Hırvatistan’ın kuzeyinde Adriyatik Denizi'ndeki Kvarner Körfezi'nde yer alan Rijeka, ülkenin en büyük limanı. Yaklaşık 145.000 kişinin yaşadığı kent, ülkenin de en büyük üçüncü şehri. Nüfusun yüzde seksenini Hırvatlar, yüzde yirmilik kısmı ise Sırplar ve İtalyanlar oluşturuyor. Kentte Hırvatça konuşulsa da çoğu insan İtalyanca ve İngilizce de biliyor.
Hırvatça’da nehir anlamına gelen Rijeka, Adriyatik Kıyıları’nda yaptığımızın seyahatin ikinci durağı oldu.
Rijeka’ya varışımız akşam 21.00 civarı olunca haliyle hemen yemek yemek üzere kentin ana merkezine yürüdük. Biraz hayal kırıklığı olduğunu söylemeliyim. Çünkü bu kadar güzel koylara sahip bir kentte neredeyse bizden başka bir turist görmemek bizi epey şaşırttı. Akşam yemek yemek istesek de, o saatte mutfağı halen yemek servisi yapan bir restoran bulmakta zorlandık. Haydi diyelim restoran bulduk ama üzerine kahve içelim dediğinizde işiniz çok zor. Belli saat sonrasında kimse kahve servisi yapmıyor, sadece soğuk alkollü ya da alkolsüz içecek sipariş verebiliyorsunuz, dünyaca ünlü kahve zinciri Illy’de bile.Ertesi sabah Korzo’da bir kafede Hırvat kahvaltısı yaptıktan sonra kenti keşfe başladık.
19. yüzyılda önemli bir sanayi merkezi olan Rijeka aynı zamanda Orta Avrupa göçmenlerinin yola çıkış noktasıymış. Bu nedenle o dönemde Amerika’ya haftada 6 gemi kalkıyormuş.
Rijeka sadece tarihi ile değil, aynı zamanda sahip olduğu koylar ve yakın adalar nedeniyle su sporları, yelken, dalış, balıkçılık için de ideal bir nokta. Kıyı kesiminde yaklaşık 30 km. kadar içeriye gittiğinizde ise dağlarında yürüyüş, tırmanış ve avcılık gibi sporlar yapılabiliyor. Ancak günümüzde o eski sanayi havasını tam atamamış olacak ki, turistler tarafından fazla uğranan bir nokta değil.
Hatta burası turist akınlarından çok uzak bir kent. Aslında Dalmaçya kıyıları ya da Istria Yarımadası’na giderken sadece bir durak. Turist çok olmayınca haliyle kent de her ne kadar tarihi yapılara sahip olsa da turistik anlamda çok gelişememiş.
Kentin ana caddesi Korzo, deniz kenarındaki Riva Caddesi’ne paralel uzanıyor. Kent mavi bayraklı plajlara sahip olsa da bana daha çok tarihî yapılarındaki çeşitliliği ile Prag ve Budapeşte’yi anımsattı.
RİJEKA GEZİLECEK YERLER
Trsat Kalesi: Kente hâkim bir tepe üzerinde yer alan Trsat kalesi, 13. yüzyıla tarihleniyor. 1500’lerde kalenin hâkimiyeti Venedikliler ve Habsburg Hanedanı arasında el değiştirmiş. Ondan sonra da 19. yüzyıla kadar unutulmuş. Kaleye çıkmak hiç o kadar kolay değil. Biz araba ile gittik ama yürüyerek gitmek isterseniz önünüzde 500 basamak olduğunu unutmayın.
Trsat Franciscian Manastırı: Trsat Kalesi’ne yakın konumda bulunan manastır ve çevresi oldukça etkileyici.
Manastırın bulunduğu bölgeden şehri fotoğraflamak için çıkacağınız tepeye doğru giden yolda İsa’nın çile yolunu temsil eden heykeller yer alıyor.
