Telaffuzu zor bir kasaba daha: Zhujiajiao. Okunuşu “Cu Ciya Ciyo”. 1700 yıllarında Şangay’ın yaklaşık 47 kilometre batısında kurulmuş bir “su şehridir”.

Şangay, Çin’in Paris’i olarak anılırken; Zhujiajiao, Çin’in Venedik’i olarak anılmaktadır.

Oldukça mistik görüntüye sahip olan bu kasabada, 36 taş köprü ve sayısız nehir kolu bulunmaktadır.

Kasabaya girerken, bu antik kasaba içinde gezmek istediğiniz yerlere göre giriş bileti alıyorsunuz. Benim önerim Qing Hanedanı’ndan kalma postane, Kezhiyuan yapı ve bahçeleri ve antik eczaneyi tercih etmeniz. Onun dışında zaten kanallar arasında dolaşmak çok keyifli.

İsterseniz Zhujiajiao’lu gondolcularla kanallar arasında yaklaşık 45 dakika süren gondol turu da yapabilirsiniz.

Bu kasabanın sokaklarında kanal boyunca sıralanmış çok sayıda el sanatları dükkânı ve küçük hediyelik eşya tezgâhları da yer alıyor. Biz de bunlardan birinde duruyoruz. Burada Çin kültüründe önem arz eden hayvan figürlerinden yapılan renkli harfler ile bir kağıda “Gezimanya” yazdırıyoruz. Sanatkâr buna o kadar alışmış ki baştan sona yazması sadece 5-6 dakikasını alıyor.

Ardından Kezhiyuan yapı ve bahçelerine giriyoruz. Buradaki bahçe dizaynı ve ona uyumlu evler oldukça etkileyici. Yeşil alanlar arasına yapılmış yürüme yolları aynı Yunan Adaları’ndaki özellikle de Nysiros adasındaki gibi ufak taşlar sıralanarak yapılmış.

Bu bahçe içinde oldukça fazla yürünecek alan var. Bu nedenle ara ara dinlenmek için de kırmızı Çin fenerleri ile süslenmiş şadırvanlar yer alıyor.

Kasabada birçoğu müstakil ev, dükkân, postahane (Qing Hanedanı’ndan kalma) ve belediye binası olarak kullanılan yüzlerce antik bina bulunmaktadır.

Burası tarih boyunca balıkçılık, pirinç ve baharat ticareti yapan bir kasabaymış. Ancak günümüzde tamamen turistik bir merkez olarak çalışıyor. Turistlerin büyük çoğunluğu Çinli ve İngilizce çok yaygın değil. Küçük turistik dükkânlarda başta ipek ürünleri (kumaş, yorgan vs.) olmak üzere birçok yerel malzeme satılıyor ve her yer özellikle de ara sokaklar çok kalabalık.

Kasabada en büyük köprü bana birden Venedik’teki Rialto Köprüsü’nü hatırlatıyor. Kasabanın en canlı noktası burası ve köprünün üzerinden nefis bir manzara var.

Köprünün diğer tarafında görülmeye değer en önemli yapı günümüzde müzeye çevrilmiş olan Qing Hanedanı’ndan kalma postane.

Burada Qing Hanedanlığı döneminde postacıların giydiği üniformalardan tutun da o dönemki haberleşme tekniklerine kadar pek çok detayı da görebiliyorsunuz.

Eczanenin girişi ise iki aslan figürü tarafından korunuyor. İçerisinde Çin şifacılarının zamanında kullanmış oldukları araç gereçler sergileniyor. İçi tamamen ahşap olan yapıda raflarda bulunan, içine bitkisel ilaçların konduğu Çin porseleni kaplar oldukça gösterişli.

Bu bölümü de gezdikten sonar vaktiniz kalırsa kasabanın çıkışında yer alan sanat galerisine uğrayabilirsiniz. İçi de dışı kadar sade.

Eğer Şangay’a yolunuz düşerse ne yapıp edin ama bu su şehrine en az yarım gününüzü ayırın.

Şanghay konaklama açısından birçok seçenek sunan bir şehir. Burada pahalı ve ekonomik oteller arasından birkaç otel tavsiyesi verilecek olursa New Harbour Service Apartments, Halk Meydanı'na 10 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde bulunan tercih edilebilecek oteller arasında. Bu otelin yanında Pudong’da bulunan ve Shanghai Uluslararsı Fuar Merkezine yakın bir konumda yer alan Holiday Inn Shanghai otelini düşünebilirsiniz. Fiyat olarak da uygun olan otel şehrin birçok turistik mekanına ulaşabileceğiniz bir lokasyonda bulunuyor. Eğer bütçeniz kısıtlıysa ve daha ekonomik otellere bakıyorsanız, şehrin en ünlü alışveriş caddesi olan Nanjing’e çok yakın bir konumda olan Shanghai Fish Inn East Nanjing Road otelini düşünebilirsiniz. Şanghay’da ki diğer otel seçenekleri için isterseniz buradan booking.com’a girebilir ve rezervasyon yapabilirsiniz.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni