Girit'in Maceracı Yüzünü Keşfet

Yunanistan’ın en büyük adası Girit, Avrupa’nın en eski medeniyeti Minosların yerleşkesi. Haliyle eşsiz bir tarihi mirasın da sahibi. Akdeniz ikliminin hakim olduğu coğrafya aynı zamanda yaz mevsiminin de en çok tercih edilen adreslerinden biri.

Fakat Girit’in bir özelliği daha var. O da doğa severler için de ideal lokasyon olması. Macera ve eğlencenin iç içe geçtiği Girit’te doğa sporları meraklılarının da ilgisini çekecek pek çok opsiyon mevcut.

Büyüleyici doğası ve manzarasıyla Girit dört mevsimde de ziyaret edilebilir bir ada şüphesiz.

Doğa yürüyüşleri, kanyon geçişi, tırmanış, tüplü dalış, mağara yürüyüşü, sırt çantalı gezi, kayak, tırmanış, rüzgar sörfü, paraşüt, uçurtma sörfü gibi pek çok seçeneğin de bulunduğu Girit’in daha önce keşfetmediğiniz yüzünü keşfetmeye hazırsanız başlıyoruz.

Girit’te yapılan en popüler iki spor rüzgarsörfü ve uçurtma sörfü. Özellikle son yıllarda bu alanda yükselişe geçen Girit’in Palekastro yakınındaki Kouremenos kıyısı ise bunun için en doğru adres. Güçlü dalgalarıyla nam salmış Kouremenos‘un yanı sıra Cape Sidero’nun kuzeyine düşen Tenta kumsalı, Falasama, Elafonisi, Kedrodasos, Stavros, Elounda da aklınızda olması gereken diğer rotalar.

Girit’in kendine has mavi suları kadar sualtı dünyası da büyüleyici. Adanın tarihini bir de deniz seviyesinin altında keşfetmek isteyenler için ideal olan ilk nokta Chania aynı zamanda en çok tercih edilen dalış noktalarından.

Suyun altında bulunan Filler Mağarası ismini bölgede keşfedilen fil kemiklerinden sonra almış. Rethymnon ise Skinaria bölgesinin en ilgi çekici adreslerinden. Su altı dünyasını keşfetme imkanı sunan Rethymnon suyun 40 metre derinliğinde bile görüş olanağı sağlıyor. Aynı zamanda Girit’in en turistik kentlerinden.

Heraklion, Ligaria ve Mononaftis kumsallarına yakınlığı ile de oldukça davetkarken; Lassithi biraz daha fazla macera isteyenler için en doğru nokta.

Antik dönemden kalma pek çok kalıntıyı da görme imkanı suna Lassithi su altı rotasının en önemli destinasyonu ise Agia Fotia kayası.

Girit’i keşfetmenin en ideal yollarından bir diğeri ise trekking ve tırmanış. Adanın antik yol rotasını takip edip devasa kanyonlarının arasından geçerek en yüksek tepelerine doğru yol alabilirsiniz. E4 European Long Distance rotası hem adanın kültürüne, hem geçmişine, hem de doğasına dair pek çok ipucu içeriyor. European Ramblers Association tarafından çizilen ve Kissamos’tan Zakros’a uzanan güzergahı takip edersenizse adanın vahşi doğasını keşfetme şansını yakalayabilirsiniz.

Pek çok trekking ve tırmanış kulübünün ve organizasyon kuruluşunun bulunduğu adayı bir de böyle deneyimlemek isteyenler için ideal plan bu olabilir.
Girit’te ayrıca yaklaşık 4500 tane mağara bulunuyor. Oldukça zengin bir faunaya sahip olan mağaralarıyla meşhur Girit, 1208 metre ile Yunanistan’ın en derin mağarası Gourgouthakas’a da ev sahipliği yapıyor. Haliyle bölgede pek çok araştırma ve eğitim grubunun da çalışmalarını sürdürdüğünü belirtmeye bile gerek yok. Geniş kanyonlara açılan yolları ve büyüklü küçüklü şelaleleriyle de adrenalin düşkünlerini çağıran Girit’te Agiofarago, Voulismeno Aloni, Therisso, Kalathas Stavros gibi tırmanış meraklıları için çokça seçenek mevcut.

Bir diğer önemli mağara ise Zeus’un da doğum yeri olduğuna inanılan Dikte Mağarası.

Girit’in bir diğer özelliği ise kış sporları alanında pek çok alternatif sunması. Girit’i ziyaret eden pek çok ziyaretçinin henüz keşfetmediği yüzü olan karlı tepeleri kış aylarında pek çok imkan sunuyor. Özellikle Beyaz Dağ ve Psiloritis’in bu alanda hayli gelişmiş tesislere sahip olduğu adayı kış ziyaretiniz sırasında tırmanıştan, kar paraşütüne, snowboarddan kayağa pek çok aktiviteye katılabilirsiniz.

Yazının sonuna geldiğimizde başta söylediğimiz şeyi tekrar ederek bitirebiliriz. Girit hem tarihi zenginliği hem de buraya kadar hızlıca fakat atlamadan özetlemeye çalıştığımız maceraperest ruhuyla sandığınızdan ve beklediğinizden fazlasını vaadediyor. Dolayısıyla bir sonraki tatil planınız neden adanın su altı dünyasına dalmak, dalgalarıyla boğuşmak, kanyonlarında tırmanışa geçmek, mağaralarında yeni dünyaları keşfetmek olmasın...