Sibenik’e yaklaşık 15 kilometre mesafede yer alan Krka Millî Parkı, Hırvatistan’ın en önemli doğal parklarından biri. Bu yazı dizisinde size “PLITVICE GÖLLERİ DOĞAL PARKI”nı anlatmıştım. Plitvice’de sıra sıra sayısız şelale ve göl görmüştük. Şimdi anlatacağım KRKA MİLLİ PARKI yazımda ise hem parktan hem de şelalede yüzmekten bahsedeceğim.
Sibenik’in Knin ilçesinde bulunan Krka Milli Parkı 109 kilometrekarelik bir alana yayılmış durumda. Bu alan içerisinde hem 72,5 km uzunluğu ile Hırvatistan’ın 22. en uzun nehri Krka, hem de Cikola Nehri’nin aşağı kısmı yer alıyor.
1985 senesinde milli park statüsüne kavuşan Krka’da 242 metre yükseklikten başlayarak birbirine dökülen toplam 7 şelale var. Tamamen karstik ve traverten oluşumların bulunduğu bu doğal park aynı zamanda çok sayıda kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. Park içerisinde 222 farklı kuş türü bulunduğu söyleniyor. Bu da bölgeyi kuş gözlemcileri için de cazip bir durak haline getiriyor. Park alanı içinde aynı zamanda şahin ve atmaca eğitim merkezleri yer alıyor.
Sibenik’ten çıktıktan 15 dakika sonra Lozovac’ta bulunan parkın giriş kapısına ulaşıyoruz. Parkın girişücreti 110 kuna. Ancak giriş ücreti sezona göre değişiyor. Biz eylülde gittiğimiz için 110 kuna ödedik. Ama temmuz ya da ağustosta giderseniz giriş ücreti 180 kuna’ya çıkıyor. Kasım sonrası giderseniz ise giriş ücreti sadece 30 kuna.
Bizim gittiğimiz dönemde parkın açılış saati sabah 08.00, kapanış saati ise 19.30’du.
Parka girdiğinizde asıl şelalelerin olduğu bölüme kadar sizi başka bir otobüs götürüyor. Bu otobüs yolculuğu ise yaklaşık 10 dakika kadar sürüyor. İndiğiniz noktada ilk olarak su değirmenlerini ziyaret edip ardından yürüyüşe başlıyorsunuz.
Krka Millî Parkı, Hırvatistan CumhuriyetiÇevre ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bakanlığı’na bağlı Kamu Enstitüsü tarafından yönetiliyor.
Parkın içinde sadece nehir ve şelaleler yok, aynı zamanda arkeolojik sit alanları da var. Mesela Roma döneminden kalma Scardona yerleşimi, Burnum bölgesindeki tarihî Roma Askeri Kampı, 14. yüzyıla tarihlenen Trošenj, Nečven, Bogočin, Kamičak ve Ključica isimli Orta Çağ kalıntıları, Visovac Adası üzerindeki manastır ve Visovac Kilisesi görülebilecek yerlerden.
Eğer bunların tamamını gezmek isterseniz buraya tüm gününüzü ayırmalısınız. Bizim özellikle ilgimizi içerisinde yüzebileceğimiz Skradinski Şelalesi çektiği için günün büyük bölümünü orada geçirmeye karar verdik. Bu nedenle su değirmenlerini ziyaretimiz sonrası ormanın içinde keyifli bir yürüyüşe başladık. Aynı Plitvice’de olduğu gibi burada da doğa ile son derece uyumlu şekilde ahşap yürüyüş yolları ve tırabzanlar yapılmış.
Nehrin ara ara oluşturduğu mini göller içinde çeşitli balıklar var. Etraf tertemiz, tek bir çöp yok.
Kuş ve şelale sesleri arasında yavaş yavaş büyük şelale Skradinski’ye ulaştık. Şelalenin döküldüğü noktada büyük bir havuz oluşmuş. İşte tam burada yüzeceğiz. Yüzeceğiz dediğime bakmayın, girince anlıyorsunuz ki yüzmek pek mümkün değil.
