması sebebine dayanmaktadır.

Cumalıkızık’ın Mimari Yapları

Cumalıkızık’taki evlerin genel özellikleri üç katlı olması, moloz taş, ağaç ve kerpiçten yapılması, üst katları cumbalı veya pencereleri kafesli olmasıdır. Evler sarı, beyaz, mavi ve mor renklere boyalıdır. Evlerin oluşturduğu sokaklar kaldırımsız ve taş döşelidir. Osmanlı Dönemi’nden kalmış olan kamusal yapılar; tek kubbeli hamam, köy camisi, caminin yanında bulunan Zekiye Hatun Çeşmesi’nin yanı sıra Cumalıkızık’ta, Bizans dönemine tarihlenen bir kilisenin kalıntısı da bulunmaktadır.

Devamını Oku

Tirilye

Bursa’nın Mudanya ilçesinin 12 kilometre batısında yer alan çok güzel bir beldedir Tirilye. Yüzyıllara dayanan tarihi dokusunu günümüze kadar korumuş olması sayesinde halen pek çok yerli ve yabancı turistin ilgisini çekmektedir.Temiz havası, denizi, sahildeki balıkçı lokantaları ve çay bahçeleri, eski binaları, dar ve taş sokakları ile ziyaretçisine huzur veren bir yer Tirilye. II. Bayezid döneminde İstanbul’dan 30 hane Türk’ün yerleştirildiği belde, Osmanlı döneminde Rumların büyük çoğunlukla yaşadıkları zengin bir yerleşim yeri idi.  Beldede bu dönemlerin ardından Rumlardan kalma yedi kilise, üç manastır ve üç de ayazma mevcuttu. Ancak günümüzde kiliselerden sadece 3 tanesi ayaktadır. Üç manastırdan da Aya Yani Manastırı kısmen günümüze kadar gelmiştir. Sözü edilen ve geçmişi Bizans’a uzandığı bilinen üç manastırın kalıntısı Tirilye’nin dışında bulunmaktadır. Hagios Sergios Manastırı, Kasabanın çıkışında, Eşkel köyü yolu üzerindedir. Tirilye’ye 5 km uzakta olan Aya Yani Manastırı’na 3 kilometrelik toprak bir yoldan, zeytinliklerden ve günebakan tarlalarından geçerek ulaşılır. Batheos Rhyakos Soteros Manastırı, Halk arasında Aya Sotiri olarak adlandırılan mevkidedir. Diğer bir kilise Hagios Ioannes Rum Kilisesi’dir. Yuannes Kilisesi, Dündar Evi olarak bilinir. Rumların bölgeyi terk etmesinin ardından özel mülkiyete geçmiştir. Panagia Pontobasilissa Kilisesi ise Kemerli Kilise adıyla anılır. St. Stephanos Kilisesi (Fatih Camii) 14. yüzyılda camiye dönüştürülmüştür. Fatih Camii ile aynı yapı adasında ve caminin güney cephesinde yer alan Tirilye Hamamı’nın kesin adı ve yapım tarihi bilinmemekle birlikte, 16. yüzyılın ilk yarısında, Yavuz Sultan Selim zamanında, Kastamonu ve Üsküdardan getirilen Türklerin yaptırdığı yolunda söylentiler vardır.
Bölgede görülmeye değer bir diğer yapı ise Taş Mektep’tir. Tirilye’de doğan ve Yunanistan’da eğitim gördükten sonra Türkiye’ye dönen Chirisostomos tarafından 1904- 1909 yılları arasında yaptırılan Taş Mektep, Tirilye’nin en görkemli yapılarındandır. Kurulduğu ilk dönemden bu yana özellikle zeytin ve zeytinyağı dünyaca tanınmış olan Tirilye, aynı zamanda geçmişte ipekböcekçiliği ve şarap üretimi ile de öne çıkıyordu.

