Hint Okyanusu'nun En Güçlü İncisi Sri Lanka

Sri Lanka ters gözyaşı şeklinde bir ülke. “Sri” ormanın en güçlüsü, “Lanka” ise Hint okyanusunun incisi anlamına geliyor. Sri Lanka, Hint okyanusunun en güçlü incisi demek.

İstanbul’dan Emirates ile 4 saat uçuş ile Dubai’ye ve kısa süreli aktarmadan sonra yine Emirates ile 4 saat uçuş ardından sabah saat 8’de Srilanka’nın başkenti olan Colombo’ya varıyoruz.

Colombo’da havaalanından bizi yerel bir tur şirketi Toyota bir jeep ile karşılıyor. Tur rehberimizin adı Lasanti. Hem rehber, hem şoför aynı zamanda da tur şirketinin ortağı, diğer ortak ise Hollandalı.

Colombo’ya Sri Lanka turumuzun sonunda uğrayacağımız için, içine girmeden doğruca Pinnawalle’ye doğru gidiyoruz.

Yetim fillerin bulunduğu bir Fil çiftliği Pinnawale... Aslında yetim fillerin bulunduğu çiftlik olarak geçse de, zaman içerisinde buradaki filler üreyerek aileler oluşturmuşlar. Bu çiftlikte, 67 yaşında olduğu söylenen artık gözleri görmeyen Sri Lanka’nın en yaşlı filini görüyoruz.

Daha sonra 2,5 dolar ya da 250 rupi karşılığında fillere şişeler ve huni yardımıyla süt içiriyoruz. Bir fil günlük 250 kilogram yemek yiyor ve 150 litre su içiyormuş. Yeni doğan bir filin ortalama ağırlığı 350 kg, 20-25 yaşlarındaki bir filin ağırlığı ise yaklaşık 3,5 ton.

Ardından Irmak kenarında bir restauranta oturup, fillerin banyo yapmak için gelişlerini bekliyor, bir yandan da deniz ürünlü salata ve taze sıkılmış tropikal meyvelerden (ananas, papaya, mango) oluşan kokteylimizi içiyoruz.

Yaklaşık yarım saat sonra 50 - 60 filden oluşan fil sürüsü bakıcıları eşliğinde sokaktan ırmağa doğru ilerliyorlar. Yavru filler sağa sola sapmak isteseler de bakıcılarının yönlendirmesi ile ırmağa doğru yürüyorlar. Çok hoş bir görüntüydü. Sanırım burası Fillerin nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu bölge.

Bu arada tam bizim oturduğumuz restaurantın önünde yavru bir fil restaurantın paspasını hortumu ile kapıp, bir iki silkeledikten sonra yere bırakıyor.

Filler sıra halinde nehre giriyorlar. Birbirlerine su fışkırtıyor ve oyunlar oynuyorlar. Bir saat kadar sonra yine aynı sokaktan sürü halinde barınaklarına doğru gidiyorlar. Bu çiftlikteki filler sadece turistik amaca hizmet ediyor. Hiç bir şekilde taşımada falan kullanılmıyorlar.

Az gelişmiş fakir ülke insanları her yerde benzeşiyor. Bir filin yanında resim çektiriyorken hemen bir bakıcı peydahlanıyor ve para istiyor.

Buradaki fillerin dışkısından kağıt yapılıyor. Fil dışkısından yapılmış orta boy bir defterin fiyatı hiç de ucuz değil. Defterlerin dış kapakları sandal ya da tarçın gibi kokulu ağaçların gövdesinden, yapraklarından veya dallarından yapılmış. Yaklaşık 50 sayfalık bir defterin fiyatı 30 - 40 dolar arasında değişiyor. Turizm burada daha yeni yeni oluşmaya başlamış. O nedenle turiste kazıklanacak kişi gözü ile bakıyorlar. Ancak şartların kişileri buna ittiği kesin çünkü Srilankalılar çok güleryüzlü ve samimi insanlar.

Buradan 30 dakikalık bir yolculuk sonrası Kegalle’de yer alan “New All Spice Garden” baharat bahçesine geldik. Burası oldukça küçük bir bahçeydi. Tarçın, vanilya, karabiber ağaçlarını ve aloa vera bitkisini üstün körü anlattıktan sonra bizi doğruca satış noktasına aldılar. Daha sonra Matale’de daha büyük bir baharat bahçesine gideceğimiz için buradan herhangi birşey almadık. Ve yeni rotamız Kandy’ye doğru yola çıktık.Eğer Kolombo'da konaklamak isterseniz Olu Colombo Villa ve Xai's B & B gibi uygun fiyatlı ve ulaşımı kolay otelleri tercih edebilirsiniz. 

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.