Üzerimizdekileri çıkartıp çanta ve havlularınızı görebileceğimiz bir noktaya koyuyoruz. Su çivi gibi. Biraz ilerlediğimizde anlıyoruz ki çıplak ayak yürüyerek şelaleye yaklaşmak çok mümkün değil. Çünkü karstik yapıdan dolayı suyun altında bulunan sert kayalık kısım çok yüzmeye el vermiyor, yürürken de ayaklarınıza sürekli kayalar batıyor. Biz de terlikleri giydik öyle gidelim, dedik. Güzel de oldu. Bir noktaya kadar gelebildik.
Ama şelaleye yaklaşıp su boyumuzu geçen seviyeye gelince akıntı gittikçe arttı. Bu da ayaktaki terliklere sahip olmayı epey zorlaştırdı. Ama çok keyifliydi.
Şelalenin dibine kadar gitmek pek mümkün değil zaten tehlikeli de olduğu için mantar ile sınır çekmişler. Ancak o mantara kadar gidiyorsunuz, ilerisine geçmek yasak. Mantarın üzerinde suyun akıntısına karşı durup çivi gibi suyun içinden gürül gürül akan şelaleyi izlemek eşsizdi.
Burada parmaklarımız buruşana kadar vakit geçirdik. Ardından şelaleden çıkıp çimlerin üzerine havlu serip kuruduk. Etrafta ufak tesisler var. Ancak hepsi ahşap ve doğa ile bütünlük içinde. Etraf çok kalabalık ancak çöpten taşmış tek bir pet şişe yok. Hırvatlar doğayı koruma işini çok iyi biliyorlar.
Keyifli bir gün sonrası tekrar dönüş yoluna geçiyoruz. Yol üzerinde ara noktalarda dinlenmek için banklar var. Aynı zamanda buralarda yine parkla ilgili bilgilendirici tabelalar da. Mesela bu park içinde 222 kuş çeşidi var demiştim ancak bundan çok daha fazla böcek çeşidi var: Tam 860 farklı böcekKrka’da yaşıyor. Tam benlik.
Ziyaret etmeyi planlarsanız şunları unutmamanızı öneririm:
- Mutlaka suda ayağınızdan kaymayacak bir deniz ayakkabısı bulundurun.
- Yanınızda sinek kovucu sprey ya da krem taşıyın.
- Şelaleler bölgesi özellikle öğleden sonra kalabalık olduğu için sabah erken saatlerde şelaleler tarafını gezin.
- Krka Millî Parkı’na 1-2 saat değil, tüm gün ayırın. Gezecek çok yer var.
- Su geçirmez telefon kılıfı ya da GoPro kullanıyorsanız su geçirmez GoPro kabını yanınızda bulundurun.
- Yürüyüşün ilk aşaması için ufak bir şişe su bulundurmak güzel olabilir.
- Dönüş için çok geç saate kalmayın. Aksi takdirde uzun otobüs kuyruğu beklemeniz gerekebilir.
Hırvatistan Gezisi yazı dizisinin diğer bölümleri için tıklayınız:
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 1: ZAGREB
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 2: HIRVATİSTAN’IN EN BÜYÜK LİMANI RIJEKA
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 3: ADRİYATİK KIYILARINDA KÜÇÜCÜK BİR YERLEŞİM, SENJ
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 4: PLITVICE GÖLLERİ DOĞAL PARKI
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 5: ZADAR, DENİZ ORGU VE GÜNEŞE SELAM
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 6: ZADAR - NİN
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 7: SİBENİK
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 8: KRKA MİLLÎ PARKI
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 9: PRIMOSTEN
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 10: SPLIT
- HIRVATİSTAN GEZİSİ BÖLÜM 11: TROGİR