İznik

Sadece Türkiye değil, tüm dünyada adını çinileri ile duyurmuş bir ilçedir İznik. İznik çinisi ilk olarak 15. yüzyılda ortaya çıkmıştır. O dönemde yapılan Bursa Yeşil Camii ve Türbesi’nde (1421), Bursa Muradiye Camii'nde (1426) ilk örneklerine rastlanmaktadır. 16. yüzyıldaysa Osmanlı Devleti'nin de güçlenmesi ve yeni yapıların ortaya çıkmasıyla İznik çinisi en ihtişamlı günlerini yaşamıştır. Bu dönemde yapılan Süleymaniye Camii’nde ve Selimiye gibi eserlerde İznik çinisiyle süslemeler yapılmıştır. 17. yüzyılda ise İznik Çinisi kaybolmaya başlamış ve 18. yüzyıl başlarında tamamen yok olmuştur. 300 yıl aradan sonra 1985′de Faik Kırmılı Usta, İstanbul’dan İznik’e gelerek Eşref Eroğlu ve eşi Seyhan Eroğlu ile birlikte bir atölye kurmuştur. İznik çinileri tekrar üretilmeye başlanmıştır. “5 ve 16. yüzyıllarda Osmanlı Türk Medeniyet Sanatı’nın zirvelerinden biri olan İznik çinisinin camilerde, saraylarda, Türk ve dünya müzelerinde mevcut örnekleri hâlâ hayranlıkla izlenmektedir.
Bu güzelliğin doğduğu İznik ilçesi, halen bir açık hava müzesi gibidir. İlçeyi çevreleyen 114 burçlu surların hemen hepsi halen ayaktadır. Uzunluğu 4.970 metre olan surlar tarihin eski günlerinden muhteşem bir görüntü vermektedir.
İznik Gölü’nde yüzmeden optimiste kadar her türlü su sporunu yapmak mümkündür. Ayrıca Sansarak Vadisi’nde doğa içinde trekking yapılabilmektedir. Ayrıca İznik’e gidildiğinde, İznik Gölü’nde yetişen yayın, sazan, sarı balık, ıstakoz ya da gümüş balıklarını yemeden dönmek olmaz.
İznik, Hristiyan alemi açısından da ayrı bir öneme sahiptir. Zira ilk ekümenik konsil, M.S. 325 tarihinde 218 piskoposun katılımıyla burada yapılmış ve Hristiyanlık dinine hayat veren ve "İznik Yasaları" adıyla bilinen 20 maddelik karar Senatüs Sarayında alınmıştır.

Mudanya

Özellikle Bursa’ya deniz yoluyla gelenlerin sıkça geçtiği Mudanya, Bursa’nın en gelişmiş merkez ilçelerinden biridir. M.Ö 700'lerde İyonlu Kolonistler’den Kolofonlular tarafından kurulmuş bir sahil kentiydi Mudanya. Ardından 1321 yılında Orhan Bey tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katıldı. Bu köklü geçmişinin izlerini ise halen günümüzde varlığını sürdüren tarihi yapılarda görmek mümkün.
Örneğin, 11 Ekim 1922’de Mudanya Mütarekesi’nin (Mudanya Ateşkes Antlaşması) imzalandığı ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın zaferle taçlandırıldığı yapı, günümüzde Mütareke Evi Müzesi olarak hizmet veriyor. 19. yüzyılda Rus kereste tüccarı Aleksandr Ganyanof tarafından inşa ettirilen bina, daha sonra bir zamanlar ailesinin kiracı olduğu bu evde doğan Mehmet Hayri İpar tarafından satın alınarak 1936 yılında müze haline dönüştürüldü. 
Mudanya Merkez'de Şükrüçavuş Mahallesi'nde yer alan Tahir Paşa Konağı ise, 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan özel bir yapı. 1724 yılında inşa edilen konak, günümüzde Mudanya Belediyesi himayesinde müze evi olarak ziyarete açık tutuluyor. Konağın 2. katında yer alan Baş Oda’nın tavan ve duvarlarını süsleyen Lale Devri’nde yapılmış kalem işi süsleme ve motifler, uzmanlar tarafından da nadide eserler olarak kabul ediliyor.
Mudanya’dan görülmesi gereken bir diğer yapı da Mudanya Ortodoks Kilisesi. Kent merkezinde yer alan bu eski Rum kilisesi şimdilerde Uğur Mumcu Kültür Merkezi olarak kullanılıyor. Her ne kadar kilisenin kesin yapılış tarihi bilinmiyor olsa da, kuzey cephesinde orta sıralardaki pencerelerden batıdan üçüncüsünün alınlığında 1834 tarihli yedi satırlık bir yazıt bulunuyor. Bu yazıtta, Anastas oğlu İordanes'in, kiliseye işlenmiş taş bağışladığı ve bu nedenle kendisine şükran duyulduğu belirtiliyor. Kilise, Rumlar’ın mübadele ile Mudanya’dan ayrılmasının ardından ibadethane özelliğini yitirmiş, uzun süre sinema olarak kullanıldıktan sonra, 1993’te Mudanya Belediyesi tarafından onarılarak Uğur Mumcu Kültür Merkezi adıyla hizmete açılmış.

