Kalbim İzmir'de Kaldı

Tüm Egeli motorcu dostlarıma, “gurbetteki” İzmirlilere...

Ben motoru İzmir’de bildim, Ege’de sevdim. Yıllar geçti terk-i diyar üstünden ama kalbim İzmir’de kaldı.

İzmirliyim ben, benim için faytonlarla yan yana keyif yarıştırmaktır motorculuk. Sabah erken gevrek çıtırtısına doğru viraj çalışmaktır. Taze demli çayını içtiğin vapur sefasında ilk gözağrın motorunu tepeden izleyerek körfezi için kıpır kıpır kat etmektir.

Yeni bir sevgiliyi tanıştırmaya götürür gibi, çocukluğunu misket oynarak geçirdiğin Hatay yokuşlarına götürmektir ilk motorunu. Yeni bir sevgiliyle her şeyi sanki ilk sefermiş gibi yaşarsın ya hani? Kordon’da bira, Churchill’de tavla, teleferikte akşam sefasını sanki ilk sefer gibi yaşamaktır.

Kalbim İzmir’de kaldı. Göztepe’de doğan, Karşıyaka’da batan güneşte, kokusunu bile özlediğim o şehirde.

İzmir’de motorculuk bir hafta sonu yalnız kalmak için gazı açarak Çeşme’ye gitmektir. Sağında yeldeğirmenlerinin selamlamasına otobanda slalomla karşılık vermek. Ciğerlerine iyotlu deniz havası doldurmaktır, akşamüstü balık kokusu, Aya Yorgi’de gece denize girmektir. Ege’de motorculuk Göztepe sahil yolunda vizörünü açmak için duyduğun o dayanılmaz istektir.

Efes’te Büyük İskender’in izini sürmektir Ege’de motorculuğun tadı. Hayatı, aroması çıksın diye, demlemek üzere verdiğin molalardır. Sipil Tepeleri’nde İzmir manzaralı kahvaltılar için yapılmış benzinlik kafesidir. Şirince’de şarap içerek güneşi batırmak, Kalamaki’de çakıl taşı toplamaktır. Ege’de motorculuk Foça’ya yokuş aşağı girerken sola çekip manzaranın tadını çıkarmak için duyduğun o dayanılmaz istektir.

Kalbim İzmir’de kaldı. Mavide, yeşilde, herhangi bir İzmir koyunun hemen girişinde.

İzmirli kız güzel diye bilinir, doğrudur. Nedeni pek bilinmez ama ben söyleyeyim: Aşk. Güzel olmasına güzeldir İzmir’in kızı ama motorun önüne arkasına bir başka yakışmasının nedeni bu değildir. Her aşkı olduğu gibi, senin motorunla yaşadığın aşkı da anlayıp özümseyebilme yeteneğidir onun esas güzelliği. Çünkü aşkı bilen bir şehrin çocuğudur. Hatta bizzat kendisi de giyinip kuşanıp kendi motorunun aşkını tadabilmekteki yürekliliği de bundandır.

Alsancak’ta nergis kokusuyla sarhoş bir meydanda, motorunun üzerinde yorgun bir sigara molasındayken, seni tanımamasına rağmen birden arkana binip beline sarılan “haydi gidelim!” diye omzuna vuran bir çılgındır İzmirli kız. Heyecanı duymak ve duyurmaktır onun sırrı. Hayatın faniliğini içgüdüleriyle hisseder İzmir’in kızı.

Ege’de motor sürmek belki çok keyiflidir ama İzmirli kızlarla motor sürmektir esas güzel olan.

Kalbim İzmir’de kaldı. Gül yüzünde, özgür yüreğinde, İzmirli kızın beyaz ellerinde.

Bazen biraz yarım koruma, motora aklından çok yüreğiyle binmektir İzmir’de motorcu olmak. Çünkü İzmir’de yaşamak sefanın muhabbet tellallığıdır. Tüm hayat gailesine rağmen yaşanan her anın tadını bilmektir. Çünkü yoksulluğun orta yerinde, Eşrefpaşa’da sabahın köründe, otobüs durağında uzaklara bakarken kendi kendine gülümseyebilen bir adamdır İzmirli.

Dünya nimetlerinde eşitliktir Ege’nin ruhu ve yanına oturanı sınıflandırmamaktır yıllardır İzmirli olmanın raconu. Patronla işçi aynı sofraya oturur, her sınıftan motorcu yan yana sürer. Akşam küçük deniz balıkçılarında açılmış bir büyük rakı ise hiç sınıf ayrımcılığı yapmaz.

Kalbim İzmir’de kaldı. Bir kadeh rakı, bir satır sohbette, dost sofrasındaki karafakide.

Gâvur İzmir diye çemkiren bir ilkelliği sineye çekip yine de bağrına basabilmekse eğer İzmirli olmak, İzmir’de motorcu olmak da işte bunun bir halidir. Tüm şamatacılığına rağmen olgunluktur, tertemiz insanlıktır, medeniyettir ve artık unutulmaya başlanmış tevazudur biraz da. İzmir’de motorculuk Dalyan Balıkçısı’nda valeye anahtar fırlatmak değil, Karaburun’da verdiğin molada yaşlı bir balıkçının gariban sofrasına davet edilmektir.

Tespihli, kirli sakallı, racon bilmez, kuduz bir saldırganlıktan değil yüreğinin derinliklerinden gelen bir delikanlılıkla ilk kurşunu sıkmaksa Egeli olmak, İzmir’de motorcu olmak da işte bunun bir halidir. Barışçı, efendi ve medeni olmaktır ama yeri geldiğinde gözü karalık, yüreklilik, tarihe adını yazdırmış efeliktir. Ege’de motorculuk bir motor grubunda çıkar uğruna alçalmak değil, yeri geldiğinde efendiliği bozmadan pılını pırtısını toplayıp çekip gitmektir.

Kalbim İzmir’de kaldı. Dostumun gözünde gördüğüm bir damla yaşta.

Kalbim sende kaldı İzmir, sana bir gün dönme hayallerinde... Sana bir gün döneceğim. Başka şehirlerin ışıklarını söndürüp senin ıssız koylarının karanlığına dalacağım. Başka şehirlerin gürültüsünü susturup senin sessiz şarkını dinlemeye devam edeceğim. Başka şehirlerin renklerini silip hayatı senin renklerine boyayacağım. Bu şehrin defterini dürüp seni görmeye geleceğim. Köpek gibi özledim seni, bekle İzmir sana bir gün döneceğim.

Bugün burada yaşıyorum ama kalbim hep sende kaldı. Ne diyor şarkı:

“Bir elimde defne, bir elimde sevdan, kalbim Ege’de kaldı.”