Milano – Venedik – Floransa – Roma- Napoli
Batı kültürünün doğduğu, birçok Unesco Dünya Mirası’na ev sahipliği yapan, sanat eserleri ve anıtlarla çevrili, dünyaca ünlü bir mutfağa sahip, birbirinden güzel dağlara, kıyılara ve göllere sahip, “Güzel Ülke” unvanını taşıyan İtalya’da Interrail yapmak çoğu kişinin hayali olmalı. Sadece İtalya’da Interrail rotanızı çizerek, Venedik’in büyüleyici kanallarında gondolla gezebilir, modanın kalbi Milano’da alışveriş yapabilir, Roma’nın muhteşem anıtları ve müzelerinde gezebilir, sanatın şehri Floransa’da vakit geçirebilir ve her adımında tarih yatan Napoli’ye seyahat edebilirsiniz.
Milano
İtalya’nın en zarif ve en popüler destinasyonu olmasının yanı sıra Avrupa'nın en iyi alışveriş merkezlerinden biri olan Milano, ünlü tasarımcıların mağazalarını görme fırsatı sunuyor. Quadrilatero d’Oro Caddesi ise en doğru nokta bu konuda. Santa Maria della Grazie Kilisesi’nde Leonardo da Vinci’nin ünlü “Son Akşam Yemeği” resmini görebilir, dünyaca ünlü La Scala tiyatrosunda unutulmaz bir akşam yaşayabilir, görkemli Gotik yapı Milano Katedrali’ni ziyaret edebilir ve mimarisiyle, barındırdığı markalarla büyüleyici bir havaya sahip olan alışveriş merkezi Galleria Vittorio Emanuele’e uğrayabilirsiniz.
Venedik
Milano’dan 2 saat 35 dakika süren tren yolculuğu sonunda kanalları ile ünlü Venedik sizi bekliyor olacak. Venedik’te yapılması gerekenlerin en başında kanallarında gondolla gezmek geliyor. Bunun yanı sıra Napolyon’un ‘Avrupa’nın resim odası’ olarak nitelendirdiği ve dünyanın en güzel meydanlarından biri olarak kabul edilmiş olan San Marco Meydanı var. Campanile Kulesi ve Dükler Sarayı da bu meydanda yer alıyor. San Marco Meydanı’nda Altınların Kilisesi olarak bilinen San Marco Bazilikası da bulunuyor. Burada Aziz Mark’ın Çan Kulesi’ne çıkabilir ve şehrin bir kanalı dışında her bölgesini izleyebilirsiniz. Rialto Köprüsü’nden Büyük Kanalı seyretmeyi ve adı ile dikkat çeken Ahlar Köprüsü’nün altından gün batımına tanık olmayı da ihmal etmeyin.
Floransa
Avrupa’nın resim odası Venedik’ten, Rönesans şehri Floransa’ya iki saat beş dakika süren bir yolculuk ile varabilirsiniz. Michelangelo imzalı, gezegendeki en tanınmış heykel olan Davut’un bulunduğu Rönesans şehrini mutlaka görmek gerekiyor. Santa Maria del Fiore diğer adıyla anılan Floransa Katedrali şehrin merkezi konumunda. Muhteşem kubbesi ile şehrin simgesi olan bu katedral oldukça ihtişamlı ve devasa boyutlarda. Her köşesinde sanatın bulunduğu bu şehirde, Akademi Galerisi’ni, geçmişten bu güne birçok kuyumcunun yer aldığı ünlü Vecchio Köprüsü’nü ve Uffizi Galerisi’ni gezebilirsiniz.
Roma
Floransa’dan yola çıkıp yaklaşık bir buçuk saatlik kısa yolculuğunuzun ardından İtalya’nın gözdesi Roma’ya varacaksınız. Burada Roma İmparatorluğu’nun en büyük ve dünyaca ünlü yapısı Kolezyum’u da gezebilir, Aşk Çeşmesi’ne giderek para atabilir ve alışveriş sokaklarını gezerek son durak olan İspanyol Merdivenleri’ni ziyaret edebilirsiniz. Dahası ihtişamlı Pantheon’a uğrayabilir, tarihi Roma Forumu’nu görebilirsiniz. Roma’nın içinde ayrı bir şehir statüsüne sahip, Papa’nın evi Vatikan’a gidebilirsiniz. Burada St. Peter Bazilikası’na ve dünyaca ünlü sanatçıların önemli eserlerine ev sahipliği yapan Vatikan Müzesi’ne mutlaka uğramalısınız.
Napoli
Roma’dan hareketle bir saat on dakika süren bir tren yolculuğu ile rotanın son destinasyonu Napoli’ye varıyorsunuz. İtalya'nın üçüncü büyük şehri olan Napoli dünyanın en iyi opera ve tiyatro salonlarına ev sahipliği yapıyor. İtalya'nın üç aktif volkanından biri olan Vezüv Dağı'nın muhteşem manzarasını Napoli Körfezi'nden izleyebilir, tekneler ile adaları ziyaret edebilirsiniz. Napoli’nin en yüksek noktasında olan Sant’Elmo Kalesi’nde şehri izleyebilir, tarihi kent Pompei’ye uğrayabilirsiniz. 1281 yılında Angevinler tarafından yaptırılmış olan Napoli’nin gözdesi Castel Nouva’nın içinde bulunan çok sayıda tablo ve heykeli mutlaka görmelisiniz.