Gölyazı

Gölyazı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Marmara Bölgesi içinde yer alan Bursa il merkezinin batısında, Nilüfer ilçesinde yer almaktadır. Uluabat Gölü’nün kıyısında küçük bir yarımada olan Gölyazı, Bursa’nın kent merkezine 40 kilometre mesafededir.


Gölyazı’ya Nasıl Gidilir?

Gölyazı’ya Bursa’dan hareket eden minibüs ve otobüsler ile ulaşmak mümkündür. Önce Bursa’ya şehirlerarası otobüsler vasıtası ile gidip, buradan yaklaşık 1 saatlik yolculuk sonucunda Gölyazı’ya ulaşmak mümkündür. Ayrıca Bursa Mudanya’ya İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) veya Bursa Deniz Otobüsleri (BUDO) vasıtası ile ulaştıktan sonra Bursa merkeze gidip, buradan minibüs veya 5G adlı otobüs hattıyla Gölyazı’ya ulaşmak mümkündür.

Özel araç ile 193 kilometrelik İstanbul’dan Gölyazı yolculuğu ise yaklaşık 2 saat 50 dakika sürmektedir. İstanbul’dan Eskişehir-Topçular feribotu ile Yalova’ya gidilebilir ya da Osmangazi Köprüsü kullanılabilir. Gölyazı’nın otopark kapasitesi yeterli olmadığından arabayı 4 kilometre önceden park etmek gerekmektedir. Buradan ücretsiz otobüsler ziyaretçileri Gölyazı’ya ulaştırmaktadır.

Gölyazı’nın Tarihi

Gölyazı’nın tarihi, Romalılara kadar gitmektedir. Roma yerleşiminden ev kalıntıları, su kemeri ve mezar gibi kimi yapılar günümüze kadar Gölyazı’da varlığını sürdürmüştür. Gölyazı, Apollon Krallığı’nın merkezi olarak da bilinmektedir. Köyün kıyısında yer aldığı Uluabat Göl’nün eski adı ise Apolyont’tur. Apollon Krallığı’nın ardından Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu’na da ev sahipliği yapmış olan Gölyazı, mübadele dönemine kadar küçük bir Rum köyü olarak varlığını sürdürmüştür. Mübadele sırasında Selanik’ten göç edenlerin bazıları buraya yerleştirilmiştir. Gölyazı’nın tamamı günümüzde sit alanı olarak koruma altında bulunmaktadır. Köyde çekilmiş birkaç ünlü film ve dizi, Gölyazı’yı tanınır hale getirmiş ve meraklısını artırmıştır.

Gölyazı’da Görülecek Yerler

Gölyazı’daki yerleşim 800 yıllık tarihî surların içinde devam etmektedir. Uluabat Gölü kıyısındaki konumu ve köklü tarihiyle Gölyazı, bünyesinde birçok güzelliği barındırmaktadır. Tarihî yapılarının bazı bölümlerinde Roma, Bizans ve Osmanlı mimari tarzının iç içe geçtiği gözlenmektedir.
Arnavut kaldırımlı dar sokakları, misafirperver köy halkı, ilkbaharda yükselen su seviyesinde su içinde kalan ağaçlar, pelikanlar ve ördekler Gölyazı atmosferini meydana getiren öğelerdir. Köy, oldukça ufak görünmesine rağmen içinde bulundurduğu dikkat çekici doğal ve kültürel yapılarıyla zamanın hızla akıp geçtiği bir yerdir.

