Kızıldeniz... Yıllarca derinliklerinde kaybolduğumu hayal ettiğim, sonsuzluğunun içinde neler keşfedebileceğimi düşündükçe heyecana kapıldığım ve nihayetinde dalışa başlama kararını bana verdiren büyülü sular.
Yeterli dalış tecrübesi kazandıktan sonra Kızıldeniz'in en zengin yerlerini barındıran, Mısır'ın güneyinde, Sudan sınırına yakın St John's Resifleri'ndeki dalış safarisine gitmek ise hayallerimin gerçekleştiği anlar oldu. Sabah 6.00'da başladığımız ve her gün gece dalışı dahil 4 dalış yaparak noktaladığımız safari, kuşkusuz ki biraz yorucu olmanın yanı sıra oldukça da eğlenceliydi.
Dalış safarisine gitmenin, dalgıçların yanında dalıcı olmayanların da oldukça ilgisini çektiğini parantez içinde burada belirtmeliyim. Çünkü bir dalış safarisinde şnorkel yaparken bile yunuslarla kucaklaşmak ve mercan resiflerini su yüzeyinden de olsa gözlemlemek mümkün :-) .
Dalışlarda hep karşıma çıkan, bana göre Kızıldeniz'in en sevimli balıklarından da bahsetmeden edemeyeceğim. Türkiye'de maalesef hiç göremediğimiz, anemon içinde yaşayan anemon balıkları (ya da diğer adıyla palyaço balıkları), yani "Nemo"lar, Kızıldeniz'de sanki her köşe başında bizi bekliyorlar :-) .
Tabii safarinin en çok anlatılmayı hak eden dalışı da Elphinstone Resifi'nde yaptığımız, birazcık da dalgalarla boğuştuğumuz için komando dalışına dönen dalış oldu. Çılgın dalgalar ve akıntılı suların 80 metrelere indiği yerde, dalar dalmaz bizi karşılayan longimanus köpekbalığı, dalışın heyecanını şüphesiz ki oldukça artırdı. 30 metrelerdeki dalışımızda, bizi biraz yukarımızdan izleyen ve "buranın efendisi benim" dercesine salına salına gezen köpekbalığı, dalış boyunca bize yakışıklı yüzünü gösterdi :-) .
Denizlerin sonsuz derinliğinde keşfedecek çok şey var. O nedenle derim ki bir an önce sualtının büyülü dünyasını keşfe başlayın ve siz de bu sayede her dalışınızda yeni bir canlı türüyle tanışın.
Yazı: Yaprak Gürdal www.kucukdunya.comSualtı fotoğrafları: Tacettin Sağlar