Bali, ilk görüşte vurulduğum ülkelerden biri. Daha sonra fırsat buldukça defalarca Bali'ye seyahat ettim ama ilkinin yeri hala ayrı. Bugün size benim için özel olan ilk Bali seyahatimi anlatmak istiyorum.
Bali, Endonezya' ya bağlıdır ve Sunda Adaları'nın en batısında yer alır. Batısında Java, doğusunda ise Lombok adası yer alır. Başkenti Denpasar'dır. Yemyeşil bir tropik bitki örtüsüne sahip adanın asıl geçim kaynağı tarımdır. Ancak adanın dünyaca ün kazanması ile yeni lokomotif gelir kapısı turizm olmuştur.
Yaklaşık 3.500.000 nüfusa sahip adanın %94'ü Hindu kalan %6'lık kısmının çoğunluğu Müslüman'dır. Endonezya'nın en turistik adası olan Bali'de resim, heykelcilik, yerel danslar ve ağaç oymacılığı gibi sanat dalları oldukça gelişmiştir. Özellikle ağaç oymacılığı adeta milli sanat halini almıştır. Her yaştan insanın bilgisinin olduğu bir sanattır.
Biz başkent Jakarta üzerinden yaklaşık 4 saatlik bir uçak yolculuğu ardından Bali Uluslararası Hava alanına indik. Oldukça ufak, ama güzel bir havaalanı var. Öyle ki, uçaktan inince bekleme salonlarına yürüyerek gidiyorsunuz. Giriş işlemlerinden sonra ilk konaklayacağımız otelimize ulaşmak için hemen bir taksiye atladık ve Nusa Dua bölgesine doğru yola çıktık. Burada da Endonezya genelinde olduğu gibi taksiler oldukça ucuz ve kazıklanma riskiniz hiç yok gibi.
Bali genel olarak yeme içme, hediyelik alışveriş ve market ürünleri bazında oldukça ucuz. Burada da Endonezya para birimi olan Endonezya Rupisi kullanılıyor.
Nusa Dua özellikle dünya çapındaki otel zincirlerinin bulunduğu bir bölge. Nusa Dua'nın anlamı ise “iki ada”. Başkent Denpasar’a yaklaşık 40 km uzaklıkta yer alıyor. Hava alanına ise 20 – 25 dakika mesafede. Burada taksi parasını peşin ödüyorsunuz. Yaklaşık 100.000 Rp tutuyor, ortalama 20TL’ye denk geliyor.
Gerçekten oldukça büyük ve lüks oteller Nusa dua bölgesinde toplanmış. Aynı Antalya'da olduğu gibi alanlara bölmüşler otellerin olduğu yerleri. Ve bu bölge’nin üç adet girişi var. Bu girişlerde kontrol noktaları mevcut. Girişte bir güvenlik araması yapılıyor. Çok ciddi bir kontrol olmasa da, insana bir garip geliyor.
Biz tercihimizi Hilton'dan yana kullandık. Girişinde oldukça büyük bir gölet bulunan otel, tapınak olarak inşa edilmiş. Resepsiyona geldiğinizde kendinizi bir tapınak içinde hissediyorsunuz. İç kısmında da odaların baktığı ve otelin ortasında kalan oldukça büyük bir gölet sizi karşılıyor. Ayrıca otelin içinde bir çok değişik hayvan çeşidine rastlamak mümkün.
Hemen giriş işlemlerimizi yaptırdık ve kumsala, Hint Okyanusu kıyısına attık kendimizi. Bu bölgede gelgit olayları gözle oldukça fark edilir şekilde görülebiliyor. Oldukça geniş kumsallara sahip. Ancak eğer sörf yapmıyorsanız ve deniz tatiline çıkmayı planlıyorsanız Bali kötü bir seçim olacaktır. Ege ve Akdeniz kıyıları gibi muhteşem kumsallar ve deniz maalesef burada yok.
Elbette tertemiz bir okyanus ve geniş kumsallar mevcut ancak deniz tatili düşüncenizi karşılamayacaktır. Çünkü sürekli bir gel git var, deniz de mütemadiyen dalgalı. Suyun içindeki binlerce ürkütücü canlı da cabası.