Devamını Oku

Suuçtu Şelalesi

Suuçtu ŞelalesiBursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesine 18 kilometre mesafede bulunan ve ilçenin içme suyu gereksinimini karşılayan, yaklaşık 38 metre yükseklikten dökülen bir şelaledir. Rakımı 464 metre olan şelale, dört mevsim farklı renge bürünerek doğal bir güzellik abidesi haline gelir ve görsel şölen sunar. Şelale Bursa’nın Karadere Nehri’nde yer alır. Su içmeye elverişli olacak kadar temiz olsa da kullanılması ve şişelenip satılması suyun azalmasını önlemek amacıyla yasaktır. Çevresindeyse piknik yapabileceğiniz güzel alanlar bulunuyor. Yolunuz buraya düşerse şelale keyfini ve piknik yapmayı unutmayın.

Suuçtu Şelalesi Hakkında Bilgi
Devamını Oku

Altınpark

Altınpark, Bursa’nın Nilüfer ilçesinde yer alan doğal atmosferli bir tesistir. Temiz hava, bol oksijen ve manzaralı işletmede sabah açık büfe kahvaltıları ya da diğer öğünlerinizi geçirebilirsiniz. Nilüfer ilçesinde gezecek pek çok yerden sonra yorgunluğunuzu atmak için ideal yerlerden biri olan Altınpark‘ta özel günlerinizi de organize edebilirsiniz.

26 dönüm arazi üzerinde kurulu olan tesis şık bir atmosferde lezzetli yemekler için tercih edebileceğiniz yerler arasında bulunuyor. Altınpark ayrıca Ankara’da Altındağ ilçesinde yer alan bir doğa parkıdır. Ancak yazımızda bahsettiğimiz Altınpark, Bursa ilinde bulunan bir mekandır.

Devamını Oku

Saitabat Şelalesi

Saitabat Şelalesi, Bursa’nın şehir merkezine yaklaşık 24 kilometre uzaklıkta bulunan bir doğal güzelliktir. Gürül gürül akan şelale ve çevresindeki bol yeşillikli alan, dinginlik arayanlar için akla gelen ilk alternatifler arasında bulunur. Uludağ’ın eteklerinde şelalenin aktığı kanyonda doğa sporları da yapılabilmektedir. Alabalıklarıyla meşhur olan şelalenin çevresinde yer alan mesire alanları da piknik için en doğal seçeneklerden biri olarak karşınıza çıkar. Doğa ile iç içe bir gün geçirmek isterseniz Saitabat Şelalesi’ni ziyaret etmelisiniz.

Saitabat Şelalesi Hakkında Kısa Bilgi

Uludağ’dan gelen suların aşağı akmasıyla meydana gelen Saitabat Şelalesi, bir kanyondan dökülür. Çevresinde sert kayalara rastlayabileceğiniz şelale çevre halkı tarafından Güvercinlik adıyla bilinir.

Devamını Oku

Hünkar Köşkü Müzesi

Hünkâr KöşküBursa’nın Yıldırım ilçesinde bulunan tarihî bir yapıdır. 1844 senesinde Abdülmecit Han’ın Bursa gezisi sırasında konaklaması için yapılan ve 19 gün kadar kısa bir zaman içerisinde inşaatı tamamlanan yapı, bir av köşküdür. Sonraki zamanlarda Abdülaziz Han5. Mehmet ReşatMustafa Kemal Atatürk ve bazı komutanları da ağırlayan tarihî yapı günümüzde restore edildikten sonra restorana dönüştürülmüştür. Ayrıca müze olarak da hizmet veren Hünkâr Köşkü hem tarihî bir gezi hem de güzel yemekler vadeder. Tarihî bir hava içinde güzel bir öğün geçirmek isterseniz Hünkâr Köşkü’nü ziyaret edebilirsiniz.

