İstanbul’un Tarihi Hamamları

Antik Roma’dan başlayıp günümüze kadar uzanmış olan hamam kültürü en çok da Osmanlı Devleti dönemi ile ilişkilendirilmektedir. Artık kullanmaktan ziyade nostaljik bir değer, havaya asılı kalan bol buharlı bir anı olarak hatırladığımız hamamlar Osmanlı döneminde gündelik hayatın ayrılmaz bir parçasıydı; hatta dönemin padişahlarının ve sultanlarının hamam yaptırması adetten sayılırdı. Tam da bu nedenle, yüzyıllar önce yaptırılmış ve ta bugünlere kadar ayakta kalmayı başarmış, tarihi eser niteliğinde pek çok önemli hamam bulunmaktadır. Tarihte her daim en köklü medeniyetlere ev sahipliği yapmışlığıyla bilinen İstanbul, konu hamamlar olduğunda da öne çıkan şehirlerden olmuş ve birbirinden önemli yapıları himayesi altına almıştır.

Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı

16. yüzyılda Hürrem Sultan’ın emriyle Mimar Sinan tarafından yapılmış olan Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı, estetik ve mimarinin ahenkli dansına en güzel örneklerden biri olan yapılardandır. Lokasyon olarak Ayasofya Müzesi ile Sultanahmet Camii arasında yer alır ve günümüzde hem turistik ve kültürel açıdan hem de hamam hizmeti ile kapılarını meraklıları için aralar. Heyecan verici antik tasarımı korunarak restore ve modernize edilmiştir. Kendisini Türk mimarisine yeni bir soluk getirerek dönemin diğer hamamlarından ayırmış olan özelliği ise kadın ve erkek bölümünün aynı eksen üzerine oturtulmuş olmasıdır.

Cağaloğlu Hamamı

İstanbul’un en büyük ve görkemli hamamlarından biri olarak bilinen Cağaloğlu Hamamı, I. Mahmut’un arzusu üzerine 1741 senesinde inşa edilmiştir. Eminönü Alemdar'da, Prof. Kazım İsmail Gürkan Caddesi'nde bulunan Cağaloğlu Hamamı’nın inşa edilme amacı ise o zamanlarda hizmet veren Sultan Mahmut Kütüphanesi’ne mali yardımda bulunabilmekti. Kadın ve erkek hamamlarından oluşan bu koca yapı, günümüzde hala hamam olarak kullanılmakta, aynı zamanda bir kültür mirası olarak önemini korumaktadır.

Hamamın en göz alıcı özelliklerinden biri de camekanının geniş bir kubbe ile örtülmesidir. Bu kubbeye doğru yerden metrelerce yükselen mermer sütunlar bulunmaktadır. Ortasında yine mermerden, estetik ve kıvrımlı tasarımıyla ön plana çıkan bir havuz göze çarpar. Hamamın dört bir yanına bu havuzun sebep olduğu su şakırtıları yankılanır.

Pek çok yerli ve yabancı ünlünün ziyaretine ev sahipliği yapmış olan Cağaloğlu Hamamı, devasa ebatları, ince ince tasarlanmış odacıkları, muhteşem süslemelerle bezenmiş yer ve tavan detayları ile de göze son derece hitap ediyor.

Kılıç Ali Paşa Hamamı

Sultan II. Selim’in Osmanlı İmparatorluğu döneminde Giovanni Dionigi Galeni isimli İtalyan bir komutan esir alınarak Osmanlı ordusuna katılmış ve orduyu başarıdan başarıya sürüklemiştir. Sonraları Müslüman olup Uluç Ali ismini kullanmaya başlayan bu komutan, muhteşem deniz seferlerinin ardından zaman içinde Kılıç Ali ismiyle anılmaya başlamış ve en parlak dönemlerinde şahsı adına Mimar Sinan’a bir hamam yaptırmıştır. Hamamın denizcilik dendiğinde akla gelen ilk semt olan Tophane’de bulunması da bundandır. İnşa ediliş amacı leventlere, yani Osmanlı donanmasında görev alan işçi ve askerlere hizmet vermek olsa da, dayanıklılığı ile günümüze kadar uzanmayı başarmıştır.

Kılıç Ali Paşa Hamamı, her ne kadar eski dokusu korunmuş olsa da genel olarak daha modern bir görünüme sahiptir. Son derece şık bir dekorasyona sahip olmakla birlikte isteyenler için hamam ve restoran hizmeti de vermektedir.

Galatasaray Hamamı

Galatasaray Külliyesi içinde yer alan Galatasaray Hamamı’nı diğer tarihi hamamlardan ayıran, biraz garip biraz da ürkütücü bir özelliği vardır: Hamamın altında Gül Baba yatırı bulunmaktadır. O dönemin büyük isimlerinden biri olan Gül Baba, Sultan II. Beyazıt’ın sorusu üzerine günümüzde yattığı topraklar üzerine bir külliye ve hamam yaptırıp tarih boyu kalıcılığını korumak istediğini söylemiştir ve nitekim böyle de olmuştur. 1481’den bu yana, Galatasaray Hamamı sapasağlam ayakta durmakta ve tarihi dokusunu yaşatmaktadır.

Zaman içinde Galatasaray Lisesi öğrencilerine de hizmet vermiş olan bu hamam, günümüzde yine aynı şekilde bir hamam olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Otantik ve tarihi havasıyla nefes kesen hamamdaki detaylı süslemeler, yerlere kadar uzanan avizeler ve çarpıcı mozaikler estetik zevklere hitap etmektedir.

Ağa Hamamı

İstanbul’un en eski hamamı olan Ağa Hamamı, Osmanlı İmparatorluğu döneminin en başarılı padişahlarından biri olan Fatih Sultan Mehmet tarafından 1454 senesinde inşa ettirilmiştir. Beyoğlu semtinde bulunan bu güzide hamam, o dönemlerde hem padişah hem de genç şehzadelerinin kullanımına hizmet ediyordu. Uzun yıllar boyu dayanıklılığını koruyan hamam, 1844’te büyük restorasyon çalışmalarından geçmiş ve yine kalıcılığını korumayı başararak günümüze kadar gelmiştir. Tamamen eski Türk kültürü ve dokusunu harmanlayarak tasarlanmış bir dekorasyona sahip Ağa Hamamı on yılı aşkın bir süredir ise sadece yabancı turistlere hizmet vermektedir.

Çinili Hamam

Kösem Sultan tarafından 1640 senesinde yapılan Çinili Hamam, o dönemde Çinili Camii’nin inşaatında çalışan işçilerin yıkanmaları için yaptırılmıştır. Dış cephesi neredeyse hiç bozulmadan bugünlere gelmiş olan Çinili Hamam, kendisine ismini veren çinilerin çalınması nedeniyle ne yazık ki orijinal iç dekorasyonunu sergilemeyi sürdürememiştir. Yine de sonradan yapılmış olan restorasyonlarda çalınan çinilerin renk tonlarına uygun tonlarda süslemeler yapılmış ve orijinal esere uygunluk sağlanmıştır.

Çinili Hamam, geniş, ferah, buram buram tarih kokan bir yapıya sahiptir. Isıtma sistemi tamamen doğaldır ve tasarımı nedeni ile ısı, her yere eşit olarak yayılır. Hem kadınlara hem de erkeklere hizmet veren hamam, günümüzde hala hem yerli hem yabancı turist ağırlamaktadır.