Surların Ardına Saklanmış Kent: Campeche

Meksika’da eyaletler arası geçişlerde gümrük kontrolüne giriyorsunuz. Biz de Palenque’den Campeche’ye geçişte gümrükten geçerken ilginç bir olay yaşadık. Elinde dedektör tarzı bir çubuk olan görevli, arabanın yanında dümdüz yürüyor. Elindeki çubuk arabaya doğru dönerse arabayı didik didik arıyorlar. Neyse ki bizim aracımıza dönmedi çubuk. Aksi takdirde çok fazla zaman kaybedebilirdik. Ama bizim önümüzdeki 3-4 arabayı didik didik arıyorlardı. Zavallı görevli, 15-20 metrelik yolda elinde bir çubuk ile bir aşağıya bir yukarıya devamlı gidip geliyor. Oldukça ilginçti.

Campeche, Unesco tarafından Dünya mirasları listesine alınmış. Burası diğer Meksika şehirlerine göre çok daha temiz ve çok şirin. Şehrin etrafı aynı Rodos’taki gibi tamamen surlarla çevrilmiş durumda.

1520 senesinde İspanyollar tarafından fethediliyor. Bu bölgede kakao, tütün, tropik meyve ve sebzeler olduğundan, özellikle de değerli madenler yer aldığından ticari hayatı çok gelişmiş durumda. Bu ticaret zenginliği Fransız, İngiliz ve Portekizlilerin iştahını kabartıyor. Buraya seferler yapıyorlar. Bu yüzden korunma amaçlı olarak şehri tamamen surlarla çevirmişler. Sur içinde kalan eski şehir bölgesi çok etkileyici. Kentin genelinde İspanyol mimarisi hakim. 16.yy koloniyal dönem binaları mavi, sarı, pembe ağırlıklı olmak üzere kente ayrı bir renklilik katıyor. 2 katlı olan evlerin çoğu ferforjelerle süslü.

Campeche’deki otelimiz okyanus kenarında güzel bir otel… Hotel Del Mar… Sahilde yani okyanus kenarında çok güzel yürüyüş yolları yapmışlar, aynı Kordon boyu gibi.

Burada yaşayan halk için, gece ve gündüzün eşitlendiği ekinoks dönemleri çok önemli. Biz 21 Mart’ta bu önemli güne tanık olduk. Ekinoks döneminde kiliseler zımbazık dolu. Güzel tahtravan gibi bir platform üzerine Hz. İsa’nın maketini koyup etrafını süslemişler. Bunu da tüm şehir içinde gezdiriyorlar. Şehrin içinde tam bir bayram havası vardı.

Campeche’de tretuvarlar yerden aydınlatmalı. Şehrin içinde çok şık bir tramvay var. Bu tramvay ile şehri dolaşabiliyorsunuz. Bu şehir oldukça küçük, rahatlıkla yürüyerek gezmek mümkün. Kilise meydanı ve çevresi şehrin en hareketli bölgesi. Kilisenin hemen yanındaki alan Çiçek Pasajını andırıyor. Herkes yiyor, içiyor ve eğleniyor. Biz de burada biraz vakit geçirdikten sonra etrafı surlarla çevrili çok şirin bir kent olan Campeche’ye veda ederek, bir sonraki güne hazırlanmak üzere otelimize dönüyoruz. Uygun fiyatları ve şehir gezi noktalarına kolay ulaşımı ile ön plana çıkan Hotel Socaire ve Hotel Plaza Colonial otellerini de geziniz sırasında tercih edebilirsiniz.   

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.