Hünkar Köşkü Müzesi Hakkında

19 günde inşa edilen ve av köşkü olarak tasarlanan yapının ilk konuğu Osmanlı hükümdarlarından Sultan Abdülmecit olmuştur. Daha sonraki dönemlerde Abdülaziz Han ve 5. Mehmet Reşat’ın da konakladığı köşkte 1922 senesinde Atatürk ve Kurtuluş Savaşı komutanları da 12 günlük bir misafirlik süreci yaşamıştır. 1935 senesinde Mustafa Kemal’in tekrar ziyaret ettiği av köşkü Osmanlı’dan Türkiye’ye bir tarihî miras olarak yoğun ilgi görmüştür.

Devamını Oku

Sudüşen Şelalesi

Termal ilçe Üvezpınar köyünden 8 kilometre uzakta yer alan Sudüşen Şelalesi doğal güzellikleri ile her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Özellikle kamp, doğa ve piknik tutkunlarının tercih ettiği Sudüşen Şelalesi, günübirlik ya da iki günlük hafta sonu kaçamakları için de ideal bir yer.

Sudüşen Şelalesi Hakkında Bilgi

Her ne kadar Sudüşen Şelalesi eskiden Yalova sınırları içerisinde yer alıyor olsa da artık Bursa sınırları içinde kabul ediliyor. Bunun sebebi, Haydariye köylülerinin bu şekilde talepte bulunması oldu.

Devamını Oku

Abdal Mehmed Camii

Abdal Mehmed Camii, Bursa’nın Osmangazi ilçesinde yer alan ve tarihe tanıklık eden bir ibadethanedir. 1450 senesinde inşa edilen yapıyı Başçı İbrahim adlı bir tüccar yaptırmıştır. Kuzeyden giriş yapılabilen yapının etrafı taş duvarlarla çevrilidir. Mahalle mescitleri arasında oldukça büyük bir eser olarak bilinen yapının süslemeleri de gerek ibadete gidenlerin gerekse turistik olarak gezenlerin büyük beğenisini toplar. Yolunuz Osmangazi’ye düşerse büyük bir mescit olarak nitelendirilebilecek olan Abdal Mehmed Camii’ni ziyaret edebilirsiniz.

Abdal Mehmet Camii Hakkında Bilgi 

Abdal Mehmed Camii hakkında biraz bilgi vermek gerekirse bir kitabesinin bulunmadığı ancak ancak Abdal Mehmed’in yakın bir arkadaşı olan Başçı İbrahim tarafından inşa edildiğini söyleyebiliriz. Bu ibadethane bir söylentiye göre Fatih Sultan Mehmet, diğer bir söylentiye göre ise II. Murad döneminde yaptırılmıştır.
Mekanın son cemaat yeri 3 kubbeden meydana gelir. Caminin içi dikdörtgen planlıdır ve ortadaki sivri bir kemer sayesinde iki farklı bölüme ayrılır. Kubbeler kurşun kaplamadan oluşur ve kasnağı ise sekizgendir. Çevresinde ince işlemeleri bulunan mihrap ise dardır. 3 sıra cam ile aydınlatılması sağlanan yapının pencereleri sivri kemerli ve meşe ağacından yapılmıştır.

Devamını Oku

Acem Reis Camii

Acem Reis Camii, Bursanın Osmangazi ilçesinde yer alan ve çok sayıda tarihi yapısından biri olarak bilinen bir ibadethanedir. Arap Dede Camii olarak da bilinen bu tarihi cami, 1516 senesinde vefat eden Fatih Sultan Mehmed’in hocalarından biri olarak bilinen Bedrettin Mahmut bin Mehmet Acem tarafından yaptırılmıştır. Sıra tuğla ve kesme taşlar kullanılarak inşa edilen Acem Reis Camii, 1480 senesinde hizmete girmiştir. Yolunuz Bursa Osmangazi’ye düşerse iki yol arasında kalmış olan bu küçük camiyi de ziyaret edebilirsiniz.

