Kaş'ta Yapmanız Gereken 10 Şey

Akdeniz’in incilerinden olan Kaş, popülaritesine rağmen çok bozulmamış, doğallığını koruyan ender yerlerden. Tercih edilme nedenlerinden biri de bu doğallığı. UNESCO Dünya Mirasları Adayları listesinde bulunan dört yerin ve Dünya Mirasları listesinde bir yerin de bu bölgede bulunduğunu unutmamak gerek. Ekstrem sporseverler, huzurlu bir yerlere kaçmak isteyenler veya tarihi yer meraklıları için mükemmel olan Kaş’ta yapılması gereken 10 şeyi sizler için derledik.

1. Tekne turlarına katılıp koyları keşfedin.

Kaş’ın doğal güzelliklerini saymakla bitiremesek de, başlıca görülmesi gerekenleri yazabiliriz. Bunlardan çoğuna karadan ulaşım mümkün olmasa da, tekne turlarıyla rahatça gidebilirsiniz. Kaş’ta, tekne turu dendiğinde çok fazla alternatifiniz olduğunu söylemek gerekir. Farklı rotalar için farklı günlerde kendinize uygun bir tur bulacağınızdan hiç şüpheniz olmasın. Görmeniz gereken yerlerden bahsedecek olursak bunlardan en önemlisi Kekova. Tarihi batık şehrin bulunduğu Kekova Adası, adeta yeryüzünde bir cennet. 1990 yılından itibaren Çevre ve Orman Bakanlığınca sit alanı ilan edilmiş ve batık şehrin olduğu yerlerde yüzmek yasaklanmış olsa da, şu an bazı yakın yerlerinde yüzmeye ve dalışa izin var. Tekne turları ile Yağlıca Koyu, Akvaryum Koyu, Fırnaz Koyu, Maradi Adası, Sarıbelen Adası ve Berni Adası gibi yerlere gidebilirsiniz. Özellikle derinliğinden dolayı benzetildiği için, adını burdan alan ve Kekova Adası’nda bulunan Akvaryum Koyu, mavinin en güzel tonlarını görebileceğiniz bir yer.

2. Kaş’ın güzel kokulu sokaklarını turlayın.

Kaş, yasemin ağaçları ve begonvillerle kaplı sokaklarıyla sizi bir masalın içindeymiş gibi hissettirecek. Kendinizi sokaklara attığınızda, güzel kokular, minik hediyelik eşya dükkanları, tatlı kafeler ve şirin restoranlarla karşılaşacaksınız. Ufak bir gezintinin ardından şirin kafelerden birine oturup yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Gidebileceğiniz yerlerden bazıları: Çınaraltı Kafe, Dedikodu Kafe ve müthiş manzarasıyla Deja Vu Kafe.
 
3. Antik kent yolculuğuna çıkın.

Xanthos Antik Kenti: 1988’de Unesco Dünya Kültür Mirası korumasına alınmıştır. Likya Uygarlığı’nın en eski yerleşim yeri olan antik kentin geçmişi MÖ 7. yüzyıla dayanıyor. Likya Xanthos kenti, tarihi acılarla dolu kent olarak biliniyor. Savaşçı bir toplum olan Xanthoslular, bağımsızlık uğruna ölümü seçmişler. Pers ordusuna karşı küçük ordularıyla savaşmış ve yenik düşmüşlerdir. Ne olursa olsun esir olmamak için kadınları, çocukları ve hazineleri de kaleye kapatıp yakıp kendileri de Eşen Çayı’na atlayarak intihar ederler. Kalıntılar arasında kaya mezarları, lahit mezarları ve Likya kültürüne özgü dikme mezar anıtları vardır. Birçok kez onarılmış tiyatro ve Erken Hristiyanlık Dönemi’nde yapılmış kiliseyi ve Harpy Anıtını da görebilirsiniz.. Likya inancına göre bu dünyadaki mallar öteki tarafa da götürebilindiğinden mezarların alt kısmı hazine odası şeklinde tasarlanmış. Kaş’ın en büyük antik kenti olma özelliği taşıyan Xanthos Antik Kenti, Kaş karayoluna 70 km uzaklığında ve mutlaka görmeniz gereken yerlerden.

