Evet uzun bir uçuş sonrası Yeni Delhi’deyiz. Hindistan’ın başkenti olan Yeni Delhi çok kalabalık ve gürültülü bir şehir. Uzun uçuş sonrası hissettiğim yorgunluğa, durmak bilmeyen korna sesleri daha da bir yorgunluk kattı aslında ama tabii tatilde yorgunluk olmaz diyerek hemen kendimi toparladım. Otelimiz konsoloslukların da yer aldığı Connaught Place bölgesinde. Otele valizlerimizi bıraktığımız gibi, hiç vakit kaybetmeden başlıyoruz tura.
İlk durağımız Agra’da daha büyüğünü göreceğimiz Red Ford yani Kızıl Kale. Biz kalenin içine girmedik nasıl olsa Agra’dakine gideceğiz diye. İsabet de oldu. Çünkü agra’daki hem daha büyük ve bakımlı hem de önünden nehir geçiyor. Burayı dışından fotoğrafladıktan sonra Eski Çarşı bölümüne gitmek üzere yola çıkıyoruz.
Hindistan’da çok farklı inançtaki insanlar beraber yaşıyorlar. Çoğunlukla kılık kıyafetlerine göre insanların dinlerini tahmin edebiliyorsunuz. Örneğin sikh dinine bağlı insanlar, kavuğa benzer şekilde bir bez parçası bağlıyorlar başlarına, saçlarını kestirmiyorlar. Jainizm dinine mensup olanlar genellikle beyaz ve krem renkler ağırlıkta giyinip, çoğunlukla çıplak ayak geziyorlar. Hindular iki kaşlarının arasına tika sürüyorlar.
Delhi başkent olmasına rağmen, bazı bölgeler dışında tam bir harabe şehir gibi. En lüks kısmı ise Connaught Place ve çevresi. İnsanların çoğu çadırdan bozma alanlarda ya da sokaklarda yaşıyorlar. Tuvalet olarak adlandırdıkları yer ise, herhangi bir duvar dibi. Siz de doğal olarak trafikte ilerlerken arkasını dönmüş, duvara karşı doğal ihtiyaçlarını gideren insanlara sıklıkla rastlayabiliyorsunuz.
Trafikte ilerlerken inekler de sizinle beraber geliyor. İnek, inanışlarına göre kutsal bir hayvan sayıldığından dolayı, ilk geçiş hakkı ona ait. Zaten karışık olan trafiğin daha da karışmasına neden oluyor bu durum. Trafikte ineğe olan saygılarını, birbirlerine karşı maalesef gösteremiyorlar.
Trafik karman çorman, aracın burnunu yola sokabilen ilk geçiş hakkına sahip oluyor. Bir de en çok korna çalana hürmet göstererek yol veriyorlar… Hatta bazı araçların arkasında bizdeki “Hostes Aranıyor”un muadili şeklinde “please horn” şeklinde stickerlar var… Trafikte korna çalmak bu kadar önemli yani.Her yer de bir asker uğurlama töreni var sanki…
Hindistan’ın en güzel tarafı, bu kadar farklı dinlerin bir arada olmasına rağmen, birbirlerine karşı çok saygılı olmaları. Aynı cadde üzerinde hatta yan yana bir Hindu tapınağı, bir sikh tapınağı ve camiyi görebiliyorsunuz.
Trafikte ilerlerken rehberimiz evsiz insanları ve yaşama koşullarını gösteriyor bize. Yaşama koşulları derken, herhangi bir açık alanda üzerinde sadece bir battaniye ile uyuyan insanlardan bahsediyorum.
Ve en kötüsü de bu insanların sayıca yadsınamayacak kadar çok olması. Sadece bir çadırda yaşayanlar bile şanslı sayılıyor burada.