Acem Reis Camii Hakkında Bilgi 

Acem Reis Camii’nin adını nereden aldığını soracak olursanız, bu yapının inşa edildiği dönemde bulunduğu mahallenin Acem Reis mahallesi olarak anıldığını söyleyebiliriz. Daha sonra 17. Yüzyılda mahallenin adı Ak Minare mahallesi olarak değişmiş olsa da caminin adı Acem Reis olarak kalmıştır. Yine 17. asırda yaşanan Celali isyanları sırasında cami, farklı çetelerin müdahalesi sebebi ile tahrip olmuştur. Bu tahribatın üzerine 1855 senesinde bir de deprem felaketi eklenince caminin minaresi de yıkılmıştır ve köhne bir yer halini almıştır. Daha sonra 1940’lı yıllarda Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu mekânı restore ettirmek istediyse de çevre halkından bir katkı gelmediği için yarım kalan işleyiş, Vakıflar İdaresinin ve hayırseverlerin maddi desteği ile 1957-58 yıllarında tamamlanabilmiştir. 1958 senesinde ibadete tekrar açılan Acem Reis Camii’nin sahip olduğu çeşme ise daha sonraki dönemde yapılan bir yol çalışması nedeniyle ortadan kaldırılmıştır.

Acem Reis Camii Mimari Özellikleri 
Devamını Oku

Alaçam Şelalesi ve Kanyonu

Alaçam Şelalesi ve kanyonu Bursa’nın Kestel ilçesinden ulaşımı sağlanabilen bir doğa harikasıdır. Bursa’ya yakın mesafede oturuyorsanız kısa tatil ve doğa kaçamakları için biçilmiş kaftan olan Alaçam Şelalesi ve kanyonu tüm doğal güzellikleri ile sizi karşılar. Uludağ’ın güney yamacında bulunan ve şehre yaklaşık olarak 13 kilometre mesafede yer alan bu gizli cenneti ziyaret etmek isterseniz yolunuzu Bursa Kestel’e çevirmenin tam zamanı.

Alaçam Şelalesi ve Kanyonu Hakkında Bilgi
Devamını Oku

Ahmet Paşa Medresesi

Ahmed Paşa Medresesi, Bursa’nın Osmangazi ilçesinde yer alan oldukça köklü bir tarihe sahip bir yapıdır. Fatih Sultan Mehmet döneminde yaşayan ve ünlü bir şair olan Veliyüddin oğlu Ahmed Paşa tarafından inşa ettirilen bu yapı ayrıca Geyikli Medrese adıyla da anılmaktadır. 15. yüzyıla tarihlenen bu özel yapıyı, kültür ve tarihe ilginiz varsa çok seveceksiniz. Bir zamanlar medrese olan bu yapının günümüzde müze olarak hizmet verdiğini hatırlatmakta fayda var. Yolunuz Osmangazi’ye düşerse Ahmed Paşa Medresesi’ni nam-ı diğer Geyikli Medrese’yi ya da Uluumay Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları Müzesi’ne de zaman ayırmayı ihmal etmeyin. Bu zaman tüneli yolculuğundan keyif alacağınıza eminiz.

Ahmed Paşa Medresesi Hakkında Bilgi 

Devamını Oku

Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu

Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu, Bursa’nın eğlence ve kültür hayatına renk katan ve 1980’li yılların başından bu yana hizmet vermeye devam eden bir etkinlik alanıdır. Bursa’nın Osmangazi ilçesinde konumlanan Açık Hava Tiyatrosu, Kültürpark alanının içinde bulunuyor. Programları takip ederek Bursa Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu’nda bir konsere, tiyatroya ya da festivale gidebilirsiniz. Yolunuz Bursa’ya düşerse bu fırsatı mutlaka değerlendirin.