Nusa Dua’nın en ünlü plajı ise Gerger Beach. Burada deniz durgun olduğu için turistlerce tercih edilen yerlerin başında geliyor. Ayrıca bu plaj adada üstsüz güneşlenmeye izin verilen nadir yerlerdendir.
Yine bu bölgede cami, Çin ve Hindu tapınakları gibi ibadet yerleri dışında bir de marina mevcuttur. Bali’nin en ünlü Golf sahası ve en çok ilgi çeken müzesi Pasifika Museum bu bölgede yer almaktadır.
İlk günümüzü otelde dinlenerek ve yüzerek geçirdik. Akşam ise yemeğimizi otelimizde yedik ve yukarıda bulunan tapınak şeklindeki terasta ertesi günün planını kahvelerimiz eşliğinde yaptık.
Ertesi gün ise ilk durak başkent Denpasar. Yaklaşık 800.000 nüfuslu kalabalık ve çok kültürlü bir şehir. Bununla beraber şehirde bir çok gezilecek saray, tapınak, müze var. Ayrıca dünya markaları yanında yerel ürünleri de bulabileceğiniz bir alışveriş cenneti.
Kuta Beach, Legian Beach ve Canggu Beach Denpasar’ın en önemli plajlarıdır. Ayrıca sörf tutkunlarının uğrak yerleridir. Bu bölgede ucuz mücevher ve gümüşçüleri bulabilirsiniz.
Bali Müzesinde Bali’nin tarihi ile ilgili bir çok materyal ve tarihi süreci anlatan eserleri bulacaksınız. Bali halkının mücadelesini simgeleyen BALINESE PEOPLE STRUGGLE MONUMENT ise görülmeye değer bir anıt.
BENOA HARBOUR ise özellikle denizciliğe ilgi duyanları cezbedecek bir yer. Burası bir çok uluslararası yat yarışının da yapıldığı ana liman.
KERTALANGU Kültür Köyü, çok geniş pirinç tarlaları arasında yürüyüş ve koşu parkurlarının olduğu, 9 adet balık göletini barındıran geniş bir köy. Burada spa ve güzellik merkezleri de yer alıyor. Bali el sanatlarını ve kültürel hayatını tanıyabileceğiniz bir bölge.
PURI KESIMAN ise trans ayinleri ile ünlü bir tapınak. Hele de bir ayine denk gelirseniz oldukça etkilenebilirsiniz.
TAMAN BUDAYA, Bali Sanat Festivali gibi birçok önemli organizasyona ev sahipliği yapan bir kültür ve sanat merkezi.
THE BADUNG MARKET ise Bali adası’nın en büyük geleneksel pazarıdır. Gajah Mada caddesinde bulunan pazarda günlük ev ihtiyaçlarının yanı sıra Bali el sanatları örnekleri de satılmaktadır. Sabahın erken saatlerinden geç saatlere kadar açıktır.
THE BIRD MARKET ise Denpasar'daki iki kuş pazarından biridir. Bir çok yerel kuş çeşidi bu pazarda satılmaktadır.
THE PALACE OF JERO KUTA, saray binaları ile görülmesi gereken yerlerden. THE PALACE OF PEMECUTAN, mimarisi ile ünlü bir başka saray.
THE TEMPLE MAOSPAHIT oldukça eski bir tapınak ve arkeolojik sit alanı. THE TEMPLE OF JAGATNATHA da eski ve etkileyici tapınaklarından bir diğeri.
Bunlar dışında Denpasar'da bir çok tapınak ve devasa boyutta heykel var. Heykeller şehrin birçok noktasında, sizin onu aramanıza gerek kalmadan karşınıza çıkıyor.
Bali oldukça kozmopolit bir ada. Dünyanın dört bir köşesinden insanların buraya tatile gelip de yerleştiği, iş güç sahibi olduğu bir yer. Restoranlar, butikler, cafe ve barların çoğu yabancıların işletmesinde. Oldukça şık restoranlar ve butikler var. Tasarım mağazalarında ise fiyatlar dudak uçuklatan cinsten.
Ancak ne olursa olsun yerli halkın giremediği ya da girmediği yerler var. Bunu tam çözemedim ancak hemen her mekanın kapısında güvenlik var. Halk dışardan içeriyi izlerken, yabancılar içeride yiyor, içiyor ve eğleniyor. Bunu her yer için söylemiyorum, ancak belirli lüks mekanlarda bu durum mevcut.