Antiphellos Antik Kenti: MÖ IV. Yüzyılda, Antiphellos çok küçük bir yerleşim yeri olup biraz yukarısında bulunan Phellos'un limanıydı. Ancak Helenistik döneme girilirken Phellos gerilemiş, Antipellos ise gelişerek daha ön plana çıkmıştır. Şehir bölge ormanlarından elde edilen sedir ağacı ticareti ve süngercilik sayesinde gelişerek Phellos'un limanı durumundan çıkmış ve zengin bir şehir durumuna gelmiştir. Antik kentten günümüze ulaşan eserlerin başında şehrin kuzeyinde kayalara oyulmuş mezarlar ve Likya lahitleri gelir. Lahitlerin en görkemlisi, Uzunçarşı’da bulunan ve halk arasında Kral Mezarı olarak adlandırılan Likya Yazıtlı Anıt Mezar'dır. Şehrin batı kısmında kalan Çukurbağ Yarımadası'na giden yolun sağında Antiphellos'un 4 bin kişilik seyirci kapasitesine sahip olan ve denize bakan tiyatrosu oldukça sağlamdır. 26 basamaktan oluşan tiyatronun sahnesi yoktur ve yapının en önemli özelliği Anadolu'daki denize cepheli tek tiyatro oluşudur. Antiphellos Antik Kenti’ne Kaş Merkez’den yürüyerek ulaşabilmek mümkün.

4. Uzun Çarşı’yı ziyaret edin.

Adım atar atmaz Begonvilleri göreceğiniz bu Çarşı, Kaş’ın en meşhur yerlerinden biridir. Pek çok kartpostala çıkan bu huzurlu yeri özel yapan nedenlerden biri mimarisidir. Selçuklu mimarisinin örneklerini burada görmek mümkündür. Sokağın yukarı kısmında bir lahit bulunur. MÖ IV. yüzyıldan kalma bu lahit mezarın üstündeki yazılar hala belirgindir. Uzun Çarşı, akşam yemeğinden sonra dolaşmaya çıkanların ilk adresi olup, keyifli bir gezinti yeridir.
 
5. Saklıkent Kanyonu’nu keşfe çıkın.

Türkiye’nin en uzun kanyonu olarak bilinen Saklıkent Kanyonu, milli park ilan edildiği 1996 yılından beri koruma altında olup yılda 300 bine yakın turisti ağırlamaktadır. Keşif hikâyesi ise oldukça ilginç. Rivayete göre bir çobanın kaçırdığı keçinin Kanyon bölgesine kaçmasının ardından tanınmış ve ilgili kurumların harekete geçmesiyle kayıtlara geçmiş. Kaş’a 63 km mesafedeki kanyona bir saatlik yolculuk ile ulaşılabiliyorsunuz. Kanyonun başlangıcından çıkan buz gibi su vadi boyunca yüksek bir debi ile akıp ırmağa dönüşüp birkaç kilometre sonunda Akdeniz ile buluşuyor. Biraz macera arıyorum derseniz burada çeşitli sporlar da yapabilirsiniz. Bey Dağları’ndan akan kaynak sularının üzerinde yapılan ve yaklaşık 1,5 saat süren kanyon yürüyüşü keyifli bir spor aktivitesi olacaktır.

6. Kaş mutfağını deneyimleyin.

Kaş denince akla ilk gelen şeylerden biri de Akdeniz mutfağıdır. Zeytinyağı ve zeytinyağlı yemekler Kaş mutfağının en bilindik tatlarını oluştururken, deniz ürünlerinden mercan, ıstakoz, orfoz, kefal, palamut ve lagos balıkları da Kaş sofralarında en çok tüketilen yiyeceklerdendir. Baharatlardan ise ada çayı ve dağ kekiği olduça sık kullanılır. Geldik fakat nereye gideceğimizi bilmiyoruz derseniz, size birkaç önerimiz olacak.

Kaş’ın tek Cunda mutfağına sahip meyhanesi olan Nereid, neredeyse bütün ürünlerini Ayvalık’tan getiren ve en iyi meze ve deniz mahsüllerini yiyebileceğiniz yerlerden. Bir anne-kızın işlettiği, sıcak bir evi andıran Bi Lokma’da ise uygun fiyatta birçok lezzet tadabilirsiniz. Ev mantısı ve anne böreğini denemenizi tavsiye ediyoruz. Kaş’ın en güzel manzaralı restoranlarından biri olan Ratatouille’da organik ve tatlı şarapları bulabileceğiniz gibi enfes bir tatlı olan brownie’den de yiyebilirsiniz. 25 kişilik kapasiteye sahip bu romantik yerin etleri ve sebzeleri de tam olması gerektiği gibi. 1955 yılında kurulan Nur Pastaneleri’nde ise birbirinden harika dondurmaların yanı sıra hafif dibi tutmuş sütten yapılan yanık dondurmayı denemenizi tavsiye ediyoruz.
 
7. Macera dolu anlar için ekstrem sporları deneyin.

Ekstrem spor tutkunları için adeta bir cennet olan Kaş’ta yapabileceğiniz sporlardan birkaçı yamaç paraşütü, bungee jumping, rafting, kano ve kanyon gezisi. Saklıkent’in soğuk sularından geçip dar kanyonunda yürümek size huzur ve adrenalini bir arada yaşatacaktır. “Ben adrenalini doruklarda yaşarım” diyenler için ise bu güzel manzaralar eşliğinde yamaç paraşütü ve bungee jumping ideal bir seçim olacaktır.