Açıkhava Tiyatrosu Hakkında Bilgi 

1980’lerden günümüze kadar eğlencenin ortak adı olan Açık Hava Tiyatrosu, pek çok Bursalının yanı sıra komşu illerden ve ülkelerden de ziyaretçi akınına uğranan bir yer olarak bilinir. İlk olarak yapılış amacı Uluslararası Bursa Festivali’ne ev sahipliği olan ve tüm etkinlikleri bünyesinde birleştirmesi amaçlanan Açık Hava Tiyatrosu’nda günümüzde sinemadan tiyatroya, konserden festivale pek çok etkinlik organize edilmektedir. 2 ay kadar hızlı bir zamanda inşaatı tamamlanan Açık Hava Tiyatrosu’nun üzerinde bulunan ve sahneyi örtme görevini üstlenen çelik yapılı çatı daha sonraki zamanlarda ilave edilmiştir. Açık Hava Tiyatrosu’nun ilk etkinliği Egemen Bostancı Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelenen Neş’e-i Muhabbet müzikali olmuştur. Oyunun büyük ilgi uyandırmasının sebeplerinden biri de Suna Pekuysal ve Emel Sayın’ın başrolleri paylaşması olmuştur. 1 hafta boyunca her gün yapılan temsil sonrasında farklı etkinlerle de hizmet vermeye devam eden Açık Hava Tiyatrosu günümüze kadar tüm ünüyle gelmiştir. Tiyatronun 1500’ü ayakta, 3500’ü ise oturma yerli olmak üzere toplam 5000 kişilik kapasitesi mevcuttur.

Devamını Oku

Alaaddin-i Mısri Türbesi

Alaaddin-i Mısri Türbesi, adını bulunduğu sokaktan alan ve Bursa’nın İznik ilçesinde konumlanan bir türbedir. İlk Osmanlı İslam profesörlerinden olan Alaaddin-i Mısri’nin türbesi doğu batı doğrultusunda uzanır ve dikdörtgen planlıdır. Alaaddin-i Mısri’nin mezarı dışında alanda bulunan 2 kabrin kitabesi olmadığı için kime ait olduğu bilinememektedir. Eğer yolunuz Bursa İznik’e düşerse 18. yüzyıldan kalan bu türbeyi de ziyaret edebilirsiniz.

Alaaddin Mısri Türbesi Hakkında Kısa Bilgi
Devamını Oku

Alaaddin Paşa Camii


Bursa’nın tarihî zenginliklerinden bir tanesi ibadethaneler arasında yer alan Alaaddin Paşa Camii. Bursa’daki en eski yapılar arasında bulunan Alaaddin Paşa Camii’nin en önemli özelliklerinden biri de Bursa’daki ilk cami olması. 1326 yılında inşa edilen bu tarihî eseri görmek isterseniz rotanızı Osmangazi ilçesine doğru çevirmelisiniz.

Alaaddin Paşa Camii Hakkında Bilgi 

Bursa’nın ilk camisi olma unvanını elinde bulunduran Alaaddin Paşa Camii, Osman Gazi’nin oğlu ve Orhan Bey’in kardeşi olan Aladdin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı ibadethane tarih boyunca hasar gördüğü için zaman zaman onarımdan geçmiştir.Osmanlı döneminin ilk camisi olan Alaaddin Paşa Camii bu sebeple tarihi açıdan da oldukça önemli bir yere sahiptir.

Devamını Oku

Ali Paşa Camii

Bursa’nın Osmangazi ilçesinde konumlanan Ali Paşa Camii, yolunuz Bursa’ya düşecek olursa görebileceğiniz ibadethaneler arasında yer alıyor. Yıldırım Bayezid zamanında inşa edilen bu tarihi yapıyla aynı ada sahip Türkiye’nin farklı yerlerinde de camiler bulunuyor. Yapılan restorasyonlar sonucunda ilk halinden oldukça farklı görünen Ali Paşa Camii’ni gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz. Çok uzun zaman almaması sebebi ile listeyi genişletmekte de fayda var. Şimdiden iyi gezmeler.

Ali Paşa Camii Hakkında Bilgi 

İstanbul’da ve Tokat’ta da aynı adlı ibadethaneleri görebileceğiniz Ali Paşa Camii’nin Bursa’da olanı ise diğer camilerle bir benzerlik taşımıyor.