Günün sonuna geldiğimizde çok dolaşmış olduğumuzdan epey yorulmuştuk, kendimizi otelin Spa merkezine zor attık. Ve size tavsiyem Bali masajını ve yapıldığı mistik ortamları mutlaka tecrübe etmeniz. Gerçekten oldukça rahatlatıcı ve etkileyici.
Ertesi sabah kalktık ve otelimizin içindeki gölet kenarında daha önce hiç görmediğim cinsten kuşlar ve sesleri eşliğinde kahvaltımızı yaptık. Çok sayıda papağan ve kuş çeşidi adada yaşıyor. Bizim kafes içinde ya da resimlerden gördüğümüz bir çok tropikal kuşu burada doğal ortamında görmek mümkün. Bunun yanında akşam hava kararınca yarasalar çıkıyor ortaya. Oldukça iriler ve sürü halinde geziyorlar. Kimseye bir zararları yok. Ben ilk gördüğümde kuş sürüsü sandım ama yanıldığımı anlamam çok uzun sürmedi.
Kahvaltı sonrası Bali'de kalacağımız diğer otelimize gitmek için çıkış işlemlerimizi yaptık. Taksiye binerek Seminyak bölgesine doğru yola koyulduk. Seminyak oldukça turistik bir yer. Özellikle lüks restoran ve butikler dikkat çekiyor. Son 10 senede bu bölgenin yıldızı parlamış. Çok geniş ve genelde sörf yapanların takıldığı bir plajı var. Plajda ise çok şık ve lüks bir beach club var. Buradan güneşin batışını izlemek gerçekten bir harika.
Geceleri ise Seminyak’ta restoran ve barlar dolup taşıyor. Bu bölgede çok sayıda lüks butik otel var. Geneli özel havuzlu villalardan oluşan butik oteller çok özel dekore edilmiş. Şirin bir merkeze ve gerçekten şık restoran ve barlara sahip bir bölge.
Biz de ikinci otelimizde tercihimizi özel havuzlu villalardan yana kullandık. Genelde oteller merkeze uzak. Ancak taksi çok ucuz ve oteller size akşam belirli bir saate kadar ücretsiz şöförlü araç hizmeti de veriyor. Hizmet, temizlik ve güleryüz dört dörtlük. Öğrendiğim kadarı ile hemen her otelde Bali masajı için Spa mevcut. Şehir merkezinde de yaptırabilirsiniz tabii, ancak bu bilgiyi de aklınızda tutun.
Akşam gün batımını izlemek, dolaşmak ve yemek yemek için biz de Seminyak merkeze indik. Gün batımını izlerken yemeğimizi yedik. Her yer cıvıl cıvıl insan kaynıyor.
Daha sonra oraya çok yakın olan Legian’a gitmek için bir taksiye bindik. Legian merkezi Seminyak’tan daha büyük ve hareketli, ancak daha halk işi. Bu alanda daha çok restoran, cafe ve barların yanında en ünlü sörf plajı ve night clublar mevcut.
Burada BİNTANG isimli zincir marketlerden günlük alışverişlerinizi yapabilirsiniz. Bu marketlerden aynı zamanda dışarıdakilerden çok daha ucuza Bali’ye özgü hediyelik eşyalar alabilirsiniz.
Seminyak ile Legian birbirine çok yakın. Legian'da gece Hard Rock Cafe'de yerel grupları dinledik ve bir kaç gece kulübü dolaştık. Otelimize dönüş yoluna geçtiğimizde saat sabaha karşı 03:30'du. Tabii burada en büyük sıkıntı oteli bulmak oldu. Oteller merkeze uzak ve kırsal alanda olduğu için biraz uğraştık ama sonra şöförümüzün de yardımı ile otelimizi bulduk.
Ertesi gün çok erken kalkıp Bali’nin uzak bölgelerine gitmek için otelden araç istedik. Sabah 08:00'da çıkıp, gezimizi akşam 20:00'da bitirecek şekilde bir tur aldık otelden. Bu tur yaklaşık 50$ civarında. Gün boyu altınızda araç ve şöför hizmeti olduğunu düşünürseniz, bu fiyat gerçekten çok uygun. Ayrıca otel şöförleri iyi derecede İngilizce bildiği için dil sorunu yaşamıyorsunuz.