San Francisco’yu, bir deyişi de “the city that knows how…” “nasıl olduğunu bilen şehir..”i gezmeye devam ediyoruz. Gez gez bitiremedik bu güzel şehri, şehir içinde gezip görülecek çok yer var, o nedenle hemen başlayalım.

Önce kent sokaklarında keyifli bir geziye çıkıyoruz, illaki yapılması gereken bir hoşluk tramvay ile gezeceğiz. 1873 yılından beri kullanılan ve günlük yolcusu 20 bin, yıllık 7 milyondan fazla olan bu tarihi ve ilginç tramvay sistemi halen kullanılmakta ancak yolcularının büyük çoğunluğu turistler. 

Kentteki göçmen mahallelerinin ve Amerika’nın Batı yakasındaki ve Asya dışındaki en büyük Chinatown bu kentte. (Nedeni için kısaca kentin MÖ 3000 yıllarına uzanan tarihine bakmak gerek. II. Dünya Savaşı boyunca Pasifik cephesine gönderdiği çok sayıda askerlerin savaş sonrası dönüşü, büyük göç dalgası ve 1848'de başlayan “Altına Hücum” dönemi, sonrasında gümüşün bulunmasıyla şehir çok hızlı büyüyerek kısa sürede batı kıyısının en büyük ve zengin şehri olur, zamanla da kentte en büyük nüfus grubunu göçmeler oluşturur. Latin Amerika ile Çin ve Kore gibi Asya’dan gelen göçmenlerin yoğun yaşadığı, yöresel restoranlarının bulunduğu mahalleler çoğalır) Renkli vitrinli dükkanları, sokak lambalarındaki kırmızı fenerleri, pagoda çatılı evleri, ejderha süsleri ile adeta küçük Çin. İki hastanesi, parkları, meydanları, çok sayıdaki kiliseleri ile gündüz saatlerinde hayli kalabalık ve hareketli. Gerçek Çin yemeği yemek isteyenler için Union Square yakınlarında.  

Biraz da sahile inelim, yine ünlü bir bölge, bu kez deniz mahsulü sevenler için adres. Fishermen’s Wharf, şehrin kuzey kıyısında (North Beach) en çok turist çeken bölgelerden biri. Her türlü deniz ürünleri ve balık bulabileceğiniz restoranlar oldukça popüler ancak fazla turistik. 

Bu bölgede yer alan Little Italy ve Pier 39 limanı da yemek için oldukça popüler yerler.  

Bu kıyıdan görebileceğiniz bir güzellik de ünlü AlcatrazAdası görüntüsü olacak. Bu ünlü filmi hatırlarsınız, ünlü gangster Al Capone’un da yattığı, 1861-1963 yılları arasında ABD’nin en ünlü federal hapishanesi olarak ünlenen ada. 29 yıllık operasyonu boyu hiçbir tutuklunun kaçamadığı iddia edilir. Toplam 36 tutuklu 14 kaçma girişiminde bulunmuş, 23'ü canlı yakalanmış, altısı kaçış sırasında vurularak, ikisi boğularak ölmüş, beşi ise “kayıp veya boğuldu” olarak kayıtlara geçmiş. Artık turistik olan adaya düzenli vapur seferleri ile ulaşabilir, gündüz veya özel gece turlarına katılabilirsiniz. 

Yine kuzey sahilinde yer alan Presidio of San Francisco, kentin savaş sonrası askerlerin kalması için yapılmış eski bir garnizon, şimdi ise kente yakın olması nedeniyle fiyatları oldukça pahalı konutları. Etrafında 6.000 metrekarelik bir park, ormanlık alan, yürüyüş yolları, golf sahaları, güzel manzaraları ile büyük bir açık hava eğlence ve dinlenme merkezi. Kentin göbeğindeki çok sayıda yer alan böyle yemyeşil alanlar beni yine çok kıskandırıyor tabii...

Kentin bu kısmında yer alan müthiş bir yapı ise The Palace of Fine Arts, San Francisco’nun zengin tarihinin önemli bir parçası, Marina Bölgesi'ndeki Güzel Sanatlar Sarayı. 1915 Panama - Pasifik Sergisi için burada sergilenen sanat eserlerinin teşhiri için inşa edilmiş anıtsal bir yapı. Günümüze değin kalmış birkaç özel yapıdan biri olan anıtsal bir yapı. 1965 yılında yeniden inşa edilen güzel mimarisi ile bir lagün kenarında, yürüyüş yolları, sanatsal sergi ve düğün salonları ile hem kentliler hem de turistler için oldukça popüler bir nokta.

California Legion of Honor – Kalifornia Lejyon Onur Museum. Dört bin yıllık bir tarihe yayılan koleksiyonu olan bir sanat müzesi, bir Onur Lejyonu. Kentin yüksek bir kesimde, gururla yükselen Fransız neoklasik ve bir Fransız sarayını andıran bina büyük bir mirası temsil etmekte. Pasifik Okyanus ve Golden Gate Köprüsü manzaralı, yemyeşil bir parka sahip müthiş yapı 1. DÜNYA Savaşında ülkeleri için hayatlarını veren “Cesur Çocuklar” a adanmış.

Müzede ise harika iki sergi gördüğüm için çok şanslıydım. Önce daimi sergi Auguste Rodin’i gezdik.

Daha sonra da Orta çağ ve Modern Hayat Ressamı Tissot’un muhteşem eserlerini gördük. 

Bu bölgedeki, restore edilmiş eski tarihi yapıların ve Golden Gate Köprüsünün güzel mimarileri ve manzaraları ve yemyeşil Crissy Field, eski bir ABD Ordusu havaalanı, şimdilerde ise Golden Gate Ulusal Rekreasyon Alanı'nın bir parçası ve iç savaş döneminden kalma Fort Point ve Baker Beach kumsalı da görülmeye değer. 

Son olarak 1894 yılında kentin milyoner belediye başkanı tarafından inşa edilen ve dünyanın en büyük kapalı yüzme tesisi, bir zamanlar dünyanın en büyük kapalı tuzlu su banyo tesislerinden birinin kalıntılarıolan San Francisco'nun Sutro Hamamları hem turistler hem yerel halk için popüler bir destinasyon. 1966'da gizemli bir şekilde (büyük olasılıkla kundaklanmış) yanmadan önce oldukça popüler olan dünyanın en büyük kapalı su eğlence tesisi, şimdilerde ise milli parkın bir parçası olan lokasyon zamanında, bugünün standartlarına göre, bir mimari harikasıymış. 

San Francisco’yu bitiremedik elbette ama sanırım en ünlü yerlerini ve güzelliklerini gezdik sonraki günlerde biraz da yakın çevresini gezeceğiz. Bir önceki yazımı buradan  okuyabilirsiniz. 

San Francisco'yu sizlere  anlattım. Eğer bu şehre gitmek istiyorsanız ve kendinize kalacak bir tesis arıyorsanız San FranciscoOtelleri yazısını da okuyabilirsiniz.

Yeni yazılarımda okyanus kıyısındaki ünlü sahil plajları, golf sahaları ve milyon dolarlık evleri olan kasabalar ile şarapları ile dünyaca ünlü Napa Valley ve bir Unesco Dünya Mirası Milli Park Yosemite’de buluşmak üzere…

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.