Devamını Oku

Arkeopark

Arkeopark bir açık hava müzesi olarak hizmet veren bir oluşumdur. Bursa’da yer alan Arkeopark ayrıca dünyanın en büyük tarih öncesi parkı olma unvanını elinde bulunduruyor. Tarih öncesi döneme adeta bir zaman tüneli yolculuğu yapabileceğiniz Arkeopark ziyaretçilerine olağanüstü bir deneyim sunuyor. Höyüklerin arasında gezerken hayal gücünüzün sınırlarını zorlayan yapılar ve icatlar görmeniz mümkün oluyor. Aktopraklık Höyüğü ve Arkeopark ve Açıkhava müzesi olarak kültür turuna olanak tanıyan bu tarihi alan Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından hizmete açılmış bir tarih parkı olarak geziliyor. Arkeopark’ı gezmek için yolunuz Bursa’ya düşmesini beklemek yerine bu geziyi bir hedef haline getirip uzunca bir zaman ayırmanızı tavsiye ederiz.

Bursa Arkeopark Hakkında Bilgi
Devamını Oku

Atatürk Kent Ormanı

Atatürk Kent Ormanı, Bursa’nın Nilüfer ilçesinde yer alan yeşilin bin bir tonunu görebileceğiniz bir orman parkıdır.

Şehre yakın olmasına rağmen tüm hengâmeden uzaklaşabileceğiniz, tüm şehir stresinden arınıp sessizliğin ve bol oksijenin tadını çıkarabileceğiniz bu doğa harikası yaklaşık olarak 150 hektar alanı ile sizi cazip bir kaçamak olarak selamlıyor.

Devamını Oku

Ayvaini Mağarası

Bursa’nın doğal güzelliklerinden biri;Ayvaini Mağarası. Uluabat Gölü’nün güney bölümünde konumlanan mağara ilçe olarak Nilüfer’de yer alıyor. Yerli ve yabancı turistlerin olduğu kadar doğa ve macera severlerin de yoğun ilgisini gören Ayvaini Mağarası görenlerin hayranlığını kazanıyor. Yolunuz Bursa’ya düşerse elbette yapacak çok fazla etkinliğiniz var ancak ilgi alanınız doğal alanlar ise rotanız direkt olarak Ayvaini Mağarası olabilir.

Ayvaini Mağarası Hakkında Bilgi

Ayvaini Mağarası, Türkiye’nin 6. en uzun mağarası olma unvanını elinde bulunduruyor. Adını aldığı köy olan Ayva köyü de şirinliği ile gidenlerin beğenisini kazanıyor. Ayrıca Güney Marmara Bölgesi’nin en uzun yeraltı geçidi olan Ayvaini’nin Kazanpınar ve Doğanalan köyleri arasında bulunan ikinci bir girişi de yer alıyor.

Devamını Oku

Balabancık ve Gazi Aktimur Hisarı

Balabancık ya da diğer adı ile Balaban Kalesi; Bursa’nın Yıldırım ilçesinde yer alan tarihî bir kalıntıdır. Balabancık Hisarı olarak da anılan bu yapı tarihe meydan okuyarak günüme ulaşmayı başarmıştır.

Dönem dönem restorasyondan da geçirilen tarihî yapı yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Balaban ve Gazi Aktimur;bu iki gözetleme kulesine verilen adlardır. 1303 senesinde yaptırılan bu hisarlar günümüzde Bursa’nın fethi şenliklerine de ev sahipliği yaparak tarihini kültürel anlamda da yaşatır.

Devamını Oku

Balıkpazarı Camii

Balıkpazarı Camii diğer adıyla Yeni Camii, Bursa’nın Gemlik ilçesinde yer alan kitabesiz bir camidir. Nüfus Mübadelesi sonrasında kiliseden camiye dönüştürülen kutsal yapı günümüzde de ziyaret edilebilen tarihî yerler arasında anılır. Yolunuz zeytinleri ile ünlü Gemlik’e düşecek olursa Balıkpazarı nam-ı diğer Yeni Camii’ni de ziyaret edebilirsiniz.

Balıkpazarı Camii Hakkında Bilgi

Bursa Gemlik’te yer alan ve inşa kitabesi yer almayan Balıkpazarı Camii’nin bu sebeple yapıldığı yıl bilinemiyor. Ancak tarihsel süreçte kiliseden camiye dönüştürülen yapının bu değişimi 1922 ile 1923 yılları arasında geçirdiği biliniyor.

Devamını Oku