St. Vitus Katedrali: 17. yüzyıla tarihlenen katedralin en önemli özelliği Hırvatistan’daki tek dairesel biçimli barok katedral olması. Duvarındaki top mermisi Napolyon Savaşları döneminde İngilizler tarafından buraya konmuş. Buradaki top mermisinin hikâyesi ise şöyle: İngilizlerin saldırıları sırasında Karolina isimli Hırvat bir kız, savaşa son vermeleri için yalvarmış. Kız o kadar güzelmiş ki, kızın güzelliğinden etkilenen İngiliz subaylar ateş etmeyi durdurmuşlar. Çok sayıda hayat kurtulmuş böylece. Bu nedenle olsa gerek, kentte birçok yerde Karolina ismine rastlamak mümkün.
City Tower (Şehir Kulesi – Gradski Toranj): Korzo boyunca yürürken görebileceğiniz bu kule, sarı badanası ile göze çarpıyor ve kentin simgelerinden biri.
Ivan Kobler Meydanı: Şehir Kulesi’nin altından geçtiğiniz gibi çıkacağınız meydan. Burası aynı zamanda Antik Roma kalıntılarına da geçiş noktası durumunda. Antik Roma kalıntılarına da eski taş kapı (Stara Vrata) altından geçerek ulaşmak mümkün.
Pazar Alanı: İlk olarak 19. yüzyılda deniz kenarında ticaret yapmak amacıyla kurulan bu kapalı pazar alanı günümüzde çiçek, meyve, sebze, şarküteri ürünlerinin satıldığı bir yer. Biz yine açık saatlerine yetişemedik.
Modelo Sarayı: Pazar alanı karşısında yer alan ve oldukça şık dış süslemeleri ile dikkat çeken sarı ve beyaz tonların ağırlıkta olduğu bu tarihi yapı eski bir saray. Vaktiniz olursa içine girmeli hatta içerideki kütüphaneyi de görmelisiniz.
Tiyatro Binası: 1765’te yapılmış olan Tiyatro binası, liman bölgesinde küçük park alanı içerisinde yer alıyor. Burada yaz ve kış farklı konserlere denk gelebilirsiniz.
Kapuçin Kilisesi (Capuchin Church of Our Lady of Lourdes): Deniz kenarında Riva Caddesi’nde bulunan bu kilise özellikle ön yüzündeki heykeller ve taş işçiliği nedeniyle görülmeye değer.
Kentte gezebileceğiniz diğer yerler arasında ise Modern Sanatlar Müzesi ve Denizcilik Müzesi sayılabilir. Ayrıca renkli duvar resimlerini de unutmamak gerek.
Rijeka merkezinden ulaşılabilen en yakın adalar: Krk, Cres, Losinj ve Rab Adaları. Krk Adası’na karayoluyla da ulaşmak mümkün. Şehirden kaçmak isterseniz bu adalar ya da kente 15 km. mesafedeki Opatija alternatifleriniz.
Rijeka’ya ne zaman gitmek gerek?
Yaz aylarında ya da Rijeka Karnavalı zamanında. Her sene ocak ayı ortalarında başlayıp yaklaşık 1 ay kadar süren karnaval, Rio veVenedikKarnavalı’nın ardından dünyanın 3. büyük karnavalı olarak biliniyor. Kent her sene dünyanın çeşitli yerlerinden katılan gösteri gruplarını izlemek için gelen yaklaşık 100.000 ziyaretçiyi ağırlıyor.
Hırvatistan Gezisi yazı dizisinin diğer bölümleri için tıklayınız:
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 1: ZAGREB
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 2: HIRVATİSTAN’IN EN BÜYÜK LİMANI RIJEKA
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 3: ADRİYATİK KIYILARINDA KÜÇÜCÜK BİR YERLEŞİM, SENJ
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 4: PLITVICE GÖLLERİ DOĞAL PARKI
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 5: ZADAR, DENİZ ORGU VE GÜNEŞE SELAM
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 6: ZADAR - NİN
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 7: SİBENİK
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 8: KRKA MİLLÎ PARKI
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 9: PRIMOSTEN
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 10: SPLIT
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 11: TROGİR