Yogyakarta’nın muhteşem tapınaklarını gördükten sonra Bali adasının merkezi Denpasar’a uçuyoruz. Bali denince hep özellikle balayı için gidilen, tropik ormanları ile yemyeşil, mavi suları, altın sarısı kumlu plajları ile sessiz sakin bir cennet ada vardır hayallerde. Bunların hepsini bulacaksınız, hatta çok daha fazlasını da.
Kısacası kültür gezim bitti sanmayın, biraz deniz, kum, plaj tabii ama burada görülecek bir UNESCO Dünya Mirası (Bali bölgesinin kültürel peyzajı) ve bolca tapınak var. Hatta sokak taklarında, bahçe duvarlarında ve hemen her evin bahçesinde kendi tanrılarının binlerce heykellerini görebilirsiniz.Ngurah Rai Havalimanı bize, bir cennete geldiğimizi müjdeliyor ve ününe yaraşır bir karşılama sunuyor. Hawaii’deki gibi boynumuza çiçekten kolyeler asmıyorlar ama Tanrıların adası ya burası, daha terminalin giriş kapısında Tanrı heykelleri karşılıyor bizi.
Terminal tertemiz, ferah, insanın içini açıyor. Her köşesi havuzlar, çiçeklerle süslenmiş hatıra fotoğrafı köşeleri gibi güzellikler sunuyor. Oldukça büyük ve kalabalık, yabancı hava yolu uçakları sizi şaşırtmasın; küçük ada uluslararası bir havalimanı. Endonezya’da sadece Bali’ye gelecekseniz, Singapur’dan aktarmalı uçuşları da tercih edebilirsiniz.
Otel rezervasyonumuzu yaparken havaalanı transferi de istemiştik (oteller taksi firmaları ile anlaşmalı ve isterseniz transfer gönderiyorlar). Genel olarak pahalı bulmadığım ülkede taksiler de pahalı değil, her şehirde havaalanı ile otel arası, yoğun trafikle, bir buçuk ila iki saat sürdü ve ortalama 20 - 25 $ ödedik. Ancak kapıdan çıktığınız anda her köşeden taksi sesleri geliyordu ama kesinlikle ısrarcı değiller ve rahatsız da etmiyorlar, hepsi farklı fiyat söylüyor. Otelin gönderdiği araçla kendimizi daha emniyette hissetmek ve ne ödeyeceğimizi bilmek içimizi rahatlattı, hatta otelde kartla ödemeyi tercih ettik. Yine de taksi yerine daha ucuz bir alternatif isterseniz bemo (dolmuşlar) da mevcut. Şoförümüz valizlerimizi alıyor, araca biner binmez de buz gibi su ikram ettikten sonra yola çıkıyoruz.
Otelimiz adanın doğu kıyısında yer alan Sanur bölgesinde, yoğun bir trafikle bir saatlik bir yolculuktan sonra ulaşıyoruz. Beş yıldız, balkonlu, deniz manzaralı ve çok geniş bir odası, harika bir özel plajı olan Griya Santrian & Beach Resort. Fiyatı ise gecesi 100 $, böyle bir otel için Avrupa ülkelerine, hatta Türkiye’ye göre oldukça uygun. Elbette plaja yürüme mesafesinde daha uygun fiyatlı oteller de var. Üç gün kalıp biraz keyif yapma zamanı, denize sıfır, cennet gibi yemyeşil bahçesi, havuz içindeki barı, restoranı ve güler yüzlü personeli ile otelimizden çok memnun kaldık.
Denizini soracak olursanız Ege’nin denizini hiçbir denize değişmem...
Bali, Endonezya’nın binlerce adasından adı en çok duyulan ada belki de, hatta balayı adası olarak da ünlenmiş, gerçekten de cennet gibi yemyeşil bir ada, üstelik de sanıldığı gibi çok pahalı bir tatil beldesi hiç değil. Lüks oteller diğer ülkelere göre daha uygun, lüks otel istemem diyorsanız da çok uygun fiyata oteller bulabilirsiniz. Lüks otelde bir saatlik masaj 8-10 $ örneğin.
Doğası ile de doğaseverler için de çok cazip bir ada. Birçok tapınağı, bir de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yeri var, Bali bölgesinin kültürel peyzajı Ujung Kulon National Park.
Adanın en popüler bölgeleri, güneydoğusunda, alana da yakın Nusa Dua, hareketli gece bir gece yaşamı olan Kuta ve Seminyak bölgeleri (Pura Tanah Lot Tapınağı da bu bölgede), Legian bölgesi akşamüzerleri beach-club olan eğlenceli bir bölge. Ubud bölgesi ise adanın eski şehri, Bali’nin kültür merkezi. Tapınakları, pirinç terasları, sanat müzeleri, ünlü Maymun Ormanı, akşamları ise geleneksel dans gösterileri ile ünlü.
Endonezya’ya geldiyseniz Bali’ye uğramadan olmaz, Bali masajı yaptırmadan hiç olmaz. Deniz mahsulleri, akvaryumunda ıstakoz ve yengeçler, jumbo karides, kalamar ve yöre balıkları barramundi, garopua gibi muhteşem deniz mahsulleri yemeden, tropik meyvelikahvaltı yapmadan, Bali dansları izlemeden dönmemelisiniz.
Batı kıyısından özellikle Jimbaran’da gün batımı seyretmeniz de yapmadan dönmemeniz gerekenler arasında.