8. Dalış yapın.

Kaş denince akla ilk gelen şeylerden biri de dalıştır. Dünyadaki en iyi 50 dalış yerinden birisi olarak gösterilen Kaş, tam 21 tane dalış noktasına sahiptir. Herbiri birbirinden güzel olan bu dalış noktalarından en fotojenik ve en meşhur olanı Kanyon. İki 17 metrelik duvarın düşüp yan bir “V” yapmasıyla oluşan Kanyon’un içinde kırmızı karidesler ve mercanlarla kaplı dar bir mağara var. Düşük bir ihtimal de olsa burada akdeniz foku da görebilirsiniz. Deniz canlılarını daha sık görebileceğiniz Oasis ve deneyimli dalışçılar için bir hangar niteliğinde olan Büyük Mağara da görmeniz gereken yerlerden. Çoğu dalış yerinde deniz canlılarından ziyade batıkları göreceksiniz.

9. Masmavi plajlarda keyif yapın.

Ülkemizin “en güzel 15 plajı” içerisinde yer alan Patara Plajı ilk ve en’leriyle ünlü. Türkiye’nin en uzun plajı olması yanında, dünyanın ilk demokratik meclis binası ve dünyada bulunmuş en eski deniz fenerine sahip olma özelliği taşıyor. Burası aynı zamanda Noel Baba olarak bildiğimiz St. Nicholas'ın doğum yeri ve nesli tükenmekte olan Caretta Caretta’ların üreme yeri. Bir diğer ilginç bilgi ise, Yeşilçam filmlerinde gördüğümüz çöl sahneleri burada çekilmiş olması! İncecik kumlara, soğuk, dalgalı ve sığ bir denize sahip; masallardan çıkma bir yer burası. Kaş’tan 40 dakikalık bir karayolu yolculuğu ile ulaşabileceğiniz gibi bu plajın bir bölümünde at binebilirsiniz. Plajın yakınlarındaki Patara Antik Kenti’ni de unutmamak gerek.

Bir diğer meşhur plaj ise Kaputaş Plajı. Turkuaz renkli suyuyla ünlü bu plajdayken, kendinizi kartpostalların içinde gibi hissedeceksiniz. Kaş-Kalkan arasında olan Kaputaş’ın yolu biraz zorlu ve virajlı olsa da buraya vardığınızda buna değeceğini göreceksiniz. Suyu pek de sıcak olmayan Kaputaş’ın dalgaları çok meşhurdur. Bazen dalganın köpürmesinden suyun dibini bile göremeyebilirsiniz. Denizin biraz taşlı olduğunu söylemekte de fayda var.
Küçük Çakıl Plajı, Kaş merkezde yer alan bir yer. Diğer plajların aksine dalgasız ve denize iskeleyle giriliyor. Küçük Çakıl’dan 20 dakikalık yürüyüş mesafesinde olan Büyük Çakıl Plajı ise benzer özellikte olup bembeyaz çakılları barındırıyor. İki plaj da kaynak sularıyla beslendikleri için oldukça soğuk.
Soğuk su sevmeyenler için en güzel alternatif İnceboğaz olacaktır. Meis Adası’na bakan bu plaj, manzarası ve sıcak suyuyla size kendini sevdirecek, eminiz.
3. Derece Doğal SİT Alanı olan Limanağzı ise yürüyüş parkurları ve durgun deniziyle ünlüdür.

10. Demre’de kültürel bir gezintiye çıkın.

Antalya’nın şirin ilçesi olan Demre, Kaş’a yaklaşık 40 km uzaklıkta olan masalsı bir yer. Myra adını kendi doğasında yetişen mür bitkisinden almıştır. Buraya gelip görmeniz gereken önemli yerler arasından ilki Myra Antik Kenti. Likya döneminden kalma kaya mezarları ve Likya yazılı kitabeler görülmeye değer. Kent merkezinde yer alan Noel Baba Kilisesi de buraya gelip görebileceğiniz ilginç yerlerden biri. Dünyada Noel Baba olarak da tanınan Aziz Nikolas’ın çocukluğundan beri gerçekleştirdiği mucizeleri kilisenin duvarlarındaki Bizans resimlerinde görebiliyorsunuz. Meydana gelen sel ve depremlerin etkisiyle şehrin zemini yükselirken bu kilise beş metre aşağıda kalmış.
Demre Kuş Cenneti ise sizi büyüleyebilecek yerlerden biri. 100 hektarlık bir alana kurulup birçok kuş türüne ev sahipliği yapan yer turistlerin de gözde yerlerinden biridir.