Corona Sonrası Güvenle Gidebileceğiniz Sakin Koylar

Türkiye, sahip olduğu doğal güzellikler bakımından oldukça şanslı bir coğrafya. Tertemiz denizleri, göreni kendine hayran bırakan koyları, yemyeşil ormanları ve zengin bitki örtüsüyle yılın dört mevsiminin de tadını ayrı ayrı çıkarabileceğimiz hazinelerle çevrili etrafımız. Popüler tatil beldelerinin yanı sıra, ülkemiz sınırları içerisinde hala pek tanınmayan, keşfedilmemiş güzelliklere rastlamak da mümkün.

Zorunlu karantina günlerinde hepimizin hayalini kurduğu ortak konu da bu olsa gerek; havaların da ısınmaya başlamasıyla birlikte aklımız ve ruhumuz çoktan yollara düştü bile. Bu dönemde tatilin mümkün olup olmayacağı konuşuladursun, biz bu yazımızı keşfedilmeyi bekleyen, tanınırlığı daha az, dolayısıyla da çok daha sakin olan koyları tanıtmaya ayırdık.

Bunca güzellik nasıl hala keşfedilmedi diye düşünebilirsiniz yazıyı okurken. Sebeplerine yeri geldikçe değineceğiz ancak ortak özellikleri bu koylara genelde ulaşımın daha güç olması; bazılarına mutlaka özel araç gerekiyor, bazılarına ise özel araçla dahi ulaşmak mümkün değil, tek çare yürümek. Emek harcanan her şey gibi, bu koyların da güzelliği burada saklı biraz.

Doğanın bu cömertliğinin kıymetinin bilinmesi dileklerimizle…

Türkiye'deki Sakin Koylar

1- Gereme Koyu, Datça

Hem Akdeniz’e hem de Ege’ye kıyısı olan cennet Datça’nın tadının en güzel çıkacak yerlerinden biri Gereme Koyu. Kızlan Köyü’ne geldikten sonra biraz meşakkatli bir yolculuğun ardından ulaşacağınız koy oldukça kayalık bir yer, yani incecik kumların üzerinde yatıp güneşleneceğinizi düşünmeyin. Zaten Datça’nın çoğu plajı taşlık ama bunun kıymetini berrak denizine girdiğiniz an anlıyorsunuz.

Patika yolundan ilerlerken kampçılara rastlamanız son derece olağan, eğer çadırınız yanınızdaysa siz de bu koyun gecesini de mutlaka yaşayın. Büyükşehirlerde yaşayanlar, gece yıldızların ne kadar yakın olduğunu gördüklerinde şaşırabilirler çünkü havanın bu kadar temiz olduğu, ışığın da bu kadar az olduğu yer bulmak her zaman kolay değil. Özellikle ağustos aylarındaki meteor yağmurunu izlemek için ideal lokasyonlardan olduğunu hemen söyleyelim.

2- Garip Adası, Dikili-İzmir

Antik dönemdeki üç ışık saçan adadan bir tanesi olan Garip Adası, anakaraya dört yüz metre uzaklıkta koca bir ada. Bu civarda genellikle Kalem Adası’nın sahili tercih ediliyor, elbette bunun sebebi ulaşımın kolay olması ama ben zoru severim diyenler için, yazın en civcivli zamanlarında bile genellikle sessiz ve sakin olan Garip Adası, tüm beklentilerin üzerine çıkan deniziyle adeta tropik bir ada görüntüsünde.

İzmir’den iki saatlik sürüş mesafesinde olan Dikili’deki Garip Adası’na gitmenin iki yolu var; ilki bir balıkçı teknesi kiralamak, ikincisi ise Kalem Adası’ndan buraya kadar yüzmek. Seçim size kalmış.

Garip Adası’nda herhangi bir işletme olmadığı için, ihtiyaç duyacağınızı düşündüğünüz her şeyi yanınızda götürmelisiniz. Buna şemsiye ve deniz ayakkabısı da dahil, çünkü gölgelik bir alana sahip değil.