Tapınakları ziyaret etmeden de kesinlikle dönmeyin. Balayı ya da ikinci balayı, dostlarla tatil ya da kültür ve turistik gezi, nasıl isterseniz... Ama Bali’ye mutlaka yolunuzu düşürün.
Biraz plaj, masaj, keyif ve dinlenme ama adanın tapınakları da bizi bekler. Yarın adayı gezmeye çıkıyoruz.
Sayısız Tapınakların Adası Bali
Ada nüfusunun çoğunluğunun inancı Hinduizm.
Tapınakların dışında tabiatseverler için şelaleler (Tegenungan), müthiş görüntüler veren aktif volkanlar, çeşitli hayvanları ve yavrularını sevebileceğiniz safari parkları, gün batımı ve tabiat manzaraları, ateş dansları, Bali dansları izleyebileceğiniz sayısız noktalar, restoranlar var.
Kısacası Bali’ye giderseniz deniz kenarında deniz kum güneş keyfi mi yapmak istersiniz bilmem ama biz şimdi tapınakları gezmeye başlayalım, hepsi de çok hoş ve keyif de alacağınız yerler.
Bali adasının merkezi ve en önemli bölgesi Ubud çok sayıdaki tapınakların yanı sıra gezip görülecek bir yerleşim, tabiat güzellikleri, saraylar, mağaralar, Çin ve Vietnam’daki pirinç tarlaları kadar büyük ve etkileyici olmasa da çok güzel manzaralar sunan pirinç tarlalarını gezmeye bile günler yetmez.
Birkaç öneri isterseniz vereyim.
Ubud Palace - Puri Saren, 1800’lü yıllarda Bali mimarisi tarzında inşa edilen ve Ubud kralının 100 yıl yaşadığı sarayda akşamları da Bali dansları şovları izleyebilirsiniz. Hemen yakınında bulunan Pura Taman Saraswati, etrafındaki havuzların içindeki lotus çiçeklerinden dolayı diğer tapınaklardan çok farklı, adeta bir su sarayı. Bali mimarisini tam olarak yansıtan tapınak yaratıcı tanrı Saraswati adına yapılmış. Tirta Empul Tapınağı ise Bali Hindularının kutsal su kaplıcaları, Endonezya’nın en büyük ve en kalabalık, Pakerisan Nehri’nden beslenen su tapınağı.
Ubud’da ilginç bir yer de “Maymun Ormanı”. Çok sayıda maymun göreceğiniz, yaramaz maymunların yaşadığı ormana giderseniz tabelalarda yazılmış olan kurallara mutlaka uyun, elinizde hiçbir şey olmasın, hele yiyecek asla, şapka, gözlük, cep telefonu, hatta küpe bile ne bulurlarsa kapıp gidiyorlar, geri almanız ise mümkün değil, asla almaya da çalışmayın.
Orman, maymunların sosyal etkileşim ve davranışlarıyla ilgili dünya çapında araştırmaların yapıldığı bir yer.
Sayısız tapınakların bulunduğu Bali’de diğer ünlü ve önemli tapınaklar ise son derece keyif alacağınız, keyifle gezeceğiniz yerlerden bazıları şunlar:
Tanah Lot, “Denizin üstünde yüzen küçük ada”, dalgaların dövdüğü bir kaya ada üzerinde, antik bir Hindu tapınağı, bir haç yeri. Tapınağa giremeseniz de muhteşem manzara için ya da benim gibi günbatımı hayranıysanız Tanah Lot’a mutlaka uğrayın. 15. yüzyılda, Hinduizm’i yaymak üzere Bali’ye gelen bir rahip tarafından deniz Tanrısı Baruna için kurulmuş.
Ulan Danu Bratan Tapınağı ise17.yüzyılda göl ve nehir tanrıçası Dewi Danu adına, biraz yüksek bir bölgede adanın en güzel göllerinden biri Bratan Gölü kıyısında yapılmış.
Etrafını saran dumanlı dağları arkasına alarak, tapınağın siluetinin ve göl üzerindeki yansımalarının müthiş görüntüleri ve manzaralar görülmeye değer.
Pura Kuhur Uluwatu, adanın güney kısmında, denizin üzerinden ince uzun bir yolla ulaşılan, yarımadanın uç noktasında yer alan bir tapınak. Bu tapınak denizden 70 metre yükseklikteki bir tepe üzerinde yer alıyor. Aşağısı uçurum, ancak dav dalgaların dövdüğü kayalar üzerinde patlayarak köpüren deniz, dalgaların müthiş görüntüleri, karşınızda da ise müthiş bir gün batımı ve inanılmaz güzel manzaralar bulunuyor.
Girişte bilet alırken size verdikleri örtüyü belinizden aşağı sararak yine verdikleri bir kumaş kemerle bağlamanız gerekiyor, bunun anlamı: Tanrıların karşısında herkes sade ve az parça ya da tek bir parça giysi ile eşit. Burada da yaramaz maymunlara dikkat. Çantam ve kameram için tedirgin oldum ama sorun yaratmadılar, sırtlarında yavrularıyla çok şirinler.
Tapınak yeter diyorsanız bana göre görülesi olanlar bunlar, ama daha çok görmek isterseniz inanın gezmekle bitmeyecek kadar çok var.
Sanırım bir gün Bali’ye gitmeye karar verirseniz uzun bir tatil planlamanız gerekecek.. Keyifle..