Türkiye'deki Sakin Koylar

3- Boyabağı Koyu, Karaburun-İzmir

Köylerinin hemen hepsinde farklı güzelliklere şahit olacağınız, şirin ve oldukça sakin bir ilçe Karaburun. Eskiden ulaşım biraz zor diye tercih edilmezdi ama artık önündeki engeller kalktığından beridir her sene biraz daha fazla insan tarafından keşfediliyor. İşte bu keşiflerin en güzellerinden biri de Kösedere Köyü’ndeki Boyabağı Koyu.

Karaburun’un geneli düşünüldüğünde asla bir Çeşme kadar, Foça kadar kalabalık olmuyor zaten ama köylerinde yer alan plajları tatillerde bile genellikle sakin. Tam kafa dinlemelik yani. Köyden sonra dar ve toprak bir yoldan ilerleyerek koya ulaşıyorsunuz ama yol hiç sıkıcı değil, aksine, zeytin ağaçlarını izleyerek yol almak başlı başına bir keyif. Turkuaz renkli denizi gördüğünüzde ise tüm çabalarınıza değdiğini hissediyorsunuz ama bilmeyenler için hemen hatırlatalım, Karaburun’un tüm plajlarında deniz suyu sizin alıştığınızdan biraz daha soğuk olabilir.

4- Kızılkum Koyu, Marmaris

Marmaris’in plajları zaten hepimizin malumu. Çoğunlukla iğne atsan yere düşmeyecek bir insan kalabalığının doldurduğu plajlarda denize girmek, o bölgeye tatile gidenlerin son derece alışkın olduğu bir konu. Hal böyle olunca biz de, turist kalabalığından kaçıp denize girdikleri bir yerler mutlaka vardır düşüncesinden yola çıkarak Marmaris’in yerlilerine bir danışalım dedik. Yanılmamışız. Marmaris’te hala gözlerden uzak, sessiz sakin bir gün geçirmek mümkünmüş. Bu yerlerden ilki Kızılkum Koyu.

Buraya ne yazık ki -belki de ne şans ki demeliyiz- karadan ulaşım yok, o yüzden tekne kiralayabilir veya günlük turlara katılabilirsiniz ama günlük turlarda koyun tam anlamıyla keyfi çıkar mı emin değiliz. Kızılkum Adaköy sınırları içerisinde, Orhaniye’nin hemen karşısında yer alıyor.

5- Söğüt, Marmaris

Marmaris’teki gizli saklı cennetlerden bir diğeri de Söğüt. Merkeze biraz uzak olduğu için hala pek tercih edilmiyor, bu sayede de hala tenhalığını korumayı başarmış. Bozburun Yarımadası’nda yer alan Söğüt’te hem Ege’nin hem de Akdeniz’in izlerini ve çeşitliliğini bulmanız mümkün.

Türkiye'deki Sakin Koylar

6- Gideros Koyu, Cide-Kastamonu

Belki tatil için ilk akla gelen seçeneklerden değil ama Karadeniz’in doğal güzelliklerini uzun uzun anlatmaya gerek yok, bu yüzden hızlıca sadede geleceğiz.

Gideros Koyu’nun mazisi oldukça eski; buraya ilk yerleşimin üç bin yıl öncesinde yapıldığı düşünülüyor. Oldukça korunaklı bir doğal yapısı olması sebebiyle, Karadeniz’in o meşhur hırçınlığından nasibini almamış, aksine son derece durgun bir suya sahip. Denize girmek ve hatta kamp yapmak isteyenler için koyda küçük bir tesis olduğunu da ekleyelim. Çam ve kayın ağaçlarının altında uyumak, sabah ise masmavi bir denize uyanmak isteyen doğaseverlerin keşif listesinde mutlaka olmalı.

7- Dolungaz Koyu, Karaburun-İzmir

Evet, Karaburun’dan kopmak öyle kolay iş değil. Gittiğinizde siz de hak vereceksiniz. Boyabağı Koyu’ndan sonra Dolungaz’dan bahsetmemek olmazdı. Karaburun’un kuzey sahillerinde yer alan bu güzelliğe ulaşmak biraz, hatta biraz değil epey zor. Yol üzerinde yön belirten tabelalar da fazla olmadığı için bir yerden sonra sora sora ilerlemek tek çözüm gibi görünüyor ama güzelliğini biraz da buna borçlu.

8- Faralya Koyu, Fethiye

Turkuaz deniziyle kartpostalları aratmayan görüntüler veren Faralya Koyu, özellikle kampçılar için yeni bir adres değil aslında. Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu gibi ünlü adreslere de ev sahipliği yapan Faralya, çoğu yerine sadece denizden ulaşım olması sebebiyle Fethiye’nin birçok yerine nazaran nispeten çok daha sakin.

Türkiye'deki Sakin Koylar

9- Boncuk Koyu, Akyaka

Oldukça eski bir tarihe sahip olan Akyaka, Muğla’nın Ula ilçesine bağlı bir turizm merkezi. Son yıllara kadar Muğla’nın diğer turizm beldeleri kadar tercih edilmiyordu ama artık her geçen gün daha fazla kişi tarafından keşfedilmeye başladı. Artık keşfedilmedik yeri kalmış mıdır emin değiliz ama neyse ki hala bu şirin balıkçı kasabasının gözlerden uzak, sakin koyları var. Bunlardan belki de en ilginci Boncuk Koyu.

Masmavi berrak denizi, bakir doğası bir yana, bu koyu ilginç yapan en önemli özelliği “Kum köpekbalığı” türünün Türkiye’de sıklıkla görüldüğü tek yer olması. Saldırgan bir balık türü olmadığı için bu bölge su altı fotoğrafçılarının ve dalgıçların uğrak noktası.

 10- Akvaryum Koyu, Bozcaada

Bilirsiniz, neredeyse her yerin bu isimle anılan bir koyu mutlaka vardır. Nerede cam gibi, berrak, tertemiz bir deniz varsa insanın aklına hemen akvaryum yakıştırması gelir. Tabi zaman geçtikçe -insan faktörü desek daha doğru- bu özelliğini kaybeden koylar da var ama Bozcaada’daki Akvaryum Koyu hala isminin hakkını vermeye devam ediyor. Herhangi bir tesisin bulunmadığı ve ulaşımın da biraz zahmetli olduğu koy, özellikle dalış sevenlerin gitmeyi sevdiği yerlerin başında geliyor.

11- Gizli Liman, Gökçeada

Güzel Gökçeada’nın huzurlu atmosferinin bir parçası olmak, özellikle şu günlerde hepinizin hayali, biliyoruz. Uzun bir sahile ve incecik kumlara sahip olan Gizli Liman ise, bu huzuru yaşayabileceğiniz yerler arasında en güzellerinden. Doğal güzelliğini hala koruyan bu koyda herhangi bir işletme yok, bu yüzden yanınıza ihtiyaç duyacağınız her şeyi aldığınızdan emin olun.

Türkiye'deki Sakin Koylar

12- Sazak Koyu, Antalya

Olimpos’u duymayanınız yoktur ama Sazak Koyu’nu bugün kaç kişinin bildiğinden şüpheliyiz. Olimpos’la Adrasan’ın birleştiği yerde konumlanan Sazak Koyu’na gidebilmek için 10 kilometrelik toprak bir yolu yürümeyi göze almanız gerekiyor ama Olimpos’taki kalabalıktan kaçabilmenin tek yolunun bu olduğu düşünülürse, 10 kilometre öyle çok da sayılmaz. Koyda elektrik yok, muhtemelen cep telefonları da çekmiyor, yani doğayla baş başa kalmak için ortam şartları gayet uygun. Denizinin ve ormanlarının güzelliği ise hayranlık uyandırıcı.